• 176
    bütün kötülüklerin anasıdır, 2,5 senedir çektiğimiz ızdırabın baş sebebidir. fatih hocanın camiamıza attığı kazıktır. burak elmas da sağolsun, hem onu gönderip hemde onunla aynı "şey"i oynatan hocayı başımıza getirdi ve şimdi kara kara düşünüyordur "nerede hata yaptım" diye. okan buruk yada sergen bugün gelse iddia ediyorum bu takımı tanıyamazsınız. resmen bir pranga var bu takımın ayağında. adana demirspor aynı kadrosuyla nasıl samet aybaba ile montella arasında dağlar kadar fark ettiyse bizde pas futbolunu bırakırsak öyle farkedecek. 800 pas yapıp orta sahaya anca geliyoruz, böyle futbol mu olur? üstelik bizim kadromuz pas futboluna taban tabana zıt. üç metreye pas atamıyor çoğu. habire top kaybı, habire geri koş. en az 10 puan kaybettik sırf çıkarken yapılan pas hatalarından yediğimiz gollerle.
  • 177
    futbolcuların takım arkadaşlarına pas opsiyonları oluşturmadığı sürece pek işe yaramayacak futbol uygulaması.
    (bkz: pas opsiyonu)

    ukalalık yapmayıp, doğru uygulandığında ise son 2,5 sezon da gördüğümüz gibi lazio, marsilya, moskava’lı gruptan namağlub lider çıkabiliyor, billong-serdar tatlı sezonunda şampiyonluğu kıl payı gol averajı ile kaçırabiliyorsunuz.
  • 178
    dünyadaki karşılığı tiki takaya türkiyede ise ya kalp krizine ya da kabızlığa varan oyun mantalitesi. seveni seviyor, sevmeyeni ise oldum olası ısınamıyor.

    bu oyunu oynayan takımlarda topla oynayan oyuncular diğer takım arkadaşlarının (pas opsiyonu olacak kişiler) yerleşimini ezbere bilir. pas opsiyonu olacak kişiler de topla oynayan arkadaşının kendisinin nereye gitmesi gerektiğini, takım arkadaşının kendisini nerede hayal ettiğini bilir. he bir de bu oyun hızlı düşünebilen, ayakları ile beyninin koordinasyonu hızlı ve sağlıklı olanlarla oynanır, yani kaliteli ve kondisyonu sağlam topçularla.

    türkiyede ise, yana ver geriye ver sola sağa ver en son kaleciye dön. kaleci de baskıyı yiyince şişirsin ileri ya da atsın taca. 6 numaran baskı yiyince de cılız bir topla pas hatası yapsın yedirsin golü. önde şok pres yapan takımlarda kalp krizi geçir, kapanan takımlarda ise bekle ki o defansı açasın. sabaha kadar oynatsınlar maçı seyir zevkinden yoksun bir garip koşuşturmacadan başka bir şey izlenmiyor. zaten ilk 30 dakikadan sonra bizimkilerde kondisyon patlıyor. biz de bekliyoruz ki akıllı paslar yapıp kaleye gideceğiz. yahu dakika 30’dan sonra adamın beyninde verdiği karar ayaklarına varana kadar topu kapıyorlar zaten ya da bir önceki pozisyonda gönderdiği sinyal henüz yeni ulaştı ayağa.* sonra biz diyoruz ki orada o kaçtı onu görmedi, burada o pas mı verilir.

    genel olarak:

    (bkz: 2021-2022 galatasaray futbol takımı)
    (bkz: farioli’li alanyaspor)
    (bkz: 20 şubat 2022 alanyaspor trabzonspor maçı)
  • 181
    pas olmadan futbol olmaz, pas oyununa karşı bir teknik adam veya futbolcu da yoktur zaten.

    ancak her olayda olduğu gibi, pas oyununun da takıntılı ve başarısız versiyonları can sıkar. kontra atak futbolunun da, savunma futbolunun da, duran top taktiğinin veya uzun topun da. hepsinin.

    bir oyun tarzına saplantılı biçimde takılı kalmak, hele hele kafasındaki bu oyun tarzının tam tersine transfer hamleleri yapan, hatalarından ders almayan hocalar başarısız birer guardiola kopyası olarak silinip gidecek. süper ligde de böyle olacak, avrupa futbolunda da böyle olacak.
  • 182
    büyük takımların, liginde kazanmak için oynayan takımların belirli bir seviyede yapması gereken durum. ne yazık ki bizim ülkemizde her kaleciden topla çıkan, bekleri paslaşan, stoperleri hat kırmak için pas atan takımlar pas futbolu yada pozisyon oyunu oynuyor deniliyor. bunu takıntı haline getiren, bütün maçlarda pas yapan hocalar var. mesela farioli , ya da pep takımları. bu tarz hocaları denkleme katmazsak ki şimdiye kadar bu kadar pas fetişisti bir hocamız olmadı, bizim gibi takımların belirli seviyede topu almamız, paslaşmamız, rakibi açmak için paralel pas yapmamız, geçiş yememek için ki rakipler bunun üzerine kurulmuş, topun değerini bilmemiz, topun değerini bilirken de topla defanstan çıkmamız gerekir. zaten yıllardan beri de yapmaya çalıştığımız şey bu. dediğim gibi bu bizim için bir seçenek değil, zorunluluk. elimden geldiğince ve gözlemleyebildiğim kadarıyla avrupa'nın iyi hocalarından örnek vermeye çalışacağım. en son da bizimle karşılaştırma yapmaya çalışacağım.

    2020-2021 sezonu şampiyonlar ligi şampiyonu hocası thomas tuchel. şuan tuchel ismi geçtiğinde kimse pas hocası demez. zaten kendisine denk takımlarla oynadığı maçlara bakıldığında topu rahatlıkla bırakabildiğini görürüz. 2020-2021 sezonu şampiyonlar ligi finaline ya da 2021-2022 sezonunda chelsea'nin liverpool ve man. city maçlarına baktığımızda ortalama 300 pas yaptığını görürüz. fakat aynı tuchel'in takımı norwich city- burnley- everton gibi takımlarla oynarken 700 başarılı pasa yakın pas yapmaktadır.

    yine geçiş oyununu iyi yapan conte. conte 2021-2022 sezonunda tottenham'ın başına geçtikten sonra liverpool ,chelse ve man. city'e karşı ortalama yaklaşık 300 başarılı pas yapmış, aynı takım west ham, leichester, burnley'e karşı yaklaşık 550 pas yapmış. aynı conte 2020-2021 sezonunda inter ile italya serie a da şampiyon olurken napoli, juventus, milan maçlarında 350-400 pas yaparken spezia, torino gibi takımlara karşı 500 üstü pas yapmış. bunu yaparken de belki de avrupa'nın en iyi sırtı dönük top alabilen forveti lukaku ile yapmış.

    pochettino ile psg takımı ligue 1'de 550 , 600'den az pas yaptığı maç sayısı çok azdır. belki de hiç yoktur. galtier'in takımlarına karşı her maç %65-70 arası topla oynuyor psg. bu pas sayısı city, leipzig deplasmanlarında 350- 400 lere düşmüş. aynı psg'nin başında tuchel varken de ligue 1 de oynadığı maçlardaki pas sayılarına bakıldığında benzerlik görmek mümkün. yine pochettino'nun da tottenham kariyerine bakarsak aynı paralelliği görebiliriz. denk takımlara karşı az pas, büyük takımlara karşı çok pas.

    ve bence dünyanın en iyi hocası olan klopp. city'e karşı geçiş oynatıyor diye, üzerinden geçiş futbolu övülen klopp. ligde topla oynama yüzdesi ortalama yüzde 60'ın üzerinde ve ortalama 500 üstü pas.

    gelelim pas oyunu diye yerden yere vurduğumuz galatasaray'a. sezonu 2. bitirdiğimiz 2020-2021 sezonunda 2 fenerbahçe maçında ortalama 320, 2 alanya maçında ortalama 250, 2 trabzonspor maçında ortamala 400, 2 beşiktaş maçında ortalama 250 pas yapmışız. yeni malatya , rize, denizli, göztepe, sivasspor, ankaragücü gibi takımlara ise ortalama yaklaşık 450 pas yapmışız.

    şimdi akıllardaki soru şu? bu hocalar niye kendi ayarındaki takımlara topu bırakıp, daha küçük takımlara karşı topu almışlar? bence mecbur oldukları için.

    benim bu verilerden çıkardığım şu. oynadığı maçta galibiyet almak isteyen takımlar topla oynamak mecburiyetinde. sonunda başarılı olursun olamazsın ama maçları kazanmak için a planının topsuz oyun üzerine olamaz. bizim de geçmiş yıllarda yapmaya çalıştığımız şey tam olarak buydu.

    yani anlatmak istediğim şey şu, benim anladığım ya da anlayabildiğim kadarıyla büyük takım olmak, liginde bütün maçları kazanmak istiyorsan geçen senelerde oynadığımız, bana göre bazen pas, bazen geçiş, bazen savunma oyununu ama medyaya göre pas oyununu oturtmak zorundayız. bu bizim için seçenek değil mecburiyet. tıpkı diğer büyük hocaların denediği gibi.

    tabi büyük takım hüviyetini kaybedersek bu dediklerime gerek kalmayabilir. her maç gönül rahatlığıyla geçiş oynayabiliriz. zaten gidişatımız o yönde.
  • 185
    liginde şampiyonluk için oynayan takımlar için seçenek değil, zorunluluktur. tabi burada pas futbolundan kastım, farioli gibi gerçekten pas futbolu oynatan takımlar değil de bizim gibi pas futbolu oynayan takımlar. bu bizim için niye seçenek değil anlatmaya çalışayım.

    valerien ismael 2021-2022 sezonunda beşiktaş futbol takımı teknik direktörlüğüne getirildiği için heyecanlıyım. heyecanlanma sebebim ise tam olarak başlık ile alakalı. büyük takımlar topu bırakıp, pres yapabilir mi? ya da sürekli bu şekilde oynayabilir minin cevabını valerien hoca sayesinde bulabiliriz.

    valerien ismael beşiktaş'a gelmeden önce 2 sezon championship'de görev yaptı. 2020-2021 sezonunda barnsley, 2021-2022 sezonunda da west bromwich takımında görev yaptı. genel olarak bakıldığında bu takımlarla oynadığı maçlarda takımı maç başı 200 isabetli pas geçtiği maç sayısı az. 300 isabetli pas yaptığı maç sayısı yok denecek kadar az. zaten bülent kalafat'da ismael hoca geldikten sonraki analizinde bu konudan bahsetmişti. pas oyunu oynatmaz, ilerde baskı yapar. hatta ilerde top kapma istatistiklerinde en yakın rakibinin 2 katına yakın olduğundan bahsetmişti.

    aynı ismael hocanın takımı , 17 nisan 2022 giresunspor beşiktaş maçı'nda 517/620 pas sayısıyla oynadı. west bromwich takımında 3 maçta yaptığı pası tek maçta yaptırdı. 4-1 kazandıkları 9 nisan 2022 beşiktaş alanyaspor maçı'nda da 228 başarılı pas yapmıştı. yani 17 nisan 2022 giresunspor beşiktaş maçı'ndaki pas sayısı valerien tercihi değil, zorunluluk.

    beşiktaş 17 nisan 2022 giresunspor beşiktaş maçı'nı kazanabilirdi. kazansa bile bu durum değişmeyecekti. liginde şampiyon olmak isteyen takımlar top ayağındayken ne yapması gerektiği ile alakalı fikirleri olmalı. topla oynamayı bilmeli ve buna uygun çalışmalıdır. ayrıca geçiş yememek için de topun değerini bilmeleri gerekir.

    sırf bu başlık için beşiktaş'ın maçlarını daha sık izleyeceğim. :) tekrardan, teşekkürler valerien ismael hoca.

    not: veriler maçkolik mobil uygulamasından alınmıştır.
  • 191
    mevcut galatasaray kadrosunun “şu anda” fatih terim dönemine göre daha başarısız olduğu oyun sistemi. şu an pas futbolu olarak tanımlanacak bir oyun oynamıyoruz fakat oyunun belli bölümlerinde maça hakim olma adına sete yerleşmeye çalışıyoruz. o noktalarda kesin şekilde ifade etmeliyim ki bu takım şu anda son terim döneminin gerisinde. taylan’lı berkan’lı cicaldau’lu kurguda dolaştırabildiğimiz topu şu an nasıl dolaştıramıyoruz anlamıyorum. o takımın bariz kalite eksikleri vardı, bu takım da kalitesiyle direkt oyunuyla sonuca gidiyor. yine de bu ligde set oyunu oynamadan anadolu maçlarını açmak mümkün olmuyor. bu noktada mevcut takımımızdan daha iç açıcı performanslar bekliyorum.
  • 192
    kıçından anladığımız olay. sürekli kaleciye dönerek, topu stoperlerde eveleyip geveleyerek pas futbolu oynanmaz. kaleci-stoper-bek üçgeninde öyle hantal hantal top yapıyoruz ki rakip kalecinin süre geçirmesine falan kimse kızmasın. kağnı gibi topu taşıyana kadar zaten 2-3 dakika harcıyoruz. özellikle skor olarak gerideyken şu garabet huyu bi türlü bırakamadık gitti. sadece okan hocayla da değil fatih hocayla da böyleydik resmen genlerimize işledi şu mıymıy oyun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın