28 mart 2010 galatasaray fenerbahce macinda sahada bizim adımıza esamesi okunmayan, olmazsa olmadır.
total futbol,
toplu savunma, toplu hücum,
oyunu karşı sahaya yaymak, vs. gibi teknik-taktik uygulamaları, ruh olmadan, sadece kulağa hoş gelen futbol terimleridir. yoksa bu gözler, ne kadrolar görmüştür;
saracoglunda 11 türk ile cıktığımız karşılaşmada, kadromuz inanılmaz yetenekli değildi, ya da 16 dakika sonunda kazandığımız şampiyonlukta da durum farklı değildi. hele bi de bugünkü kadroyla karşılaştırırsak..
mircea lucescunun 2. senesinde şampiyon yaptığı kadroyu bir hatırlayın; sol bekimiz
victoria bizden sonra
rizesporda oynadı, sağ bekimiz
perez, santraforumuz
radu idi.
uefa şampiyonu takımımızı düşünün, orta sahadaki kavgasını, mücadelesini bir hatırlayın.
yetenek ile
ruhun birleşiminin getirdiklerini, o tarihlerde görmüştük. bu toprakların görmediği başarıları tattık hep beraber..
bazı yazarlarımız,
kadromuz böyle, orta sahamız bu kadar diyorlar. belki haklılar. ama bu gözler ne oyuncular gördü arkadaşlarım.. o 2'li defansif orta saha pozisyonunda, biz
saidouyu da izledik,
florquini de.. çok mu yetenekliydiler? ya da
mustafa sarp,
mehmet topal,
baris özbek ve
ayhan akman ile karşılaştırınca, ne gibi farklar görüyorsunuz yetenek babında ?
yukarda verdiğim örneklerde, ortak olarak o takımlarda bulunan tek bir olgu vardı, o da :
(bkz:
ruh)
edit: sutoglan renkdasimin uyarisi üzerine, victoria bizden antepe gitmiştir, ordan rizeye gidip, 4 sezon civari oynamıştır. iş bu entryde de, antep'de kısa bir dönem oynadığı için, rizespor belirtilmiştir..