1
galatasaray'ın temel sorunudur. geçmişten günümüze gelen süreçte, başkan'dan ziyade başkanın bel bağladığı, galatasaray kültürüne aykırı seçilmiş değil atanmış adamların kifayetsiz ve galatasaray'dan ziyade kendini ve reklamını düşünen kafa yapısı nedeniyle kulüp zarar görmüş, başkanlar, hatta umutla bakılan, bel bağlanan başkanlar bu adamların arkasında durdukları için galatasaray başkanlığından olmuştur.
çok uzağa gitmeye gerek yok ben söyleyeyim:
adnan polat - adnan sezgin
ünal aysal - bülent tulun
dursun özbek - mehmet özbek
adnan sezgin bugüne kadar hiçbir gittiği camiada başarı yakalayamamış (bilakis istanbulsporu batırmış) bir adamdır. adnan polat'a camia içerisinde adnan sezgin'i ye, hem taraftarın hem de camianın gazını al, doğru şekilde yola devam et uyarısı yapılmasına rağmen adnan polat bu uyarıyı dikkate almamıştır. sonuç malum.
bülent tulun bu adamlar arasında en tehlikeli isimdir. ünal aysal başa geldiğinde "ben futboldan anlamam, anlayandan anlarım" demiş ve bülent tulun'un futboldan anladığı düşüncesiyle kendisini başkan danışmanı yapmıştı. o dönem itibar kaybeden fatih terim başa geldi ancak fatih terim bülent tulun'un zararlı bir adam olduğunun farkındaydı. araya konan ali dürüst ve abdürrahim albayrak sayesinde fatih terim ile başarılara koştuğumuz dönemde bülent tulun tarafından alınan fazlaca bir adam yok (elmander), genel kararlar ft-aa-ad üçlüsünden çıkıyordu. bundan rahatsız olan bülent tulun, "beni tvlerde görmeyeceksiniz" dedikten sonra kanal kanal gezen başkana "başkan bütün işi sen yapıyorsun ama bütün övgüyü ft alıyor diyerek, önce ft'yi, ft gittikten sonra ali dürüst ve abdürrahim albayrak'ı floryadan çıkartarak floryayı ele geçirdi. sonrası dzemaili, pandev. işte benim gözümde "ünal aysal dönemi" bermuda şeytan üçgeninin gitmesinden sonra oluşan ve bizim kaybolduğumuz dönemdir. aynı şey ünal aysal'a da söylendi ancak o da bülent tulun'un arkasında durmayı, onu dinlemeyi tercih etti. sonunda, genel kurula getirip oylatabileceği bir kararı getirmeden kulüpten gitmeyi tercih etti.
son olarak dursun ve mehmet özbek biraderlere gelelim. dursun özbek, mayıs ayında seçildikten sonra temmuz ayında ali sami yen stadında yaptığı konuşmada "mehmet özbek florya'da sadece inşaat işleri ile ilgileniyor" açıklamasını yapmıştı. oradaydım, hatırlıyorum. transfer döneminde sabri ile yenilenen sözleşme sonrasında cüneyt tanman, mehmet özbek'in sözleşme görüşmelerinde yer aldığını ve rakamları belirlediğini ifade etmişti. transfer sezonunun kapanmasından sonra ntvspora katılan dursun özbek, "mehmet özbek benim kardeşimdir, iyi galatasaraylıdır elbette bu görüşmelerde olmasından daha doğal bir şey yoktur" gibi bir açıklamada bulunmuş, yetki için görüşülen genel kurulda ise, "mehmet özbek daha önce spor kulübü yöneticiliği yapmış bir kişidir" diyerek mehmet özbek gibi atanmış bir şahsın tıpkı genel kurul tarafından seçilen üyelerden oluşan yönetim kurulu toplantılarına katılımını meşrulaştırmaya çalışmıştı.
öncelikle şunu söyleyeyim; türkiye'de biraz paranız ve biraz çevreniz varsa spor kulübü yöneticiliği yapmak, daha doğrusu yönetecek bir kulüp bulmak zor değildir. ben,bu yazıyı zamanında 2. ligde mücadele etmiş ve şu anda bal liginde mücadele bir takımın başkanı veya başkan yardımcısı (arkadaş ile yazı tura atarak seçecektik hangimiz başkan olacağız diye) olarak yazıyor olabilirdim. elbette bize gelen teklif sonrasında yaptığımız kısa araştırmada harcanacak paranın geri dönüşünün olmadığını tespit ederek bu topa girmedik. bunun dışında bir müvekkilim, doğduğu köyün takımına akrabalarının ısrarını kıramayıp 10.000 tl yatırım yaparak önce ligde tuttu, şimdi bir üst lige çıkma planları yapıyor. bize, aynı arkadaş ile "gelin siz idare edin kulübü uzaktan" dedi. görüleceği üzere, özellikle alt liglerde başkanlık ve yöneticilik size teklif edilen bir durum ve büyük paralar gerektirmiyor.
şimdi 2. sezonumuzu geride bırakıyoruz ve mehmet özbek denen kişinin 1, yazı ile bir tane olumlu hamlesini görmedik. transferlerden olsun takım içi bütünlük sağlanmasına kadar her şey rezalet konumda. o zaman bu adam hangi başarısına dayanarak florya gibi galatasaray'ın performans ve başarısını doğrudan etkileyen bir yerin başında? yukarıda bahsettiğim abi takımı aldıktan sonra, istanbul'da takım çalıştıran 4-5 arkadaşım ile temasa geçtim, ligi bitmiş topçuları bize kiralayın diye. 4 canavar transfer ile 4 maçta 10 puan aldı takım ve ligde kaldı. teorik olarak bakarsak ben mehmet özbek'ten daha başarılı bir yöneticiyken, mehmet özbek neden orada gerçekten merak ediyorum.
iki senedir futbol takımı rezalet, başında mehmet özbek var. 3. defa aynı şey yaşanacak ve nepotizm yüzünden bir başkan daha gidecek. (dursun gitmeli orası ayrı)
şu işi bıraksak kulüp toparlanacak; neden gözlerimizi açmıyoruz?
çok uzağa gitmeye gerek yok ben söyleyeyim:
adnan polat - adnan sezgin
ünal aysal - bülent tulun
dursun özbek - mehmet özbek
adnan sezgin bugüne kadar hiçbir gittiği camiada başarı yakalayamamış (bilakis istanbulsporu batırmış) bir adamdır. adnan polat'a camia içerisinde adnan sezgin'i ye, hem taraftarın hem de camianın gazını al, doğru şekilde yola devam et uyarısı yapılmasına rağmen adnan polat bu uyarıyı dikkate almamıştır. sonuç malum.
bülent tulun bu adamlar arasında en tehlikeli isimdir. ünal aysal başa geldiğinde "ben futboldan anlamam, anlayandan anlarım" demiş ve bülent tulun'un futboldan anladığı düşüncesiyle kendisini başkan danışmanı yapmıştı. o dönem itibar kaybeden fatih terim başa geldi ancak fatih terim bülent tulun'un zararlı bir adam olduğunun farkındaydı. araya konan ali dürüst ve abdürrahim albayrak sayesinde fatih terim ile başarılara koştuğumuz dönemde bülent tulun tarafından alınan fazlaca bir adam yok (elmander), genel kararlar ft-aa-ad üçlüsünden çıkıyordu. bundan rahatsız olan bülent tulun, "beni tvlerde görmeyeceksiniz" dedikten sonra kanal kanal gezen başkana "başkan bütün işi sen yapıyorsun ama bütün övgüyü ft alıyor diyerek, önce ft'yi, ft gittikten sonra ali dürüst ve abdürrahim albayrak'ı floryadan çıkartarak floryayı ele geçirdi. sonrası dzemaili, pandev. işte benim gözümde "ünal aysal dönemi" bermuda şeytan üçgeninin gitmesinden sonra oluşan ve bizim kaybolduğumuz dönemdir. aynı şey ünal aysal'a da söylendi ancak o da bülent tulun'un arkasında durmayı, onu dinlemeyi tercih etti. sonunda, genel kurula getirip oylatabileceği bir kararı getirmeden kulüpten gitmeyi tercih etti.
son olarak dursun ve mehmet özbek biraderlere gelelim. dursun özbek, mayıs ayında seçildikten sonra temmuz ayında ali sami yen stadında yaptığı konuşmada "mehmet özbek florya'da sadece inşaat işleri ile ilgileniyor" açıklamasını yapmıştı. oradaydım, hatırlıyorum. transfer döneminde sabri ile yenilenen sözleşme sonrasında cüneyt tanman, mehmet özbek'in sözleşme görüşmelerinde yer aldığını ve rakamları belirlediğini ifade etmişti. transfer sezonunun kapanmasından sonra ntvspora katılan dursun özbek, "mehmet özbek benim kardeşimdir, iyi galatasaraylıdır elbette bu görüşmelerde olmasından daha doğal bir şey yoktur" gibi bir açıklamada bulunmuş, yetki için görüşülen genel kurulda ise, "mehmet özbek daha önce spor kulübü yöneticiliği yapmış bir kişidir" diyerek mehmet özbek gibi atanmış bir şahsın tıpkı genel kurul tarafından seçilen üyelerden oluşan yönetim kurulu toplantılarına katılımını meşrulaştırmaya çalışmıştı.
öncelikle şunu söyleyeyim; türkiye'de biraz paranız ve biraz çevreniz varsa spor kulübü yöneticiliği yapmak, daha doğrusu yönetecek bir kulüp bulmak zor değildir. ben,bu yazıyı zamanında 2. ligde mücadele etmiş ve şu anda bal liginde mücadele bir takımın başkanı veya başkan yardımcısı (arkadaş ile yazı tura atarak seçecektik hangimiz başkan olacağız diye) olarak yazıyor olabilirdim. elbette bize gelen teklif sonrasında yaptığımız kısa araştırmada harcanacak paranın geri dönüşünün olmadığını tespit ederek bu topa girmedik. bunun dışında bir müvekkilim, doğduğu köyün takımına akrabalarının ısrarını kıramayıp 10.000 tl yatırım yaparak önce ligde tuttu, şimdi bir üst lige çıkma planları yapıyor. bize, aynı arkadaş ile "gelin siz idare edin kulübü uzaktan" dedi. görüleceği üzere, özellikle alt liglerde başkanlık ve yöneticilik size teklif edilen bir durum ve büyük paralar gerektirmiyor.
şimdi 2. sezonumuzu geride bırakıyoruz ve mehmet özbek denen kişinin 1, yazı ile bir tane olumlu hamlesini görmedik. transferlerden olsun takım içi bütünlük sağlanmasına kadar her şey rezalet konumda. o zaman bu adam hangi başarısına dayanarak florya gibi galatasaray'ın performans ve başarısını doğrudan etkileyen bir yerin başında? yukarıda bahsettiğim abi takımı aldıktan sonra, istanbul'da takım çalıştıran 4-5 arkadaşım ile temasa geçtim, ligi bitmiş topçuları bize kiralayın diye. 4 canavar transfer ile 4 maçta 10 puan aldı takım ve ligde kaldı. teorik olarak bakarsak ben mehmet özbek'ten daha başarılı bir yöneticiyken, mehmet özbek neden orada gerçekten merak ediyorum.
iki senedir futbol takımı rezalet, başında mehmet özbek var. 3. defa aynı şey yaşanacak ve nepotizm yüzünden bir başkan daha gidecek. (dursun gitmeli orası ayrı)
şu işi bıraksak kulüp toparlanacak; neden gözlerimizi açmıyoruz?