''insan inanmakta güçlük çekiyor ama gerçek gün gibi ortada: m.başakşehir maçında bir sıkıntı doğsa galatasaray'da şu anda hamza hocanın gönderilmesi sürecinde ilerliyor olacaktık...
bunun korkunç sonuçlar doğurabilecek utandırıcı bir cinnet hali olduğunu söylemenin bir yararı var mı, bilmiyorum. 8 aylık görev süresinde 3 kupa kazanmış bir teknik adamın dünyanın her yerinde en az 2-3 yıllık kredisi olur. bizde daha küçük bir sürçme olmadan bile kelle avcıları ortaya çıkıyor ve gelişmeler de onların öngörüleri doğrultusunda oluyor. üstelik bunu yapmaya kalkanlar hayatlarında bir kupa değil maşrapa bile kazanmamış olan adamlar!
rapor konusu ve yönetimin öteki açıklamaları, kelle avcılarının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. ‘hocamızın arkasındayız' söylemleri bile tek başına bunu kanıtlamaya yeter. başkan özbek ve yöneticilerin söylediklerinin satıraraları ile vücut dili herşeyi açık biçimde ortaya koyuyor. hamza hocanın açıklamaları da bunu destekliyor. hatta böylesi kırıcı bir yaklaşım nedeniyle artık dikiş tutmaz bir sürece girildiğini söylemek de mümkün.
peki, durumu sükunetle gözden geçirmeye çalışalım. hangi nedenle görevden alınması gerekiyor hamza hocanın? efendim, atletico madrid maçına yanlış kadroyla çıkmış, başka maçlarda da hatalar yapmış da bilmem neymiş. efendim, astana maçı kazanılamamış da herşey berbat olmuş… bu memlekette zaten bir takımın sahaya hangi kadroyla çıkması ve nasıl oynaması gerektiğini sadece teknik direktörler bilmez; onların dışındaki herkes bilir!
işin aslı şudur: teknik adamlar ellerindeki kadro olanakları çerçevesinde sürekli bir arayış içindedir. özellikle zor maçlar öncesinde değişik düzenlemelerle rakibi şaşırtmak ve bu yolla başarıya ulaşmak isterler. hamza hocanın a.madrid maçında da yapmak istediği buydu. düşüncesi doğru değildi ya da uygulaması felaket oldu. peki, bu hiç görülmemiş bir durum mu? galatasaray tarihinin en başarılı teknik direktörleri bile buna benzer nice fiyasko yaşadı. uefa kupasının kazanıldığı sürecin hemen öncesinde ali sami yen'de cim bom'un chelsea'den 5 yediğini unutmuş olabilir miyiz?
astana maçında hamza hoca hemen herşeyi doğru yaptı. hata, birkaç dakikayı geçirme becerisi gösteremeyen oyunculardaydı. yenilen 2 gol de yüzde yüz kişisel hatalardan doğdu. oyuncuların kağıt üzerinde değerleri akılalmaz rakamlarla ifade ediliyor ama sahada kimi zaman en basit işler bile yapılamıyor. sonra da fatura teknik direktöre kesiliyor.
işin insanı öfkelendiren yanlarından biri de şu: laf o taraftan açıldığında hemen herkes bu memleketin 3 teknik direktöre teslim oluşundan yakınıyor ve ‘hiç mi yeni adam çıkmayacak?' diye homurdanıyoruz. ismail kartal ve hamza hamzaoğlu gibi birileri çıkacak gibi olduğunda da onları yokedebilmek için elden gelen yapılıyor. bu ortamda mı yetişecek yeni teknik adamlar?
hamza hoca buraya kimsenin torpiliyle filan değil tırnaklarıyla kazarak gelmiş biri. şu ana kadar da görevini beklenenin çok üzerinde bir başarıyla yerine getirdi. başkan özbek'in bu tuzağı bozmak için ‘elimde olsa hamza hocayla 3 değil, 6 yıllık sözleşme yapmak isterim ama bizden sonra gelecek yönetime sıkıntı çıkarmış olmak istemediğim için bunu yapmıyorum' demesi gerekir ama tam tersini yapıyor. rapor isteme gibisinden anlamsız zorlamaların doğal olduğunu savunuyor.
şunun şurasında hamza hoca henüz 30. lig maçını geride bıraktı, yani 1 sezonu bile tamamlamamış durumda. oynadığı avrupa kupası maçı da sadece 3. yine de onun gönderilmesi gibisinden bir cinnet durumunun kolaylıkla ortaya çıkması mümkün. örneğin, istanbul'daki astana maçında istenmeyen bir sonuç doğduğunda yönetimin taraftar öfkesinden kendini kurtarabilmek için hiç duraksamasız hamza hocayı kurban edeceğini görebilmek için çok akıllı olmaya gerek yok.
tabii sonrasında yaşanacak felaketi yönetimin göremeyişine üzülmemek elde değil. yerine getireceğiniz adam onun en az birkaç katı ekip maliyetinin yanında bu takımın bitip tükendiğini ileri sürüp en az 10 transfer isteyecektir. yönetim de ağlaya sızlaya da olsa bunların bir bölümünü yapmak zorunda kalacaktır. türkiye'yi tanıyordu, sistem kuruyordu, bilmem ne oluyordu derken cim bom kendini ligin orta sıralarında bulacaktır.
bu yönetime hamza hocadan daha fazla yardımcı olabilecek ikinci bir teknik adam bulunabilir mi acaba? aylardır uefa'nın finansal fair play kurallarına uymak için geceli gündüzlü çalışma içindeki yönetim, kendi ayağına değil kalbine kurşun sıkması anlamına gelecek bu tuzağı nasıl göremiyor? bitmedi, şu anda hamzaoğlu yönetimin önündeki en güçlü paravan. onun gönderilmesi halinde çok kısa bir sürede ve şiddetli biçimde sıranın yönetime geleceğini anlayabilmek çok mu zor? bunu mu istiyor yönetim? öyleyse kolay gelsin...''
ahmet çakır