• 276
    bu sene evlerinde oynadıkları son 10 resmi maçta 8 galibiyet 2 beraberlik almış takım. bu maçlar arasında ligde fenerbahçe beraberliği ve ilk maçın rehavetinden ötürü de olsa kupada beşiktaş galibiyeti var. yalnız söylemekte fayda var, genelde daha dişine göre rakiplerle karşılaşmışlar evlerinde.

    deplasman karnesi ise kabus ki ne kabus. ligde deplasmanda 8 maç yapmış osmanlıspor. 7 yenilgi, tek beraberlik almışlar. o beraberliğin tarihi ise 26 ağustos. kupada ise 1 beraberlik, 1 mağlubiyet almışlar. yani bu sene resmi maçlarda henüz deplasmanda galibiyet elde edememişler. 27 ocak 2018 galatasaray osmanlıspor maçında da osmanlıspor'un bu deplasman zaafiyetinden faydalanıp hiç acımadan yenip geçmemiz gerekiyor. ankara'ya gidecekler düşünsün.
  • 279
    dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama melih gökçek'in ankara belediye başkanlığından alınmasının * ardından sözüm ona kulübün olmayan taraftar sayısında %90-95 oranında bir düşüş yaşandı.

    eh, belediye başkanlığını kaybederseniz belediye işçilerini zorla maça götüremezsiniz di mi ama?

    ülkede ne kadar üzücü şeyler yaşanıyor yahu, şaka gibi. 30 yaşına girmek üzereyim, kendim bildim bileli sporla ilgilenirim, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey duymadım.
  • 280
    siyasi alt yapılı antipatik kulüp. böyle bir kulüp hiç kurulmamış olsa türk futbolunda ne eksik olurdu diye düşünüyorum hiçbir şey eksik olmazdı bu yüzden futbol iklimimizden geri dönmeyecek şekilde silinmesini temenni ediyorum. ancak bir konuda yazarlarımızın çoğundan ayrılıyorum; arkadaşlar bu adamların kadrosu süper lig şartlarını düşündüğümüzde gayet iyi. hatta bugün rakibi olan* türkiye'nin en iyi alt yapılarından birine sahip olan, tarihinde bir şampiyonluk bulunduran bursaspor'un kadrosun osmanlispor'dan iyi olduğunu söylemek zor.

    kaleciler: karce + hakan arıkan

    stoperler: numan + yalçın

    bekler: vrsajevic + pinto

    ön liberolar: musa + lawal + mehmet güven + ceyhun

    ofansif orta sahalar: özer + furkan

    kanatlar: umar + serdar

    santraforlar: sokol + batdal

    bu kadro kalitesi ki 4-5 tane daha fena denemeyecek oyuncusu var doğru düzgün bir taraftarı olan güçlü bir kulüpte olsa avrupa kupalarını zorlar. irfan buz da fena hoca değil sürpriz galibiyetler alabilirler.
  • 281
    10 mart 2018 osmanlıspor bursaspor maçını kazanmalarıyla ligde kalma umutlarını devam ettiriyorlar. 16 mart 2018'de karabük ile oynayacaklar yani 3 puan cepte. beni ilgilendiren kısmı ise düşmeme yarışı esnasında 29 nisan 2018'de başakşehir ile ve 13 mayıs 2018'de beşiktaş ile içerde oynuyorlar. 8 nisan 2018'de de bu sene kolaylıkla puan çıkarılan kadıköy deplasmanları var. umarım bu maçlarda puan alarak küme düşerler. hatta o isim değişmeyecekse daha alt liglere düşüşleri hızlı olsun isterim. futbol siyasetin yan bahçesi olmasın.
  • 282
    hiç anlam veremediğim bir şey varsa o da bir ankara takımına bu ismin verilmesi. ne alakası var ankara ile osmanlı'nın. ne ankara'nın osmanlı tarihinde bir önemi var, ne de osmanlı'nın ankara tarihinde. ankara, cumhuriyetin şehirdir. cumhuriyet sonrası önem kazanmıştır. osmanlı hanedanına son veren cumhuriyetin şehridir. böyle düşününce bir ankara takımına bu ismin verilmesi daha da anlamsız gelmiyor mu? bir istanbul takımına, bir bursa takımına, bir edirne takımına verilse bu isim yine anlayacağım ama yok yani bir ankara takımı ile ilişkisini kuramıyorum. biliyorum, bu isimi verenlerin böyle bir ilişki kurma derdi yoktu zaten. şimdi onlar gidince takım belediye işçilerinden oluşan taraftarından da yoksun kaldı. yeni belediye başkanı mali desteği de keserse bu sene olmazsa seneye düşecekler. ondan sonra akibetleri orduspor, kayseri erciyesspor, mersin idman yurdu gibi olacak. ama bunlar başka konu, benim aklımda kalan soru ankara-osmanlı arasında nasıl bir ilişki kurulduğu. bir ankara takımına , hele eski adı ankaraspor olan bir takıma neden osmanlıspor ismi verilir? verilmek istenen bir mesaj mı var, yoksa amaç sadece goygoy olsun mu?

    ha tabii şu da var; bu takıma ankara takımı demek de ne kadar doğru o ayrı konu. olsa olsa sincan takımı denebilir en fazla. bu ankaraspor iken de böyle idi, şimdi de böyle.
  • 283
    kalan maçları trabzonspor, başakşehir, beşiktaş, gençlerbirliği, akhisar ve alanya ile. trabzonspor dışında tuzu kuru olarak nitelendirdiğim takımlarla maçları yok. büyük ihtimalle 2017-2018 sezonunun sonunda küme düşecekler. inşallah küme düşmeden önce bize faydası dokunacak 1-2 sonuca imza atabilirler. o sonuçlara imza atsalar da küme düşmelerini isterim orası ayrı mesele.
  • 287
    akhisarspor yarın kayserispor'dan puan aldığı takdirde ligden düşecek takım.
    eğer akhisarspor yenilirse gelecek hafta akhisarspor deplasmanına gidecekler ve ligde düşen son takım gelecek hafta belli olacak.
    yani bugün itibariyle osmanlıspor veya akhisarspor küme düşme adayları, yarın biraz daha belli olacak.
    (bkz: 13 mayıs 2018 osmanlıspor beşiktaş maçı)
    (bkz: 14 mayıs 2018 kayserispor akhisarspor maçı)
  • 293
    17 - 18 sezonunda artık bir mucize olmazsa küme düşmüş takımdır. süper lig açısından son derece olumlu bir gelişme. toplumsal bir bağı, altyapısı olmayan yapay bir kulüptü. kullandığı aşırma kültürel öge ve motifleriyle, yaşadığımız siyasi dönemin parodi bir gayri-meşru çocuğuna benziyordu. neyse biz yine de futbolun içinde kalarak objektif bir değerlendirme yapalım.

    aslında hikayeyi geçen sezondan başlatmak lazım. 16-17 sezonunda efsane bir avrupa ligi performansı gösterdikten sonra, takım komple kontağı kapatmıştı. avrupa başarısından sonra çok büyük kredisi olmasına rağmen arka arkaya gelen mağlubiyetler ve kazanamama serisi ile önce mustafa reşit akçay gönderildi, arkasından gelen hamza hamzaoğlu'da herhangi bir şeye çare olamadı ve takım ligi küme düşme hattının biraz üstünde bitirdi.

    sezonun ikinci yarısında yaşanan bu dikey düşüş, olması gerekenden çok fazlaydı ve müdahale etmek gerekiyordu. nitekim edildi ama yöntem yanlıştı. gönderilen oyuncuların bir kısmı hatalı. misal pierre webo... her ne kadar 45 yaşına gelmiş olsa da belli bir oyun pratiğini muhafaza etmeni sağlayacak, son 15-20 dk dahi kalitesinden istifade edebileceğin, ağırlığı ve karizması olan bir karakterdi. bu tip bir oyuncudan vazgeçmek bu ölçekte bir kulüp için lükstür. keza bifouma, sezon içi gel - gitleri olsa da süper ligde fark yaratabilen bir oyuncuydu.

    ama esas sorun gönderilenlerden çok yeni transferlerde. takım bu kadar derin bir kırılma yaşadıysa; bunu kapatmak için mental olarak güçlü, sert ve istikrarlı karakterler almak zorundasın. mesela samuel holmen gibi. çok kaliteli değildir ama garanti bir oyuncudur, performansını belli bir standartta tutar. sezon içinde sapması yoktur.

    osmanlıspor bunu yapmadı ve savrulmaya müsait karakterler almaya devam etti. ben nereye geldim diyen stoper maxö, sokol chikallesi, josue, özer hurmacı falan gibi. zaten dağınık olan yapıya ayak uyduran oyuncular oldular. takımın toplam kalitesi ligde kalmaya yetecek olsa da karakter eksikliği sezon boyu hep hissedildi.

    sezona başladıkları bülent uygun; bir önceki sezon gaziantepspor'u küme düşürmüş, artık bağlantıları sayesinde iş bulabilen ve çıkar ilişkileri ayyuka çıkmış bir teknik direktördü. yarattığı ve yaydığı negatif enerji ile tahammülü zor bir karakterdi ve çok çabuk yollar ayrıldı.

    yerine getirilen irfan buz, yeni malatyaspor'u süper lige çıkardıktan sonra gönderildiği için kamuoyunda overrate edilen bir isimdi. kabaca şöyle söyleyeyim; ptt liginde antrenör performansı önem olarak 3-4. sırada gelen bir şey. orası apayrı dinamikleri olan çok farklı bir lig. neyse irfan buz sezon başladıktan sonra takımı devraldı ve 17. hafta bittiğinde; kaliteli oyuncuları ve rakiplerin durumundan istifade ederek kazandığı maçlarla, takımı küme düşme hattının biraz üstüne çıkartabilmişti ama hiçbir oyun yaratamamıştı. bu yine de anlaşılabilirdi işte takımı lig başladıktan sonra devralmıştı, bazı şeylere müdahale şansı kısıtlıydı vs

    ligin ikinci yarısı artık bunu kaldırmazdı. devre arası yalçın ayhan ve ceyhun gülselam transferleri, takımın derinde daha iyi savunma yapmasını amaçlıyordu nitekim bu açıdan biraz toparlandı. bu da tamamen oyuncu profilleri sayesinde ki başka hiçbir şey artı değer katamadı ve o kadar berbat bir teknik direktörlük performansı gösterdi ki takımı tek başına düşürdü neredeyse. ikinci yarının açık ara en kötü teknik direktörlük performansı. yahu bir tane mi oyuncu parlamaz? bir tanesi mi toparlanmaz? özer hurmacı denen boş beleşin bile her sene 2-3 tane iyi maçı olurdu. bu sene yok. geçen sezon avrupa liginde 2-3 kere haftanın takımına giren numan çürüksu ölü. mehmet batdal gibi ağır sakatlık yaşamış oyuncuyu rehabilite etmeye getirdi heralde. umar aminu neredeyse hiç kıpırdamadı. iki beki vardı pinto ve boşnak sağ bek ikisi de geçen sezonun yarısını bile oynamadı. faydalanamayıp gönderdiğin doukara'nın rakibin antalya'yı kümede tutması falan da var.

    bunları da geçiyorum. ben kötü teknik direktör çok gördüm. kötü olmasa da kötü performans gösteren de gördüm de; puan hesabı konusunda böyle stratejik hata yapan teknik direktör görmedim. (bkz: #2383229) şu entry de belirtmiştim. adam garip bir şekilde iç sahada oynadığı antalya - konya maçlarını berabere bitirmeye oynadı. ben bunu yazdığım hafta çoğu televizyona, radyoya, gazeteye baktım. twitter'ı da gezdim. doğru düzgün sorgulayan kimse olmadı. hadi sorgulanmamasının sebebi taraftarsız, camiasız, reytingi olmayan bir kulüp olması olabilir de bu maçlar oynanırken ''osmanlı yenilmezlik serisi yakaladı'' diye övülüyordu. bu entryi yazma sebebim bu işte. o yüzden böyle garip bir misyon edinerek bir yere not düşmek istedim. rakiplerin kolay periyota girerken, senin aşırı zor bir fikstürün vardı ve işte düşüyorsun. hakikaten antrenörlük meziyetlerinden öte bir zeka noksanlığı barındıran bir şeydi. böyle bir şeyi ilk kez gördüm.

    kısacası düşmesi kulüp olarak iyi, kadro olarak skandal. şu kadroyu düşürmek için birden fazla şeyi kötü yapmak gerekiyordu. sokol - özer geçen sezon akhisar'da galibiyet serisi yakalayan adamlar. umar aminu yine geçen sene avrupa liginde fark yaratan bir oyuncuydu, serdar gürler geçen sene gençlerbirliğini tek başına kümede tuttu. yalçın ayhan desen ligin demirbaş stoperi, kaleci karce her ne kadar düşüşte olsa da reaksiyon vermesini sağlasan takımı maçta tutacak biri. biraz 17-18 premier league sezonunda küme düşen stoke city'e benziyor. onlarda kalite eksikliğinden değil; oyun yaratamamak, kötü teknik direktörde aşırı ısrar, düşük mücadele güçlü orta sahalar ve kaliteli oyuncuların form tutamaması sebebiyle düşmüştü. hadi orası çok üst düzey, hatayı daha az kaldırıyor da bizim ligde bunu becermek yılın spor olaylarına girer.
  • 296
    ankara'da yaşayanların bile maçına gitmek istemediği, genelde belediye ve belediye şirketlerinin personellerinin otobüslerle götürüldüğü, gelenlere kumanya verilen bir acayip takım.

    suni bir takım yaratıp ankaragücü'nün yerini almak istediler ama 1910 yılında kurulmuş olan ve bir taraftar kültürü olan camiaya karşı şansları olmayan bir takımdı, nitekim ankara halkı da sahiplenmedi.

    zaten yeni kent stadı ankara dışında henüz pek yerleşim olmayan mal gibi bir yerde. neredeyse vizeyle gireceksin, o kadar uzak.
    kim niye gitsin?

    inşallah kapandığı günleri de görürüz.
  • 297
    siyasi destek ile kurulmuş, desteklenmiş proje takımı. arkasında ne bir kulüp kültürü ne de bir taraftar desteği var. ben böyle takımların ligde olmasını hazmedemiyorum. temel yok çünkü içleri boş. alavere dalavere ile bir yerlere getirilir sonrası yokuş aşağı freni patlamış kamyon misali.

    işte bu siyasi destek kaybolduğu an tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaklar.

    bir sonraki aday*(bkz: istanbul başakşehir futbol kulübü)
  • 299
    birinci lige düşmeleri varlıklarının sonu anlamına gelecektir muhtemelen. belediye başkanının değişmesi ile birlikte arkalarındaki gücü ve desteği kaybettiler. zaten bir taraftar desteği de yok arkalarında. melih gökçek döneminde belediye ve şirketlerinde çalışan taşeron işçiler zorla götürülüyordu maçlara. mustafa tuna kaldırdı bu zorunluluğu bildiğim kadarıyla. bundan sonra yolları orduspor gibi, k. erciyesspor gibi, mersin i.y. gibi amatöre doğru yuvarlanmak ve kulübü satamadıkları sürece kapıya kiliti vurmak olacak. maalesef böyle kulüplerin olması gereken bu.

    bir de ankara'da yaşayanların bile maçına gitmek istemediği kulüp deniliyor ya hani, bu adamlar maçlarını ankara'da oynamıyor ki! yenikent asaş stadı nam-ı diğer osmanlı stadının yerine haritadan bir bakın, demek istediğimi anlarsınız. stadın kızılay'dan uzaklığı 40 km. gideyim desen gidemezsin. zaten buraya konuşlanılmasının nedeni (ayrıca isminin osmanlıspor olmasının da nedenlerinden birisi budur) sincan, etimesgut halkına hitap edilmeye çalışılmasıdır. ha bunu da beceremediler, orası da ayrı başarısızlıktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın