fena kaleci değildir, ancak galatasaray fena olmayan kaleciler için doğru bir takım değildir. geriye dönüp bakıldığında bu takımın hangi yönetim döneminde olursa olsun yıllardır hep kaliteli kalecilerle çalıştığı çok net görülebilir.
* yani varacağım sonuç şudur, orkun ve aykut zaman zaman forma şansı bulabilir, fena da oynamayabilirler. ancak eninde sonunda bir "birinci kaleci" gelecek ve o formayı çıkarmamak üzere alacaktır. hep böyledir, böyle de olması gerekmektedir. en basit örnek olarak ben foster'ın chelsea maçında yaptıklarından sonra manchester united kalesini emanet edebileceği iyi bir isim aramaktadır büyük ihtimalle. zira "büyük" takımlar büyük kalmak için ya barcelona örneğindeki gibi kadrosunun tamamını inanılmaz adamlarla doldurmak zorundadır, ya da ciddi iyi bir kaleci bulup en azından savunma transferinde daha sakin davranıp diğer oyunculara yönelir. casillas-madrid örneğinde de bu vardır ancak ne kadar doğru bir transfer-düşünce sistemi olduğu tartışılır. son olarak, büyük olarak bilinen takımların kalecilerine bir bakın. petr cech, edwin van der sar, pepe reina, julio cesar, gianluigi buffon, iker casillas, victor valdes
*. ac milan ve lyon harici hepsinin kalesinde dünya çapında adamlar var. lyon hugo lloris ile geleceği için çok doğru bir adım attı, aynı şekilde atletico madrid sergio asenjo'yu alarak geleceğini kurtardı. milan'ın durumu belli zaten.