(bkz:
new york mavericks)
bu takımı kesinlikle 2011 yılında şampiyonluğa ulaşmış
dallas mavericks takımına benzetiyorum. bunun sebebi o takımdan
jason kidd ve
tyson chandler ve
ronnie brewer'ın bu takımda oynuyor olması değil, bu oyuncuların takıma getirdiği felsefe. tyson chandler sanırım bu ligin en
underrated uzunu. geçen yıl en iyi savunma oyuncusu ödülünü aldığı doğru ama bu ödül de kimsenin beklemediği 2011 yılındaki muazzam performansının etkisiyle verildi diye düşünüyorum.
şimdi gelelim new york'a.. (bkz:
takım) eve bu takım gerçekten takım. jason kidd'in bu yaşta bir takımı nasıl bir araya getirebildiğini görüyoruz. aslında takımda sorunlu çok oyuncu var. en başta
j.r smith bu adamı biz yıllarca saha dışındaki ve koçlarıyla yaşadığı sorunlarla bildik. çok yetenekli olmasına rağmen davranışları hep takımları ve koçları iki defa düşünmeye itmiştir ama bu yıl bu adam rolünü çok iyi biliyor ve oyun felsefesi doğrultusunda müthiş katkı veriyor.
rasheed wallace ise yıllarca saha dışı icraatlarıyla gündeme gelmiş bir oyuncu olduğu aşikar ama o da bu takımda rolünü çok iyi bilerek oynuyor.
eğer tyson chandler gibi atletik bir uzununuz ve kidd gibi zeki ama çevikliğini kaybetmiş oyuncularınız varsa yapacağınız savunma bellidir. bunu da new york çok iyi yapmaktador. müthiş bir
zone defense yani alan savunması yapıyorlar. 2011 yılında dallas mavericks'i başarıya götürmüş oyun felsefesini aynen uyguluyorlar. takımda
jason kidd,
raymond felton,
j.r smith ve
steve novak gibi müthiş ceza oyuncuları vardı ve bu da doğal olarak takımın her maç rakiplerini üçlük yağmuruna tutmalarını sağlıyor.
* birebir savunma yerine takım savunması ön planda oluyor bu da kidd, süre aldığı zaman prigioni, felton gibi ağır oyuncuların zaafiyetini kapatıyor. takım savunma olgusu ve alan savunması olmasa mesela bir
tony parker ya da
chris paul gibi guardların kidd ve felton'a neler yapabileceğini bir düşünün.
bir takım olarak oynuyor olmaları zor zamanlarında bile onlara yardımcı oldu. bu takımın süper yıldızı
carmelo anthony'dir ve en çok topu o kullanır, hücumda mutlaka top eline değer ve hücum oyunları onun üzerinden çizilir. ama bu takım carmelo sakatken oynamadığı maçları da kazandı ve bunun tek sebebi herkesin takım içindeki rolünü çok iyi biliyor bir şekilde oynaması. belki de başarıya götürecek en önemli sebep burda.
bu sezon miami'ye karşı oynadıkları iki maçı da çok farklı kazandıklarını söylemek lazım. hatta maçlardan birinde carmelo anthony'den yoksun oynadılar. önlerinde los angeles lakers maçı var. bu maçta nasıl bir performans göstereceklerini aynı zamanda lakers'ın new york alan savunmasına karşı nasıl hücum edeceğini hep beraber göreceğiz.
son olarak belirtmekte fayda var. bu takımda sezon başından beri sakatlığından dolayı henüz süre alamamış
amare stoudemire gerçeği var. amare hücum gücü muazzam, her maç takımına 20 sayı civarı kazandırabilecek bir oyuncu. bu ilk aşamada takım için bir artı olarak görülebilir. ama bir ritim tutturmuş ve kimyasını oluşturmuş bir takıma dahil olacak savunmada çok büyük zaafiyetleri olan amare nasıl bir etki yaratacak onu ben de merak ediyorum. sanki olumsuz etkiler yaratacak gibi amare'nin dönüşü. bunu da hep beraber göreceğiz.