1
inanmak ile olsaydı ülkemiz dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olmuştu, malum inanan ve destekleyen ciddi bir kesim var.
şahsen ben ucundan, kıyısından dünyayı takip etmeye çalışan biri olarak bunun gerçeklikten uzak bir hedef olduğu düşüncesindeyim. takımımız için ortaya konan hedefler ise bir o kadar ayakların yere sağlam basmadığı, tutarsız ve bireylere son derece bağımlı. uzun vadeli plan zaten teknik direktör mahareti ile oluşturulacak birşey değil. nedeni ise şu; kendi koltuğu olası bir başarısızlıkta tehlikeye düşeceği için kısa süreli hedef kovalar sürekli. bizde başkanlar bile orta ve uzun dönem hedef belirleyecek kadar rahat değil. tam işi öğreniyorlar başkan değişiyor. özbek* hariç o öğrenemez.
hoca tarafına gelirsek, bu işin oyuncu tarafında olduğu gibi değerlendirme performans odaklı olmalı. siz bir önceki işinde başarısız olmuş, ekibinde kargaşa yaşanmış bir yöneticiyi daha fazla maaş ile başka şirketin kaptığını gördünüz mü? futbolcu için de geçerli; köybaşı mesela 2 milyon alıyor diyelim, beşiktaş tekrar teklif yapıp; al sana 3 der mi? ayrıca teknik direktör için yabancı kuralı da yok. net bir şekilde şunu söyleyebilirim hoca artık o özlemini duyduğumuz futbolu, takımı bize sunamıyor. geçmişin ekmeğini daha kaç yıl yiyecek merak ediyorum? benim beklentim sadece şampiyonluk değil, iyi futbol da oynayan özellikle avrupa'da denk takımlara karşı iyi mücadele eden galatasaray.
bu kadar çok bireysel hata ile gol yediğimiz başka bir sezon hatırlamıyorum. bu yetersiz görüldü ki semih alındı. transfer (özellikle henry'i ilk 11 olarak yeterli gören kim ise selamlar), kondisyon rakip analizleri de bir o kadar fiyasko. oyuna müdahale ve teknik-taktik esneklik soru işareti. geleceği olan, çalışkan bir hocaya şans vermeliyiz artık. umarım okan buruk gibi bir profil yakın zamanda takımın başına geçer.
(bkz: 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı) en kritik maçlarından biri ve sen muhtemelen sene sonu küme düşmüş olacak rakibine üstünlük sağlayamıyorsun. helva gibi orta saha var, top ileri gelmiş de kostas atamamış gibi değişiklik yapıyorsun.
edit: imlâ
şahsen ben ucundan, kıyısından dünyayı takip etmeye çalışan biri olarak bunun gerçeklikten uzak bir hedef olduğu düşüncesindeyim. takımımız için ortaya konan hedefler ise bir o kadar ayakların yere sağlam basmadığı, tutarsız ve bireylere son derece bağımlı. uzun vadeli plan zaten teknik direktör mahareti ile oluşturulacak birşey değil. nedeni ise şu; kendi koltuğu olası bir başarısızlıkta tehlikeye düşeceği için kısa süreli hedef kovalar sürekli. bizde başkanlar bile orta ve uzun dönem hedef belirleyecek kadar rahat değil. tam işi öğreniyorlar başkan değişiyor. özbek* hariç o öğrenemez.
hoca tarafına gelirsek, bu işin oyuncu tarafında olduğu gibi değerlendirme performans odaklı olmalı. siz bir önceki işinde başarısız olmuş, ekibinde kargaşa yaşanmış bir yöneticiyi daha fazla maaş ile başka şirketin kaptığını gördünüz mü? futbolcu için de geçerli; köybaşı mesela 2 milyon alıyor diyelim, beşiktaş tekrar teklif yapıp; al sana 3 der mi? ayrıca teknik direktör için yabancı kuralı da yok. net bir şekilde şunu söyleyebilirim hoca artık o özlemini duyduğumuz futbolu, takımı bize sunamıyor. geçmişin ekmeğini daha kaç yıl yiyecek merak ediyorum? benim beklentim sadece şampiyonluk değil, iyi futbol da oynayan özellikle avrupa'da denk takımlara karşı iyi mücadele eden galatasaray.
bu kadar çok bireysel hata ile gol yediğimiz başka bir sezon hatırlamıyorum. bu yetersiz görüldü ki semih alındı. transfer (özellikle henry'i ilk 11 olarak yeterli gören kim ise selamlar), kondisyon rakip analizleri de bir o kadar fiyasko. oyuna müdahale ve teknik-taktik esneklik soru işareti. geleceği olan, çalışkan bir hocaya şans vermeliyiz artık. umarım okan buruk gibi bir profil yakın zamanda takımın başına geçer.
(bkz: 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı) en kritik maçlarından biri ve sen muhtemelen sene sonu küme düşmüş olacak rakibine üstünlük sağlayamıyorsun. helva gibi orta saha var, top ileri gelmiş de kostas atamamış gibi değişiklik yapıyorsun.
edit: imlâ