• 18126
    - mancini yogun programinda uzun saatlerce, defalarca oyunculari bizlerle beraber izledi. bu yuzden hocamiza cok tesekkur ediyorum.
    - bir tesekkur de baskanimiza; ilk tercihimiz alex telles'di. cok zorlu bir transfer sureciydi, bu donemde baskanimiz ciddi anlamda fedakarlik gosterip hocamizin ilk tercihini takimimiza katmis oldu.
    - 1 yildir gorevde oldugum galatasaray scout ekibinde yuzlerce sol bek uzerinde calistim. gonul rahatligiyla sunu soyleyebilirim icime sinen bir sol beki kulubumuz kadrosuna dahil etti."

    emre utkucan
  • 18131
    "aydın bizim kardeşimiz. hem kişiliği hem sporculuğuyla saygı ve sevgi duyduğumuz birisi. bu şekilde sakatlanması bizi kahretti. onun yanında olmak istiyoruz. kulüp olarak camia olarak, futbolcular olarak çok üzgünüz. ona acil şifalar diliyoruz. inşallah en kısa zamanda aramıza gelir. zaten güçlü bir kişilik. en kısa sürede toparlayacağına inanıyorum."

    burak yılmaz
  • 18132
    "seedorf'un yerine bir oyuncu arıyorduk. 2013'ün sonunda drogba ile görüşme imkanımız oldu. sözleşmesi sezon sonunda sona eriyordu ve menajeri ile görüştüm. onu brezilya'ya getirmek istediğimizi söyledim ve onun da bu konuda pozitif olduğu tepkisini aldım. ancak sonrasında galatasaray ile 2 sezonluk, astronomik bir sözleşme imzaladı."

    botafogo'nun başkanı mauricio assumpcao
  • 18135
    "tarık genç bir oyuncu. transfer teklifleri nedeniyle kafası karıştı. yaşanan olumsuz olaylar nedeniyle kadro dışı bırakmak zorunda kaldık ama sorun çözüldü tarık bizde devam edecek"

    "tarık çamdal kendisi gelip sözleşmesini uzatıp, takıma dönmek istedi. biz de kendisine 4.5 yıllık sözleşme önerdik ve imzaları attık"

    eskişehirspor kulübü basın sözcüsü bekir sıtkı saraç
  • 18137
    "galatasaray'da oynayan yiğit gökoğlan ve bruma'yı da kiralamak istiyoruz. bu oyuncular için görüşmelerimiz devam ediyor. yiğit, gaziantepspor'da oynamaya sıcak bakıyor. bu transferin gerçekleşmesi durumunda kamuoyuna bilgi vereceğiz. bruma'yı da kiralayacağız. görüşmeler devam ediyor"

    gaziantepspor yönetim kurulu üyesi mustafa kızıl.
  • 18138
    "geçen sene gremio'da gösterdiğim performans bana ekstra güven verdi, g.saray'ın dikkatini çektim. ülkemde lig bitmesine rağmen antrenmanlarıma devam ettim, buraya hazır gelebilmek için.

    yabancı futbolcu için geldiği ilk günden itibaren çok önemlidir. burada olduğum sürece hep sıcakkanlı karşılandım. mancini'ye teşekkür etmek istiyorum. dünyanın en iyi isimlerinden biri. bu adeptasyon sürecinde elimden gelenin en iyisini yapacağım.

    sol bek olmama rağmen bindirmeyi, şut çekmeyi seviyorum ama defansif oyunumu geliştirdim. hocam burada benle bireysel olarak ilgileniyor. devam mücadale etmeyi ve koşmayı seviyorum.

    8 yaşından beri çok çalışıyorum. bana da ailem çok destek oldu. rüyam gerçekleşti diyebilirim. dünyaca ünlü bir takıma geldi. yıldızlarla aynı formayı terleteceğim.

    melo ve taffarel ülkemde idol olmuş isimler. kendi ülkenizden birilerinin takımda olması size motivasyon veriyor. melo ilk günümde beni takımla tanıştırdı. daha da yardımcı olacaktır.

    melo çok iyi bir oyuncu. brezilya için her zaman çok iyi oynadı. dünya kupası'na gitmeyi hakediyor. ben de brezilya milli takımı'na gitmek istiyorum. burada göstereceğim performansla mili forma giymek istiyorum.

    g.saray-f.bahçe derbilerini brezilya'dan da biliyorum. o maçta forma giymek istiyorum.

    galatasaray'a gelmemdeki en büyük etkenlerden biri avrupa başarısı. ben de şampiyonlar ligi'nde forma giyip hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. en büyük g.saray."

    alex telles

    hayırlı uğurlu olsun, allah utandırmasın, sakatlıklardan korusun.
  • 18142
    "herkes bugün konuşacağımı söylüyordu ama aslında konuşmayacaktım. ben veda etmiyorum, ben buradayım. hepimiz yaşayacağız, göreceğiz. biz şike yapmadık, biz siyasi bir olayın içerisindeyiz. siyasi olayın türkiye'de nereye geldiğini görüyoruz. fenerbahçe ve aziz yıldırım'ın bir tek farklılığı, her zaman cumhuriyet'in, demokrasinin ve laikliğin yanında oldu. 16 yıllık bu süreç içerisinde de bu kulübe hiçbir gün hiç birimiz siyaset sokmadı. fenerbahçe atatürk'ün kulübüdür. fenerbahçe, türkiye'nin zor günlerinde türkiye cumhuriyeti'ni koruyacak son kaledir ve bu kale hiçbir zaman yıkılmayacaktır."

    "suçluyuz, tek suçumuz var atatürkçü olmak"

    "onun dışında bir suçum yoktur, herkes bilsin inansın. kamu vicdanı olan tüm insanların, bunun bir şike davası olmadığını görüyor"

    "içeride olmam ya da dışarıda olmam hiç farketmez, ben buradayım. yurt dışındayken bütün insanlar zannediyor ki aziz yıldırım kaçacak. aziz yıldırım kaçmaz, öyle bir yürek var ki bunların hiçbirinde bu yürek yok"

    "ben fenerbahçeli doğdum, fenerbahçeli öleceğim"

    "birçok eser yaptım, yaptık. bir gün ismimin konmasını istemedim, karşılığı olsun diye yapmadım. onursal başkanlık meselesinde de bir titr almak için yokum, böyle bir şey yaparsanız beni incitirsiniz. yazımda da söylerim, kulübün kapısında bekçi olmaya hazırım"

    "aziz yıldırım hapise girdi, ne olacak? tüzükte her şey yazıyor. aziz yıldırım şu başkan olsun, bu başkan olsun demez. bir yönlendirme yapmam, imkanım olursa gelir oyumu kullanırım ve deklare ederim. burada padişahlık sistemi yok. fenerbahçe'de demokrasi vardır. fenerbahçe benden sonra akar yolunu bulur. o yüzden dünkü toplantıyı erteledim, gelecek adına karar vermemek adına...''

    "devletin spora önem vermesi lazım, spor üvey evlat muamelesi görüyor."

    "fenerbahçe spor kulübü, büyük kurumlar gibi vergisini ödüyor. fenerbahçe vergilerini ödemektedir. bizden başka kimsenin ödediğini zannetmiyorum. yayın hakkından hakkımız alamıyoruz. 450 milyon dolarlık havuzdan 35 milyon dolarlık gelir alıyoruz. gerekirse anayasa mahkemesi'ne götüreceğiz. havuz dışında satarsak, 150 milyon dolar para alırız. 2011 yılında iki kuruluş 125 milyon dolar teklif etmişti. anadolu kulüpleri havuzdan yararlanıyor diye sıcak bakmıştık ama artık bakmayacağız"

    aziz yıldırım
  • 18146
    almanya’dan türkiye’ye gelen oyuncular burada yeterince disiplin olmadığından yakınır. geldiğiniz zaman sizi şaşırtan konular olmuş muydu?

    doğru olanın çoğunlukla almanya’da gördüklerim olduğunu biliyordum. türk futbolunu türk kültüründen kopartıp eleştirmek doğru değil. imkânlar bu sonuçları doğuruyor. türkiye’de bir iş yapmak istediğinde adım adım ilerleyemiyorsun. sağa sola adım atıyorsun; burada işler böyle yürüyor. bu esneklikler bazen sana avantaj da sağlıyor. türkiye’de 24 saat boyunca her işini halledebilirsin. almanya’da kepenkler kapandıktan sonra kılını kıpırdatamazsın. ispanya’yı belki de her konuda almanya ve türkiye’nin ortasında olduğu için sevdim. bana gösterdikleri ilgi de kendimi iyi hissetmemi sağlamıştı.

    arif erdem ve nihat kahveci’yle ispanya’da neler yapmıştınız?

    arif sadece üç ay kaldı. oradaki yaşam tarzına alışamadı. nihat ispanya’ya geldiğinde 20 yaşındaydı, ilk defa yurt dışı deneyimi yaşıyordu, benim evimde kalıyordu. sonra ben nihat’ı evimden attım! kendi ayaklarının üzerinde durması için bunu yapmak zorundaydım. “her işini kendin halledeceksin” dedim. o da bu konuda çok başarılı oldu. dili çok çabuk öğrendi. saha içinde ve dışında sorumluluk aldı. biz hâlâ görüşüyoruz, o benim kardeşim.

    2002’de milli takım’da kadro dışı kalmanız nasıl olmuştu peki? kadrodan çıkarılan diğer futbolcular (serhat akın, cihan haspolatlı ve metin aktaş) kampta kalmaya devam etmişlerdi. siz neden ayrıldınız?

    ona kadro dışı kalmak denilemez. biz sadece seçilmedik. haksızlığa hiç tahammülüm yok. her zaman da tepkimi koyarım ama kimseye zarar vermem. ben de zarar vermemek için kamptan ayrılmayı tercih ettim. orada kalsam haberler çıkacaktı, benim söylediklerim çarpıtılacaktı.

    futbolu bırakmadan önce teknik direktörlükle ilgili planlarınızı yapmış mıydınız?

    hayat beni bir yerlere sürükledi. biraz da şanslıydım. insan yeni şeyler öğrenmek istediği zaman alacaklarının sınırı yoktur. benim de teknik direktörlükle ilgili öğrendiklerim mutlu ettikçe yenilerini öğrenmek istedim. merakım hiç bitmedi. dört dil biliyorum. bu da bana çalışmalarımda kolaylıklar sağlıyor.

    seyyah gibi kulüp kulüp gezdiğiniz bir dönem var. o yola nasıl çıkmıştınız?

    bir sene boyunca ispanya’da görmediğim kulüp kalmadı. kulüplere gidip, en az iki hafta kalıp staj yaptım. altyapılardan a takıma kadar bütün kademelerini inceledim. bunları bana kimse sunmadı. ben arabaya binip her birinin kapısına gittim. hatta bir kulübün sezonun açılış idmanına yetişeyim diye 1.100 km’lik yolu hiç durmadan gitmiştim. ispanya’ya gelen yabancı takımları da izliyordum.

    amacınız neydi?

    öğrenmek. futbolu bıraktıktan sonra çok farklı stillerde çalışan birçok hoca görmüş oldum. dünyada ve ispanya’da son durumu görmek istedim.

    her kapıyı çalanı toplantılarına almıyorlardır herhalde… görmek istediğiniz kulüplere kendinizi nasıl kabul ettiriyordunuz?

    o tabii ki kolay değil. gittiğim bütün kulüplerde benim tanıdıklarım vardı. olmayana da tanıdık buluyordum. ispanya’da top oynadığım için beni tanıyorlardı. barcelona’ya eski takım arkadaşım sayesinde girmiştim mesela. o yolculuğa çıkmasam karşıma kapılar çıkmayacaktı. senin bıraktığın izler tabii ki önemli. fenerbahçe’de çalışmak isteseydim imkân bulabilirdim. fenerbahçe taraftarlarının da benim hakkımda iyi şeyler düşündüğünü tahmin ediyorum. halini hatırını sorduğun, merhaba dediğin bir insan birkaç yıl sonra hayatında çok şeyi değiştirebiliyor. herkesi eşit şekilde önemsemek ve ilişkileri her zaman iyi tutmak gerekiyor.

    gittiğiniz kulüplerin hangisi sizi diğerlerinden daha fazla etkiledi?

    ispanya içinde böyle bir ayrım yapamıyorum. çok daha az egoları var. çalışma ortamları çok daha doğal. genç oyuncular söz konusu olduğunda sonuç önemli ama en önemlisi değil. güneyde sürekli topla çalışmalar yapılıyor. kuzeyde fiziki konulara daha fazla ağırlık veriliyor. almanlar ispanyollardan farklı olarak daha bilimsel çalışıyorlar. ispanyollar daha fazla hislerini kullanıyor. bunların hepsini gördükten sonra kendine bir balans ayarı yapabiliyorsun. kendi başıma çalıştırdığım takımlar da oldu. yarın bir gün takım aldığımda istediklerimi bildiğim için bocalayacağımı düşünmüyorum.

    ispanya’da almanya’da kulüpler altyapılarından yetiştirdikleri futbolculardan faydalanabilirken türkiye’de neden futbolcular üstyapıya geçemeden kayboluyor?

    avrupa bir çocuğu yedi yaşından alıp, 20 yaşının üzerine kadar yetiştiriyor. onunla sabır göstererek ilgileniyor. onların artık bir şablonu var ve devamlılıkları var. bizim bir şablonumuz yok. bizde üst yapıya çıkan futbolcular ya çok üstün yeteneklerinden çıkıyorlar ya da ellerinden biri tutuyor. şablonun içinden çıkana henüz rastlamadım. ispanyollar almanlar gibi çalışmıyor. herkesin farklı yolları var. türklerden almanlar gibi çalışmalarını bekleyemezsin. burada hayat geç bitiyor. her şeyi onlar gibi yapmak zorunda değiliz. onların sistemlerinin de olumsuz tarafları var. bizim yapmamız gereken tarzımızı belirlemek. bir yolumuz olmadığı için, futbolcuları adım adım yukarı taşıyamadığımız için 10 futbolcudan en az sekizini kaybediyoruz.

    (bkz: tayfun korkut)
App Store'dan indirin Google Play'den alın