orta yuvarlağın kendi yarı alanına bakan dilimi

• 1

  top ve oyuncu bu alan da ise ve spiker bu alanı böyle tarif ediyorsa ve bu cümle sonunda topla beraber oyuncu halen o alanda ise atak başlamamış demektir.*
• 2

  (bkz: orta yuvarlagin rakip yari alana bakan dilimi)
• 3

  (bkz: numaralı tribünler önünden)
• 4

  (bkz: orta sahanin kendi yari alanina bakan dilimi)
  (ara: dilimi)
• 5

  eğer takımınız mağlup ve maçı radyodan dinliyorsanız ilk söveceğiniz yerdir.* bir diğeri için.
  
  (bkz: ceza sahası yan çizgisinin birkaç metre dışı)
• 6

  tekreleme statüsünde olan futbol terimi. hızlı söylenildiğinde dil dolanmasına sebebiyet vermektedir. * *
• 7

  genelde buraya gelenlerin kendi ekseni etrafında birkaçyüzkere dönmesi ve sizi radyonun başında kanser etmesi mümkündür.
  
  (bkz: necati karakaya)
  (bkz: hüseyin başaran)
  (bkz: levent özçelik)
  (bkz: orhan ayhan)
  (bkz: abidin aydoğdu)
• 8

  radyo spikerleri kullandığında görüntü olmaması nedeniyle malum noktayı tahayyül edebilmemize yardımcı olabilecek olması nedeniyle anlaşılabilecek, tv spikerleri kullandığında ise "ulan zaten görüyoruz topun hangi noktada olduğunu" dememize sebebiyet verebilecek söz öbeği. ha bir de bunun yakın akrabası vardır.
  (bkz: korner çizgisine yakın bir yerden taç atışı)
  (bkz: taç çizgisine yakın bir yerden korner)*
• 9

  oradan hareketlenildiğinde ofsayt kuralının işlememesi sebebiyle kontratak oynayan takımların akıllı ve sprinter forvetlerinin civarında sıkça görülebileceği yarım dünya.
• 10

  maçları trt radyolarından naklen dinlediğimiz dönemlerde en çok duyduğumuz klişe laflardan biri. bir diğeri için
  (bkz: inönü stadını bilenler için söylüyorum)
• 11

  bu nahiyede bulanan futbolcu kişilik genellikle kafasını kaldırıp şöyle bir arkadaşlarının dağılımına bakar.
• 12

  mehmet topal'ın daha ilerisine gidemediği yer.
• 13

  en lezzetli dilimdir.
• 14

  (bkz: radio days)
  
  radyo maç anlatımlarının klasiği. gereksiz bir bilgi olarak bulmuşumdur hep.
• 15

  dmclerin en çok top ezdiği saha bölgesi. radyodan maçı takip etmeye çalışan taraftar için fiyatın 10 liradan 9.90'a indiği indirimler gibidir. rakip takımın duran top organizasyonunda sıçıp sıvayıp topu kaptırması sonrası 2'ye 1 ya da 3'e 2 kontraatakların genelde başladığı bölgedir. arzu edilen durum da bu olduğu için radyo spikerlerince pek bir şevkle hatta şehvetle telaffuz edilir, maç anlatımının içine sıkıştırılır. radyo başındaki taraftar da bir an heyecandan heyecana koşar, zanneder ki kendi takımının üç oyuncusu bold pilot* edasıyla rakip kaleye doğru gitmekte, karşılarında tek rakip futbolcu da inönü'de sergen-tümer karşısındaki bülent korkmaz çaresizliğinde yan yan geriye koşmaktadır.
  
  halbuki olayın aslı şudur; kanattan abuk sabuk bir orta yapılır, kaleci rahat rahat topa sahip olmak varken yumruklamayı tercih eder, top bir şekilde "sürekli koşan düz adam"ın önüne düşer, o da topla 3-5 adım ilerleyip geriye kaleciye döner.
  
  hayat böyle zalimdir işte ey dostlar...