fenerbahçe denen şeyin tam olarak karşılığıdır.
uzun uzun benzetmeler de yapabilirim, ama gerçekten gerek yok.
ama yine de yapayım.
fakat öncesinde; ilham aldığım videoyu da şöyle iliştireyim:
https://twitter.com/...168146146643968?s=20 başlayayım:
1. rakiplere üstü kapalı tehdit (duvar dibine sıkışmış kedi misali; klasik korku alameti)
2. aniden ve kaynağı belirsiz yüksek perdeli tehdit (büyük köpek gören küçük köpek davranışı gibi; çok havlayarak tehdit oluşturma dürtüsüyle korkuyu güce çevirme arayışı)
3. kendi büyüklüğüne gizemli- belirsiz değer atfetmek üzere karşı tarafta "anlaşılmaz" algısı yaratarak büyüklüğü korkulacak bir noktaya işaret etme... (yavru zürafalarda böyle şeyler var mı diye merak ettim, ama bilemiyorum)
4. aşamayacağı duvarın üzerine işeme (bu, gerçekten bir fenerbahçe taktiğidir; ezeli rakibimiz olduğundan, o duvara tırmanmaya çalışırken, üzerimizdeki çişe sinirlenip duvardan iniyoruz; bu da bir çeşit galatasaray zaafı)
5. sonsuz sevgiyi, uğruna her şeyi yapma dürtüsüne bağlama meşruiyetinin yarattığı anlamsız ve konu-dışı tansiyon... (yegane örnek:
die for you ile
kill for you arasındaki farktır. bir şeyin uğruna öleceğini söylemek bir edebiyattır, tavırdır; ama uğruna öldüreceğini söylemek, kendi varlığının yüceliğini, başkalarının yokluğuna bağlamaktır.)
6. sevimsizlik. (sevimsizlik işte...)
7. işenen duvarlardan, o duvarlarla çevrili evlerden ve mahallelerden oluşan
sitenin sidik kokmasından şikayet etme yüce gönüllülüğü (cümlenin kendisi, komple ironiden oluştu; yeterince açık)
8. sevimsizlik. (vallahi sevimsizlik...)
bir de utanmazlık diye bir dokuzuncu madde vardı, ama yeter gerçekten. insan, galatasaray olmasa, türkiye bu takıma kalacaktı diye düşündükçe, takımına olan sevgisi artıyor...