kendisi, cumhuriyet pazar dergisinde
* hakkında çıkan bir yazıda, "
futbolun bilge adamı" denilerek anılmıştır.
---
alıntı ---
hayatı boyunca kaldırımın 'sol' tarafından yürümesi pek bilinmez örneğin 1970'lerde
türkiye işçi partisi'nin trabzon örgütüne destek verdiği bilinir, keza 12 eylül ikliminde solcu gençleri cezaevinde ziyaret edecek kadar yürekli olduğu konuşulur.
...
onun için "futbolun bilge insanı" diyen de vardır, trabzonspor'a adanan bir yaşam diye tanımlayan da.
pek on tarafa çıkmayan bir tarafı ise trabzon gibi zor bir coğrafyada 'hak-hukuk-adalet' kavramlarının yılmaz bir savunucusu olmasıdır. çantasından
august thalheimer'ın kitabı çıkar, başucunda "
marx-
hegel diyalektiği" durur. ancak türkiye gerçeğini bildiği için öğrencilerine sadece dünya klasiklerinden hediye eder.
...
bazı oyunculara kitap hediye eder, "okuyun da futbolun kıymetini bilin" diye. kimi zaman
dostoyevski kimi zaman
puşkin,
kafka ya da
zweig'dan bir söz söyler. bir maç öncesi futbolcusunun kendisine boş gözlerle baktığını görür ve ertesi gün idman öncesi odasına çağırıp genç delikanlıya
beyaz geceler (dostoyevski) hediye eder. "oku ki, futbolun sana sağladığı şartların kıymetini anla.." diyerek.
---
alıntı ---
yukarıdaki alıntıda anlatılan şekilde takım arkadaşlarına ve öğrencilerine kitap hediye etme konusunda
özkan sümer'in ve italyalı futbolcu
paolo sollierin bir benzerliği var. ayrıca ilgimi çekti.
sollier'in hikayesi için (bkz:
paolo sollier/@solliergrad)