resim
Sabri Sarıoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:Türkiye U18
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 1855
    hala lincoln, misimoviç gibi adamlar için ağıtlar yakan galatasaray taraftarınca acımasızca eleştirilen, dalga konusu yapılan aslan.

    sanki kendisinin ''türk messi'' olma gibi bir iddiası varmış gibi dalga geçiliyor. adamı yuhaladınız, sesi çıkmadı. dalga geçtini, o sadece formasını öptü. senede 50 maç yap derler, yapar. deplasmana gider, içerde oynar, formasını sırılsıklam terletir.

    sen takım koşmuyor, mücadeler etmiyor diye ağız dolusu küfür ederken bu adam ciğer patlatır. ''yenilmeyi anlarım da mücadele etmemeyi anlamam'' dersin, bu adam paralar kendini, ama sonra boşa koşan adamı napıyım demekten geri de kalmazsın.

    sabri ne göbekte oyun yönlendiren adamdır, ne de üst düzey tekniğe sahip bir adam. sabri bir kanat oyuncusudur. tüm görevlerini yerine getiremez kimi zaman kanat oyuncusunun, ama yine kanat oyuncularının çoğunun yapmayacağı şeyleri yapar.

    olduğu gibi kabullenmek lazımdır bazı oyuncuları.

    dünya futbolunda her gün tarlada yetişir gibi klas kanat oyuncusu yetişmemektedir. gökhan gönül için bile bir çok klüp sıra beklemektedir. bu da gösteriyor ki, her sene enfes kanat oyuncusu çıkmaz altyapıdan, bulunmaz transferden.

    sen seni bırakıp gideni, seni sallamayanı sevmeye devam et. kalan sabriler bizimdir.
  • 1856
    kendisinin yürekten oynadığına, buradaki çoğu kişiden daha fazla galatasaraylı olduğuna şüphem yok. fakat sorun şu ki, bu adam kendini geliştiremiyor arkadaş. nedir sabri'yi sabri yapan, hızı ve seri olması. peki bunun yanına neler ekleyebildi? hiçbir şey. sadece mental olarak biraz daha olgunlaştı daha sakin kalabiliyor eskisine göre. bir ara rijkaard döneminde toparlandı gibi oldu, ama şu anki hali gösteriyor ki hiçbir gelişme yok. evet her şeyde olduğu gibi yapılan esprilerde de bir sınır olmalı, ama o sınırı koyacak en önemli kişi sabri'dir.
  • 1857
    kaç marangoz geldi geçti yıllardan beri, bu adam asla yontulmadı, olduğu gibi kütük halinde kaldı. aldığı paraları cebe indirdi, koskocaman galatasaray kulübünde oynamasına rağmen, çalışarak bu takıma layık olmayı da asla denemedi. ulan idmanlardan sonra 1 saat kalıp düzenli orta yapsa, şut çekse şimdiye frikikten gol bile atmıştı ama nerede onda o düşünce. ha tabi koskoca yüreği var, çok koşuyor, bir de galatasaray formasına secde edip namaz kılıyor ya ondan iyisi yok.
  • 1861
    yanındaki adam onunla birlilkte topa basmıyorsa, zorla kazandığı topu zevzekçe rakibe atıyor sonra da sabri koş geri kap diyorsa sabri ne yapsın? sağ kanatta önüne serdar özkanı, aydın yılmazı koydular sabri de tükendi. ama keita varken, milli takımda da hamit'le oynuyorken kendisini göstermeyi bildi. adamın önüne zeki bir topçu koyun, gerisini sabri halleder!..

    bakalım kazım'la nasıl ilerleyecek sağ kanat günleri ( tabi ortasahadan sağ kanada dönebilirse...)
  • 1862
    karakter olarak arda turan'dan bin kat daha dayanıklı ve sabırlı bir oyuncudur. tam bir anadolu çocuğudur, saf ve iyi niyetlidir. her zaman hazır ve güçlüdür, ne çirkef, ne de ruhsuzdur. tek olumsuz yanı top tekniğinin çok yüksek olmamasıdır. bir de türkiye'nin hiç tartışmasız en iyi sağ bekidir. gökhan gönül diyenin kalbini kırarım...

    kendisi hakkında elbette espri yapılır ama kendi kendini tekrar eden ve artık geçtim kabağı bok tadı veren salakça yinelemeler olduğu vakit şalterler atıyor...

    olum; bu adam şu an kadrodaki en "adam", en "harbi galatasaraylı" be... güvence gibi adam, yerli roberto carlos, çift ciğerli lan...

    sabri, arada sırada sana kızsam da yerli oyuncular içerisinde açık ara en çok sevdiğim adamsın... bu da böyle biline...
  • 1863
    sabri'nin futbolunu, efendiliğini, diksiyonunu geliştirmek için çalıştığı, galatasaray için emek verdiği kadar kendimizi geliştirsek burada yorum yapıyor olmak yerine hepimiz bu kulübü yönetiyor olurduk, merak etmeyin.

    sabri adamın hasıdır. futbolcunun da alasıdır. sadece yüreği yeter be! demiyorum bu kadar yüreksizin olduğu yerde sabri'nin adını bile anmam ben!

    orta yapmakla topçu olunsaydı.. ibrahim üzülmez hala 10 tane ismail köybaşı ediyorsa, her şey orta yapmak değil demektir.

    bırakalım sabri gibi yürekli kaliteli adamı yermeyi de, hem yüreksiz hem de yeteneksizleri konuşalım tartışalım.
  • 1864
    insanların "kendini geliştirmek" ten kastı nedir, bunu anlayamıyorum. her oyuncunun 35 yaşına geldiğinde bir nesta, hagi, ne bileyim bir george best ayarında olması mı kriter? herkes aynı olamaz, bi yere kadar gelişirsin biter. sabri şu haliyle elinden gelenin en iyisini yapmakta zaten. şut çekmeye korkan bi takımdansa şutu dağlara taşlara yollayan bir takım daha çok umut veriyor bana en azından. sanki herkes über futbolcu, barcelonayız, bi sabrimiz kötü. orta açamıyor, yok efendim geliştiremiyor falan...

    galatasaray'a aşık, birçoğunun aksine yüreğini sahaya koyan, aile babası, güzel mi güzel insan. yıllarca sağ bek oynadı adam lan birden tevez gibi her şutunun çatalı sallamasını mı bekliyosunuz. defanstı işte adam. olur daha.
  • 1868
    bu takımın demirbaşlarındandır.

    burda hepimiz hemfikiriz. benim eleştirim buna değil zaten, olamaz da. ama e bee sabri, e bee sabri. isabetsiz yaptığın bir ortadan sonraki senin mahcup tavrın bize gol veya puan getirmiyor, bize iyi orta lazım be abi. sırf yüreklisin diye, sırf harbi galatasaraylı'sın diye de yürümez bu işler. beklenmedik anda beklenmedik işler yapıyosun, bir orta açmak bu kadar mı zor güzel abim ?
  • 1870
    yillardan 2003 olmasi lazim. o zamanlar cocuguz tabi ve hayatimiz okul ve ev arasinda gidip gelmekle geciyordu. bir de galatasaray var tabi. hafta ici, hafta sonu oynanacak maci beklemekle gecerdi. sonra, alinan o galibiyetin sevinciyle hafta ici oynanacak olan sampiyonlar ligi maci beklenirdi... hatirladiniz degil mi o guzel gunleri? 2003-2004 sezonu oncesi avrupada oynanan siradan bir hazirlik maciydi. saci sifira vurulmus bir cocuk topu onune aldi, ceza sahasinin disindan bir sut cekti ve top gol oldu. sonra kamera bu cocugu yakin cekimden gosterdi. hemen fatih terim'in yanina kostu. kanim isindi hemen, bildigin anadolu cocugu, bizden birisiydi, sevimli birisiydi iste. adinin sabri sarioglu oldugunu ogrendim. bir daha da unutmadim o adi.

    sabri sarioglu'na kufur etti seyirci, dalga gecti rakip takimlarla birlikte, "zabrii yaaaaa xd" gibi ilkokul duzeyi esprilere maruz kaldi. ama sabri, birgun agzini acip bu gerizekalilara gereken cevabi vermedi. vermesi gerekirken vermedi. ustelik sinirli ve agresif oldugu zamanlarda, kadrodisi kaldiginda bile bir sey soylemedi. sabri'ye laf atacak adam futboldan anlamiyordur. neymis efendim, kendini gelistirmemis. yahu kendini gelistermek ne demek? kendini gelistireceksin de messi mi olacaksin. her futbolcunun bir siniri, potansiyeli vardir. sabri bu sinirlarini zaten zorlamis birisi. gununde oldugu zaman ondan iyisi yok. kotu maclari olmuyor mu? elbette oluyor. tipki son 2 macindaki performansi gibi. ama genel olarak istikrarli bir oyuncudur sabri. senede 50 mac yapacak adamdir. cok fazla sakatlanmaz, sakatlansa bile cabuk iyilesir. mac icinde sakatlanmaktan da kacmaz, her topa girer. gerekirse iki zencinin ustune cikar.

    neyse, yil olmus 2011 ve benim hayatim hala okul ve ev arasinda geciyor. bir de galatasaray var tabi her zamanki gibi. 2003'ten farkli seyler de var tabi. hala hafta sonu oynanacak maci bekleyerek geciriyorum hafta icini. ama artik hafta sonu pek fazla galibiyet elde edemiyoruz. dolayisiyla hafta iclerim pek mutlu gecmiyor, butun hafta moralsiz oluyorum. hafta icleri oynanacak sampiyonlar ligi macini da beklemiyorum artik. 4-5 yildir sampiyonlar ligine katilamiyoruz. diger takimlarin sampiyonlar ligi maclarini bile izliyemiyorum artik. o muzigi duymaya dayanamiyorum. sanki birazdan sahaya galatasaray cikip real madrid ile, barcelona ile, liverpool ile oynayacak gibi hissediyorum. bos yere umutlaniyorum. olmuyor be galatasarayim, olmuyor. sensiz hicbir sey cekilmiyor. ama biz seni yine de seviyoruz...
  • 1872
    kendini geliştiremeyen oyuncuymuş. a.k sanki ümit milli'de 10 numara oynarken önce orta sahaya, sonra sağ kanada, sonra sağ beke en son da tekrar orta sahaya sağ içe çekilen oyuncu bu değil. herif 10 yıllık profesyonel futbol kariyerinde 4 mevki değiştirmiş, hepsinde de elinden geldiğince ort üstü oynuyor / oynamaya çalışıyor ama hala kendisini geliştirmiyormuş. ulan adam 4 mevkiye uyum sağlamış daha ne yapsın, triceps'ini mi geliştirsin?

    bırakın her ortası da yerini bulmasın. aradığınız ne sizin anlamadım ki? koşsuni pas yapsın, adama bassın, son çizgiye inip asist yapsın sonra geriye gelip bir daha adama bassı... arada boş kaldığında da sağ dışla uzak 90'a bıraksın. oldu anacım... varsa bi maicon daha söyleyin eve gelirken aliyim ben.
  • 1875
    tek eksiği, idmanlardan sonra ekstradan hiç orta-şut çalışması yapmamasıdır. hakan şükür trt'de de belirtmişti bunu, çalışsa rahatlıkla avrupa standartlarında bir takımda oynayabilir demişti ki haklı.

    cidden hızı, düşmek bilmeyen temposu, maç kondisyonu göze alınınca, bir de bu özelliklerine orta ve şut eklense, avrupa'da ender bulunan sağ beklerden biri olabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın