---
alıntı ---
g.saray’ın avrupa azabı, ‘beşte’ ve paris’te sona erdi. içeride mi? e, ‘ocak ayı’ var... muslera var!...
bazı maçlar var, kullanabileceğin bütün ‘hoş’ kelimeleri ‘kara delik’ gibi yutuyor. icardi hadi neyse de, sarabia daha 35’te ‘bizim için’ bitirdi maçı.
umut zaten yoktu da kırıntıları da erken tükendi.
bunu söylemek de acı ama “neyse ki ‘beşte’ bitti!”
***
bakmayın siz fatih terim’in “ben varsam, galatasaray varsa, pes etmek yoktur” dediğine.
ne desin?
bir ‘mücadele’ kalmıştı, park de prince’te hoca’nın da kelimeleri bitti.
sadece ‘eksiklerin’ mazereti kaldı.
ama doğruydu da, galatasaray ‘cidden’ eksikti.
hoş ‘tam olsa’ görüntü ne kadar değişirdi acaba?
***
doğrusu onca maç bir yana, son alanyaspor karşılaşmasında bile galatasaray’a bakıp en çok ‘muslera’ görülüyorken, paris’te “emreee mooorrr” çığlığı bekleyen de yoktu?
var mıydı?
varsa da sarı-kırmızı kaplı kalbindendir. yoksa ‘mantık’ tokat manyağı yapar ‘puan’ bekleyen adamı...
sen ‘falcao’ için “30 mu oynar 45 mi?” diye fal açarken, adamlara bak!...
icardi çıkarken cavani giriyor.
orantısız güç.
bakın ben size ‘acı gerçek” nedir söyleyeyim. ne galatasaray eski galatasaray, ne fatih terim eski fatih terim.
anlamıyor değilim, görüyor ve anlıyorum.
sadece ‘can acıtmadan’ anlatacak kelimeleri bulamıyorum.
***
neyse, geçmiş olsun.
en azından galatasaraylı taraftarların korktuğu başlarına gelmedi!
avrupa azabı, ‘beşte’ ve paris’te sona erdi.
içeride mi?
e, ‘ocak ayı’ var...
muslera var!...
maçın adamı: neymar
---
alıntı ---
http://www.sabriugan.com.tr/...ri-bulamiyorum-/2929