• 1529
    https://tr.eurosport.com/...o3206570/story.shtml

    --- alıntı ---

    hizmet etmek için buradayız. eğer ki o kulübü, o markayı bir metre ileriye taşımak asıl başarıdır. ben galatasaraylıyım diye bağırarak başarı gelmez. bir şeyler üretmemiz gerekiyor. bunlar herkes için geçerli. oyunculara da söylediğim bu, kendi adıma da başlangıç noktam bu. tekrar söylüyorum ben galatasaraylı değilim. çok eskiden kızılyıldız taraftarıydım. türkiye’ye geldikten sonra herhangi bir kulübe sempatim yok. bunu da saklamıyorum. popülizm olsun diye galatasaraylıyım diyebilirdim. burada beni armayı öperken de görebilirdiniz. bunlar çok önemli değil. günümüzde türk insanı artık bunları istemiyor. önemli olan galatasaray içine neler yaptığımız ve yapmadığımız. popülist yaklaşımlardan ziyade realist davranmalıyız, daha üretken olmalıyız.

    --- alıntı ---

    sozlerinin sahibi eski kocumuz. maalesef gunumuz taraftar profilini cozememis. ben galatasaray'in cocuguyum diyip armayi opse efsane ilan edilip, ustune maasina zam bile alabilirmis. ayrica basin toplantisinda cikip mahmuti "galatasarayli degilim, indirime nedenim yok" dedi demek acik acik hocayi taraftarin onune atmak ve cok ucuz bir hareket olmus. simdi 800 bin euroyu hem cope attik, hem de kocumuzdan olduk. cok guzel planlama.
  • 1530
    baskan bu konuda yanlis anlasiliyor bence. mahmuti’nin galatasarayli olup olmamasi sorun degil.

    baskan’in soylemek istedigi bu kontrat ile devam edilemeyecegi ve kendisinden fedarlik istemesi sonucu, “ben galatasaray’li degilim her turlu fedakarligi yaptim “ demesi problem yaratti.

    yani benden bir sey beklemeyin demek istemis. uslup yanlis, cevap yanlis. baskan’da onun bu cumlesini dile getiriyor. yoksa adam’in galatasaray’li olmadigini herkes biliyor.
  • 1531
    kendisine sorulsa evet aynen böyle dedim diyecek ve dediğinin arkasında duracak birisi muhtemelen. ama burda galatasaray başkanını yalancılıkla suçlayanından tut, dedi ama gizleselerdiye kadar savunuluyor ilginç. adamın savunmaya ihtiyacı yok ki. savunulması gereken bir şey dememiş. iki taraf karşılıklı beklentilerini taleplerini ortaya dökmüş orta yol bulunmayınca da ayrılmışlar. olayı büyütmenin anlamı yok. sanki adam kalmak istedi de zorla kovdular.

    on numara adam olabilir, çok süper koç olabilir ama uyuşamamışlar. olay bundan ibaret. ortak payda yokken zoraki evliliği sürdürmenin bir anlamı yok.

    yok şöyle adamdı yok böyle karakterliydi. bize ne yahu. zaten bu karakter üzerine muhabbetten gına geldi artık bu ülkede. tanısak çok severiz kesin.
  • 1532
    şimdi öncelikle şunu belirtmeliyim ki çöpe atılmış bir para yok. mustafa cengiz başkanımızı nasıl dinlediniz bilmiyorum. oktay hoca ile oturup indirim talep edilmiş ve alacağı 1.2 milyon dolar gibi bir maliyetten bahsedilmiş hoca için. indirimi kabul etmiyor ise de yola devam yani bunu anlamıyor herhalde taraftar. yönetim indirime yanaşmıyorsan diyip sözleşmeyi fesih etmiyor öncelikle bunu söyleyelim.

    34 milyon tl borç ile devralmış yönetim basketbol şubesini ve hiçbir sponsorluk geliri olmadan 12 milyon tl ödeme yapılmış. 22 milyon tl borç var ve bu 22 milyon tl'nin 5 milyon küsürü sadece oktay hocanın alacağı bir para. sponsor gelirleri kırdırılmış ve ülke durumu göz önüne alındığında kimse yanaşmıyor sponsor olmaya.

    başkanımız oktay hocanın istifa etmesini istiyor çünkü maaşı çok fazla kabul edelim. istifa etmez ise de devam edilecektir.
  • 1533
    yaptığı sözleşme kendisinin hakkıdır tamam. ancak kulübün şartları ortada, başkan "devam edelim ama indirim yap" demiş, kabul etmemiş. o zaman istifa edip önümüzü açmamız istenmiş, onuda kabul etmemiş "zaten galatasaraylı değilim" diyerek. şimdi başkan ne yapsın, ne desin? ayrıca ne ara bizim bu kadar sevilecek kadar efsanemiz oldu? beşiktaş'a yarı finalde 3 maç üst üste kaybederek şampiyonluğu verince, ünal aysal kapıyı gösterdi ve yerine yıllar sonra şampiyonluğu yaşatacak "galatasaraylı" ergin ataman getirildi. ergin ataman bile mahmuti'nin savunulduğu kadar agresifçe savunulmadı.
  • 1534
    --- alıntı ---

    sevgili galatasaray taraftarı, galatasaray camiası ve basketbol kamuoyu,

    sizin de bildiğiniz gibi, geçtiğimiz günlerde galatasaray spor kulübü ile olan sözleşmemi tek taraflı fesih ettim. bilmenizi isterim ki benim için kolay bir karar değildi.

    geçtiğimiz sezon görevi devraldığım esnadaki durum ve sonrasında yaşanan sıkıntılı sürecin ardından her şeyi geride bırakarak büyük heyecan ve ümitle galatasaray basketbol takımı geleneklerine yakışan bir takım kurmak için çıktığım yoldaki çabam ise sezon bittikten sonra geçen 50 günlük süreçte en ufak bir gelişme olmadığı için sonuçsuz kaldı.

    büyük hedeflere, bütçeden bağımsız iyi organizasyonlar ve iyi bir planlamayla ulaşılabileceğine inanan bir kişi olarak sadece benim ve taraftarların paylaştığına inandığım bu heyecanın hedefe ulaşmakta yeterli olmayacağına kanaat getirdiğim için bu kararı aldım ve galatasaray spor kulübü’nün geleneklerine uygun olarak bu konu hakkında ne bir açıklama yapmak ne de konuşmak niyetindeydim.

    ancak galatasaray spor kulübü başkanı sayın mustafa cengiz’in bugünkü basın toplantısındaki açıklamaları sonrasında sadece şunu söylemek isterim: bugüne kadar sadece bir maaş ödemesi almış olmama rağmen bu kararı sezon devam ederken almadım. play-off şansı kovalarken almadım. sezon bittikten sonra geçen 50 günlük sürede büyük bir heyecanla yeni sezon hazırlıkları yaparken de almadım. bu kararı, hayal ettiğim hiçbir projeyi hayata geçiremeyeceğime emin olduğum gün aldım. ertesi gün başkanla görüşmeye davet edildiğimde, şubenin içinde olduğu tüm sıkıntıları tekrar dile getirdim, iyi bir projeyle ve sorunlar çözüldüğü takdirde görevime dönebileceğimi söyledim. başkandan indirim isteği ve ödemem yapılandırıldığı takdirde devam edip etmeyeceğim sorusu geldi. bu konu şubenin sıkıntıları arasında en önemsiz ve en son sırada yer alacak madde. bunu ifade ederek oradan ayrıldım. aleyhimde ne söylenebileceğini az çok tahmin ederek ve bunu da göze alarak ayrıldım.

    galatasaraylı olup olmama meselesine gelince, inandığım hedefler uğruna hiçbir şeyden vazgeçmediğimi en iyi galatasaray taraftarı bilir, beni en iyi onlar tanır. bu konuda ayrıca bir açıklama yapmaya gerek bile duymuyorum.

    saygılarımla,
    oktay mahmuti
    --- alıntı ---
  • 1535
    (bkz: oktay mahmuti/#2457908)

    konu hakkında yazmak istemiyordum ama mustafa cengiz başkan bugün yaptığı açıklamalar ile koçu taraftarın önüne attı. haliyle de koç da cevap verdi. şimdi sorarım böylesi daha iyi mi oldu? başkanımız konuştuk anlaşamadık dese bu açıklama gelir miydi? gereksiz yere galatasaraylı olmadığı lafları söylendi. başkanımızın klasına hiç yakışmadı. koç her zaman bizde görev alırken elinden geleni yaptı. hangi takımı tuttuğunun ne önemi var?

    sonuç olarak rezalet bir ayrılık yaşıyoruz. emin olun bu kötü ayrılıktan da sadece galatasaray zarar görür. başka hiç kimse değil.
  • 1537
    baba gündüz'ün baba lafı.

    galatasaray bir his takımıdır. renklerine aşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.

    yukarıdaki cümle sanırım olayı özetliyor.baskan özetle bir galatasaray taraftarı olmaması cümlesini buna vurgu yapmak için söylemiş olabilir. en azindan ben buna inanmak istiyorum. bizim yöneticiler ne zaman profesyonellikten dem vurdular tek başarılı oldukları şey kulübü maddi anlamda devasa zararların altına sokmak oldu.
  • 1538
    sevgili galatasaray taraftarı, galatasaray camiası ve basketbol kamuoyu,

    sizin de bildiğiniz gibi, geçtiğimiz günlerde galatasaray spor kulübü ile olan sözleşmemi tek taraflı fesih ettim. bilmenizi isterim ki benim için kolay bir karar değildi.

    geçtiğimiz sezon görevi devraldığım esnadaki durum ve sonrasında yaşanan sıkıntılı sürecin ardından her şeyi geride bırakarak büyük heyecan ve ümitle galatasaray basketbol takımı geleneklerine yakışan bir takım kurmak için çıktığım yoldaki çabam ise sezon bittikten sonra geçen 50 günlük süreçte en ufak bir gelişme olmadığı için sonuçsuz kaldı.

    büyük hedeflere, bütçeden bağımsız iyi organizasyonlar ve iyi bir planlamayla ulaşılabileceğine inanan bir kişi olarak sadece benim ve taraftarların paylaştığına inandığım bu heyecanın hedefe ulaşmakta yeterli olmayacağına kanaat getirdiğim için bu kararı aldım ve galatasaray spor kulübü’nün geleneklerine uygun olarak bu konu hakkında ne bir açıklama yapmak ne de konuşmak niyetindeydim.

    ancak galatasaray spor kulübü başkanı sayın mustafa cengiz’in bugünkü basın toplantısındaki açıklamaları sonrasında sadece şunu söylemek isterim: bugüne kadar sadece bir maaş ödemesi almış olmama rağmen bu kararı sezon devam ederken almadım. play-off şansı kovalarken almadım. sezon bittikten sonra geçen 50 günlük sürede büyük bir heyecanla yeni sezon hazırlıkları yaparken de almadım. bu kararı, hayal ettiğim hiçbir projeyi hayata geçiremeyeceğime emin olduğum gün aldım. ertesi gün başkanla görüşmeye davet edildiğimde, şubenin içinde olduğu tüm sıkıntıları tekrar dile getirdim, iyi bir projeyle ve sorunlar çözüldüğü takdirde görevime dönebileceğimi söyledim. başkandan indirim isteği ve ödemem yapılandırıldığı takdirde devam edip etmeyeceğim sorusu geldi. bu konu şubenin sıkıntıları arasında en önemsiz ve en son sırada yer alacak madde. bunu ifade ederek oradan ayrıldım. aleyhimde ne söylenebileceğini az çok tahmin ederek ve bunu da göze alarak ayrıldım.

    galatasaraylı olup olmama meselesine gelince, inandığım hedefler uğruna hiçbir şeyden vazgeçmediğimi en iyi galatasaray taraftarı bilir, beni en iyi onlar tanır. bu konuda ayrıca bir açıklama yapmaya gerek bile duymuyorum.

    oktay mahmuti

    hocam indirim yapmadın diye sana ne galatasaray taraftarı ne de yönetim kızmıyor bunu öncelikle belirtelim. galatasaray'ın başarısı için çalıştığını ve başarılı olmak istemen kadar gurur verici bir durum yok.

    mustafa cengiz başkanımızın açıklamalarına göre 34 milyon tl borcun 3 te 1'i ödenmiş hiçbir gelir olmadan. yönetimin önünde uefa'nın söylediği futbol gelirlerini baskete aktaramazsın sözü var ama mustafa cengiz futbol gelirlerinden alıp 12 milyon tl ödeme yapmak zorunda kalmış basketbola. şimdi neresinden tutarsa tutsun yönetim basketbolda zararda hep, amaç ne o zaman? zararı en aza indirmek.

    oktay hoca maaş indirmi konusu için en önemsiz demek galatasaray'ın mali durumundan banane demek ile eşdeger bana göre. uefa'dan gelecek men cezası ile belki basketbol şubesine kilit vurulabilirdi bun farkında değil hoca. maaş indirimi öncelikle basket tüm branşlarsa en önemli konu durumunda. futbolda milyonlar harcayıp büyük gelir beklentisi var iken basketbolda büyük paralar harcayıp sadece kupa beklentisi olması kadar saçma bir durum yoktur.

    ve şunu söylemek istiyorum seneye oktay hoca bizi basketbolda şampiyon yapti diyelim alacağımız ödül hocanın maaşı ile kafa kafaya neredeyse ve bu yönünden bile çok saçma. sponsor yok, şampiyonlukta kupa dışında gelir yok, euroleague de para yok o zaman bu branş için alınan tedbirler ve küçülme sonuna kadar desteklenmelidir.
  • 1539
    ayni indirimi selcuk inan yapmiyorken kendisine neden trip atildigini anlamadigim hocamiz. isil’dan da indirim istenmis. hoca’nin sadece 1 aylik maasi 1 kerelik odendi o da fazla bir sey degil. isil’in 9 ay kadar odenmedi. bunca zaman sustular ikisi de. ayni indirimi futbolda yapmayanlara laf yok. onlari da soyleseydi keske baskan. onun deyimiyle selcuk dogustan gsli bir de. oktay mahmuti’nin tr’de tuttugu takim yok ama 5-6 sene oncesini takip edenler ve onu iyi taniyanlar bizi ne kadar sevdigini iyi bilir. dursun ozbek gs’li idi de ne oldu.
  • 1540
    kendisinin taraftarın önüne atılma çabası boştur. kendisinin bu kulübe ne kadar değer verdiğine şahit olduk. kulüp tarafından kısmen haklı gerekçelerle amatör branşların ikinci plana atılmasını anlıyoruz. ancak yönetimde söz sahibi olan insanların işi de sponsorluk anlaşmaları yapıp bu branşları finanse edebilmektir.

    türkiye'nin en büyük kulübüyüz diyorsak ezeli rakibin yıllardır çeşitli amatör branşlarına farklı dönemlerde iyi sponsorlar bulurken bizim de marka değerimize yaraşır benzer çalışmaları yapmamız gerekiyordu.

    yalnız bir diğer aklıma takılan husus da şu oldu. ndiaye'nin gidiş sürecinde de mustafa cengiz'in benzer bir açıklaması oldu. gitmek için olay çıkardı demişti. ndiaye ise benden gelecek bonservise ihtiyaç duyduklarını belirttiler, yoksa kalmak istiyordum dedi. sene sonunda ndiaye ile tekrar ilgilendiysek ben bu durumda ndiaye'nin sözüne inanırım.

    o nedenle başkana bunun iki olduğunu hatırlatmak lazım. tepkiyi azaltmak için ihaleyi başkalarının üzerine yükleme huyundan vazgeçmesi lazım. oktay mahmuti kaldı ki galatasaraylı da olmayabilir. bu kulüpte görev aldığı sürece katkısı oldu mu olmadı mı, bakılması gereken yer burasıdır.
  • 1542
    benim gözümde galatasaraylı bir spor adamıdır ve galatasaraylı olarak kalmaya devam edecektir. kendisinin kızılyıldızlı yanını aydın örs'lü efes pilsen'de yardımcı koç olduğu zamandan beri biliyorum. popülizme o kadar çok sarılıyoruz ki, bireylerin gönül verdiğimiz renkler için sarf ettikleri çaba bir anda yok sayılıveriyor. kendisi galatasaraylı değilmiş, kızılyıldızlı imiş. bu neyi değiştirir?

    oktay hocanın uzun yıllar esamesi okunmayan* galatasaray erkek basketbol şubesinin ayağa kalkmasını sağladığı gerçeğini değiştirir mi mesela?

    ya da basketbolu yalnızca gazetelerdeki küçük puntolu haberlerden takip eden galatasaray taraftarını abdi ipekçi arena'ya çektiği gerçeğini değiştirir mi?

    veya varlığımız boyunca ilk kez yer aldığımız euroleague sezonunda yazdığı ve yazdırdığı tarihi, verdiği ve verdirdiği emekleri sildirir mi? değiştirir mi bunları galatasaraylı olmadığı söylemi?

    kendisini kessek kanı sarı kırmızı akmaz dursun özbek gibi(u: (:) belki lakin yaptıkları galatasaraylılık maneviyatının gerektirdikleridir.

    bir de şu var; ergin hocamız şu an efes'in başında. galatasaraylı olduğunu hiçbir şekilde saklamıyor, aksine bunu sürekli olarak dillendiriyor (2026'da galatasaray'a başkan olmak istediğini söylemesi; seçimdeki oy anını kişisel sosyal medya hesabından paylaşması vs.) ve bu durum biz galatasaraylıların hoşuna gidiyor.

    peki doğru olan bu mu?

    oktay hocanın bizleyken kızılyıldız hakkındaki herhangi bir övgü söylemine denk geldiniz mi? galatasaray koçu apoletiyle kızılyıldızlılık yaptığına şahit olduk mu? yapsaydı tepkimiz ne olurdu? kendisi galatasaray koçuyken galatasaray taraftarını üzecek bir iş içerisine girişti mi?

    oktay hocanın kim olduğu unutulduysa hatırlamakta fayda var:

    https://youtu.be/LZlCKBNhCxU

    https://youtu.be/QVXGFk4ECgU

    galatasaraylılık söylemde değildir, eylemdedir.
  • 1543
    kendisinin durumu tam olarak şöyledir:
    bir şirketler grubunda çalıştığınızı düşünün. patronların mali durumunun iyi olmadığını düşünün. patronlar da kendilerince bir tercih yapıp ellerindr olan cok az parayı daha kritik gördükleri diğer şirkete veriyorlar. sizin çalıştığınız şirkete de gelip arkadaşlar bu yıl kemer sıkma politikası para harcaması yapamayacağız diyorlar. size de gelip zam yapmayacaklarını hatta bir iki sene kendilerini idare etmenizi istiyorlar maaşı az vermek istediklerini söylüyorlar. bu durumda verilecek tepkiler çeşitli olabilir. bazı çalışanlar der ki biz yıllardır buranın ekmeğini yiyoruz, burası bizim de şirketimiz gibi oldu. kabul ediyoruz derler. bunlar o şirkete kendisini ait hisseden insanlardır.
    diğer grup da kendisini o kadar da o şirkete ait hissetmez ve der ki kusura bakmayın ama benim bakmam gereken çocuklarım var teklif de var. ben bu şartlarda kalamam musadenizle der gider.
    bu durumda iki tipe de saygı duymalısın. iki tip insan da iyi insanlardır. verdikleri karar onları kötü insan yapmaz.
    yolun açık olsun oktay hoca.
  • 1545
    bir maaş çeki alıp sanki diğer ödemeleri istememiş gibi bir algı var bu para yani 1.2 milyon euro bu adama ödenecek her türlü ve bu sözleşmeyi yeni yönetim yapmadı.

    sponsorluk geliri olmayan ve lig şampiyonunun bile 1 milyon euro ödül alamadığı bir ortamda hala yönetimin indirim talebini eleştirilmesi çok sacma. oktay hoca keşke indirim talebini kabul etseydi de kulübün başında kalsaydı ama istemedi en doğal hakkıdır saygım sonsuz yolu açık olsun.
  • 1547
    (bkz: #2465421)

    kendisini gömmek istemiyorum. galatasaray taraftarı olmak zorunda da değildir. zaten daha önce takımımızı çalıştırırken bile kızıl yıldız taraftarı olduğunu dile getirmişti fakat. halden de anlamasını beklerdim. en azından beraber yaşadığımız onlarca anın hatırı vardır diye. fakat kendisi çok iyi bir "profesyonel"'miş onu anladık. çuvaldızı kendimize de batıralım tabi burada. galatasaray spor kulübünün yüz akı olan basketbol şubesi bu günlerde can çekişiyor. evet neredeyse her sene avrupadan kupa getiren şube kaderine terkedilmiş vaziyette. bunu kabullenemiyoruz ama sesimizi de çıkartamıyoruz çünkü içinde bulunduğumuz durum ve oluşan genel talep futbol şubesi harici şubelerin şu anda çokta önem teşkil etmediği yönünde. bunu savunan taraftar sayısı bir hayli fazla ve neden savundukları konusunda da içinde bulunduğumuz halden ötürü fazla tepki veremiyoruz. görünen üzerine de fazlaca haklılar. bu insanların üzerine şu halde gidemeyiz, gitmemeliyiz. belli ki birkaç sene basketbol şubesinde kendimize yetmek esas alınacak. bunu aldık baş üstüne koyduk.

    şimdi oktay mahmuti'ye gelirsek, bize yansıtılan ve geri adım atmadığı yıllık maaaşıyla galatasaray erkek basketbol takımı biraz zorlarsa mevcut şartlarda ilk beş yapar. elbette kendisi silah dayayarak bu maaşı almadı. adını anmak istemediğim bir önceki yönetim bu maaşı teklif etti ve sayın mahmuti bu şartlarda imza atıp takımın başına geçti. fakat benim bu yazıda vurgulamak istediğim birazcık da olsa ahde vefadır. biz eğer biz bir his takımıysak ve çeşme de seyrek akmaya başladıysa zamanında kulüp çatısı altında yaşadığınız başarıların hatırına biraz da olsa fedakarlık yapabilirsiniz. biz taraftarlar yellow friday, grey weekend gibi organizasyonlarla deliğe ufak bir çaput tıkamışken yapacağınız sizin için ufak, galatasaray'a gönül verenler için büyük meblağlarda bir fedakarlık yapmanız şimdi sizin kazancınızı düşürse bile ileride manevi hazzı yüksek ve fazlasıyla karşılığını alabileceğiniz bir hareket olabilirdi.

    galatasaray spor kulübü yoluna öyle veya böyle devam eder. edecektir. daha önce de bu tarz badireler geçirmiş ve atlatmıştır. fakat bu yolda kimlerin ne olduğunu da görmemiz açısından bunlar da önemli verilerdir. galatasaray'dan bir şey eksilmez sayın mahmuti. sizin ondan kendinize ne katabileceğiniz mühimdir. siz banknot seçmişsiniz.

    yolu açık olsun.
  • 1548
    6-7 aydır çalışıyorsunuz ama sadece 1 maaş almışsınız. patronunuz size gelip “sen çok para alıyorsun, indirim yap” diyor. ne düşünürsünüz?

    imza atarken 6-7 milyon euroluk bütçe sözü verilmiş. daha sonra 3 milyon dolar bütçe belirlenmiş. şartlar buysa ne yapalım, eyvallah demiş. oyuncu belirlemek için çalışmalara başlanmış. tek bir beklentisi vardı. transfer yasaklarının kalkması ve bütçe doğrultusunda transfer harekatının başlaması. 2 aydan fazladır, bu konuda hiçbir adım atılmıyor.* sponsor konusunda da hiçbir adım atılmadığı gibi, başkan çıkıp “sponsor bizim ayağımıza gelsin” diyor. tüm bu şartlarda, kendisinden istenen indirim ne kadar samimidir, lütfen biraz tartalım.

    sen elinden geleni yapar, ortaya proje koyarsın. sonra alır karşına “bak oktay biz elimizden geleni yaptık ama gücümüz de belli, şu kontratta indirim yapabilir miyiz? veya hiç olmadı uzun vadeye yayalım ödemeyi.” dersin. böyle bir yaklaşıma oktay hoca olumsuz cevap verirse en önce ben eleştiririm. ama efendim yok işte “ben galatasaraylı değilim, indirim yapmam” demagojisinin arkasına da saklanmayın lütfen.
  • 1549
    bence sürecin en başında ergin ataman gibi çıkıp mertçe konuşmalıydı. ''ben şu şu koşullarda anlaştım. şunlar yerine getirildi, şunlar getirilmedi. taraftardan özür dileyerek istifa ediyorum.'' tarzında net bir açıklama yakışırdı oktay mahmuti'ye. bunu neden yapmadığını bilmiyorum ama para ile ilgili olabileceğini düşünüyorum.

    yolu açık olsun.
  • 1550
    galatasaray'ın içinde bulunduğu durum ortada. spor kulübünde en çok gelire sahip olan futbol takımına bile maddi durumdaki güçlük ve engellerden dolayı transfer yapılamıyor ama takımın hocası fatih terim gayet kendinden emin. biz oktay mahmuti'den elbette bir fatih terim duruşu beklemiyoruz fakat galatasaray erkek basketbol takımı'nın tekrardan ayağa kalkmasında önemli bir role sahip oktay mahmuti'den çok daha farklı bir duruş bekliyorduk. lütfen kimse "ben galatasaraylı değilim" söylemindeki profesyonelliğe sığınmasın. galatasaray'ın bazı gerçekleri vardır ve galatasaray'da daha önce de görev almış oktay mahmuti'nin bu gerçekleri bilmediği söylenemez. galatasaray'a imza atarken tüm bu gerçekleri hepimizden daha iyi biliyordu.

    her şeyi geçelim hocam; iş akdi, ahde vefa filan bunlar fiyakalı hukuki sözler...

    çalışmadığın halde galatasaray'dan alacağın paralar içine sinecek mi?

    hak ettiğin dönemler için paran ananın ak sütü gibi helaldır, ama nolursa olsun çalışmadığın dönem için alacağın paranın üzerinde milyonlarca galatasaraylı'nın hakkı vardır.

    kimse keyfinden dolayı basketbol şubesini bir kenara bırakmadı. durum ortada, şartlar ortada.

    mevcut yönetimi sponsor bulamaması konusunda eleştirebiliriz elbette fakat herkes biliyor ki sponsor bulunmaz, sponsor olunur! basketbola sponsor olunmuyorsa bu salt yönetimin başarısızlığından kaynaklanmamaktadır. ülke sporunun içinde bulunduğu durum görmezden gelinemez.

    yok sırf fenerbahçe ülker doğuş vs. örnekleri üzerinden gideceksek; senelerdir avrupa'nın en pahalı kadrosuna sahip fenerbahçe erkek basketbol takımı'nın kazandığı başarılar-başarısızlıklar ortada.

    güle güle hocam. yolun açık olsun.

    fakat galatasaray'da çalışmadığın dönemler için talep ettiğin her kuruşun vebali boynunda. haberin olsun...
App Store'dan indirin Google Play'den alın