• 203
    ali sami yen spor kompleksi'nin açılışında yaşanan olayların büyümesinin ve galatasaray tarihi'nin büyük bayram günlerinden birisinin zehir olmasının başlıca müsebbibidir.

    bir vakaya verilen tepkiyi değerlendirerek, olayları tartışma döngüsünden ve magazin seviyesinde debelenip durmaktan bir adım öteye gidilemez. ama tepkinin ileri geldiği algıyı iyi tespit edip, analizinizi bunun üzerine kurarsanız; hem akl-ı selim sınırlarını terk etme riskini aza indirirsiniz, hem de bu sayede doğru tespitleri yapabilirsiniz.

    tayyip erdoğan'ın malum olayla alakalı yaptığı en büyük yanlış da; olayı algılayış biçimiydi. bir cumhuriyet hükümeti'nin; onbinlerce vatandaşının bulunduğu bir ortamda, o kitlenin bir kısmı tarafından protesto edilmesi çok normaldir, olağandır. hele hele de; bu bir tek parti hükümetiyse, bu durum neredeyse kaçınılmazdır. vatandaşların hükümetten memnun olmayan kısmı, fırsatını buldukları bir anda, spontane bir gelişim süreciyle protestolarını gerçekleştirirler.
    tabii stat açılışı gibi bir müstesna olayda; galatasaray taraftarı'nın taraftarlık kimliğini tek kimlik olarak üzerine alarak, bu protestoyu gerçekleştirmeme refleksini göstermesi; çok daha olgun bir davranış olabilirdi. ama yine de bu kimlik analizini onbinlerce insanın tek vücut halinde yapabilmesini ve bu doğrultuda davranabilmesini beklemek realistlikten uzak.

    ancak biz, buna rağmen, onbinlerce insanın yapabileceği bir kimlik analizinden bahsederken; o gün bir tek adam, hem de ülkeyi yönetmekle görevli bir adam bu analizi yapamadı veya yapmadı.
    bu analiz sadece şundan ibaretti: "beni burada protesto eden; vatandaşımdır. vatandaşımın benden memnun olmayan kısmı, memnuniyetsizliğini dile getirmiştir."

    fakat tayyip erdoğan bu tespiti yapıp, devlet büyüğü olgunluğunu göstermek yerine, protestonun öznesini "galatasaray taraftarı" olarak belirledi ve ortamın bir mahalle kavgası havasına bürünmesinin en büyük müsebbibi oldu. bu yaklaşımı neden gösterdiği konusunda bir sürü tez öne sürülebilir. eleştiriyi lügatine alamamış bir insanın, protestoyu hazmedememiş olması olabilir. güç sarhoşluğu olabilir. etrafında "sen şüphesiz en iyisini bilirsin" diyenlerden başka kimsenin, cesaretle onu da eleştirebilecek kimsenin bulunmaması olabilir. "vatandaşımın bir kısmı benden memnun değil." itirafını yapmaya cesaret edememiş bir başbakanın; bu memnuniyetsizliği belli bir zümreye atfedip, işin içinden kolayca sıyrılma isteği olabilir. 80 milyonun yarısının kendisinden pek de memnun olmadığını kabul etmek yerine, sınırları belli, aidiyet dereceleri belli bir galatasaray camiası'nı hedef tahtasına oturtmaktı belki; başbakan için en kısa kaçış yolu... bilinmez.

    ama erdoğan bayraktar'ın kamuoyu önünde özür dilemesi olayına "ben o olayı kapattım. öyle bir şey de olmayacak. yeniden açmayın." diyerek karşı çıkan ve özrü engelleyen bir liderin; sağda solda her fırsatta galatasaray'ı tehdit eden, intikam ateşiyle yanıp tutuşan spordan sorumlu devlet bakanı'nın tahrik edici demeçlerinin önüne geçmemesi de tutarsızlığın daniskasıdır.

    ancak ben, tabii ki; senelerin siyaset adamı recep tayyip erdoğan'ın bir anlık sinirle yapamadığı bir analiz üzerine temellendirdiği bir tepkiyle; vatandaşını tehdit etmiş olduğuna inanmıyorsam, bu meseleyi kapattığına da inanmıyorum. çevresinde kendisinden habersiz kuş uçmayacak kadar güçlü bir lider profilinden bağımsız olarak; onun spordan sorumlu bakanı'nın galatasaray'ı tehdit ettiğine de inanmıyorum. 5 aydır yaşanan süreç; adım adım planlanan bir sindirme ve intikam alma sürecine dönüşmüştür artık.

    ne diyelim; o dünyada yokken galatasarayvardı. hatta hükümetinin başbakanı bulunduğu cumhuriyetbile yokken galatasaray vardı. elbet, kendisinden kat kat eski ve köklü bir camiaya savaş açanlar; bütün eskilerin mezarlığı olan tarihte hak ettiği yerleri alacaklardır.
  • 205
    takımımızın ligin ikinci yarısında hakemler tarafından katledilmesinin bir numaralı sebebidir. futbola siyaset karıştırmamak gibi saçma sapan laflarla savunulmasın kendisi, zira 15 ocak 2011 tarihinde aslantepe'yi miting alanı olarak gören ve gösteren, o gün orada kulübümüze olmadık laflar edenleri halen yerlerinde barındırarak sahip çıkan kendisidir.

    bir daha gelsin arena'ya, bir daha ıslıklanacaktır. adamın kaderi bu...
  • 207
    "olay sadece fenerbahçe ile alakalı değil. ayrıca fenerbahçeli değil sadece kongre üyesiyim. yargı buradan nereye ulaşacak emin değilim. eğer bir yerde bir suistimal varsa bir yanlış varsa bunun adil bir yaklaşımla çözülmesi lazım. bu bizim çok inandığımız ne olursa olsun orda da takınacağımız tavırdır. yargı belgelerle bilgilerle çalışmalar yaptığını söylüyor. temenni ederim ki süratle bir adil neticeye varmak suretiyle uluslararası bu konudaki vizyonumuza leke gelmesin. şu andaki tartışmalar dahi bize leke getiriyor. bu soruşturmalar, uzun yıllara dönük olarak da en azından dedikoduların yapılmasına fırsat vermeyecektir. halkımızın yargısına ya da kurumlarına inandığı bir ülke olmalıdır. biz de bunları duygusal bir şekilde değil olması gerektiği gibi bakmalıyız. adil kararlar verilmek suretiyle bir neticeye varılır. takımlar kampta, ligler başlayacak. ne olduğu ne olacağı süratle meydana çıksın." şeklinde bir açıklama yapmış başbakan. bu çapta bir soruşturmanın siyasi destek olmadan başlamayacağını sanırım herkes biliyor ve benim gördüğüm kadarıyla iktidar aziz yıldırımın ipini net bir şekilde çekmiştir.aziz yıldırımın iktidara yakın olduğunu düşünüyorduk hep ki verilen görüntü de böyleydi ama belli ki gözden çıkarılmış siyasi iktidar tarafından yoksa azizin yaptığı pislikler daha öncede biliniyordu. fenerin ne oranda etkileneceğini hep beraber göreceğiz ama türk futbolunda aklansa bile aziz yıldırım dönemi fiilen kapandı geçen pazar günü..
  • 209
    hasan doğan ve mahmut özgener'den sonra tff başkanlık seçimlerine üçüncü kez müdahale ederek mehmet ali aydınlar'ı futbolun başına geçiren ve türk futbolunun içinde bulunduğu durumdan birinci derecede sorumlu olan başbakan.

    işin ilginç yanı medya ve basın içerisinde bir allah'ın kulu da çıkıp "neden bir başbakan futbol federasyonu başkanlık seçimlerine doğrudan müdahil olur" diye sormaz/tartışmaz.

    (bkz: recep tayyip erdoğan'ın futbola müdahale etmesi)
  • 211
    türkiye'de tek adam konumundadır. kendisinden habersiz kuş uçmaz bu ülkede. dolayısıyla bu şike yasasının aynen kabul edilmesinde de bizzat başbakan'ın talimatı vardır. meclisteki çoğunluğa bakıldığında da muhalefet liderlerini eleştirmek yersiz olur. onlar destek verse de vermese de olay başbakan'ın iki dudağından çıkacak söze bakar. her şeye rağmen ilk çıkan yasada suçta ve cezada orantısızlık olduğu bir gerçekti. ve bu adaletsizliğin düzeltimesi gerekiyordu. en ilginç olanı da zaman gazetesinin başbakan'a çıkışı oldu. zaman, zaman zaman iktidara karşı bu tür göstermelik çıkışlar yapıyor. ama bunun arkasında ne olduğu ve zaman'ın neden bu yola başvurduğu da irdelenmesi gerekiyor.
  • 217
    futboldaki bu hengameminin yegane sebebi. ustamız. ilk geldiğinde çıraktı zamanla kalfa oldu sonra da ustalığa terfi etti. her kurumun başına bir şekilde kendi adamını geçirmek istiyor. tff'de hasan doğan'la başlayıp basketbolda turgay demirel'le devam etti bu süreç. kayınçosu ya da bunu gibi bişeyi göksel gümüşdağ'ı da es geçmemek lazım. muhtemelen yani başkan da onun işaret edeceği kişi olacak. zaten eski topçu. kafa golleri eskilerin hala dilinde. bırakalım da futbola karışsın azıcık.
  • 219
    gercek kisilerin sirf kendi egosunu tatmin etmek icin sike yaptigini sanan basbakan. sonucta gercek kisiler bir futbolcu transfer ettiginde, tuzel kisiler bundan seyirci olarak faydalanmiyor mu? ya da tuzel kisilerden "sikeyi gercek kisiler yapmistir, biz desteklemiyoruz" diye bir tepki mi gelmis? aksine bu tuzel kisilikler, sike yapmasina ragmen gercek kisilerin posterini ataturk misali stada asip, her macta lehine tezahurat yapmamislar mi?

    baskanlarinin ne yaptigini bile bile onu camiadan uzaklastirip bu konuda hareket etmeyen tuzel her kisiyi sike baglar. sike yapana destek veren herkes sikeye dahil demektir. kaldi ki uefa da bunu görmus ve toplantida bu konu hakkinda gerekli ayari vermistir. gercek kisiler de babasinin hayrina sike yapmadi heralde...

    basbakanin spor gibi siyasetten cok ama cok uzak olan bir konuda görus bildirmesi dogrudur yanlistir bilemeyiz. ancak kendisi konumu itibariyle her ne kadar fenerbahceli olsa da, butun o hakki yenilmis takimlara esit mesafede kalmalidir. kendisine yakisan budur.

    daga cikmamis, herhangi bir silahli eyleme katilmamis ve bu konuda dolayli yoldan en ufak bir suc islememis birini, meydanda pkk lehine slogan atiyor diye iceri tikip cezalandiriyorsak, sike yapmis baskanlarinin maskeleriyle maca gelen, baskanlari icin yuruyus duzenleyen, her macta lehine tezahurat yapan camiayi da cezalandirmaliyiz. ki bunun cezasida kanunda bellidir. belki hapis cezasi agir olabilir ancak, kume dusurme ve spordan men makuldur.
  • 220
    aşağıdaki videosu ile şike ve teşvik konusunu açıklamış başbakan.

    http://webtv.hurriyet.com.tr/...e-o-ceza-almali.aspx

    başbakan'ın spor yargısına müdahalesi ve tff, pfdk ve tahkim kuruluna ve türk halkına yapılan şike ve teşvikler kulüpleri bağlamaz demesi ciddi bir konudur.

    bazı sorular ile bu açıklamayı incelemek gerekir.

    1. 2010 - 2011 yılı şampiyonluk kupası ve şampiyonluk geliri ile şike alınan maçların müsabaka gelirleri ne olacaktır?

    2. bank asya ligi lig değilmidir. bir takımın 58'e göre alt lige düşmesi o kulübün kapatılması mı dır? o kulüp 58 e göre disiplin cezasına çarptırılmaktadır. aynen seyirciler olay çıkardığında kulübün celandırılıp seyircisiz oynama cezasına çarptırılması gibi. klüp kapanmamakta faaliyetine devam etmektedir. bu yoruma göre taraftarın çıkardığı olaylar da kulubü bağlamamalıdır.

    3. bazı anketler yapılmış olabilir. ancak o anketleri yapanlara tavsiyem bir de taraftar anketi yaptırmaları ve kulüpler bağlamaz uygulamasında neler olacağının araştırılmalarıdır. burada son derece ciddi bir durum söz konusudur. kulüpleri bağlamaz ifadeniz ile şikeye %100 tolerans vermiş gözükmektesiniz. burada milyonlarca taraftar cezalandırılmamakta, burada kulüp kapatılmamaktadır. juventus örneğinde olduğu gibi kulüp faaliyetine devam etmektedir. taraftarlar bank asyada mücadele edecek takımlarını seyderecekler üstelik şifresiz kanal sayesinde tv'dan bedava izleme şansına sahip olacaktır. esasında burada bir nevi taraftara ödül de söz konusudur. taraftar aşkı takımın nerede oynadığı ile ilgili bir olay değildir. taraftar takımı amatörde de oynasa gider desteğini verebilir. yoksa bu zaten taraftarlık değildir. (gbkz: şikeye karışanlar cezalandırılmaz ise şikeye karışmamış milyonlar cezalandırılacaktır. )

    4. sözlerinizden 58 değişmeli gibi bir durum veya 58 değişmeden hukuki bir yorumla kulüpleri bağlamaz şeklinde bir politika güdüleceği anlaşılmaktadır. bu durumda şikeye karışmamış takımların günahları nedir? adalet bu mudur?
  • 221
    futbol kuralları, kanunları ne derseniz deyin ''kişilerin işlediği suçlar eğer bu kişiler kulüple doğrudan bağlantılıysa kulüpleri de bağlar'' derken, çıkıp şahıslar ile tüzel kişiler ayrılmalı diyerek, aslında bir nevi devam eden bir davada ''anayasa'daki kurallar böyle diyor ama aslında bu başka şekilde olsa daha iyi olur'' diyebilecek kadar ne dediğini bilmeyen ama başbakan statüsünde ülkeyi yöneten ulu (!) insan... bizi aydınlattığı için aslında teşekkür bile etmemiz lazım, biz de 3 temmuz'dan beri bu iş nasıl düzelir diyorduk, müthiş bir çözüm önerdi, sağolsun kendiler...
  • 222
    allah aşkına ekrana çıksında yıllardır neden maç sırasında sahaya yabancı madde atan cezasız kalıyorda ev sahibi takımın sahası kapanıyor bizlere bir anlatsın. elbette suçu işleyen ceza alacak ama şike olayında esas olarak kulübe menfaat sağlanıyor o nedenle kulüp mutlaka ceza almalı.

    şimdi bunu niye söylüyorum bilmiyorum, zaten talimatname de küme düşme cezası konmuş. eğer hukuk kurallarına uymayacaksanız mesela hükümete darbe yapanları da içeri atmayacaksınız. sonuçta ikiside hukuk kurallarını çiğnemektir. hukuk varsa, kanun varsa onu uygulatacaksın başka yolu yok.
  • 223
    "gerçek kişilerin yaptıklarının cezasını tüzel kişilikler çekmemelidir" diyerek farkinda olmadan ya da bilerek aziz yildirim‘in sike yaptigini soylemistir. artik demekki is; sike vardi, yoktu, yapildi, edildi, vs. olayindan cikmis ve isi "aziz baskan sike yapmis ama bunu butun bir camiaya yikmamak lazim" mevzusuna getirmistir. bugun resmen araya girerek platini‘yi ikna etmeye calismis ama basarisiz olmustur. kendisine de hak vermemek yanlis olur cunku, asagi tukurse sakal, yukari tukurse biyik. her iki tarafinda gonlunu alacagi bir formul aramistir bugunku konusmalarinda ancak platini‘nin de dedigi gibi; kurallar net ve aciktir, uygulanmak zorundadir.

    ayrica soyle birsey daha var. fenerbahce taraftarinin hep söyledigi, "devletin isi fenerle degil, devletin isi aziz‘i al asagi etmek, ihaleler cemaat vs." sözleri, eger fener kume dusmez ve sadece aziz yildirim iceri girer veya ceza alirsa gerceklesmis olacak. böyle bir durumda hem aziz yildirim‘i yedigi, hem de fenerin kume dusmesine musade etmedigi icin iki buyuk kulubun taraftarlarinca protesto edilecektir ki böyle bir riski almaz diye dusunuyorum.

    basbakanin, bugun feneri kurtarmak icin elinden geleni yaptigini ve artik kenara cekilip olacaklari izleyecegini saniyorum..
  • 224
    futbol klüpleri dernekler kanununa tabiidir ve bir derneğin yönetim kurulu üyesinin yapmış olduğu "haksız fiil"den dolayı tüzel kişilik direk sorumludur. bunu ben demiyorum anam babam kanunlar hükümler diyor. recep tayyip erdoğan ya bunlardan bi haber , hiç bir fikri yok ya da gayet biliyor şikeyi de kabul ediyor ve bunu düzeltmek için elinden geleni yapıyor.
  • 225
    --- alıntı ---

    istanbul'da düzenlenen uefa zirvesinde konuşma yapan başbakan recep tayyip erdoğan, futbolculuk günlerini anlattı.

    babasından gizli futbol oynadığını kaydeden erdoğan, yırtık kramponlarını eve götürmediğini kömürlükte sakladığını söyledi.

    kramponlarimi kömürlükte saklardim

    başbakan erdoğan, 'ben de yeşil sahalarla ve rahmetli babamla tam bir maç halindeydim. rahmetli babam okumamı iş bulmamı isterken ben yırtık kramponlarla lastik ayakkabılarla gizli gizli katıldığım antrenmanlarla futbol kariyerimi ilerletmek düşüncesindeydim. o kadar ki sakatlandığım zamanlar evde acımı bastırıyor, kramponlarımı eve götürmüyor kömürlükte saklıyordum. resimlerimizin basıldığı gazeteleri babam görmesin diye köşe bucak saklıyordum. ama sonunda babam haklı çıktı ve ben futbolcu değil siyasetçi oldum' diye konuştu..

    --- alıntı ---

    http://haber.gazetevatan.com/...ikti/438398/1/Gundem

    haberin altındaki yorum;

    keşke babanı dinlemeyip futbolcu olsaydın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın