1
şimdi nasıl desem, nereden başlasam ki? hakikaten son derece centilmenlik sınırlarını aşan, terbiyesizlikten öteye geçmeyen, sporcunun ahlaksızlığını en üst seviyeye çıkaran bir durumdur bu. ve hatta böylesine pislik bir gerçeği taktik, teknik konuşmalar dahilinde maç öncesi, ya da devre arası gibi anlarda hatırlatan teknik ekip, direktör vb.. kişiler mevcuttur. bizim ile sınırlı değildir tabii ki. avrupa'da, asya'da her yerde vardır bu insanlık dışı hareket.
hani belki okurken çok yüzeysel gelebilir ve pek umursamayabilirisiniz. belki de aramızda bu satırları okuyan hanım arkadaslar pek anlayamayabilir bu hissi, acıyı. çünkü derler ya sürekli; '' yaşayan bilir'' diye... işte öylesine bir şeydir bu eylem. tekmeyi yiyen futbolcuya artık isyan ettirir. çünkü bir değil, iki değil, üç değildir bu yapılan. sayısızdır, hele ki bazı futbol ligleri(!)nde. şimdi normalde kaval kemiklerini koruyan tozluklar bir yere kadar işe yarar. bunu meslek haline getirmiş bazı futbolcu kişileri rakibe arkadan tekme atar, o yetmez ayakkabi ile ayak bileğinin tam kesiştiği yerdeki kemiksi dokuya ayak altı ile basar.. isteyene iş mi yok sanki? yapar durur. yapar yapmasına da bu yapılanları hakemin yakalaması her zaman gerçekleşmiyor ne yazık ki. pozisyon içerisinde o kadar hızlı gelişir, o kadar ani olur ki, yani bu tekmeye, tekmelere maruz kalan futbolcu ne olduğunu anlayamadan bir kaç pozisyon sonrasında sakatlıktan ötürü kenara alınır. bilek kısmında delinmelerden tutun kramponların yırtılmasına kadar türlü türlü.
halı saha maçlarında da sıklık ile karşılabilirsiniz böyle yanlış zihniyetli insanlar ile. orada dahi mevcudiyetlerini korurlar pozisyondan pozisyona. fakat bu söylediklerim kasıtlı yapılanları ilgilendirir elbet. yoksa çoğu pozisyon zaten istemeden bu durum ile sonuçlanır. bileklerine tekme yiyen oyuncuya gerçekten çok yazık olur. kötü bir acı yaşatır, sızlama olur. belki o anda soğutucu sprey işe yarayacaktır ama ya sonrası? kocaman ve şişmiş, mos mor hale helmiş ayak bileği. hele ki şut çekmeyi tercih ettiği ayak ise...
hani belki okurken çok yüzeysel gelebilir ve pek umursamayabilirisiniz. belki de aramızda bu satırları okuyan hanım arkadaslar pek anlayamayabilir bu hissi, acıyı. çünkü derler ya sürekli; '' yaşayan bilir'' diye... işte öylesine bir şeydir bu eylem. tekmeyi yiyen futbolcuya artık isyan ettirir. çünkü bir değil, iki değil, üç değildir bu yapılan. sayısızdır, hele ki bazı futbol ligleri(!)nde. şimdi normalde kaval kemiklerini koruyan tozluklar bir yere kadar işe yarar. bunu meslek haline getirmiş bazı futbolcu kişileri rakibe arkadan tekme atar, o yetmez ayakkabi ile ayak bileğinin tam kesiştiği yerdeki kemiksi dokuya ayak altı ile basar.. isteyene iş mi yok sanki? yapar durur. yapar yapmasına da bu yapılanları hakemin yakalaması her zaman gerçekleşmiyor ne yazık ki. pozisyon içerisinde o kadar hızlı gelişir, o kadar ani olur ki, yani bu tekmeye, tekmelere maruz kalan futbolcu ne olduğunu anlayamadan bir kaç pozisyon sonrasında sakatlıktan ötürü kenara alınır. bilek kısmında delinmelerden tutun kramponların yırtılmasına kadar türlü türlü.
halı saha maçlarında da sıklık ile karşılabilirsiniz böyle yanlış zihniyetli insanlar ile. orada dahi mevcudiyetlerini korurlar pozisyondan pozisyona. fakat bu söylediklerim kasıtlı yapılanları ilgilendirir elbet. yoksa çoğu pozisyon zaten istemeden bu durum ile sonuçlanır. bileklerine tekme yiyen oyuncuya gerçekten çok yazık olur. kötü bir acı yaşatır, sızlama olur. belki o anda soğutucu sprey işe yarayacaktır ama ya sonrası? kocaman ve şişmiş, mos mor hale helmiş ayak bileği. hele ki şut çekmeyi tercih ettiği ayak ise...
