4851
ben geniş bir adam olduğum için 6 nisan 2014 galatasaray fenerbahçe maçında yok formasını çıkarmış, yok sahayı terk etmek istemiş, yok kaptanlık pazubandı diye burada maval okuyacak değilim ki bu konuda benden daha hassas arkadaşlar mevzuya yeterince değinmişler fakat görmüş olduk ki kendisi cassio lincoln gibi yıldız bir futbolcu için gereken güçlü karaktere sahip olmayan, parıltılı bir kariyere uzanan dikenli yollar için fazla duygusal ve kırılgan yapıda bir futbolcu. ekürisi burak yılmaz da aynen böyle biri.
yetenekse yetenek, beyefendilik ise beyefendilik fakat sanat ile futbol arasındaki önemli farklardan biri de bazen tepkilerin ve savaşların çok daha direkt yaşanması... üzgünüm selçuk, değil futbol hayat böyle yani. orta sıra takımlarda oynarken elbette rahat bir kariyerin olur, senin çapında bir adamın ölüsü bile fazla geldiği için ıslıklanmazsın falan fakat galatasaray kalibresinde isen taraftar haklı olarak istikrarlı bir üst düzey performans bekler, artık arada olabilen iniş çıkışı geçti bu durum yani felipe melo'ya da oldu aynı şey misal fakat adam kefeni yırttı ve yine çıktı zirveye.
sana yakışmıyor falan diyeceğim fakat sen de buymuşsun demek yani böyle bir karakterin varmış kötü günde iyice görmüş olduk, iyi günde star olmak her zaman kolaydır. adam olmakla adam gibi adam olmak arasındaki farka verilebilecek en güzel örnek sabri sarıoğlu'dur ki daha önce de değinilmiş, işte bu açıdan bir sabri bile olamadın selçuk, çok çok yetenekli bir futbolcu olsan da bu gerçeği değiştirmez.
eleştiriler daha makul düzeydeyken kendine çeki düzen vermezsen işler bu raddeye gelince küsmeye hakkın yok. sakatlık yok bir şey yok yani niye kesecekmişiz seni kadrodan hayırdır psikolojin mi bozuldu? ismin selçuk inan ise ve o kadar para alıyorsan bir zahmet boş zamanlarında toparlayacaksın kendini, sanki her gün maça çıkarıyoruz zorla.... öyle ekstrem bir şey olmadıkça aman kesik yesin dinlensin türü hamleleri samimi bulmuyorum ki mancini de bu görüşte ki ısrarla oynatıyor kendisini.
yazımın içinde ciddi eleştiriler var fakat en nihayetinde olumlu bir yazıdır bu, dediğim gibi öyle kutsal emanet eşiğim pek olmadığı için kendisine kızsam da empati yapabiliyorum. düzelirse ne ala, düzelmezse de orta vadede ayrılır zaten.
yetenekse yetenek, beyefendilik ise beyefendilik fakat sanat ile futbol arasındaki önemli farklardan biri de bazen tepkilerin ve savaşların çok daha direkt yaşanması... üzgünüm selçuk, değil futbol hayat böyle yani. orta sıra takımlarda oynarken elbette rahat bir kariyerin olur, senin çapında bir adamın ölüsü bile fazla geldiği için ıslıklanmazsın falan fakat galatasaray kalibresinde isen taraftar haklı olarak istikrarlı bir üst düzey performans bekler, artık arada olabilen iniş çıkışı geçti bu durum yani felipe melo'ya da oldu aynı şey misal fakat adam kefeni yırttı ve yine çıktı zirveye.
sana yakışmıyor falan diyeceğim fakat sen de buymuşsun demek yani böyle bir karakterin varmış kötü günde iyice görmüş olduk, iyi günde star olmak her zaman kolaydır. adam olmakla adam gibi adam olmak arasındaki farka verilebilecek en güzel örnek sabri sarıoğlu'dur ki daha önce de değinilmiş, işte bu açıdan bir sabri bile olamadın selçuk, çok çok yetenekli bir futbolcu olsan da bu gerçeği değiştirmez.
eleştiriler daha makul düzeydeyken kendine çeki düzen vermezsen işler bu raddeye gelince küsmeye hakkın yok. sakatlık yok bir şey yok yani niye kesecekmişiz seni kadrodan hayırdır psikolojin mi bozuldu? ismin selçuk inan ise ve o kadar para alıyorsan bir zahmet boş zamanlarında toparlayacaksın kendini, sanki her gün maça çıkarıyoruz zorla.... öyle ekstrem bir şey olmadıkça aman kesik yesin dinlensin türü hamleleri samimi bulmuyorum ki mancini de bu görüşte ki ısrarla oynatıyor kendisini.
yazımın içinde ciddi eleştiriler var fakat en nihayetinde olumlu bir yazıdır bu, dediğim gibi öyle kutsal emanet eşiğim pek olmadığı için kendisine kızsam da empati yapabiliyorum. düzelirse ne ala, düzelmezse de orta vadede ayrılır zaten.