dursun aydın özbek yönetimi ile tam olarak uyuşan, hatta abartmadan söylüyorum tam da bu yönetimin isteyebileceği tarzda bir hoca okan buruk. kısıtlı futbol bilgim elverdiğince açıklayayım.
benim bu zamana kadar gördüğüm iki tarz teknik direktör var. birincisi, aklında belirli bir futbol şablonu ve rol dağılımı olan ve buna uygun rolde oyuncu isteyen teknik adamlar. türkiye liginden ve eskilerden de aklıma gelenler
jorge jesus,
abdullah avcı,
igor tudor. bu teknik adamlar kendi rol şablonlarında, oyun planlarına uymayan oyuncuları pek sevmezler oynatmazlar da ne olursa olsun. bunlara yildiz da getirseniz kendi oyun şablonlarına uygun olan daha düşük kalibre futbolcuyu onun yerine oynatabilirler. oyuncuyu dönüştürmek, onu kendi oyun planındaki role adapte etmektense kendi oyun planlarını mükemmelleştirmeye odaklıdırlar. bu nedenle ancak kendi oyun planlarina uygun oyuncu grubu yakaladıklarında başarılı olabilirler.
ikinci grupta ise pragmatist olarak tarif edilen hocalar yer almakta
şenol güneş vincenzo montella ve tabii ki okan buruk. bu tarz hocalar özellikle amerika birleşik devletleri'nde görülen, etkisi avrupa'ya da sirayet etmeye başlayan gm (general manager) (türkçesi ile genel menajer veya futbol direktörü de denilebilir) sistemine de cok yatkındırlar bu nedenle daha çağa uygun da diyebiliriz. peki amerika'da sistem nasil işliyor gördüğüm kadarıyla şöyle ki; gm bütçesine göre, takımın planı doğrultusunda transfer gerçekleştiriyor teknik direktöre takımı teslim ediyor. teknik direktörün burada tabiki oyuncuyla ilgili olumlu veya olumsuz görüş bildirme hakkı var ve büyük ihtimalle son söz de teknik direktörün ancak transfer işi tamamen gm'in elinde. yani size gidip de istediğiniz pozisyon için yıldız bir isim de getirebilir kendini kanıtlamak isteyen bir genç bir oyuncu da. eger sisteminize uygunsa istediğiniz rolü dolduruyorsa alip oynatıyorsunuz.
işte bence okan buruk'un şu anki yönetimle tam bir uyuşma hali içerisinde olmasının sırrı da burada yatıyor. çünkü okan hocanın kafasında gördüğüm kadarıyla asla tami tamina bir oyun planı ve uygun rol dağılımı diye birşey yok. sezon başlarında sorun yaşaması da biraz bundan kaynaklı. okan hoca alınan oyunculara bakıp ya ona göre bir plan geliştiriyor ve role az uyan oyuncuları ikna ediyor o rol icin ya da oyun planını oyuncuların tamamının rahat edeceği sekilde dizayn edebiliyor ve bence diğer türk teknik direktörler ile en büyük farkını burada ortaya koyuyor.
bunu hem geçen seneki hem de bu seneki transferlerimiz üzerinden özellikle de iki oyuncu özelinde örneklendirmek isterim.
gecen seneki iki transferimiz
lucas torreira ve
dries mertens. bu oyuncular gelmeden önce sıklıkla bahsedilen konu neydi? bu oyuncular nerede ve nasıl oynayacak? çünkü bakıldığında lucas savunma önünde tek altı olarak süpürücü rolde oynadığında verim veren ve bunu oynamak isteyen bir oyuncu olarak bilinirken; dries ise ikinci forvet gibi konumlanan hatta sahte dokuz rolüyle napoli'de efsane olan bir futbolcuydu. peki biz geçen sene ne gördük? lucas 4-2-3-1'in iki sekiz numarasından biri olarak önde pres gücünü artıran oyuncuyken dries nerdeyse orta sahanın ortasında bile prese devam eden asker on numara gibi oynadı. bakınız bu oyuncular öyle herşeye tamam diyecek genç oyuncular da değildi. ikisi de buraya yıldız olarak geldi ve ikisi de başka takmlarda gayet üzerine takim kurulabilecek maharette ve egoda olan oyuncular.
iste okan hocanin başarısının sırrı burada yatıyor. çünkü okan hoca benim oyunum bu bunu oynayacaksınız yoksa oynayamazsınız demek yerine genel prensipleri belirleyip oyuncuları tanıdıkça onlara rollerini benimsetiyor.
bir baska transferimize bakalim (bkz:
mauro icardi). kendisini alırkenki en büyük karşı argümanlardan biri neydi? "icardi bir ceza sahası golcüsü bize oyun kurulumuna destek olacak, orta sahada pas alışverişine girecek, yerden havadan top indirip servis yapacak bir forvet gerek" idi. peki icardi geçen sene ne yapti? hemen söyleyeyim tam olarak bunu! peki icardi bunu kendisi mi düşünüp uyguladı? çok zeki bir futbolcu olmasina ragmen hayir. okan hoca onu bu role ısındırdı.
mesela bu yılki iyi bir açılış yapamadığımız maça dönelim (bkz:
12 ağustos 2023 kayserispor galatasaray maçı). geçen sene önde prese dahil olup ortalığı dağıtan torreira ne yapıyordu bu maçta? top çıkarırken savunmayı üçleyip geriden oyun kurma işini üstleniyordu. bu da belki de bu sezon ona biçilen rol olacak bilemeyiz. yine oyun kurucu olarak aldığımız
sergio oliveira ise son iki maçtır yanindaki diger sekiz numara prese dahil olduğunda geride bekleyip alan kapatan hatta ön hat aşıldığında geriyi süpüren oyuncu konumunda bulunuyor. geçen yıl görmediğimiz birşey bu yine. bu sene belki de okan hoca kendisinden defansif anlamda bu şekilde faydalanacak.
ha derseniz e her şey mi mükemmel her karar mi doğru tabi ki hayır. yine kayserispor maçında
berkan kutlu'nun geriden top kullanması yanlış bir karardı ama anlatmak istediğim şeye tam olarak uyan bir hareket. çünkü
8 ocak 2023 fenerbahçe galatasaray maçı'ni hatırlarsanız berkan o maçta da kayserispor maçındaki rolüyle ayni şekilde sahaya çıktığında hepimiz ne oluyoruz demiştik ama harika bir top oynadı ve galip geldik. okan hoca berkan'i o rolde sürekli kullanabilir miyim denemesi yapti ama tutmadı. ancak önemli olan denemesi bu kadar denemeden elbet birkaçı yanlış olacak ama genel toplama baktığımızda bu işte çok başarılı olduğu bir gerçek.
öyle ki yeni transferlerimiz nedeniyle taraftarlarımızın bir kısmı endişe içerisinde. takimda cok general olduğundan, kimsenin koşmayacağından ya da yeterince pres yapmayacağından endişe duyuluyor. bence kimse merak etmesin okan hoca bu oyuncular ile de bir oyun oturtmayı başardığı an çok farklı bir takim izleyeceğiz. sadece birkaç hafta, belki bir ay sabır.
not: çok uzun bir girdi olduğunun farkındayım okumak zorunda kalanlara şimdiden hem özür dilerim hem de teşekkür ederim.
