resim
Şenol Güneş
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:72
Uyruk:Türkiye
  • 1851
    (bkz: 13 ekim 2017 gençlerbirliği beşiktaş maçı)'nda önemli bir şey dikkatimi çekti: feylezof kişisi maçın başından sonuna kadar böyle bir bitkin, bıkmış, küskün, bezmiş bir ruh halindeydi. en ufak bir heyecan belirtisi yoktu. caner-talisca kavgasından sonra her ne kadar üstünü başarılı bir şekilde kapatsalarda, ibne basın bu olayın üstüne hiç gitmese de beşiktaş takımı komple çökmüş. feylezof kişisinde de bu maç özelinde değil genel bir bitkinlik vardı. bunlar çok hoş hareketler :)

    bunlar özel değil geneeel geneeeel!
  • 1852
    basin toplantisini merakla bekledigim kisi

    - ilk golu ofsayttan yedik 1.25
    - milli ara bitimi ilk biz oynadik. cocuklar yorgun. neden cuma oynadik? uefa da hatali. milli ara donusu sl yanlis. 1.50
    - sentetik cimde top oynanmamasi lazim. 1.70
    - mesut bakkal, genclerbirligi, ankara, rahmetli ilhan cavcav 2.00
    - zamaninda sampiyonlugumu caldilar 2.30
    - bugun hem ayin 13'u hem cuma. 13. cuma olmasa da 13 ve cuma yan yana. bu neyin komplosu? 3.40

    ozetle; siradaki aglama ankara ayazinda el ele gezen sevgililer icin geliyor.

    (bkz: 13 ekim 2017 genclerbirligi besiktas maci)
  • 1854
    https://twitter.com/...s/918915952829444106
    (bkz: 13 ekim 2017 gençlerbirliği beşiktaş maçı/#2260828)
    maç esnasında dikkatimi çekmişti, çok umutsuzdu.
    bu kadar umutsuz hissettiren skor değil de pas hataları ve top kayıpları idi.
    kafalar çok dağınıktı.
    beşiktaş'ın bu sezon en fazla top kaybettiği iki maç, son iki maçları olmuş;
    1 ekim 2017 beşiktaş trabzonspor maçı (174) ve 13 ekim 2017 gençlerbirliği beşiktaş maçı (160) olmuş.
    maç sonu ağlak hoca "aklımız, fikrimiz, gücümüz yetmedi" deyivermiş.
  • 1856
    kibir hastalığından muzdarip kişi. daha önce de söylemiştim; kibiri, kariyerinin sonunu getirecek.
    biz galatasaraylılar iyi biliriz o hastalığı ama beşiktaşlılar bunu görmediler, gözlerini kör etti galatasaray ve fenerbahçe’nin olmadığı yerde çelebiliğe yükselmesi.
    hem galatasaray hem de fenerbahçe’nin aynı dönemde düşmesi demek, abdullah avcı gibi bir vasatın bile kariyer kasması demektir.
    kabul; iyi hocaydı ama sınıf atlayamadı. genetiği müsait değil bir kere.
    ve şenol güneş, kendisini şenol güneş yapan bütün değerleri öyle bir itti ki elinin tersiyle; biz, kendisindeki sinsiliği, çakmalığı önceden gören bizler dışında, ki çok küçük bir azınlığız; bizim dışımızda herkesi şaşırttı ve nefret topladı.
    yıkılmasını görmek çok keyifli. hele “öldü” denilen bize ezilmesi!
    kral geri döndü şenol.
    23 nisan sona erdi; in artık o koltuktan yavrucum.
    ağlama.
    gel sami yen’e de güzel futbol seyret biraz.
    devrin sona erdi ;)

    düzenleme: çelebişiğe, çelebiliğe olarak düzeltildi.
    teşekkürler: ricksanchez
  • 1857
    aslında kendisi sınıf atlamıştır fakat bunu çok yanlış yerlere doğru çekmiştir veya kullanmıştır. mesela, futbol özelinde konuşuyorum ben kendisi kadar güç zehirlenmesi yaşayan bir teknik direktör daha görmedim. bursaspor'a pozitif futbol oynatıp herkesin takdirini kazandıktan sonra yolu beşiktaş ile kesişmiş ve trabzon dışında ilk defa büyük imkanlara sahip olup zirve mücadelesi verecek konuma gelmiştir. zira kendisinin ilk lig şampiyonluğu da bu süreçte beşiktaş ile yaşadığı şampiyonluk olmuştur. beşiktaş ile yaşadığı ilk sezonda genellikle temkinli bir tutum takınmıştır zira omurgasını galatasaray futbolcularının oluşturduğu ve sadece rüştü ve alpay eklemeleri yaptığı milli takımla elde ettiği dünya üçüncülüğü haricinde kaydadeğer bir başarısı yoktur o zamanlar.

    beşiktaş ile yaşadığı ilk şampiyonluğu ise kabul edelim hayli zorlu bir süreç olmuştur. yarısını ankara'da, diğer yarısını başakşehir stadında oynadığı maçlarla takdire şayan bir şampiyonluk elde etmiştir. fakat bana göre bu güç zehirlenmesi tam da o zamanlara dayanıyor. sanki dünya üzerinde stadından ayrı kalıp sağda solda oynamaya mecbur kalmış tek takım beşiktaşmış gibi, o zamanların tinerci güzellemelerine maruz kaldığından olsa gerek şenol güneş de bu gereksiz ve bir o kadar da komik aşağılık kompleksine ayak uydurmuştur.

    (bkz: gururlan)
    (bkz: feda)
    (bkz: efendi beşiktaş)

    ikinci sezonu ise bugünlere kadar süregelen tamamen bir başkalaşım serüveninin ilk ayağı olmuştur. ''beşiktaş maç kaybediyorsa kesin bir katakulle vardır!'', ''beşiktaş'ın her zaman hakkı yeniyordur!'', ''beşiktaş diyorsa doğrudur, o kural olmalıdır!'' bahsi geçen ikinci sezonda ilk sezonuna nazaran rahat bir şampiyonluk elde etse bile sağa sola çemkirmekten çekinmemiş ve yeri geldiğinde ağlamıştır bile.

    şimdi ise içinde bulunduğumuz sezonda iyiden iyiye çığrından çıkmış vaziyettedir kendisi. ilk haftada kendi lehlerine verilen uydurma penaltı için ''rakip bence bir sonraki hafta oynayacağı maça konsantre olmalı. iyi hazırlanırlarsa kazanırlar.'' minvalinde konuşan adam, sezonun ilk derbi maçında hakeme ağız dolusu sövdükten sonra bunu ''ben pozisyona sövdüm. kaldı ki arkam dönüktü.'' diye savunmaya başlamış, ilerleyen haftalarda da kendisini mağlup eden rakip teknik direktörün elini sıkmak yerine, soluğu hakemin yanında alıp hırçın tavırlar sergileyen ve adeta ''yenilen pehlivan güreşe doymazmış.'' atasözünü destekleyici hareketler yapan, antipatik bir teknik direktöre dönmüştür.

    evet bence de kendisi buraları artık kaldıramamaya başlamıştır. gerçi başında olduğu takım iyi kaldırdı, kendisi ne yapsın? ve yine evet kendisi ve takımına yavaş yavaş kulvarları olmayan yerlerden, tecrübeli eller* tarafından hak ederek el çektirilecektir. hem kendisi, hem de içinde bulunduğu camia buna hazır olsa iyi olur.

    yarın 8, bir sonraki yarın 11 puan...
  • 1858
    17/18 sezonunun ilk 8 haftası itibarıyla zengin kadrosunu idare edemeyen teknik adam. kadro huzurunu sağlamak için rotasyonu geniş tutmaya çalışıyor, bunu denedikçe de kadro istikrarını kaybediyor ve istediği performansa ulaşamıyor.

    bir diğer sıkıntısı da adriano, gökhan, quaresma, atiba, pepe gibi bazı kilit oyuncularının fazla yaşlı olması. ciddi anlamda tempo ve sakatlık problemi yaşıyorlar. ayrıca marcelo'yu da arıyorlar.

    şu an galatasaray'ın çıtayı 2 yılın acısını çıkarırcasına yükseltmiş olması da önceki sezonlara göre dezavantajları.

    düşüşteler ve bu avantajı puan farkını açarak değerlendirmeliyiz. çünkü bizim kadromuzun da dar olması büyük sorun. neredeyse hiçbir sakatlığa tahammülümüz yok. zor günler için kredimizi arttırmalıyız fırsat bulmuşken.

    şımarmamalıyız. zira geçen sezon 8. hafta itibarıyla beşiktaş'ın ve başakşehir'in topladığı puan 20. ancak kazanırsak geçebiliyoruz. berabere kalırsak ise sadece yakalayabiliyoruz. mağlup olursak da gerisinde kalıyoruz. dolayısıyla iyiyiz ama alçak gönüllü olmalı ve çalışmalıyız. kaybettiğimiz anda bu güne kadar sergilediğimiz performans boşa gider.

    ayrıca rakiplerin olmasa bile hakemlerin nefesi ensemizde...
  • 1862
    17 ekim 2017 monaco beşiktaş maçı öncesi basın toplantısında 1 ekim 2017 beşiktaş trabzonspor maçı için aşağıdaki ifadeyi kullanan trabzonlu beşiktaş hocası,

    --- alıntı ---

    "beşiktaş maçında o golü atsak skor 3-1 olacaktı"
    --- alıntı ---

    hocanın kafa gitmiş, zaten son maçlarda vücut dili de değişti, huzursuz ve gergin. bu akşam da çarpıcı bir mağlubiyet alırlarsa beşiktaş'ta durumlar iyiden iyiye kötüye gider.

    ee hoca meydanı boş bulunca "kartallar yalnız uçar" diyordun, aslan meydana çıktı artık, işin zor.
  • 1863
    17.10.17 monaco bjk maçı öncesi basın toplantısından birkaç kesit izledim. kesinlikle psikolojik olarak çökmüş durumda kendisi. trabzon maçında skoru 3-1 yapabilirdik diyeceğine beşiktaş maçında skoru 3-1 yapabilirdik falan dedi. basın mensuplarının sorularını tam dinleyemedi, anlayamadı, tekrarlattı vs. sürekli dile getirilen ama beşiktaşlı muhabirler tarafından ötelenen fiko-şenor kavgası, takımın 1-2 maç daha tökezlemesiyle alevlenebilir. sıradaki iki maç monaco ve başakşehirle. 4-5 hafta sonra ise galatasaray'ı ağırlayacaklar, o zamana kadar çarşıda işler iyice karışır inşaallah.
  • 1864
    kendisi için yapılan kibirli yakıştırmasına katılmadığım hoca. tüm türkiye hatasını kollamasına rağmen, diksiyonu da iyi olmamasına rağmen iyi idare ediyor bence. her oyuncudan maksimum verim almayı başarıyor. en zor örnek de quaresma dediğim serseriyi 33 yaşında adam etti.
    4-2-3-1'i muazzam uygulatıyor. bursa ve beşiktaş'ta.
    yönetimle beraber, özellikle transfer döneminde fiyat düşürmek ve hedef şaşırtmak için oynadıkları 3 maymum oyunları epey başarılı. işine bakıyor.
    sadece iyi hoca mı yoksa büyük hoca mı onu bu sene hem şl hem de tsl kovalarken göreceğiz.
  • 1868
    trabzon ile çok yaklaşmıştı üst tura, son maçta kaçırdı. geçen sene beşiktaş ile çok yaklaştı yine son maçta kaçırdı. bu kez kırdı o şanssızlığı. sevindim kendisi adına, zira bu seviyeleri hak eden bir hoca. sosyal medyanın ve sözlük ortamının kendisini karalamasına çok aldırış etmiyorum çünkü türkiye'de en çok saygı duyduğum 3-5 türk hoca'dan biri.
  • 1869
    4.yıldız sezonunun ardından boşta olmasına rağmen, göz göre göre hamza hamzaoğlu faciasıyla devam kararı almamız kendisi ve beşiktaş için kırılma noktası olmuştur. oysa o sezonun sonunda hamza ile sözleşme yenilemeyip, bursaspor'dan yeni ayrılan şenol güneş'e gidilseydi geçtiğimiz 2 sezonun sıkıntılarını yaşamazdık. kader, kısmet dedikleri tam olarak bu.
  • 1870
    galatasaray ağlama duvarı olmadığı için bize uzak olması gereken içi boş sinsi filozof. ben başarı gelsin de nerden gelirse gelsin mantığına karşıyım. 3 temmuz sürecinde magdur oldum diye ortalığı yıkan şenol güneş yine 3 temmuzda şike yaptığı kanıtlanan beşiktaş için savaşıyor. çok komik bi adam. mesela hakemler lehine onlarca hata yaparken pozisyonu süzemiyor, ama aleyhine hatada şahin bakışlı oluyor. en tehlikeli insan modeli, sinsi. ne olursa olsun galatasaray karakterine yakışmayan adam.
  • 1871
    takımlarındaki oyuncuları fizik olarak çok fit hale getiren hocadır. ryan babel, bursaspor dönemi fernandao şener ve ozan tufan, bir önceki trabzonspor dönemi selçuk ve burak yılmaz. bu oyuncular ne zaman ki şenol hoca'dan ayrıldılar hepsinde bir düşüş başladı. babel ise şenol hoca ile birlikte fizik olarak belki de liverpool zamanlarına döndü ve 2. baharını yaşıyor. hatta tosic'i bile örnek verebiliriz. adam 30 dan sonra 2. baharını yaşıyor resmen. şahsi fikrim bireysel perfonmansı en fazla yükselten türk teknik direktör kendisidir.
  • 1872
    4-2-3-1 dizilişini bozmaması sebebiyle, maçlarda sanki rakipleri analiz etmiyor da sürekli kendi oyunumuzu oynayacağız mentalitesiyle çıkıyor gibi görünüyor ama gerçek o değil.

    geçen sezon * mesela napoli önde basıyor diye uzun paslar ile etkili olmak için orta sahada gökhan inler'i tercih etmişti. dünkü 17 ekim 2017 monaco beşiktaş maçında ise 648 milyon tl değerindeki oğuzhan'ı değil, tolgay arslan'ı tercih etti.

    bunun sebebi de büyük ihtimalle monaco'nun yakın markaj yapmadığını ve tolgay'ın açık alanda daha etkili olabileceğini düşünmesi. ufak değişiklikler ile rakibe önlem almak ve başarılı olmak saygı duyulması gereken bir şey.

    mesela, aynı durum jupp heynckes zamanı bayern için de geçerliydi. hemen hemen aynı kadro ve dizilişi kullanmalarına rağmen barcelona'ya ve diğer takımlara karşı en doğru oyun ne ise onunla oynamışlardı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın