geçirdiğimiz 20 aylık sürenin sonunda ben kendisinden razıyım. memnun değilim ama razıyım. çok uzun süre başımızda kalmasını, tökezlediği yapamadığı sezonlarda da destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum. artı eksilerine gelirsek;
+takımın kazanan kimliğini daha da yukarı taşıdı. en büyük becerisi bu bence. şu kısacık zamanda bile hepimize "galatasarayın bir maçı kazanması gerekiyorsa kazanır" inancını aşıladı. öyle ki kopenhagı evinde yenemeyince şaşırdık, bu nasıl olur dedik. oysa olacağı zaten buydu.
+bunu hem artılara hem eksilere yazacağım; çok pragmatik biri. tevazusu için de yanı şeyi düşünüyorum.
+yerli yabancı her maçta bize güncel, modern futbolu takip eden bir hocamız olduğunu hissettirdi.
+floryada yüzler gülüyor. tribünler mutlu. fatih terim'in boşta olduğu bir dönemde bunu yapmak zor iş.
şimdi biraz da eksiklere, yetersizliklere gelecek olursak;
- pek çok konuda çok ürkek. hep ayağı kaydırılacakmış, hemen kamuoyu aleyhine dönecekmiş gibi hissediyor. aslında bir futbol adamı olarak hiç çekinmesi yok, her yerde her şekilde kora kor oynamaya, üç kazanacaksa bir feda etmeye hazır. ancak sanki en çok galatasaray camiasından çekiniyor. bu yüzden gereğinden de fazla mütevazı buluyorum kendisini. biraz başarısını sahiplensin, bolca altını çizsin istiyorum. çünkü çok sevdiğim bir dizi kahramanı der ki "güç insanların olduğuna inandığı yerdedir"
- çok pragmatik. hani mühendisler şey der ya "bir şey çalışıyorsa kurcalama" diye, sanki bir şeyleri telmaşa da olsa tutturunca bundan asla vazgeçmiyor. bu bazen hatalarına doğrularından daha bağlı olması gibi bir tuhaf durum yaratıyor. galatasarayın elinde daha 3 ay önce 8 numara oynamış oliveira varken kaan ayhan montesinden vazgeçmemesi bana öyle geliyor. ondan biraz daha mimar gibi düşünmesini, yapı kurmasını, deneyip yanılıp tekrar çizmesini bekliyorum. ancak sanırım sonuç odaklı taraftar ve camia yüzünden hata şansının az olduğunu düşünüyor. böyle de olabilir gerçekten. ama yine de hata yapsın, aramızda hala onun bazı hatalarını bazı doğrularından daha çok sahiplenecek çok insan var. barış alper yılmazı'ı kalıcı olarak sol beke çekmesin örneğin, "saçmalamayın galatasarayın sol beki böyle olur mu?" desin. kazımcan varsa onu oynatsın, çok kötü giderse o zaman barışı beke alsın. kazımcanı gönderene kadar sabretsin. elindeki tek 8 numara oliveiraysa bize orta sahasız br oyun izletmek yerine zayıf orta sahalı bir oyun izletsin.
-yine aynı sebeplerden futbolculara, özellikle de arkadaşı gibi hissettiklerine karşı fazla toleranslı. kerem'i, icardi'yi şöyle tutup silkeleyecek bir konuşma yapacağını sanmıyorum. muslera'ya "bırakma zamanın geldi" der mi bilmiyorum. sanki toplayabileceği tüm desteği arkasında istiyor. oysa buna da gerek yok. kafasını kullandığı her maçta zaten fark yaratıyor. zaten kendini fazlasıyla kanıtladı.
velhasıl okan buruk'tan ayağının kırıldığı güne tanıklık etmiş bir futbolsever olarak benim beklentilerim çok. o yüzden bu senenin başından beri kötüleşen oyundan memnun değilim. ama kendisinden her türlü razıyım. bize orta saha da alıp sete kurulmuş oyun izlettirecek, inanıyorum
*