resim
Ömer Faruk Beyaz
Takım:Başakşehir
Mevki:On Numara
Yaş:21
Boy:1.71
Uyruk:Türkiye
  • 79
    geçen seneki mustafa kapı muhabbetinin farklı versiyonu işte. sen gidip lemina,nzonzi, seri kiralarsan, takımında selçuk ve donk yedeklerden oyuna giren ortasaha oyuncuları olursa bu çocuk senden gider.
    bunlar genç 16 17 yaşında hırslı kanı kaynıyor. farklı bir kuşaklar zaman değişti beyler.
    bu cocuklara sen sadece anlatmayacaksın, aynı zamanda uygulayacaksın da. neyse mustafa kapı geçen sene neden gittiyse bir farklı unsur daömer faruk beyaz'da gelmiştir.

    sen gidip kalabalık, sakat ve yaşlı orta sahana; sosave perttotti'yi alıp.
    gustavo'yu tutup, tolga ciğerci'den medet umup üstüne bir de mert hakan'a tonla para gömersen.
    devre arasındamesut özil diye yırtınırsan
    yıllardır sende genç potansiyelli denilen ferdi kadıoğluna 3 sezonda sadece 14 tsl maçında görev verirsen bu çocuk gider !
    çocuğun gitmesi gayet akıllıca senin planlaman, düşüncen, sistemin hatalı. bunları yaptıkça batmaya, avrupa ile makas açmaya devam ederiz. birbirimizi yener dururuz.
  • 58
    altta yazdığım entry mesut ile ilgiliydi sadece son cümlesine bakmanız yeterli.
    (bkz: #3053214)

    https://twitter.com/...383496637313027?s=20

    almanya, portekiz scoutları iki yıldır büyük ilgiyle takip ediyor ve raporları çok iyi hatta almanya'da bir programda geleceğin yıldız adayları arasında gösterildi. ailesi sezon başı karar vermek için takım durumuna baktılar ve evet ömer faruk 25 tane orta saha olduğu takımda süre alamadı üstüne kupa maçında kırmızı kart sonrası ilk feda edilen oldu. ayrıca mesut geliyor bu çocuk nerede ne zaman oynayacak?
    yurt dışı kariyerinde yolu açık olsun fenerbahçenin gelecek yıllarda 2.merih vakası yaşaması çok yüksek bir ihtimal.

    not: mesut için fenerbahçe tahminimce 3 yıllık bonuslarıyla beraber 25 milyon euro'nun altına girecek. eğer ömer faruk için iki yıl ciddi şans verseler o paraya avrupaya rahat satarlardı.
  • 27
    sıkıntı bizde ya da fenerbahçe'de değil, artık bunu iyice anlamak gerekiyor.

    herkesin kafasında yurt dışında yaşama düşüncesi var, sebebi malum; ülke dengeleri ve ülkede kimsenin mutlu olmaması.

    17 yaşındaki bir çocuk geleceğinden başka ne düşünebilir ki? kim yurt dışında bir el yağda diğer el balda, en sevdiğin işi yapıyorken yaşamak istemez? hem de 35 yaşında emekli olacaksan!

    ömer faruk, mustafa kapı'dan en az bir gömlek iyi bir futbolcu. tertemiz 250.000 euro'yu da kazandırır takımına ve gider. o alş koç'un doğum günü kutlamaları, emre belözoğlu'nun kaptanlık pazı bandı takmaları falan hayal olur gider.
  • 34
    yolu açık olsun dediğim oyuncu.

    mustafa kapı başlığında da yazmıştım. gidebilen gitsin; net (bkz: #2867518) ülke olarak ne kadar iyi futbolcu yetiştirebiliyoruz ki bu gençlere bir şey katacağız? bana göre bir şekilde 'olanlar' * da saf yetenekleri sayesinde oluyor. biraz da azim vs. işte. yoksa bu kadar genç, yetenekli ve futbolu seven nüfustan şu an avrupa'yı domine eden bir kadromuz olurdu. var mı, yok. demek ki çok büyük hatalar yapıyoruz.

    gençleri geçtim yahu abileri ne kadar iyi oynuyor? ülkeye gelen adam futbol bazında geriye gidiyor. nasıl bir antrenman yaptırıyoruz adamlara ki hem fiziken geriye gidiyorlar hem taktiksel bazda hem kafada futbola küsüyorlar? beğenmeyip postaladığımız steven nzonzifransa milli futbol takımı'nda oynuyor. fransa yahu. adamlar avrupa'da kupa kaldırabilecek 3 kadro çıkarır şu yıllarda. ya da ne bileyim artık fiziksel olarak düştü dediğimiz fernando francisco reges uefa avrupa ligi'ni aldı. örnekler çoğaltılabilir.

    gençlere bakış açısı da ortada. bir maç kötü oynasa, bundan bir şey olmaz der çıkarız. lionel messi bir günde messi olmadı ama bu arkadaşlar olmalı. abartınca da bayağı abartıyoruz, o zaman da gereksiz çok büyük beklentiler oluşuyor. ikisi de yanlış.

    neyse daha çok yazılacak şey var da yeter. tarihten bir dönemi futbolumuzun bu dönemine benzetmek gerekirse osmanlı'nın geri kalma dönemlerini yaşıyoruz resmen. acilen reform lazım. bu ortamda da gençler neden gidiyor demem. burada olup olabileceğinin ne olduğunu az çok kendisi de görüyordur. ben olsam ben de gidebiliyorsam giderim. en azından orada günümüze yaraşır bir futbolcu olur da türkiye milli futbol takımı'na yararlı olur.
  • 130
    bayağı bayağı liseden tanıdığım bir kızla takılan topçu. mezunu olduğum lise anadoludaki en iyi 4-5 liseden birisidir, her anlamda kaliteli birey yetiştirir. kız taş gibi, iq'su da en az 130* yani öyle salak da değil. sonra bu arkadaşa bakıyorum. iki top tepip milyon liralar... hayat bazen gerçekten adaletsiz geliyor.* :(

    not: kendisine bir garezim yoktur, belki bir gün iyi futbolcu bile olur. ama belki kızı beğeniyor olabilirim biraz.* hayır, yanık falan kokmadı.*
  • 9
    canlı izlediğim oyuncu. yumuşak bir sol ayağı var, kolay çalım atıyor, driblingi iyi ama, aması şu; milli takımda 4 2 3 1'deki forvet arkası oynuyordu, klasik on numara gibi yetiştirilmeye devam edilirse, çocuğa büyük kötülük yapılmış olacak. bir an önce sekiz oynatılıp, derinden top almayı ve en azından vasat bir savunma yapmasının öğretilmesi lazım, kullanılmayan bir pozisyonun oyuncusu olacak yoksa, kas kütlesini arttırırsa ve bunları yaparsa, ligde oynamadan, avrupa'da izleyebiliriz, ben olsam yol yakınken, avrupa'ya gitmenin yollarını ararım şimdiden.
  • 67
    emre belözoğlu’nun taraftara yem ettiği futbolcu. aynı hatayı biz de mustafa kapı sürecinde yapmıştık.

    başta bunlar çoluk çocuk. kariyerini geçtim daha hayatının başındalar. psikolojik baskıya, travma yaşatmaya gerek var mı bu kadar? pırıl pırıl 17 18 yaşında adamlar. önlerinde uzun bir ömür, güzel bir gelecek var. ben o yaşlarımı düşününce bile içim kıpır kıpır oluyor. hayallerim vardı, şu dünyayı tersine çeviririm istesem diyordum. bu çocukların yok mu? onu da geçtim hadi bu köhne düzenin içinde niye kalmak istesin? en ufak hatasında küfür yemek için mi? yoksa emre abisinin biçtiği adamlık rolünü layığıyla yerine getirmek için mi? ya da ileride birilerinin sorularına mesajını aldım canım abim ben de evet diyorum diyebilmek için mi? bu çocuk niye bile isteye pranga vursun ayağına?

    böyle genç kardeşlerimizin hayallerini çalmak yerine kararı ne olursa olsun o hayallere ulaşabilmesi için cesaretlendirmeliyiz. ben kendisini hiç izlemedim, dolayısıyla potansiyelini de çok bilmiyorum. ama bahtı açık, yolu aydınlık olur umarım.
  • 70
    yetenekli deniyor, bilmiyorum izlemedim. mustafa kapı için de yetenekli deniyordu, onu da izlemedim. bi topçu altyapıda ne kadar yıldız olursa olsun, profesyonel seviyede oynamak hiçbir şeye benzemiyor. altyapıda gol rekoru kıran batuhan karadeniz hangi kulüpte oynadığını bile bilmiyorum. bizde de cafercan vardı mesela, ne bilim özgür can vardı, cem sultan vardı. altyapıda oynarken süper yetenekli futbolcu olarak görülüyorlardı ama olamadılar bi türlü. gerçekten kolay değil o işler. bunu şuna benzetiyorum, benim dönemimde olanlar bilirler;

    benim zamanımda okullar arası turnuvalar olurdu. liseler arası turnuva gibi. şu an ztk’nın statüsüne benzer bir statüde oynanırdı. birbirlerini eledikçe finale yükseliniyordu. neyse.. o turnuvalarda oldukça denk müsabakalar olurdu. gayet de çekişmeli giderdi maçlar. genelde 1-0, 2-1 gibi skorlarla biterdi. romanya 1. ligi tam ):

    bizim lise takımımız oldukça güçlüydü, böyle devire devire son 8’e kaldık, karşımıza anadolu imam hatip lisesi çıktı. maça bi çıktık herifler arog filmindeki carlos gibiydi aq. erkeklerin sakallarını geçtim, okullarını desteklemeye gelen kızların bile sakalı vardı. hepsi zebellah gibi herifler. biz daha 15 16 yaşlarında, daha yeni yeni gelişmeye çalışan hobbitspor ): allah sizi inandırsın bunlar maç boyu aldılar bizi evire çevire yendiler. 4-0 bitmişti maç tam hatırlamıyorsam. bildiğin acımışlardı bize sonraları, değilse liverpool beşiktaş maçını hiç konuşmuyor olurduk ): sonradan öğrendik ki bunlar hafız öğrencilermiş, minimum 2 yaş büyüklermiş zaten bizden. carlos gibi top görmeyince de dellenmişler işte ondan sonra da hezimeti tattırdılar. neyse nereye gelicem;

    bir futbolcu kendi yaş grubunda en iyisi olabilir hatta dünyanın en iyisi bile olabilir ama profesyonel seviyeye çıktıkça, yaş aldıkça bu durum devam etmeyebiliyor çoğu zaman. dediğim gibi bizim takımımızda bile bi ton adama yıldız muamelesi yaptık, ümitliydik fakat gelişimleri hayal kırıklığı oldu. futbolcu olmak kolay ama futbolculuğu sürdürmek gerçekten zor zenaat.

    bu kardeşimiz de mustafa kardeşimiz de iyi topçu olarak lanse edildi ama ben yukarda saydığım sebepler yüzünden altyapıdaki maçlarını izlemedim. bana fikir vermiyor ordaki iyi oyunları. sürdürülebilir bir durum değil gerçekten. ama genç nesilin özellikle avrupaya transfer olmak istemesine seviniyorum. bir dönem sırf bu yüzden hakan şükürün kezbanlıklarını çektik. adam gittiğinde bir dert, döndüğünde bir başka dert olurdu. zaten genel olarak da o dönemler pek dışarıya topçu gönderemedik. gidenler de kısa sürede geri döndü. türk futbolcusu o dönemler sabıkalıydı bu yüzden. ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar dışarıya gidemiyorlardı çünkü fundemental eksiklikleri vardı. adaptasyon sorunu yaşıyorlardı. nihat, tugay, biraz da emre başarılı oldu işte. gerisi fiyasko..

    şu an daha bi global dünyada yaşıyoruz ve gelişen teknolojiyle birlikte yeni nesil ülkesini diğer ülkerlerle çok daha kısa sürede kıyaslayabiliyor. herhangi bi bilgiye ulaşması maksimum 5 saniyeyi alıyor. görüyor oralardaki durumu tabi, gençliğinin en güzel yaşlarında kendisini bi şekilde oralara atmak istiyor. burda belki daha fazla alacaklar ama para pek de umurlarında olmuyor. çoğumuz da öyleyiz aslında. aldığımız paralardan daha azına avrupada yaşar mısınız diye sorsam 80% evet der. sosyolojik olarak da etkisi var artık böyle durumların. o yüzden normal karşılıyorum bu gidişleri. mustafa, ahmet, mehmet farketmiyor. kulüpler buna alışsalar iyi olur.

    hayatımda bu kardeşimizin oynadığı 90 dakikayı bile izlemeyen biri için bu kadar yorum yapmam da ne bilim ):
App Store'dan indirin Google Play'den alın