• 76
    önümüzdeki 2 transfer döneminde(19-20 kış, 20-21 yaz) mevcut kadromuzdan belhanda, marcao, luyindama, linnes harici para kazanabileceğimiz bir oyuncu olmadığı için(belki diagne’den de 3-4 milyon euro gelir) orta vadede başımıza çok büyük iş açacakmış gibi duran kural.
    takımımızın ilk 11’inin yaş ortalamasını görünce fenalık geçiriyorum. malesef bu transfer döneminde gereken hamleleri yapabildiğimize inanmıyorum. bu kadar fazla kiralık ve 30 yaş üstü oyuncuyla bir noktada tıkanacağız. eğer ozan kabak gibi birkaç mucize yaşamazsak bu sene şampiyon olsak bile tünelin ucunda ışık yok.

    bu seneyi de bir şekilde atlatırız ama 20-21 sezonunun kabusa dönmemesi için mutlaka ocak ayında sözleşmesi 2020 haziranda bitecek işimize yarar oyunculara gerekirse bonservis gibi imza parası dağıtarak ön protokol yapmalıyız. yoksa gerçekten iyiye gitmiyoruz. daha sonrasında para kazanacağımız oyuncular almayıp 2-3 sene sonra emekliye ayrılacak futbolculara kariyer sonu kontratı yapmaya devam edersek önümüzdeki süreçte 11 kurmakta zorlanacağız.
  • 78
    nasıl işlediğini bir türlü anlayamadığım kural.

    benim bildiğim bu kuralın asıl adı pozitif transfer bakiyesi. yani aldığın oyunculara ödediğin para, sattıklarından aldığın parayı geçmeyecek. ama her transfer sezonu ayrı mı değerlendiriliyor, yoksa bir sezon bütün olarak mı ele alınıyor? mesela biz yaz transfer dönemini ekside bitirdik diyelim, ocakta futbolcu satıp eksiği kapatamıyor muyuz?

    ayrıca dün şöyle bir yoruma denk geldim. "biz cagne'ye o parayı vermeseydik o para yanacaktı, o yüzden ona bu kadar para verdik" şeklinde. bu da anlayamadığım noktalardan biri.
  • 79
    gelecek yaz bizi çok zorluyacak kural. şu an için gözüken satabileceğimiz 3-4 oyuncu var. bunlardan en fazla para beklediğimiz stoper ikilisini ise şu aralar çokca eleştiriyoruz. seri kiralık ve yerine biri gerekecek. yuto ve mariano'nun sözleşmesi bitiyor ki sonrasında devam edeceğimizi sanmıyorum. emre mor iyi oynarsa satın almak için gelecek seneye -8 milyon euro ile başlayacağız demektir.

    mevcut ana on birimizdeki çoğu oyuncumuzun yaşları yüksek. bu sene yeterince gençleştirme yapamadık. buna rağmen halen ffp'de eksideyiz.

    altyapıdan süpriz oyuncular çıkartamazsak seneye işimiz çok zor.
  • 81
    daha önce de belirttiğim üzere türk takımlarına uygulanması büyük bir hakkaniyetsizlik doğuran finansal fair play yaptırımı. türkiye gibi hali hazırda büyük avrupa liglerine göre çok ucuz olan bir pazardan futbolcu satışı yapmaya çalışan kulüplerin elini kolunu iyice bağlıyor, kulüplerin pazarlık masasında elini zayıflatıyor.

    türk takımlarına seve seve futbolcu satışı yapmayı öğretmesi çok büyük bir artı olsa da yukarıda yazdığım durum da çok büyük bir eksi. önümüzdeki senelerde etkisi daha açık ortaya çıkacak bu durumun.
  • 83
    taraftarı ve kulüp yönetimlerini permutasyon-kombinasyon, ekonomi ve olasılık uzmanı yaptırtan kurallar bütünü. bizim gibi şuursuzca harcama yapılan ülkelere bence olumlu bir sınırlama. ama kendi içinde abuk subuk çelişkiler içeriyor. bunun meyvesi de diagne transferi bildiğimiz gibi. 10m euro’yu diagne’ye harcamasak neden o para yanacak olsun ki saçmalığa gel yani.
    olması gereken bence şuydu:
    kural veya ceza her neyse yürürlüğe girdiği günden itibaren yapılan tüm transferler izlenmeli ve kar zarar hesabı yıllık olarak açıklanmalıydı. ayrıca geçen yıl kazanılan artı miktarın, bu yıla devredilmesi hakkı olmalıydı. madem ceza veriyorsun denetimini de adam gibi yap yani. o zaman cagne’yi “aman 10 milyonumuz yanmasın” diye ederinin iki misline alıp, hem oyuncuyu hem kendimizi zor durumlara sokmazdık.
  • 84
    bu kural bir finansal dönem için geçerlidir. ozan kabak'tan aktarılan paranın diagne'ye akıtılması bu yüzdendir. diagne'yi satarak 2018 finansal döneminden ozan'dan gelen para 2019 finansal yılında diagne üzerinden sermayeleştirmeye çalışıyoruz. tek sıkıntı yanlış ata oynamamız. diagne ve bütün kulüpler bu durumun farkında olduğu için bizi olabildiğince sömürmeye çalışıyorlar.( diagne'nin kafası basmaz buna menajeri hesaplıyordur.)
    bu 2 sene içerisinde maalesef biraz sıkıntılı dönemler geçireceğiz. özellikle 2 yıl sonra ki sezon baya sıkıntılı olacaktır.
    bu sene sözleşmesi biten oyuncular olan donk'la da nagatomo ile de hatta ve hatta selçuk ve mariano ikilisi ile de sözleşme yenileyeceğimizi düşünüyorum sezon sonu. çünkü şu an ki durumda önümüzde ki sene eksiklerimizi kompanse edebilecek bir bütçemiz bulunmamaktadır. kendinizi şimdiden bu duruma alıştırsanız iyi edersiniz dostlar.
    ha bu arada diğer konu sadece bu sattığın kadar al değil belli bir zararın altında olmamız gerekiyor. bu finansal dönem için de bu -10 milyon euro. settlement agreement'ta en büyük sıkıntı sattığın kadar aldan öte bu problem bana göre.
    bu yüzden giderlerimizi minimalize etmemiz, alt yapı oyuncularını iyi değerlendirmemiz ve en önemlisi şampiyon olmamız ve şampiyonlar ligi gelirlerinden mahrum olmamamız lazım. şampiyon olmama lüksümüz yok. #hedef23
  • 85
    bonservisi elinde olan oyunculara yöneleceğimiz 2 transfer dönemine hazırlıklı olmamız gerektiğini gösteren kural. ayağımızı yorgana göre uzatı güzel teklif gelirse oyuncu satarız, bonservisle alırız. teklif gelmezse kiralık oyuncu ve bonservissiz oyuncu tercihinde bulunuruz. diagnenin hangi transfer dönemde gideceği şu an için muamma olduğundan ne yapılır ben de kestiremiyorum.
  • 86
    bu cezanın uygulandığı kluplerin, elindeki futbolcuları ederinden daha ucuza satmak zorunda bıraktığı uygulamadır.

    bizim diagneyi satmak zorunda olduğumuzu bilmeyen menajer, klüp yok. buna poker oyunu olarak bakarsak masadaki herkes bizim elimizi biliyor. yapacagimiz hiç bir blöf karşı tarafa etki etmiyor. ne fiyat cekersek çekelim, o fiyatın daha aşağısını teklif edecekler.

    bu kuralın arkasından dolanmanın tek yolu var oda bonservissiz oyunculara, diğer kulüplere nazaran daha yüksek imza parası vererek imza attırmak.

    önümüzde bizi bekleyen zor transfer dönemleri olduğu doğrudur. bol bol kiralık oyuncu göreceğiz, lakin en büyük rakibimiz de bu cezaya çarptırılmış durumda.
    bu ceza 4 yıllık ve biz ilk iki senesini şampiyon olarak geçirdik. finansal olarak artıya geçmeye başladık.
    umuyorum ki klup tüzüğüne bununla ilgili bı madde eklenir ve hiçbir yönetim başkanlığı devir aldığından daha fazla borçla yönetimi devretmemeli, şayet bu olursa aradaki farkı cebinden ödemeli.
  • 87
    galatasaraylılara futbolu baştan öğreten kural. 2018 yılına kadar taraftarlarımızın kafasında futbolcu satmak diye bir şey yoktu. galatasaray her sezon elindeki tüm futbolcuları takımda tutmalı ve yeni transferler yapmalıydı.

    geldiğimiz süreçte futbolcu satmadan, futbolcu almanın sürdürülebilir bir şey olmadığını öğrenmeye başladık. eğer 10 milyon euro verip bir futbolcu alacaksan, 10 milyon euro'luk futbolcu satacaksın.

    ''fernando reges kenarda dursun, ozan 3-5 yıl türkiyede kalsın, rodrigues 9. kanat alternatifi olarak takımda tutulsun'' diye bir şey yok artık. luyindama alacaksan ozan'ı satacaksın olay bu kadar basit.

    bu kural içinde kulübünü iyi transferler yaparak büyütmek istiyorsan futbolcu parlatmayı öğreneceksin. 3'e aldığın futbolcuyu 10'luk kıvama getireceksin.

    transfer pazarı böyle bir yer, futbol böyle bir oyun. yıllardır borçlanarak ilerlediğimiz için biz futbolu yanlış biliyorduk. uefa balyozu kafamıza indirdi. şimdi doğrusunu öğreniyoruz.
  • 89
    özellikle seneye yazin bizi cok zorlayacak olan kural. bunun ustunden gelmek icin diagne;yi satip onumuzdeki yil ihtiyacimiz olacak 2 bek transferinin yapilip, baska takima kiralanmasi lazim (yabanci kurali malum). yuto-mariano ikilisinin posasi cikti, 2 sene sampiyonlukta cok etkili oldular ama ayriliklar da sevdaha dahildir. ocakta sözlesmelerinin bitmesine 6 ay kala iclerinden biri bile ayrilsa yanimiza kar kalir. boylece icinde bulundugumuz sezon icinde ffp kurali icin gelir-gider dengesini koruyarak eksikleri giderebiliriz.

    bu dedigim olmazsa seneye belhanda-feghouli-marcao-luyindama;dan birinin satisi zorunlu olur. ramazan civelek ve suleyman lus'un gozu kapali onbire yazilacak seviyeye gelmesi dilegiyle.
  • 90
    kural hakkında konuşan çoğu kimsenin kuralın bütün detaylarını (ben dahil) bildiğini sanmıyorum. öte yandan herkes bu kuralı kendine göre yorumlayarak kulüp içi siyasette kullanıyor. mesela “diagne’ye 10 milyon euro verneseydik o parayı bu döneme aktaramayacaktık” söylemi. ama kimse de “o zaman neden luyindama’yı zorunlu opsiyon ile kiraladık da doğrudan satın almadık” diye sormuyor mesela, biraz daha düşük maliyetli bir santrfor ile birlikte en azından bu transfer sezonuna negatiften başlamazdık. kuralın şu anki uygulaması kulüpleri finansal yoldsn bir miktar korusa da, esas koruduğu menajerler. imza paraları ve yüksek maaşlar havalarda uçuşuyor.
  • 91
    önümüzdeki sezonda da devam edecek olandır.

    transfer konusunda düzgün çalışan ve adam gibi planlama yapan bir yapıya sahip olsak; daha ocak 2020'nin 1. gününde, haziran 2020'de sözleşmesi bitecek iki adamla falan sözleşme yapardık. sattığın kadar al olayından dolayı bizim için çok önemli bedelsiz oyuncular. yaşlı olup olmaması da sadece kendisine bağlı değil. yani örneğin sen banega'yı istiyorsan, gider imzalarsın 1 ocak'ta, adam da gelir temmuz'da bedava takıma katılır. yaşı 32 oluyor önümüzdeki haziran'da. yapacağın diğer transferlerde de scouting önerisi ile gençlere yönelirsin, aşırı maliyeti olmayan hamleler yaparsın. elbette riski vardır ancak bu tarz planlamaya kimse hayır demez.

    banega'yı rastgele söyledim, ismi geçtiği için. önümüzdeki sezon boşa çıkacak 50 tane adam var yoksa.
  • 92
    dilimizde tüy bitti şurada, bu çark ancak bularak, geliştirerek, satarak döner diye. şu sıralar belki eleştirilse de bu yaz marcao’ya 12 milyon euro teklifin geldiğini hepimiz biliyoruz. 6 ay önce 4 milyon euro’ya buldun, oynattın, geliştirdin, teklifi kabul edip 12 milyon euro’ya satsan adamdan 6 ayda 8 milyon euro kar edip 12 milyon euro artıyı da oraya yazardın. o sıcak paradan sonra her türlü çevirirsin işi.

    şimdiyse falcao da katılırsa 11’nin yaş ortalaması 30. seneye bu kadrodan kimi satacaksın da kimi alacaksın mesela? bu takımın çok net şekilde gençleştirilmeye ihtiyacı vardı, en başında da 33’lük beklerin yenilenmesi lazımdı. ama ne lazım? para. var mı? karun’un hazinesindeki kadar paran olsa da satmadan zaten alamazsın. ee şu an satacak adam da bulamıyorsun. 33’lük nagatomo’yu, mariano’yu, numunelik arıza diagne’yi kim ne yapsın ki. senin 2.6 milyon euro verdiğin 32’lik mitroglou’ya babası kulüp kursa o parayı vermez.

    30+ yaşındaki bir adam her maç takla ata ata top oynasa da bonservisi eder sana, taşı sıksan göğü ters çevirsen en en fazla 10 milyon euro. gomis rekorları alt üst etti, milletin keriz bellediği araplara bile 6’ya sattın. bugün koskoca falcao’yu monaco en fazla kaç milyon euro bonservise satabilir?

    ama 18 yaşında çocuksa 6 ay oynadığı topla sana 11 milyon euro’yu bırakır gider. artık genç oyuncuların sırf yüksek potansiyellerine bile o paralar verilebiliyor. senin için büyük para olabilir ama adam için çerez parası, makas bu kadar açık işte. dün fransa ligi’nin alt sıra takımı dediğin takım bugün iki sene önce diagne parasına aldığı pepe’yi 80’e okutuyor, şimdi de yine diagne parasına aldığı osimhen’i kim bilir kaça okutacak.

    sattığın kadar al, iceberg’in görünen kısmı sadece. sorun zihniyetin ta kendisinde.
  • 95
    basında çıkan son haberlere göre, bizim anlaşmamız gereği nasıl işlediği hala muallakta olan kural.

    daha önce bu başlığa yazdığım entry'de "yaz dönemini ekside bitirsek dahi ocak ayında futbolcu satıp açığı kapatabilir miyiz?" şeklinde sormuştum. bu konuyla ilgili birçok yazar arkadaşımızdan mesaj aldım lakin herkes farklı farklı bilgilere sahipti. en son bir yazar arkadaşımız "kural sezonluk bazda işliyor, bundan eminim, çok defa haberini yaptım" şeklinde bir mesaj attı.

    kulüpten 13 haziran 2018 çarşamba günü saat 20:10'da şu açıklama yapılmış:

    https://www.galatasaray.org/...irma-anlasmasi/39821

    bu açıklamada geçen: "şirketimiz, bu anlaşma süresince, uefa a listesine dahil edilebilecek yeni oyuncu transferlerinde belirli bir sınırlandırmayı kabul etmektedir. bu sınırlama, sezon bazında net transfer gelirlerinin (transfer gelirleri-transfer harcamaları) pozitif olması şartını içermektedir. bu sınırlama, önümüzdeki sezonlarda bu anlaşmada yer alan operasyonel ve mali kriterlere uyum gösterilmesi durumunda 2021/22 sezonunda kaldırılacaktır. halihazırda uefa 2017/18 a listesinde yer alan oyuncular ile, sözleşmesi bitmiş ve serbest oyuncular ile imzalanacak sözleşmeler bu sınırlama kapsamında değildir." ifadesi var.

    bu açıklamada altını çizmek istediğim nokta; "sezon bazında" ifadesi. sezon bazında denildiği zaman bu sadece yaz transfer dönemini kapsamaz, ocak transfer dönemini de kapsar. 31 ağustos'da sezon bitmiyor ki, o tarihte artıda olma şartı olsun.

    ancak son zamanlarda basında çıkan haberlere göre, şu an ekside olduğumuz ve bu eksiği 31 ağustos'a kadar artıya çeviremediğimiz durumda, bu açığa neden olan christian luyindama'yı uefa listesine yazamayacakmışız. hatta aynı durumun olası falcao transferi durumunda onun için de geçerli olduğu* söyleniyor.

    neye dayanarak bu haberleri yapıyorlar anlamış değilim.
  • 96
    finansal fair play kapsamında konan en saçma kuraldır. özellikle kulübümüzün bu kadar kötü transfer süreçleri yaşamasının 1 numaralı sorumlusu olan bu kural oyuncu satışlarımızı da etkilemektedir. örneklendirmek gerekirse, eğer ki sadece yılsonu kar zarar dengesi esas alınmış olsaydı, belhanda tarzı oyuncuları elden çıkartmamız daha kolay olacaktı çünkü kulüpler transfer yapabilmemiz için hemen satış yapma ihtiyacımız olduğunu bilemeyecekti. neticede maaş bütçeleri aşşağıya çekilip yeni transferlere 7-8 milyon eur kaynak aktarılıp, pazarlıklarda elimiz güçlenmiş olacaktı. şu anlık durumun farkında olan sorunlu futbolcularımız ve çakal menejerler kulübü elinde istedikleri gibi oynatabiliyorlar.

    finansal olarak denetlenmenin özellikle türk kulüpleri için kesinlikle gerekli olduğuna inanan bir insan olarak bu kural yüzünden kadro yapılarının ve dolaylı yoldan kulüp finansının daha kötü etkilendiğini düşünüyorum. en azından bonservis verilemediğinden kiralığa zorunlu olmak yerine düşük maaşlı ama bonservisi 2,5-3 milyon arasında değişen oyuncuları bonservisiyle alabilmiş olsak belki her transfer döneminde bu kadar diken üstünde olmazdık, kadromuz da daha oturaklı olurdu. bu konunu hakkında kesinlikle resmi kanallardan itiraz oluşturulması gerektiğine inanıyorum.
  • 98
    açılın ben işletmeciyim*.

    bu kuralın hiç bir ekonomik dayanağı yoktur ve bununla birlikte kulüp ekonomisine olumsuz yönde ciddi şekilde etkisi vardır.

    birincisi; oyuncuya bonservis vermek bir gider değil, bir maliyettir(yatırımdır). eğer sen futbol kulübünün en doğal hakkı olan futbolcu yatırımını kısıtlarsan o kulüp gerekli aksiyonları alıp ekonomisini düzeltemez. sen bu yaptırımınla kulübün bir oyuncuya 5m€ yatırım yapıp seneye 15m€'ya satarak, 10m€'luk prim geliri yaratma fırsatını kısıtlıyorsun. ekonomiyi düzeltmek istiyorsan giderlere kısıtlama koyarsın. getirilmesi gereken kısıtlama giderlere olmalıydı, yani ana gelir kalemimiz olan futbolcu maaşlarına. böylelikle kulübün sadece tüketerek devam etmesini engelleyip, kulübün ileride primli satış yapabileceği yatırımlara yönelmesini sağlarsın, hatta buna mecbur bırakmış olursun. çünkü maaş giderlerine kısıtlama getirilen kulübün, kendini kanıtlamış ama ileride prim yapamayacak futbolcuya 5m€ yıllık maaş gömmesine imkan yoktur ve böyle bir hareket özgürlüğü veya seçim şansı kalmayacaktır.

    ikincisi ise; zaten ekonomik olarak sıkıntı yaşadığını tespit ettiğin için bu kısıtlamayı getirdiğin kulüplere karşı, futbolcusunun ve futbolcusuna talip olan rakip kulübün eline çok ciddi bir koz veriyorsun: satmaya mecbur olmak! bu da yine sıkıntıdaki kulübe maddi zarar veriyor.

    maaş kısıtlaması ise tek başına uygulanırsa şöyle bir dezavantajı beraberinde getirebilir: kulübün fazla maaş alan futbolcuları elden çıkarma zorunluluğu, kulübü hem o futbolculara hem de o futbolculara talip olan kulüplere karşı "eli mahkum" durumuna düşürecektir. bunu engellemenin yolu da kulübü tek bir yola mecburi sokmak yerine, bir ek madde olarak futbolcu satışını da maaş bütçesinin değerlendirilmesinde kullanmak olabilir. örneğin yıllık 3m€ alan bir futbolcuyu 2m€ ya satarsan, maaş + bonservis bütçesine 5m€ eklenir ve bu 5m€'nun istediğin kısmını maaşa, istediğin kısmını ise bonservis ve imza parasına ödersin. bu 5m€'ya ister marcao alırsın, ister falcao. ne en fazla 2m€ bonservis ödemek zorunda kalırsın, ne de yüksek yıllık ücret ödediğin adamı ne olursa olsun yeter ki gitsin diye harcamak zorunda kalırsın!
  • 99
    sattığın aldığın kimseyi ilgilendirmemeli. sen total maaş ve bonservis bütçesi kriteri getirirsin takımlar ona göre planlamasını yapar. isteyen 20 milyon bonservis verip genç oyuncu alsın yıllık ücret 1 milyon euro'dan, isteyen bonservissiz falcao alsın yıllık 7 milyon euro'dan. ne kadar harcandığı denetlenmeli, nasıl harcandığı değil. ayrıca bonservisli ve düşük maaşlı oyuncu almak finansal olarak sürdürülebilirdir, kural tam tersini motive ediyor. babel'i, falcao'yu satamazsın ama bruma'yı, telles'i karla satarsın, bu kadar basit.
  • 100
    uefa ile 17/18 sezonunda imzaladığımız anlaşma sebebiyle uyguladığımız transfer kısıtlaması.
    az önce farkettiğim bir detay var. bu anlaşmanın bir başka maddesi şu şekildedir;

    --- alıntı ---

    * şirketimiz toplam 6 milyon avro tutarındaki uefa katılım gelirlerine tedbir konulmasını kabul etmekte olup ilgili tutar 2017/18, 2018/19 ve 2019/20 sezonlarında 3 eşit taksit halinde uefa gelirlerinden mahsup edilecektir.

    --- alıntı ---

    ifade eğer tedbir konulması şeklindeyse sanıyorum ki bahsi geçen gelirler yükümlülüklere uyup anlaşmanın üzerimize düşen kısmını eksiksiz yerine getirdiğimiz taktirde anlaşma sonunda tarafımıza iade edilecek. aksi taktirde "uefa katılım gelirlerine el koyulur" şeklinde bir madde ile karşı karşıya olurduk.

    tabi buradaki "tedbir" kavramının uluslararası spor hukukundaki karşılığını bilmek lazım. yanılıyor da olabilirim. ama mesela bahis oynattığı gerekçesiyle bir kişinin banka hesaplarındaki parasına tedbir koyan devlet, bahis iddiasını ispatlayamazsa parayı iade eder. buradaki tedbirin amacı telaffisi imkansız zararların ortaya çıkmasını engellemektir. kanunsuz kişinin yasa dışı yollardan kazandığı parayı kaçırmasının önüne geçmeyi amaçlar. ya da mesela kefalet tutukluluk yerine geçen bir tedbirdir. devlet sizi tutuklamaz ancak tutukluluk yerine geçmek üzere bir miktar parayı yatırmanızı ister. çağrıldığınızda teslim olmazsanız o paranız artık devlete gelir kaydedilir. ceza alsanız bile çağrıldığında teslim olursanız para tarafınıza iade edilir. tedbir yaptırım değildir. hukukta kelimeler dikkatli seçilir. sanıyorum ki burada da "tedbir" kelimesi gelişi güzel kullanılmamıştır.

    bu da demektir ki yapılandırma anlaşmasının bittiği 21-22 sezonundaki gelirlerimize tedbir konulan 6 milyon eu da eklenecektir.

    konu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olursam editlerim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın