4904
6 nisan 2014 galatasaray fenerbahçe maçı'nda sahaya belki de son kez galatasaray kaptanı olarak çıkmış olan futbolcu.
gün oyunca bi' özür bekledim kendisinden. bir şey demesini bekledim. "çok yorgundum, bacağımda ağrı vardı sadece çıkmak istedim" gibi bir açıklama bile yeterliydi onu kalbimde, beynimde yeniden "o" yapabilmek için.
3 yıldır galatasaray'da selçuk. 29 yıldır galatasaraylı. biz bunu biliyoruz. hep galatasaraylı selçuk olarak kalacak gözümde.
selçuk belki farkında değildir ama ben belki biz selçuk'ta galatasaray'ı gördük. o asaleti gördük, sakin gücü gördük, hırsı gördük. çok çok uzun yıllardır kaptanlarımızda göremediğimiz asaleti gördük kendisinde. dedim ya; belki farkında değildir.
selçuk 1.5 yıldır futbol oynamaktan vazgeçti. yani yalnızca fatih hoca'nın gitmesiyle açıklanacak bi şey değil bu. selçuk sebebini bilmediğim bir şekilde futbol oynamaktan vazgeçti. bunu düzeltecek olan yine kendisiydi. elbet kendisi de memnun değildi oynadığı futboldan ve biz de bunu biliyorduk. ve yine kimse selçuk'a en ufak bir protestoda bulunmadı. selçuk'tu o ya. çocuklarımıza anlatacaktık.
selçuk top oynamaktan vazgeçtiği 1.5 yıllık sürenin en iyi futbolunu 6 nisan 2014 günü fenerbahçe karşısında oynadı. sorumluluk aldı, pas alışverişini sağladı, elinden gelenin fazlasını yaptı ve bunu bize hissettirdi. anladığım kadarıyla selçuk'un bugüne kadar her sene 70 maç yapabilmesini sağlayan o mental güç 80. dakikaya kadar dayanabildi. ne tesadüf benim de, taraftarın da bu sene selçuk'a 50 maçta tahammül etmemizi sağlayan mental gücümüz orda bitti. sikerim mental gücünü. sen o formayı derbinin en kritik dakikasında çıkartıyorsan özür dilemediğin sürece bir daha giyemezsin, giyememelisin. sen o kaptanlık pazubandını fenerbahçe maçında 50 bin kişinin önünde yere bırakıyorsan bir daha takamazsın, takamamalısın.
galatasaray forması altında izlediğim en "efendi" insan selçuk, galatasaray forması altında gördüğüm en büyük terbiyesizliğe imza attı. yolu açık olsun.
gün oyunca bi' özür bekledim kendisinden. bir şey demesini bekledim. "çok yorgundum, bacağımda ağrı vardı sadece çıkmak istedim" gibi bir açıklama bile yeterliydi onu kalbimde, beynimde yeniden "o" yapabilmek için.
3 yıldır galatasaray'da selçuk. 29 yıldır galatasaraylı. biz bunu biliyoruz. hep galatasaraylı selçuk olarak kalacak gözümde.
selçuk belki farkında değildir ama ben belki biz selçuk'ta galatasaray'ı gördük. o asaleti gördük, sakin gücü gördük, hırsı gördük. çok çok uzun yıllardır kaptanlarımızda göremediğimiz asaleti gördük kendisinde. dedim ya; belki farkında değildir.
selçuk 1.5 yıldır futbol oynamaktan vazgeçti. yani yalnızca fatih hoca'nın gitmesiyle açıklanacak bi şey değil bu. selçuk sebebini bilmediğim bir şekilde futbol oynamaktan vazgeçti. bunu düzeltecek olan yine kendisiydi. elbet kendisi de memnun değildi oynadığı futboldan ve biz de bunu biliyorduk. ve yine kimse selçuk'a en ufak bir protestoda bulunmadı. selçuk'tu o ya. çocuklarımıza anlatacaktık.
selçuk top oynamaktan vazgeçtiği 1.5 yıllık sürenin en iyi futbolunu 6 nisan 2014 günü fenerbahçe karşısında oynadı. sorumluluk aldı, pas alışverişini sağladı, elinden gelenin fazlasını yaptı ve bunu bize hissettirdi. anladığım kadarıyla selçuk'un bugüne kadar her sene 70 maç yapabilmesini sağlayan o mental güç 80. dakikaya kadar dayanabildi. ne tesadüf benim de, taraftarın da bu sene selçuk'a 50 maçta tahammül etmemizi sağlayan mental gücümüz orda bitti. sikerim mental gücünü. sen o formayı derbinin en kritik dakikasında çıkartıyorsan özür dilemediğin sürece bir daha giyemezsin, giyememelisin. sen o kaptanlık pazubandını fenerbahçe maçında 50 bin kişinin önünde yere bırakıyorsan bir daha takamazsın, takamamalısın.
galatasaray forması altında izlediğim en "efendi" insan selçuk, galatasaray forması altında gördüğüm en büyük terbiyesizliğe imza attı. yolu açık olsun.