bizde de bunun tekniğine benzer; kavruk, iri kıyım, sıklıkla jeneriklik goller atan, efsane çalımları olan, tsubusa çizgi filmindeki
hyuga gibi çalım attığı adamı dahi yere yapıştıran fildişili bir adam vardı. üç beş para, fenerbahçe medyasının kolpadan ortaya attığı etik futbolcu anlayışı ve artık çok afedersiniz kusma hissiyatı uyandıran mali kriter uğruna galatasaray yönetiminin kendini bilmez bir hareketi sonucu leş yiyici akbabalara kurban edildi o adam. mali açığını oyuncu satarak kapatmaya çalışan ve bu gün takımı sivasspor ile dahi boy ölçüşemeyecek hale getiren yönetimin akbabalara karşı oyuncusunun arkasında durmayıp, sırt çevirmesi ile... quaresma'nın
17 ağustos 2010 beşiktaş hjk helsinki maçında attığı golden sonra böyle oyuncuların yeryüzünde sayılı futbolcuda olan bireysel yetenekleri ile açılmaz kilitleri açma konusunda ne kadar değerli olduklarını birileri görmüştür ümit ederim şu an kafalarını bir yerlere vuruyorlardır. hani bazı saygın blogçularda 28 yaşına gelmiş keita'yı 29-30 yaşına gelmeden henüz piyasası varken elden çıkarmak yönetimin olumlu bir hamlesidir demişti. birileri de bu blogçulara "süpersin reyis işte bu konu ile ilgili gördüm en iyi, en mantıklı yazı budur" diye alkış tutmuştu. beşiktaş'ta şu quaresma'yı görünce hala o alkışlara devam edip yönetimin bu politikasını başarılı buluyor musunuz ey benim alkışsever kardeşlerim ? satın abicim satın ! yaşasın ayhan'ın, barış'ın, sarp'ın, balta'nın, servet'in mücadeleci futbolu, ölsün klas futbolcular ! kahrolsun teknik futbolcular. zaten bize fazlaydın sen siyah incim, ama emin ol bundan belki 5-10 sene sonra jardel gibi şu taraftarın gönlünde yeri doldurulamayan büyük bir ukte olarak kalacaksın.