bunun daha gelişmiş versiyonu prekazi'yi, uğur tütüneker'i, simoviç'i canlı izlemiş veya radyodan canlı dinlemiş nesildir ki zannedersem ben o nesildenim.
yukarıdaki listeye üçüncü sıradan giriş yaptığım liste, gel gör ki; ljung'u hatırlamıyorum. kendisi oynadığı sezon 4 yaşındaydım sanırım ve futbolla tanışmam 6lı yaşlarıma tekabül ediyor. hem üzücü hem de keyifli diğer yandan. oldukça flu bende souness'ın bayrak dikişi ve hagi'nin transferi. sanırım haberlerden öğrendim olup bitenleri, olduktan bir kaç gün sonra. ondan sonra da giderek berraklaşan ve bugüne ulaşan bir hatıralar serimiz var galatasaray'ımla.
seni tanımıyorum ljung! ama bursaspor maçında ikinci golü atıp şampiyonluğu perçinlemişsin diyorlar senin için, eyvallah.
4
ligin son maçında ljung ın bursaya attığı golle şampiyonluğu da görmüş nesildir. ljung candır.
5
hakli olarak 2011-2012 sezonundaki performansiyla albert riera ile roger ljung'u karsilastirmis, her iki sezonun da sampiyonlukla kapatilmasi sonucu konuyu daha fazla kurcalamama karari almis nesildir.
isveç'in sol beki iken biz de riera tadında biraz sol bek biraz sol acık daha doğrusu tam anlamı ile bir left winger olmuştu kendisi.
12
tribunden bile izledim. son cizgiye inip isabetli ortalar yapan saglam bir kanat oyuncusuydu. isin sov kismini yapmiyor diye cok tutulmadi ama ben cok severdim. gercekten cok guzel ortalar yapardi bu isvecli viking abimiz.
13
ben de 93-94 sezonunda ankara'da oynanan genclerbirligi macinda canli izlemistim kendisini. hatta 2-1 kaybettigimiz mactaki golumuzu, bizim oturdugumuz kale arkasindaki kaleye kafa ile atmisti. gosterissiz ama zeki bir futbolcuydu. daha sonra kendisi ile tobias linderoth'un menajeri sifatiyla tekrar yollarimiz kesismisti.