hala ve hala inatla galatasaray'da yaşanılanları; yerli hoca-yeniçeri düzlemine indirmeye çalışan güdümlü yazarları ortaya çıkarmaktadır.
bu yeniçerilerin başı da selçuk, yersen. kabul etmek istemedikleri nokta iki italyanın da bu takımı oynatamadıkları. prandelli konusunda herkes hem fikir kısmen ancak iş mancini'ye gelince bitmek bilmeyen mancini ve aysal fan boyları suçu bu iki adam dışında herkese yüklüyor.
öyle ki geçen sezon mancini'nin şampiyonluk yarışına bile girememesinden, fenerden 10 puan fark yemesinden takımın masörü bile daha çok suçlu mancini'den.
neymiş efendim selçuk adamına göre oynuyormuş. fatih terim varken de selçuk 2013-14 sezonuna berbat başladı. zaten tüm sezon da vasat gitti.
ne oldu? selçuk, fatih hocadan da mı sıkıldı, değiştirmek istedi, kötü oynamaya mı başladı. galatasaray'da hoca beğenmeyip, değiştirmek için kötü oynayan selçuk, milli takım da harikalar yaratıp fatih terim'i ipten aldı da bizim mi haberimiz yok.
geçen sezon drogba'ya bile laf ettiniz be. hala da bazı futbol cahilleri laf ediyor, yok efendim şımardı, yok efendim her frikiği kullanmak istiyor diye. o zaman da bırak frikikleri selçuk'a bırak diyordunuz.
mancini'ye toz kondurmamak için fırıldak gibi dönüyorsunuz her konuda. drogba şımardı, selçuk karaktersiz, diğerleri yeniçeri... bsg diyorum kısaca size.
kabul etseniz de etmeseniz de o iki italyan da oynatamadılar bu takımı. yeniçerilik, karaktersizlikle kendinizi avutun. bruma da en baba yeniçeri o halde. prandelli zamanı hayalete dönen adam, yeni hocayla beraber otobana çevirdi kanatları.
karaktersizlik, barış özbek, mustafa sarp, servet çetin gibilerinin yaptıklarıdır. biri tapeler de galatasaray'ın kadrosunu şikecilere verir, diğeri galatasaray'a küfreder, öbürü rijkaard'ı alenen satar. zaten hiçbiri barınamadı galatasaray'da değişimle beraber fatih terim hepsine yol verdi. ilk sezonun da sabri'ye de veriyordu da camia bir türlü uzaklaştıramadı bu herifi de.
özetle, selçuk'a karşı nötr bile olsanız hakkında yazılanları okudukça selçuk'çu olası geliyor insanın. eleştiri yapmak farklı bu şekilde adama sürekli söverek çamur atmak farklı. elimizdekinin kıymetini bilmiyoruz, sıçtığımın ülkesinde alper potuk'a 10 milyon euro verilidiği yerde, selçuk'u yollayıp yerine yerli kimi getireceksiniz acaba. fm kafasıyla düşünüyorsunuz da öyle 500.000 euro'ya aldığın adamı 70 milyon euro'ya satamıyorsun canım gerçek hayatta.
ayrıca bir de şu açıdan bakın; sözlükte ki yaş ortalaması kaç, kaç kişi şuanda çalışıyordur bilmiyorum ama çalıştığınız şirketinizde müdürünüzden, direktörünüzden veya koordinatörünüzden memnun değilseniz ve gitmelerini istiyorsanız, işinizi kötü yapmak, hatta hiçbir şey yapmamak veya yapar gibi gözüküp yapmamak şeklindeki aksiyonlara girerseniz emin olun hepsinden önce sizi siktir ederler o şirketten.
hayaller alemiyle gerçek dünya farklı, bazıları selçuk florya'da taht kurmuş padişah falan sanıyor sanırım. işini iyi yaparsa kalır yapamazsa makul şekilde yollar ayrılır. haa o yüksek ücretli kontratı için de selçuk'a değil kulübün başındaki adama bir zahmet sövün tabi adil davranabilirseniz.
(bkz:
ünal aysal)
