ekim 2005 sayılı goal dergisinden.
---
alıntı ---
hayata heyecan katan şey tutkudur. iskoçya'da tutku f-u-t-b-o-l olarak okunuyor. glasgow'da ise o-l-d f-i-r-m.
william mcclair kendine has iskoç aksanıyla ''aman tanrım! hayatta pek çok güzel şey var, ancak hiçbiri onun kadar harika değiil.'' diyor. tuttuğu takım celtic, en sevdiği oyuncu
henrik larsson ve rangers nefret ettiği takım.
william, glasgow şehrinin her sezon dört kez rebkli bir eğlence parkına dönüştüğünü söylüyor. şehrin ezeli rakipleri senede dört kez karşı karşıya geliyorlar. 1996/97 sezonunda rangers dört maçtan da galip ayrılmıştı.
william, ''bu konudan bahsetmeyelim. aileden biri ölmüş gibi hissettim.'' diyor.
glasgow'da futbolun arkasındaki tarihi nedenler açıkça ortada. celtic her zaman katolikler ile bağlantılı olurken, ranger protestan takımı olarak anıldı.
yeşil beyazlı celtic 1887 yılında bir grup rahip tarafından kuruldu. o dönemde fakir irlandalılar, iskoçya ve glasgow'un endüstriyel bölgelerine göç etmekteydiler. celtic, protestanlar tarafından işletilen fabrikalarda düşük ücretle çalışan katolik işçileri korudu. her gün yaşadıkları zorlu hayattan kaçmak isteyen katolikler için çıkış kapısı olmuştu celtic.
rangers ise 15 sene peter campbell, william mcbeath ve peter-moses mcneill kardeşler tarafından kurulmuştu. bir rugby takımının adını alan kulüp uzun süre başarısız oldu. oyuncuların parası olmadığından takımın forması bile yoktu.
ilk old frim derbisi, 1888 yılında parkhead'da oynandığında celtic 5-2'lik galibiyet almayı başardı. o gün bu gündür, bu derbiye olan ilgi, bu eşleşmenin ihtişamı giderek büyüdü ve hala büyüyor.
ancak son yıllardaki gelişmelere rağmen taraflar arasında nefret geniş çapta devam ediyor. çoğu için old firm günü dr. jeykıl'ın mr. hyde'a dönüştüğü gün.
william mcclair durumu şöyle özetliyor: ''benim için nefret çok hafif bir kelime. rangers'a karşı şiddetli bir öfke duyuyorum. aslında gayet normal biriyim ancak old firm derbilerinde ben bile kendimi tanıyamıyorum. bir günlüğüne ya da en azından 90 dakikalığına bir psikopata dönüşüyorum.''
alex anderson bu durumu üzücü buluyor ama o da kendisinin yılda 4 kez değiştiğini inkar etmiyor.
herkesin tuttupu takım bir yana, uzlaştığı bir nokta vardır. söz konusu olan, iki takım arasındaki maç değildir, bu iki farklı klanın çatışmasıdır. rangers taraftarları; protestan ordusunun, katolik ordusunu 17. yüzyılda irlanda'da mağlup ettiği zamandan kalan ''turuncu düzen'' savaş marşlarını söylerler. celtic taraftarları ise 1919 yılından bu yana irlanda'nın bağımsızlığı için savaşan ''ira'' örgtünün şarkılarının haykırırlar.
takımlar arasındaki rekabet ve nefretin kaynağı temelde mehzep farkına dayanır. fakat... ''kendini sadık protestan sayanlardan pek azı kiliselere uğruyor'' diyor alex anderson. ''şahsen rangers'a tapıyorum ancak protestan olmadım. ailemin yarısı katolik. dini nefret çoğunlukla birbirimize sataşmak için kullanılıyor. ancak bunu yapmaya her halükarda devam edeceğiz''
henrik larsson isveç'te bir yıldız, ispanya'da bir süperstar ve iskoçya'da bir efsane. glasgow'un güney doğusunda o hala bir tanrı.
''isveçliler ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu bilmiyor. bence lanet olası iyi bir oyuncu'' diye konuşuyor, bizleri ağır aksanından mahrum bırakmayan william mcclair.
henrik mülakatlarda az konuşuyor. ancak konuşmasının kalanını sahada yansıtan bir oyuncu. isveç'in güneyinden gelen golcü, geçen sene daha sıcak iklimlere, ispanya'ya doğru yola koyulmuştu.
rangers taraftarı colin glass ''elimi yüreğime götürdüğümde henrik'in gerçekten hak ettiğinden daha az saygı gördüğünü düşünüyorum'' diye itirafta bulunuyor. ''serie a'da, bundesliga'da, premier lig'de, her yerde oynayabilir.''
alex anderson başını sallayarak onaylıyor: '' nasıl ruud van nistelrooy liverpool'da sevilmiyorsa, larsson da burada taraftar bulamaz. görüntüsüne bile dayanamıyoruz. kişisel bir nedeni yok, o yalnızca harika bir oyuncu. yanlış takımı seçmiş bir efsane.''
larsson, celtic'de oynadığı zaman rangers taraftarlarının hayatı tam bir cehenneme dönüşmüştü. celtic taraftarlarına ise bu dünyada cenneti gösterdi.
nick saxton '' onu
kenny dalglish,
jimmy johnstonve
james mcgrory ile birlikte celtic tarihinin en iyi oyuncuları arasına koyarım. doğru yerde bulunmayı biliyor ve old firm derbisinin kaderini etkileyen bir isim'' diyor isveçli için.
saxton bilgi teknolojileri analizcisi olarak çalışsa da old firm derbilerinin analizini yapmaktan daha çok zevk aldığı ortada:
''hakem maçı başlatmadan önce her şey fırtınadan önceki sessizliği andırıyor. genelde olduğu gibi rangers'ı yendiğimizde otobüs ile barra'nın yerine gidip bira içeriz. hayat bazen mükemmeldir''
---
alıntı ---