1
galatasarayın ilk amigosudur.
-----süleyman tekil anlatıyor...-----
1938' de kazım adında garip bir adam alındı kulübe. nereden geldi? kimin vasıtası ile alındı, hatırlamıyorum ? görevi, kulüp merkezinden statlara malzeme taşımaktı. 40 yaşlarında yüzünde hatlar belirmiş, dişleri kısmen dökülmüş, güler yüzlü bu adam, giydirildi, kuşatıldı ve
tribünlerin "paşa kazım" ı oluverdi.
nasıl mı ? ceketinin yakaları ve kol kapakları ile, pantolonunun yan çizgileri sarı-kırmızı şeritlerle donatılmış, kasketinin çevresi sarı-kırmızı kurdeleli ve ortasında gs rumuzu olan subay ünüformasını andıran giyimi ile...
lakap takmakta usta olan galatasaraylılar , garip kazım'ı "paşa kazım" yapıverdiler. takım sahay çıkınca, kazım' ın işi biter, tribünde yerini alırdı. galatasaray'ın attığı golleri esas vaziyeti alarak selamlardı. bağırmazdı, slogan atmazdı, sadece top santraya gelinceye kadar selam dururdu. ve selamı, galatasaray tribünlerini coşturur ,"yaşa paşa kazım" avazesi ile etraf inlerdi. kazım da bu seslerden kendine iftihar payı çıkarır, o sevimli yüzüyle gülümserdi. kazım bu vazifeyi (!) de malzemecilik kadar benimsemişti. hem de haz duyarak, sevinçten dört köşe olarak. sonra ne oldu? evet ne oldu? kazım birden yok oluverdi.ve galatasaraylıların gözleri tribünlere kayarken, hep kazım'ı aradı.
---------
bu abi (allah rahmet eylesin) ile ilgili bir kitap olduğundan bahseder dururlardı. (bkz: paşa kazım anlatıyor) sonunda o kitaba ulaştım ama aynı paşa kazım değil. bu lakabı kullanan başkası imiş. bu güzel insanla ilgisi yok kısacası. o nedenle biraz geç yazıyorum sözlüğe. umarım benim ardımdan birileri bu işleri görev addedip daha fazla bilgi girer.
-----süleyman tekil anlatıyor...-----
1938' de kazım adında garip bir adam alındı kulübe. nereden geldi? kimin vasıtası ile alındı, hatırlamıyorum ? görevi, kulüp merkezinden statlara malzeme taşımaktı. 40 yaşlarında yüzünde hatlar belirmiş, dişleri kısmen dökülmüş, güler yüzlü bu adam, giydirildi, kuşatıldı ve
tribünlerin "paşa kazım" ı oluverdi.
nasıl mı ? ceketinin yakaları ve kol kapakları ile, pantolonunun yan çizgileri sarı-kırmızı şeritlerle donatılmış, kasketinin çevresi sarı-kırmızı kurdeleli ve ortasında gs rumuzu olan subay ünüformasını andıran giyimi ile...
lakap takmakta usta olan galatasaraylılar , garip kazım'ı "paşa kazım" yapıverdiler. takım sahay çıkınca, kazım' ın işi biter, tribünde yerini alırdı. galatasaray'ın attığı golleri esas vaziyeti alarak selamlardı. bağırmazdı, slogan atmazdı, sadece top santraya gelinceye kadar selam dururdu. ve selamı, galatasaray tribünlerini coşturur ,"yaşa paşa kazım" avazesi ile etraf inlerdi. kazım da bu seslerden kendine iftihar payı çıkarır, o sevimli yüzüyle gülümserdi. kazım bu vazifeyi (!) de malzemecilik kadar benimsemişti. hem de haz duyarak, sevinçten dört köşe olarak. sonra ne oldu? evet ne oldu? kazım birden yok oluverdi.ve galatasaraylıların gözleri tribünlere kayarken, hep kazım'ı aradı.
---------
bu abi (allah rahmet eylesin) ile ilgili bir kitap olduğundan bahseder dururlardı. (bkz: paşa kazım anlatıyor) sonunda o kitaba ulaştım ama aynı paşa kazım değil. bu lakabı kullanan başkası imiş. bu güzel insanla ilgisi yok kısacası. o nedenle biraz geç yazıyorum sözlüğe. umarım benim ardımdan birileri bu işleri görev addedip daha fazla bilgi girer.
