bomba bir habere konu olan futbolcu, büyük kaptan, reyiz. en son "şampiyon"u izlerken bu kadar duygulanmıştım.
haber şu:
http://www.milliyet.com.tr/...1936265-skorerhaber/ ---
alıntı ---
galatasaray’da kadro dışı bırakılan, kaptanlığı elinden alınan, başka takıma gitmesi için zorlanan sabri sarıoğlu, a2 takımına gönderildiği yetmezmiş gibi, sarı-kırmızılı takımdan da iyice dışlandı. florya’da “ikinci sınıf” muamele gören sabri, diğer futbolcuların yemek yediği yemekhaneyi bile kullanamıyor.
15 yıl hizmet ettiği galatasaray’da şu an a takım binasına girmesi bile yasak olan sabri’ye yemek de çıkmadığı belirlendi. sarı-kırmızılılarda yemekleri sadece a takım futbolcularının yiyebileceği ve bu yüzden kadro dışı kalan sporcuların yemeklerini evde yiyip gelmelerinin istendiği vurgulandı. 2003’ten beri galatasaray forması giyen sabri’nin antrenmanlarda kullanacağı malzemelerde de değişikliğe gidildi.
buna göre a takım malzemecisinin kesinlikle sabri ile ilgilenmeyeceği, tecrübeli futbolcunun antrenman malzemelerinin gerekirse a2 takımı malzemecisi tarafından karşılanmasının istendiği vurgulandı. sabri’den istenen bir diğer şey ise a takım tesislerde iken kesinlikle tesislerde bulunmaması. böylece ömrünün yarısı tesislerde geçen sabri sarıoğlu için florya çekilmez bir yer haline geldi.
‘vefa bu mu?’
galatasaray ile 1 yıl daha sözleşmesi bulunan ve lisansı çıktığı için bu sezon a2’de forma giyebilecek olan sabri sarıoğlu ise, sahipsiz bırakıldığını düşünüyor. yakınları ile dertleşen tecrübeli ismin, “bu karar bana baştan iletilse daha farklı bir yol izleyebilirdim. en iyi sezonumu geçen yıl geçirdim. hoca görmeden kadro dışı bıraktı. sonra mancini’nin kararı dendi. ama prandelli de onun kararı olmadığını söyledi. demek ki bu kararı hocalar almadı. hoca beni görüp yetersiz bulsa yine kararına saygı gösterirdim” dediği öğrenildi.
tecrübeli futbolcu sezon sonuna kadar takımda kalmayı ve sözleşmesinin bitimiyle beraber kendisiyle ilgili kararda bir değişiklik olmazsa galatasaraylı sabri olarak sahalara veda etmeyi planlıyor.
---
alıntı ---
"sabri sarıoğlu, a2 takımına gönderildiği yetmezmiş gibi, sarı-kırmızılı takımdan da iyice dışlandı. florya’da “ikinci sınıf” muamele gören sabri, diğer futbolcuların yemek yediği yemekhaneyi bile kullanamıyor."
öncelikle nevzat dindar'dan öğrendiğimize göre florya'da küçük bir hindistan kurulmuş; sneijder, melo ve muslera brahman mesela. sabri ise "ikinci sınıf muamele" görüyor. nevzat bey'in "ikinci sınıf"dan kastının ne olduğunu sonraki satırlarda göreceğiz ancak nevzat bey'in müthiş dil yeteneğine dikkat çekmek isterim:
"a2 takımına gönderildiği yetmezmiş gibi, sarı-kırmızılı takımdan da iyice dışlandı." cümlesine göre sabri'ye yapılan iki kötülük var. biri, a2 takıma gönderilmesi, diğeri takımdan dışlanması. zeka küpü nevzat bey'in "takımdan dışlanmak" olarak adlandırdığı şeyin diğer adı zaten a2'ye gönderilmek olmasın sakın! bu, şu cümleye çok benziyor:
"elmanderilic'in sözlükten uçurulduğu yetmezmiş gibi cladi'ye mesaj yazmasına bile izin verilmiyor!!!"
lan zaten biri diğerinin nedeni.
geçiyoruz...
"15 yıl hizmet ettiği galatasaray’da şu an a takım binasına girmesi bile yasak olan sabri’ye yemek de çıkmadığı belirlendi. sarı-kırmızılılarda yemekleri sadece a takım futbolcularının yiyebileceği ve bu yüzden kadro dışı kalan sporcuların yemeklerini evde yiyip gelmelerinin istendiği vurgulandı."
yemekleri sadece a takımın yiyebildiği doğru mu bilmiyorum. nevzat bey'in iddiası bu. şimdi sayın dindar bu cümleyle ne anlatmak istiyor:
*sabri 15 yıl galatasaray'a hizmet etti. yine de kadro dışı bırakıldı.
*a takım binasına girmesi bile yasak.
*yemek bile vermiyorlar!
ilk ifade ciddiye almaya bile değmez. sabri galatasaray'a malumunuz bedavaya iş yapmadı. bir yere "15 yıl hizmet etseniz" de yetersiz görüldüğünüz anda oradan kovulabilirsiniz. bu profesyonelliktir, tıpkı sabri'nin "başganım ben zaten çok zenginim. bu sene para almasam da olur. o kadar ekmeğinizi yedim." dememesi gibi.
ikinci ifadede nevzat bey'in kadro dışı bırakılmanın ne demek olduğunu bilmediğini anlıyoruz. çünkü bilseydi, kadro dışı bırakılan futbolcunun a takım binasına giremeyişini sorgulamazdı. kadro dışı bırakılmak tam olarak bu demek. tıpkı sözlükten uçurulmanın sözlüğe girememeye, ölmenin bir daha sevişememeye, hapse girmenin boğaz'a karşı çay içememeye neden olması gibi. neden-sonuç.
üçüncü ifade hepten güzel, acıklı. işin daha da güzeli nevzat bile bir sonraki cümlesinde bunun nedenini belirtmiş. kendi kendini çürüten adamın haberini yorumlamak da bize kalmış.
"buna göre a takım malzemecisinin kesinlikle sabri ile ilgilenmeyeceği, tecrübeli futbolcunun antrenman malzemelerinin gerekirse a2 takımı malzemecisi tarafından karşılanmasının istendiği vurgulandı. sabri’den istenen bir diğer şey ise a takım tesislerde iken kesinlikle tesislerde bulunmaması."
nevzat a2 takıma gitmenin ne demek olduğunu anlamamakta direniyor ve sabri'nin a2 malzemecisiyle muhatap olmasını büyük bir habermiş gibi sunuyor. evet nevzat, a2 takıma gitmenin bir diğer şaşırtıcı özelliği de a takımla antrenmanlarda görüşmemen, a2 takım malzemecisiyle iş yapmandır. ne kadar şaşırtıcı değil mi?
ve haberin ilk bölümünün büyük finali:
"böylece ömrünün yarısı tesislerde geçen sabri sarıoğlu için florya çekilmez bir yer haline geldi."
üstte yüz farklı neden olarak vermeye çalıştığı "kadro dışı bırakılma" yüzünden sabri'nin hayatı çekilmez hale gelmiş. neden, çünkü a takımla çalışamıyor. ama parasını cukkalamak için takımda kalmaya çalışmayı, ayrılmamayı biliyor. seda sayan'ı kafamıza çıkaran halkla kendisine ferrari alan halk aynı halktır. ferrarisini eleştirecek değilim ama maaşı bu düzeydeki bir herifin bir de mağdur olması hiç çekilmiyor.
sonraki açıklama zaten gereksiz ama şu cümleyi de çekelim:
sabri yakın çevresi olan nevzat'la dertleşirken bunu anlatmış:
"bu karar bana baştan iletilse daha farklı bir yol izleyebilirdim."
daha ne kadar baştan bildirilecek lan? prandelli'nin gelişinin üçüncü günü kadro dışı bırakılan "reyiz" bunu da superonline reklamlarındaki gibi ya da giydiği "ağır abi kıyafeti" gibi şaka mı sandı acaba? sahalara "galatasaraylı sabri olarak veda edecekmiş." kimse seni istemediğinden olmasın sabriciğim, bir buçuk ay boyunca takım bulmaya uğraşma, kimse seni istemesin. bir de kankin nevzat aracılığıyla mağduriyet yarat. ne güzel dünya!
bir cemiyet hayatının gözde isimleri birbiriyle kavga edince üzülüyorum bir de sabri mağdur olunca.