üstat hıncal uluç cevaplıyor:
" ..."topa vuran oyuncu, topun son oynandığı anda ofsayt durumunda değilse gol geçerlidir" der. ve ilave eder.. "bu sırada pasif durumda olmaları kaydıyla başkalarının ofsaytta olmaları, golü iptal ettirmez..
peki pasif durumda olmak nedir?.
bunun iki şartı var..
birincisi.. ofsayt durumundaki oyuncu, topla oynama niyetinde olmadığını açıkça göstermelidir. topa, ileriye hamle yapmaz. hatta hakem niyetini iyi görsün diye geriye yürür..
ikincisi.. bu oyuncu aktif alanın dışında olmalıdır. yani aktif alanda pasif ofsayt olmaz..
aktif alanın dışında olmak nedir, peki?..
kaleciyi meşgul etmemek. yanıltmamak.."
üstadın bu açıklaması ışığında
11 aralık 2009 antalyaspor galatasaray maçında antalyaspor'un attığı tartışmalı iki gol için yorumu;
"...şimdi, stüdyoda tuvalet kâğıtları ile şov yapan şeyhülkadı'ya bir önerim var. kaleci kazağı giysin ve kaleye geçsin. topu serbest vuruş yapılan noktaya koyalım. galatasaray savunmasını tam görüntüdeki yerlerine yerleştirelim.. antalyalı "ofsayt" futbolcuları da, serbest atış anındaki yerlerine dikelim.
kaleci erman'a soralım bakalım.. top tam da bu üç oyuncuya doğru ortalanırken, onlara mı bakar, yoksa geriden koşup gelene mi dikkat eder?.
topun ortalandığı yönde ve tek vuruşla kaleye gol atabilecek pozisyonda duran üç adam, kaleci erman'ı meşgul etmiyor, ilgilendirmiyor ve yanıltmıyorsa, erman böyle derse, "özür dilerim" der, kalemimi kırarım..
o zaman nasıl "pasif" oluyor, 3 metre ofsaytta duran 3 adam?"