bülent tulun onu denizlispor'a takasta vermek istediği zaman karşı çıktı, direndi. galatasaray'da kaldı.
2011'deki beşiktaş maçında ilk 11 çıkacağı zaman herkes "bu çocuk takımı yakar, 20 yaşında çocukla derbiye çıkılmaz, bu maçtan sonra %99 kariyeri biter" diye felaket tellallığı yapıyordu. semih çıktı, aslanlar gibi topunu oynadı. o sezon bizi servet'ten, gökhan zan'dan kurtardı.
ertesi sezon şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynayan takımın as oyuncusu oldu. gazetelerde "semih hala ilk profesyonel sözleşmesinde anlaştığı parayla oynuyor, takımın en az maaş alan ismi" diye haberler çıktı, semih ağzını açıp bir kelime etmedi. mancini döneminde maaşına zam yapılana kadar bu konuda bir kelime konuşmadı.
dördüncü yıldızı taktığımız sezonda hatalar yapsa da yine canla başla mücadele etti. kutlamalarda gazetecilerin sorduğu "şampiyonluk olmanızın en büyük sebebi neydi" sorusuna duraksamadan "fernando muslera" diye cevap verdi. ırkçılık, yeniçerilik yapan bir adam olsa uruguaylı kaleciyi övmezdi.
sonra yabancı sınırı kalktı, semih'in performansı sık sık sakatlanması sebebiyle düşerken ligin zorluk derecesi aynı anda yükseldi. semih durmadan hata yapmaya başladı. oklar onu gösterirken bir de cahilce laf etti, "kural koyan ben olsam tek yabancı oyuncuya müsaade ederim" dedi. saçmaladığı için tepki çekti ama o güne kadar bir tane yabancı oyuncuyla kavga etmişliği bile yoktu.
sonra sparta prag'dan teklif geldi, semih bizden aldığı paranın muhtemelen çok daha azına razı oldu. "önemli olan takımımın para kazanması" dedi, efendice ayrıldı.
bu adam ne arda gibi yerli-yabancı kavgası yaptı, ne hakan şükür gibi durmadan basına polemik malzemesi verdi, ne selçuk gibi takım içinde ayak oyunları yaptı. kafasını eğdi, işine baktı. fiziği zayıf olduğu için çalışıp vücut yaptı. kafa toplarında zayıf olduğu için rakibinin omzuna çıkarak kafa topu almayı öğrendi. ama yine de yetersiz kaldı. çünkü 1.82 boyunda, ciddi manada güçsüz bir oyuncuyu stoper yapmaya kalkan
gerizekalı bir altyapıdan çıkmıştı.
benim semih'e hakkım helaldir. her zaman elinden gelenin en iyisini yapan, galatasaray'ı en az senin benim kadar seven bir oyuncuydu. cahil olması da, kötü oynaması da bunu değiştirmez. evet, belki birkaç sene daha kalsa o da sabri gibi sapıtacak, kendini takımın sahibi sanmaya başlayacaktı ama kimseyi yapmadığı şeylerle yargılayamam. semih bizde oynadığı süre boyunca sessizce işini yapan, kimseyle kavgaya girmeyen bir oyuncuydu. kanaatimce yeniçeri olarak itham edilmeyi hak etmiyordu.
yolun açık olsun aslanım. seni yaptığın hatalarla değil galatasaray'ı bizim kadar sevmenle hatırlayacağım.