160
ilk geldi gitti, bir şey yazmadım. artık bu hafta bitmesi beklenen transferlerden birinin kendisi olduğu ortada, o yüzden bir şeyler çızıktırmanın tam zamanıdır. şimdi...
- oussama assaidi kardeşimiz hollanda'da doğmuş büyümüş bir göçmen. ana baba faslı yani, ama altyapı hollanda'dan. öncelikle, müslüman olduğundan türk kültürüyle en ufak bir sorun yaşaması söz konusu değil, yani "aa gece ezan okunuyor ne kadar interesting!" triplerine girmeyecek. neyse, asıl mesele şu ki 4-3-3 kanadının formasyonunu hollanda'dan almak güzel şey. yetenek testi için yerleşmiş açık futbol kültürü ve vasat savunma oyuncularıyla bezenmiş ortamdan daha iyisi yok. assaidi de buradan çıkma. yani madde madde bilinçaltına yazılıdır yapması gerekenler: 1. birebir kaldın mı çalımı basıcaksın, 2. gol ve asist katkısı sağlamak zorundasın, 3. alanı paylaşıcaksın. bunlara bir de kalburüstü yeteneği koy, hammaddede hiç bir eksik yok.
- heerenveen sürekli büyüklere oyuncu satan, gençlere şans veren forması kalplerle bezeli eğlenceli bir kulüp. 2009'da bayern gelip hop diye pranjic'i alıyor bunlardan, ne yapsak ne etsek derken o arada ikinci ligde iyi başlamış assaidi'yi alıyorlar hop sol kanada koyuyorlar. takım vasat, gol problemi var, forvette de bu trabzonlu henrique var. neyse assaidi alışıyor birinci lig ortamına bu sezon. performans tırt.
- bizim felaket olduğumuz sezon gelip çatıyor, assaidi-dost-beerens üçlüsü baya iyi performans gösteriyorlar, önceki sezonki kısırlığı aşıyorlar. assaidi ligin kalburüstü oyuncusu performansı veriyor. beerens'i az alkmaar kapıyor. o sezonun assaidi'nin isim yaptığı dönem, eredivisie'nin en iyi sol kanatları arasına giriyor. diğer isimlerden mertens müthiş performansıyla utrecht'ten psv'ye kaçıyor, dzsuzsuszszzdcak zaten gökmenin gazetesi milyon euro'ya anzhi'ye uçuyor, tadic ve assaidi ise sükse yapıyorlar ve takımlarında devam.
- neyse. beerens gidince alttan cayır cayır narsingh'i koyuyorlar yerine ve bu sezonun hollandadaki bomba üçlüsü assaidi-dost-narsingh voltranı oluşuyor (bi de yine alttan gelen djuricic). dost "eeeeh" diyerek 32 gol atıyor, narsingh 22 asist. şöyle diyim, bu dört adamın sezonda asist+gol sayıları toplamı 100'ün üstünde, ve yaş ortalamaları sadece 21. ligde 79 gol atarak 5. olup uefa hakkı kazanıyorlar. assaidi (kişisel görüşüm) önceki sene olduğu kadar dikkat çekemiyor zira hem afrika kupası var arada, hem de dost ve narsingh o kadar etkili oluyorlar ki arka plana düşüyor assaidi. ama yine ligin tadic ve mertens'le birlikte en iyi sol kanatları arasında. aslında şöyle demek daha doğru, mertens ligin açık ara en iyi sol kanadı, ancak tadic ve assaidi arkalarından geliyor. tadic zaten 7 milyona twenteye gitti, seneye orada.
- geldik günümüze. kontrat seneye bitiyor, yaş 23. tam transfer yapma vakti. galatasaray tam ideal kulüp, para müthiş. galatasaray da genç, zaman zaman yedek kalmayı sorun etmeyecek, maliyeti düşük, potansiyelli bir genç kanat istiyor. sevenler kavuşsun gibi bir durum var yani. aynı marketten mertens'i alaydık? nah alırsın bu paraya. tadic'e gelince, bence bizim sisteme daha net uyardı ama twente de 7 milyon baydı az para değil. tosic tadic jovetic ljajic ben severim böyle adamları. neyse.
- "ulan bu kadar yazmaya ne gerek var, sıtoç mu daha iyi sait mi?" diyecek olursak... açıkçası assaidi'yi stoch kadar izleyemedim, zira stoch twente'deyken avrupa'da da iyi gidiyorlardı ve maçlarını takip etmek daha kolaydı. stoch'un mesela gol+asist sayıları çok ahım şahım değildi ama maçı izleyince takıma nefes aldıran adam olduğunu görüyordunuz. bu özelliğini türkiye'de pek gördüğümüzü söyleyemem açıkçası. assaidi bu açıdan stoch'a benziyor. ama hücum anlamında stoch kadar şutor değil, aksine oyunu oynama konusunda daha iyi. yani adam kaçırıyim, hop arapası bırakıyim şuraya, sola çekip elmander'in kıllı sarı göğsüne keseyim olacak stili. ama ben açıkçası fatih hocanın geçtiğimiz sene engin baytar'ın sıklıkla yaptığı "topu derinde kapar kapmaz rakip sahaya ölümüne dripling" misyonunu kendisine vereceğini düşünüyorum. bu assaidi'ye çok uygun bir rol çünkü ayağından top almak çok zor, her yöne çalım atabiliyor ve çok hızlı. bizde keita'dan beri bu özellikte oyuncu sayısı sıfır olduğu için katkı sağlayacaktır.
- işin yetenek kısmına geleyim. geçen sergen yalçın başlığında biri değindi, aslında mental özellikler de bir yetenektir minvalinde. çok doğru bir tespit, oraya bağlayacağım. şimdi bu arabik ülkelerin oyuncuları sorunlu olur, çok örneği vardır.. amr zaki vardı misal. geldi epl'ye bildiğin inanılmaz oynadı, 5-6 maçta tottenham chelsea söylentileri filan çıkmaya başladı. sonra deli olduğu ortaya çıktı tabi. veya mido vardı, hani bu süleyman hurma'nın fablına konu olan, aynı hikaye. çok iyi eğitilmemiş adamlar birden para ve şöhrete boğulunca aptala dönüyorlar, avrupa futbolunda başarılı olmak için gereken karakter melekelerine sahip olmadıkları için de çok çabuk yitip gidiyorlar. örneği çoktur bunun, bu ikisi şu an aklıma gelenler. bu arabik adamlar topla feci yetenekli olurlar, bu iş böyledir, topu getiren çocuk değil mahallede sabahtan akşama kadar yırtık ayakkabıyla oynayanda olacak tabi yetenek. hız, çalım, göze hoş gelen futbol yani; ama tabi bunu biraz ekstreme götürüyor. kanat oyuncuları zaten topla oynama delisi olurlar, bir de böyle bir arkaplan koyunca üstüne... fazla kendine oynayan bir tip çıkıyor ortaya.
- takımın başında fatih terim olmasa çizeceğim senaryo birebir şu olurdu: assaidi transfer edilir, ilk 3-4 maç inanılmaz oynar çünkü kendini ispat etmesi gerekir.. performans iyi, zaten futbolun günde 25 saat konuşulduğu bir ülkedesin, gelsin sansasyon, haberler, taraftarın çıldırması, telefona hatun mesajları, ve psikoloji hemen kayar. bir bakmışsın kimseye pas vermeyen, sürekli topu ayağına isteyen, sadece topukla oynamaya çalışan bi tip var sahada, yok yere başına quaresma örmüş olursun. en son ihtiyacımız olan şey. ama takımın başında terim var. o yüzden eminim assaidi'yi kendisini ispatlama hissiyatında uzun süre tutar. zira "tamam ben oldum" dediği an biter adam, ve bunu çok çabuk deme potansiyeli genlerinde var adamın.
- son olarak, adam çelimsiz beyler. şöyle açıklayayım, galatasaray'ın biçtiği fiyatlar üzerinden amrabat ve assaidi'nin arasında 3 milyon fark varsa o fark fizik kalite farkıdır. zira kanat oyuncuları dirençli olmalı, markajda pısmamalı, bunun için de herşeyden önce fiziksel olarak ayakta kalması lazım. assaidi'nin de bir fırın protein tozu filan yemesi lazım. bu scott piri tayfasının önemi büyük bu konuda. ama kişisel fikrim yok "burda bacağını eline verirler", yok "elini omzuna atarlar" gibi şeylere gerek yok. takım olarak en iyi olduğumuz konu sahaya yerleşim, öyle ki emre çolak bile rahat rahat oynuyor. assaidi de oynar, carrusca olmaz yani.
- sonuç: daha iyisi var mıdır piyasada, kesin vardır. ama 3-4 milyona iyi transfer olur assaidi. böyle riskleri almak lazım bence. gelirse de gelmese de üzülmeye gerek yok. umarım fatih hoca tedrisatından geçmeye hem fiziksel hem mental olarak hazırdır, çünkü öyleyse büyük dopçu olabilir.
- oussama assaidi kardeşimiz hollanda'da doğmuş büyümüş bir göçmen. ana baba faslı yani, ama altyapı hollanda'dan. öncelikle, müslüman olduğundan türk kültürüyle en ufak bir sorun yaşaması söz konusu değil, yani "aa gece ezan okunuyor ne kadar interesting!" triplerine girmeyecek. neyse, asıl mesele şu ki 4-3-3 kanadının formasyonunu hollanda'dan almak güzel şey. yetenek testi için yerleşmiş açık futbol kültürü ve vasat savunma oyuncularıyla bezenmiş ortamdan daha iyisi yok. assaidi de buradan çıkma. yani madde madde bilinçaltına yazılıdır yapması gerekenler: 1. birebir kaldın mı çalımı basıcaksın, 2. gol ve asist katkısı sağlamak zorundasın, 3. alanı paylaşıcaksın. bunlara bir de kalburüstü yeteneği koy, hammaddede hiç bir eksik yok.
- heerenveen sürekli büyüklere oyuncu satan, gençlere şans veren forması kalplerle bezeli eğlenceli bir kulüp. 2009'da bayern gelip hop diye pranjic'i alıyor bunlardan, ne yapsak ne etsek derken o arada ikinci ligde iyi başlamış assaidi'yi alıyorlar hop sol kanada koyuyorlar. takım vasat, gol problemi var, forvette de bu trabzonlu henrique var. neyse assaidi alışıyor birinci lig ortamına bu sezon. performans tırt.
- bizim felaket olduğumuz sezon gelip çatıyor, assaidi-dost-beerens üçlüsü baya iyi performans gösteriyorlar, önceki sezonki kısırlığı aşıyorlar. assaidi ligin kalburüstü oyuncusu performansı veriyor. beerens'i az alkmaar kapıyor. o sezonun assaidi'nin isim yaptığı dönem, eredivisie'nin en iyi sol kanatları arasına giriyor. diğer isimlerden mertens müthiş performansıyla utrecht'ten psv'ye kaçıyor, dzsuzsuszszzdcak zaten gökmenin gazetesi milyon euro'ya anzhi'ye uçuyor, tadic ve assaidi ise sükse yapıyorlar ve takımlarında devam.
- neyse. beerens gidince alttan cayır cayır narsingh'i koyuyorlar yerine ve bu sezonun hollandadaki bomba üçlüsü assaidi-dost-narsingh voltranı oluşuyor (bi de yine alttan gelen djuricic). dost "eeeeh" diyerek 32 gol atıyor, narsingh 22 asist. şöyle diyim, bu dört adamın sezonda asist+gol sayıları toplamı 100'ün üstünde, ve yaş ortalamaları sadece 21. ligde 79 gol atarak 5. olup uefa hakkı kazanıyorlar. assaidi (kişisel görüşüm) önceki sene olduğu kadar dikkat çekemiyor zira hem afrika kupası var arada, hem de dost ve narsingh o kadar etkili oluyorlar ki arka plana düşüyor assaidi. ama yine ligin tadic ve mertens'le birlikte en iyi sol kanatları arasında. aslında şöyle demek daha doğru, mertens ligin açık ara en iyi sol kanadı, ancak tadic ve assaidi arkalarından geliyor. tadic zaten 7 milyona twenteye gitti, seneye orada.
- geldik günümüze. kontrat seneye bitiyor, yaş 23. tam transfer yapma vakti. galatasaray tam ideal kulüp, para müthiş. galatasaray da genç, zaman zaman yedek kalmayı sorun etmeyecek, maliyeti düşük, potansiyelli bir genç kanat istiyor. sevenler kavuşsun gibi bir durum var yani. aynı marketten mertens'i alaydık? nah alırsın bu paraya. tadic'e gelince, bence bizim sisteme daha net uyardı ama twente de 7 milyon baydı az para değil. tosic tadic jovetic ljajic ben severim böyle adamları. neyse.
- "ulan bu kadar yazmaya ne gerek var, sıtoç mu daha iyi sait mi?" diyecek olursak... açıkçası assaidi'yi stoch kadar izleyemedim, zira stoch twente'deyken avrupa'da da iyi gidiyorlardı ve maçlarını takip etmek daha kolaydı. stoch'un mesela gol+asist sayıları çok ahım şahım değildi ama maçı izleyince takıma nefes aldıran adam olduğunu görüyordunuz. bu özelliğini türkiye'de pek gördüğümüzü söyleyemem açıkçası. assaidi bu açıdan stoch'a benziyor. ama hücum anlamında stoch kadar şutor değil, aksine oyunu oynama konusunda daha iyi. yani adam kaçırıyim, hop arapası bırakıyim şuraya, sola çekip elmander'in kıllı sarı göğsüne keseyim olacak stili. ama ben açıkçası fatih hocanın geçtiğimiz sene engin baytar'ın sıklıkla yaptığı "topu derinde kapar kapmaz rakip sahaya ölümüne dripling" misyonunu kendisine vereceğini düşünüyorum. bu assaidi'ye çok uygun bir rol çünkü ayağından top almak çok zor, her yöne çalım atabiliyor ve çok hızlı. bizde keita'dan beri bu özellikte oyuncu sayısı sıfır olduğu için katkı sağlayacaktır.
- işin yetenek kısmına geleyim. geçen sergen yalçın başlığında biri değindi, aslında mental özellikler de bir yetenektir minvalinde. çok doğru bir tespit, oraya bağlayacağım. şimdi bu arabik ülkelerin oyuncuları sorunlu olur, çok örneği vardır.. amr zaki vardı misal. geldi epl'ye bildiğin inanılmaz oynadı, 5-6 maçta tottenham chelsea söylentileri filan çıkmaya başladı. sonra deli olduğu ortaya çıktı tabi. veya mido vardı, hani bu süleyman hurma'nın fablına konu olan, aynı hikaye. çok iyi eğitilmemiş adamlar birden para ve şöhrete boğulunca aptala dönüyorlar, avrupa futbolunda başarılı olmak için gereken karakter melekelerine sahip olmadıkları için de çok çabuk yitip gidiyorlar. örneği çoktur bunun, bu ikisi şu an aklıma gelenler. bu arabik adamlar topla feci yetenekli olurlar, bu iş böyledir, topu getiren çocuk değil mahallede sabahtan akşama kadar yırtık ayakkabıyla oynayanda olacak tabi yetenek. hız, çalım, göze hoş gelen futbol yani; ama tabi bunu biraz ekstreme götürüyor. kanat oyuncuları zaten topla oynama delisi olurlar, bir de böyle bir arkaplan koyunca üstüne... fazla kendine oynayan bir tip çıkıyor ortaya.
- takımın başında fatih terim olmasa çizeceğim senaryo birebir şu olurdu: assaidi transfer edilir, ilk 3-4 maç inanılmaz oynar çünkü kendini ispat etmesi gerekir.. performans iyi, zaten futbolun günde 25 saat konuşulduğu bir ülkedesin, gelsin sansasyon, haberler, taraftarın çıldırması, telefona hatun mesajları, ve psikoloji hemen kayar. bir bakmışsın kimseye pas vermeyen, sürekli topu ayağına isteyen, sadece topukla oynamaya çalışan bi tip var sahada, yok yere başına quaresma örmüş olursun. en son ihtiyacımız olan şey. ama takımın başında terim var. o yüzden eminim assaidi'yi kendisini ispatlama hissiyatında uzun süre tutar. zira "tamam ben oldum" dediği an biter adam, ve bunu çok çabuk deme potansiyeli genlerinde var adamın.
- son olarak, adam çelimsiz beyler. şöyle açıklayayım, galatasaray'ın biçtiği fiyatlar üzerinden amrabat ve assaidi'nin arasında 3 milyon fark varsa o fark fizik kalite farkıdır. zira kanat oyuncuları dirençli olmalı, markajda pısmamalı, bunun için de herşeyden önce fiziksel olarak ayakta kalması lazım. assaidi'nin de bir fırın protein tozu filan yemesi lazım. bu scott piri tayfasının önemi büyük bu konuda. ama kişisel fikrim yok "burda bacağını eline verirler", yok "elini omzuna atarlar" gibi şeylere gerek yok. takım olarak en iyi olduğumuz konu sahaya yerleşim, öyle ki emre çolak bile rahat rahat oynuyor. assaidi de oynar, carrusca olmaz yani.
- sonuç: daha iyisi var mıdır piyasada, kesin vardır. ama 3-4 milyona iyi transfer olur assaidi. böyle riskleri almak lazım bence. gelirse de gelmese de üzülmeye gerek yok. umarım fatih hoca tedrisatından geçmeye hem fiziksel hem mental olarak hazırdır, çünkü öyleyse büyük dopçu olabilir.