galatasaray teknik direktörü olarak 4. sezonuna giren ve görüntü itibariyle en iyi, en rahat olduğu yaz sezonunu geçiren hocamız. benim için şaşırtıcı değil çünkü zaten bu konudaki düşüncelerimi yazmıştım: (bkz:
#4198649)
kendisini bu yaz hem mutlu hem rahat hem de sahaya odaklanmış görüyorum. tabii hazırlık maçlarında izlediğimiz kadarıyla. özellikle geçen seneye oranla çok çok ciddi bir fark var. geçen sezon hoca inanılmaz gergindi. bunda transferde gidilen ilk isimlerin olmaması, erden timur sonrası oluşan kaotik durumda hocanın üstüne çok fazla yük binmesi ve hocanın da yönetimi korumaya çalışması, hiç hazır olmadan girdiğimiz süper kupa ve young boys eşleşmesi gibi birçok etken var. geçen yaz sezonunun sonunda başlayan ve devre arasında da devam eden temizlikle birlikte bu yaz transfer hedefinin az, öz ve net olması da etkili muhakkak. kafası rahat hocanın.
şimdi osimhen de gelmişken bence önemli bir noktaya tekrar parmak basmak istiyorum. yaşadığımız bütün güzelliklerin baş mimarıdır. sane, galatasaray'ın oyunundan etkileniyorsa ve burada oynamak istiyorsa okan buruk sayesinde. osimhen ve icardi'yi buraya kiralık getiren şey belki kader ama burada kalmalarını sağlayan, burada kalmak için çabalamalarına neden olan şey okan buruk. davinson'un oynadığı şeyden keyif almasını sağlayan, kaçmak için yer aramamasını sağlayan okan buruk.
ve daha nicesi... galatasaray oyuncuları tesislerde mutluysa, burayı yuvası gibi görüyorsa, sahada her şeyini bırakana kadar savaşıyorsa en büyük pay okan buruk'a ait. tabii ki taraftar etkisi büyük, tabii ki galatasaray camiası yıldızları veya süreçleri çok iyi yönetiyor hepsi doğru ancak neticede günün sonunda tesiste futbolcularla kalan okan hoca. onların takım olmasını sağlayan, keyif almasını sağlayan okan hoca.
bazen futbolcuların gönlünü yapmaya çabaladığı için kızıyoruz, eleştiriyoruz ancak aslında çok önemli bir şey bu. bu da takım yönetiminin bir parçası. belki normalde ''ulan icardi-osimhen nasıl olacak, çift santrfor mu oynayacağız, oynamayanı nasıl mutlu edeceğiz?'' diye düşünürdük ancak okan buruk var, sıkıntı yok. hocanın, gerçekten iyi niyetli futbolcularla iletişimi o kadar iyi ki icardi'ye de osimhen'e de gerekli süreyi vereceğine, onlarla düzgün bir iletişim içinde olacağına, sezon içinde zaman zaman birlikte zaman zaman da ayrı olarak oynatacak oyunlar bulacağına eminim.
hocanın galatasaray'a iyi niyetle yaklaşan hiçbir futbolcuyla sıkıntı yaşadığını görmedim. hocayla sıkıntı yaşayanlar vardır ama hocanın sıkıntı yaşadığı, kötü yaklaştığı yoktur. iyi niyetli olmayan futbolculara ise bir süre dokunmaya çalıştıktan sonra yeri geldiğinde kesip atmasını bildi. o yüzden hocanın gönderdiği hiçbir futbolcu için gözüm arkada kalmıyor. çünkü galatasaray'a faydalı olmak isteyip de hocanın yönetemeyeceği futbolcu yok.
galatasaray taraftarı olarak icardi'ye, osimhen'e, sane'ye değil; okan buruk'a sahip olduğumuz için çok şanslıyız. bunun bilincinde olmak lazım. böyle diyorum çünkü emin olun rakipler bunu çok daha iyi biliyor. onlar dışardan baktıkları için tabloyu bizden çok daha net görüyor. bu yüzden de biz saflarda en ufak açık bıraktığımız anda onlar boşlukları doldurmaya hazır. bugün osimhen, icardi gitse tabii ki sevinirler. mutlu olurlar ancak okan buruk ayrılsa, fatih'in ölümü sonrası ''büyük kartal öldü'' diye sokaklara dökülen venedik gibi sokaklara dökülürler.
ayrıca ne olursa olsun topraktan galatasaraylı bir adamla, avrupa hayali sorulunca ''galatasaray'dan büyük kaç tane takım var?'' minvalinde cevaplar veren adamla bugünleri yaşamak daha mutlu ediyor kardeşim. yalan mı söyleyelim? tabii ki galatasaray'a iyi hizmet eden herkes baş tacıdır ancak galatasaraylıysa daha da keyifli oluyor işte.