• 24754
    29 ekim cumhuriyet bayramı'na binaen.

    "temeli büyük türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. bu gibi bedbahtların, cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz."

    "benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat türkiye cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. ve türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir."

    ulu önder mustafa kemal atatürk

    http://www.zamanvadisi.com/...BCrk-payla%C5%9F.jpg

    http://www.resimbul.com/...rk-29ekim-a84e03.jpg
  • 24762
    --- fourfourtwo dergisi röportajı ---

    futbolla ilgilenmeye nasıl başladınız? profesyonel olarak futbol oynamış mıydınız?

    -bu ülkede evde iç içe çoraplardan, portakaldan, elmadan; sokakta teneke kutulardan top yapıp oynamayan çocuk yoktur. fatih gibi bir semtin havasını solumak da aklıma iş düşürmüş olabilir. vefa stadı’nda oynanan maçları kaçırmadan büyüdüm ben. davutpaşaspor’da sekiz sene sağ bek ve orta sahada oynadım.

    nasıl bir oyuncuydunuz? hakemlerle aranız nasıldı?

    -arkadaşlarımın hâlâ yakınmalarından da anlıyorum ki sert bir oyuncuydum (gülüyor). ama sadece topa! hakemlerle bırakın tartışmayı, oyun içinde diyalogum bile olmamıştır. bir hakemle anlaşamazdım: fethi aydınus. abim (gülüyor)! ilk ve tek kırmızı kartımı da yine ondan gördüm.

    futbolu bırakma sebebiniz neydi?

    -takımım amatör kümede olsa da işimi o kadar ciddiye almıştım ki tam bir profesyonel gibi bütün önceliğim futbol olmuştu. bunun üzerine babam da profesyonel bir aile reisliği yaptı (gülüyor)! ilginçtir, futbolculuğumu bitiren babam, jeofizik mühendisliği okumaya başladığımda vicdanına yenilip beni yeniden sahaya sürmek istedi. hakem olmam için dilekçe yazan da babamdır.

    babanızın hakem oğullar yetiştirmekten başka futbolla ilgisi var mı?

    -babam kendi halinde bir tekel işçisiydi. en büyük keyfi ise hakem yetiştirmek (gülüyor).

    eski bir futbolcu olarak sahada olup da topa dokunamamak nasıl bir duygu?

    -ilk zamanlarda kendimi frenlemek için epey zorlanmıştım. sonra “birileri oynayacak ve sen bunu farklı bir gözle izleyeceksin” dedim kendime. haftada bir defa kesinlikle arkadaşlarımla maç yapıyoruz. o zaman bol bol dokunuyorum topa, yönettiğim maçlarda bu ihtiyacım kalmıyor (gülüyor).

    hakemlik dışında başka işlerle de uğraştınız mı?

    -iki yıl borsada çalışıp çıldırmadan ayrıldım (gülüyor). bir süre ingilizce dil eğitimi veren bir dil okulunun kurumsal departmanında çalıştım. bir de yönetmenlik deneyimim var (gülüyor)! bir gün bir arkadaşım aradı, “hocam tiyatro ile bir ilgin var mı?” dedi. “sadece seyirciyim” dedim. “saklamayın hocam, kadıköy halis kurtça kültür merkezi’nde oyun yönetiyorsunuz” dedi. merak edip gittim. kocaman afişi görünce şaşkınlıktan ağzım açık kaldı çünkü benim bildiğim başka fırat aydınus yok! içeri girip oyunun provasını koca salonda alıcı gözle tek başıma izleyince oyuncular kim olduğumu sordu. “yönetmeninizim” dedim. bana şaşkın şaşkın bakmaya başladıklarında film koptu tabii. meğer sanat yönetmenleri afişi hazırlarken bir yandan da benim yönettiğim maçı izliyormuş. fırat ayvadaş yazacağına aydınus yazmış (gülüyor)!

    http://fourfourtwo.com.tr/...15/10/New-Image..jpg

    hakemler idmanlardan sonra kendi aralarında maç yapıyorlar. herkes hakem olunca saha karışmıyor mu?

    -siz de hakemlik yaptığınız dönemde görmüşsünüzdür neler olduğunu (gülüyor). ya kimse hiçbir şeye itiraz etmiyor ya da herkes aynı anda birbirine itiraz ediyor. çünkü herkes işin uzmanı! idmandan sonra koşmaya pek halimiz olmasa da pozisyon konuşmaya her zaman açığız (gülüyor).

    idmanlarda neler yapıyorsunuz? yönettiğiniz maçları tartışıyor musunuz?

    -maçlarda sarf ettiğimiz efora karşılık gelebilecek her şeyi yapıyoruz. bunun yanında psikolojik destek görüyoruz. futbolcuların maç esnasında büründükleri psikoloji de bizim için önemli. yönettiğimiz maçları tekrar tekrar seyrederek kritiğini yapıyoruz. emin olun televizyonda tartışılanlardan çok daha fazla kendimizi eleştiriyoruz.

    amatör ligde ve süper lig’de yönettiğiniz ilk maçı ve yönettiğiniz ilk derbiyi nasıl hatırlıyorsunuz?

    -ilk maçıma abimle çıkmıştım. ben yardımcı hakemdim, o hakemdi. abime güveniyordum ama maçta olay çıkarsa ilk kovalanacak kişinin abim olduğunu bilemiyordum (gülüyor). heyecandan maçın bütün ayrıntılarını hatırlayamıyorum (gülüyor). 2002–03 sezonunda elazığ–konyaspor maçıyla süper lig’e adım attım. 2004–05 sezonunda beşiktaş – fenerbahçe maçıyla da ilk derbime çıktım.

    maçlara nasıl hazırlanıyorsunuz? olmazsa olmazlarınız var mı?

    -maç için konsantrasyonu sağlamak çantayı hazırlamakla başlar. talimat gereği telefonlar iki saat öncesinden kapatılır. maça çıkmadan önce mutlaka ve mutlaka müzik dinlerim. en son maçıma cranberries’den zombie dinleyip çıktım (gülüyor). beatles da dinlerim ama olmazsa olmazım sezen aksu’dur. en büyük korkum da bir gün onun maçıma gelmesi (gülüyor). protokole çok önemli insanlar geliyor, hiçbiri beni etkilemiyor ama sezen aksu gelirse olacakları düşünemiyorum.

    sezen aksu konserlerine gidiyor musunuz? maçlardan kalan zaman nasıl geçiyor?

    -doğduğundan beri bütün eğlencem mina deniz oldu. almanya’nın köln kentinde yapılan süper kupa finalinde fenerbahçe- beşiktaş maçını yönettim, ondan bir gün sonra kızım doğdu. doktor doğum için maçın bitmesini bekledi (gülüyor). en büyük keyfimiz onunla karşılıklı fotoğraf çekmek. bunun için kısa süreli bir eğitim de aldım.

    hakem arkadaşlarınız playstation’a çok düşkün olduğunuzu söylüyor. kimlerle oynuyorsunuz?

    -playstation benim için önüne geçilemez bir hastalıktı. bir dönem hayatıma büyük sekte vurduğunu söyleyebilirim. nesta gibi parmaklarımdan ameliyat olabilirdim. kızım doğduktan sonra bu hastalıktan kurtuldum (gülüyor). evimdeki playstation’ı söküp bir arkadaşıma verdim. kamplarda hakem arkadaşlarımla oynuyoruz. cüneyt çakır ve tolga özkalfa henüz beni yenebilmiş değiller (gülüyor).

    sizce herkes neden bu kadar gergin?

    -aslında cevap sorunun içinde gizli. futbolun içinde olan herkesin üzerinde baskı var. özellikle de öncelikli baskı kaynağı olarak düşünülen taraftarın! taraftarın üzerindeki baskı kalkmadan ne futbolcunun ne de hakemin üzerindeki baskıyı kaldırabilirsiniz. bu zincirleme bir tepki. seyircinin çoğunluğu sahada ne görmek istiyorsa sahada olan odur. saha içi ve saha dışı iki farklı dünya. futbolun atmosferi insanları başkalaştırıyor.

    sizin yöntemleriniz var mı?

    -ben ancak saha içinde baskıyı en aza indirmek için üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum. bir de ütopyalarım var: statların giriş kapısında “damsız girilmez” yazsa mesela. bir maç için de olsa denense keşke. nasıl olurdu bir düşünsenize (gülüyor)! ve hatta bir bilet alana diğeri bedava olsa, o bilet de kadınlar için geçerli olsa. bir de küfür edildiğinde düşündüğüm bir şey var: maçtan bir iki gün önce, maçta anneme küfür eden taraftarın annesinin alışveriş poşetlerini taşımasına yardım ediyorum belki de bilmeden. ne mutlu bana!

    futbolcular ile en iyi diyalog kuran hakemlerimizdensiniz, bu yaklaşımı nasıl kazandınız?

    -sürekli eğitimler alıyoruz ama bu biraz da kişinin karakterine bağlı. sonuca ulaşırken farklı yollardan gidebilirsiniz. ben futbolculara sert davranmadan da diyalog kurulabileceğine inananlardanım. belli zamanlar ve durumların haricinde güler yüzlü olmanın bir sakıncasını görmedim. saha dışında da beni somurtkan bir ifadeyle göremezsiniz. henüz bir zararını görmedim.

    hatalı kararlar verdiğinizi gördüğünüz bir maçtan sonra nasıl hissediyorsunuz?

    -üzülüyorsunuz tabii ki. üzülmemek mümkün mü! bir hakem kötü yönettiği bir maçın ağırlığını bir sonraki maça kadar sırtında taşır. ister on beş yıl, ister on beş gün. bunu kafasından atabilmesinin tek yolu bir sonraki maça çıkmasıdır. idareciler onu kötü yönettiğini düşündüğü maçtan hemen sonra yeniden görevlendiriyorsa ne mutlu ona.

    futbol sizce de doğasında sertlik olan bir oyun mu?

    -sertliğin neye, hangi niyetle yapıldığına bağlı. sertlikten kasıt mücadeleyse evet, futbolun doğasında sertlik var. hakemler de kararını verirken mücadeleyi engelleyici değil, mücadelenin içindeki kişilerin en az zararı görmesini sağlayıcı olmalıdır.

    aldığınız tepkilerden sonra futbol için en büyük fedakârlıkları hakemlerin yaptığını düşünüyor musunuz?

    -futbolu sevmeden bu işi yapmak mümkün değil. saniyenin onda birinde karar veren bir merci olmayı tercih ettiyseniz bazı şeyleri göze almışsınız demektir. hakemliğe başlarken taraftarımın olmayacağını, her kararımın yargılanacağını biliyordum. gerçekler evet, zor. ancak futbolun içinde yer alan herkes belli zorluklar yaşıyor. futbolun neresinden tutarsanız tutun, farklı farklı sorunlar var. hakemlerin yaşadıkları futbolcuların ya da teknik direktörlerin yaşadıklarından çok daha fazlası değil.

    yönettiğiniz maçlardaki pozisyonların tartışılmasından nasıl etkileniyorsunuz?

    -deneyimlerim yorum yaparken hangi niyette olduklarını daha çabuk anlayabilmeyi öğretti. eleştiri yapan kişiye göre bu yorumların etkisi değişir. beni yerden yere vuran hiçbir eleştiriyi günlerce kafama taktığım olmamıştır.

    bana, benim yönetimime karşı her zaman saygılıdır diyebileceğiniz oyuncular var mı?

    -var mı (gülüyor)? varsa da ben farkına varamamışım demek. o kadar saygılı ve kanaatkâr ki ben görmemişim (gülüyor). itiraz eden her futbolcu hakeme saygısızlık ediyor diyemeyiz. haksızlığa uğradığını düşünen her futbolcunun kendisini savunma hakkı var. benim de böyle oyunculara saygım sonsuz. önemli olan bu savunmayı saygısızca yapmaması.

    saha içinde ilginç gözlemleriniz var mı?

    -maçı televizyondan izlemek başka bir şey, tribünden izlemek başka, sahanın içinde olmak paha biçilemez (gülüyor). oyuncuların yakınında olmak bazı detayları yakalamanızı sağlıyor. topun gelmesini bekleyen futbolcunun topu atacağı yer konusunda bir karar verip vermediğini gözlerinden anlayabilmek gibi.

    maçtaki güzel pozisyonlara, mesela bir röveşatayla atılan gole dışarıya yansıtmasanız da içinizde kayıtsız kalabiliyor musunuz?

    -onu yaşayacaksınız zaten. nasıl böylesi bir dünyadan kendinizi soyutlarsınız! her şeyinizi yitirirsiniz o anda. siz de o maçın bir parçasısınız. seyirci nasıl coşuyorsa siz de coşuyorsunuz. sahadaki rakipler bile kayıtsız kalamazken, siz kendinizi nasıl frenleyeceksiniz. futbolun güzellikleri muhakkak sizde de haz uyandırmalı. dikkat ettiyseniz dünyanın başka yerlerinde stattaki koltuklar maç oynanırken kullanılırken bizde devre arasında kullanılır. bu bizim seyircimizin kanında var. bizim taraftarımız da tribünden röveşata atıyor, ofsayta düşüyor!

    futbolcularla saha dışında da karşılaştığınız oluyor mu?

    -istanbul’da yaşadığım için arada bir karşılaşıyoruz. panellerde, seminerlerde karşılaştığımız oluyor. bir gün bir panelde ibrahim üzülmez’le karşılaştık. yakın zaman önce de ona bir kırmızı kart göstermiştim. beni görünce gülerek “hocam sayenizde futbolu unuttum” demişti. bunlar işin esprisi tabii.

    yaptığınız hatalarla eğlendiğiniz de oluyor mu?

    -eski eşim maçlara giderken bana küçük küçük notlar yazar, çantamın, cebimin bir köşesine sıkıştırırdı. “iyi yolculuklar hayatım”, “başarılar dilerim canım” gibi notlar… bir gün maç yönetirken bir pozisyon oldu ve bir futbolcuya sarı kart göstermek için elimi cebime attım. futbolcunun yanına gittim. sarı kartı çıkarınca beyaz bir kâğıt da yavaşça döne döne yere düşmeye başladı. futbolcuyla kâğıdın ağır çekimde düşüşüne kilitlendik ve kâğıt yere düşüp, yazılı taraf üste gelecek şekilde durduğu an benim bittiğim andı (gülüyor): “seni seviyorum!” futbolcu bunu gördükten sonra “hocam ben de seni” dedi.

    --- fourfourtwo dergisi röportajı ---

    fırat aydınus
  • 24765
    ibrahim hacıosmanoğlu’nun “futbol federasyonu’nda ağabeyi var.” lafına hamza hocam'dan cevap gelmiş;

    röportaj sırasında "ağabeyiniz kimler?" sorusu üzerine hamza hoca, “yaptıklarımız ortada… ağabeylerim kimmiş ben de merak ettim. trabzonspor başkanı bunu neye dayanarak söyledi bilmiyorum. önemsemedim açıkçası.” cevabını vermiş.

    “başkanın* bu çıkışında trabzonspor’un kötü gidişatı etkili olabilir. bunların sinir harbiyle söylendiğini zannediyorum. erkan zengin o maçta golü atsa bunlar konuşulur muydu? o golü atsa biz kaybedecektik belki de…”

    “bugüne kadar kimseye sırtımı dayamadım. sağolsun değer verenler oldu. fatih hocam gibi… ancak ne ona ne bir başkasına sırtımı dayamadım. bugün benim geldiğim nokta birilerine bağlanacaksa ben bütün kazandıklarımı geri vermeye hazırım.işin içinde bir haksızlık varsa, beni en üst noktaya getireceğini bilsem bile kabul etmem.”

    *

    hamza hamzaoğlu
  • 24766
    "takımın form durumu şu anda iyi. kazanmaya gidiyoruz. orada alacağımız sonuç gruptaki her şeyi değiştirecek. sil baştan yapacak. onun için çok iyi hazırlandık. yarın çok iyi bir skorla döneceğimize inanıyorum."

    " eleştiriler her zaman haklı. insanlar gördü mü, iyi bir performans yakalamak için eleştiri yapıyorlar. ama şunu kabul etmek lazım ki, takımlar her sezon yeni baştan organize oluyor. dolayısıyla takımın yeni gelen oyuncularla beraber bir sisteme oturması, performans yakalaması zaman alıyor. baştan beri aynı şeyi söyledik, aynı şeyi söyledim. hocam da aynı şeyi söyledi. gördüğünüz gibi giderek takım performansını yükseltiyor, taraftarlarımıza en iyi seviyede futbol sergilemek için yapıyoruz. taraftarların biraz sabırlı olması gerekiyor. sabırlı oldukça grafiğimiz giderek artıyor"

    galatasaray kulübü başkanı dursun özbek
  • 24767
    louis van gaal, m.united'ın gol bulamamasını ve forvetlerin yeteri kadar etkili olamamasını eleştirirken gomez'i örnek göstermiş;

    “bayern münih’te çalışırken mario gomez vardı. bir maçta en az 9, en fazla 14 kez topla buluşurdu. her maçta gol ya da goller atardı. bizim şu an takımda olan forvetlerimiz de gomez kadar topla buluşuyor. ama onlar aynı sayıda gol atamıyor.mario gomez topun kendisine nasıl geldiğini, hangi kararları vermesi gerektiğini ve karşılaştığı durumlarda nasıl tepki vermesi gerektiğini bilirdi. herkesin düşündüğünden daha zorunu düşünürdü. mario gomez bunları yapardı. çünkü o komple bir oyuncuydu.”
  • 24768
    "kariyerimde geldiğim noktadan çok mutluyum. her futbolcu, uefa şampiyonlar ligi'nde oynamak ve en iyi takımlara karşı mücadele etmek ister. bunun için çok çalıştım ama çalışmaya devam etmek ve oyunumu geliştirmek zorundayım"

    "defansif orta saha, sol kanat ya da forvet arkası olmak üzere birkaç farklı pozisyonda oynayabiliyorum. her zaman en iyisini vermeye ve teknik direktörün benden beklediklerini yapmaya çalışıyorum"

    serbest vuruşlardaki başarısını neye borçlu olduğu sorusuna "yalnızca barajı geçmeye çalışıyorum. topa yeterince iyi vurduğumda da gol oluyor. bazı frikik uzmanlarını seyrediyorum. david beckham ve juninho gibi isimlerden öğrenecekleriniz var. onlara bakarak ben de kendi tekniğimi geliştirdim"

    hakan çalhanoğlu
  • 24770
    geride bıraktığım 8 yıla bakıyorum. karşılaştırmalar umrumda değil. çok zorlu ve başarılı sezonlar geçirmişim. benden daha iyisi var mı? 1 numara, 2 numara tartışmaları ufak detaylardır. kupa kazanıyor musun, kazanamıyor musun. messi'nin daha iyi olduğunu söyleyenler olabilir, bana göre en iyisi benim! herkes istediğini düşünmekte serbest. ben böyle düşünerek, kariyerimde bu kadar başarı elde ettim. messi'nin birkaç ballon d'or kazandığını görmek benim için zordu. şöyle düşünmüştüm; bir daha galaya niye gideyim ki?"

    "dünyadaki en alçakgönüllü insan ben değilim. sahte davranışlar içerisinde de değilim. fakat, bir açıdan gayet alçakgönüllüyüm, öğrenmeyi seviyorum. insanların benden nefret ettiğini düşünmüyorum. deplasmanlara gittiğimde, onlar bana karşı oluyor ve bu da beni motive ediyor. kindarların tutumlarının beni nasıl olumlu etkiledğini görebilirsiniz. düşmanlara ihtiyacım var. bu işimizin bir parçası zaten. ben top dokununca yuhalamaya başlıyorlar, daha 18-19 yaşımda böyleydi. benim için bir problem teşkil etmiyor o yüzden."

    cristiano ronaldo
  • 24772
    hakem hataları olmasaydı, ben zirvede olacaktım. puan kazanacaktım. kimse de beni eleştirmeyecekti' diye düşünüyorsa yanlış düşünüyor. pereira'ya puan alamıyorsun demiyorlar, top oynatamıyorsun diyorlar. kendisi bunu anlamak istemiyor. eğer bir takımın başkanı olsam ve ilahi bir güç bana dese ki; "al bu pereira'yı sana şampiyonlar ligi'ni kazandıracak. pereira'yı alırım şampiyonlar ligi'ni kazanırım, akşama da kovarım. biz karnımız doymuyor diye değil yediğimiz yemekten zevk almıyoruz diye şikayet ediyoruz. galatasaray, osmanlı'ya kaybetti ama 24 pozisyona girdi. kimse oyundan mutsuz değildi. pereira bunu anlayamıyor. şampiyonlar ligi önemli bir kupa ama 3 yıl üst üste ben bu futbolu oynasam beni izlemeye kimse gelmez ki"

    mehmet demirkol

    vitor pereira için,
  • 24773
    , "bize zorluk çıkartacak, iyi futbolcuları olan, uluslararası maçları iyi bilen bir takıma karşı mücadele edeceğiz, bunu biliyoruz ancak bizim oyuncularımız da aynı tecrübeye sahip ve bu durumu avantaja çevirmek, sahamızda kazanmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız"

    "galatasaray karşısında bizim de eksiklerimiz var, aynı zamanda oyunun kurulumu ve maç kadrosu hakkında ise hiçbir zaman bilgi vermedim, yine bilgi vermeyeceğim. bunun açıklaması maç günü, maç sabahı belli olur. galatasaray karşısında çok farklı bir takım olmayacak, güçlü bir takıma karşı oynayacağız. 6'da 6 yapmak istiyorduk ancak bu olmadı, bundan sonraki tüm maçlarımızı kazanmak istiyoruz."

    rui vitoria benfica teknik direktörü
  • 24774
    "bizleri gerçekten zor bir maç bekliyor ancak kazanmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız, galatasaray'ın gücünü biliyoruz ve mücadelemizi buna göre ortaya koyacağız. istanbul'da galatasaray'ın attığı golden sonra bile çok iyi oynadık, iyi bir mücadele ortaya koyduk ancak bunların hepsi geride kaldı. salı günü oynayacağımız maçta başka bir takım olacak ve kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağız "

    "tecrübemiz gereği bu tarz maçlarda sarı kart görmemek için mücadele edeceğim, kart görürsem cezalı duruma düşeceğim ancak tecrübemle bu durumla baş edebilirim. tüm hazırlıklarımızı maçı kazanmak için yaptık ve ilk dakikalarda bir gol bulabilirsek bu durum bizim işlerimizi daha da kolaylaştıracak"

    ânderson luís da silva
App Store'dan indirin Google Play'den alın