16651
daha önce maç içinde geri dönüşün krallığını kurmuştuk. şimdi grup içinde geri dönüşün krallığını inşa ediyoruz.
fatih terim dün gece bu filmin startını verdi. ne güzel, yeniden milli takımımız var.
macaristan, estonya maçını erken koparmıştı, biz çekingen başlayıp baskı görmüştük. başta kolay pozisyon verip korktuk. sonra bulup sonuçsuz kalınca itiraf edelim aslında matematik hesaplar yapmaktan taktik şemaya konsantre olamadık. taktik şema derken, başlangıç dizilişi çoğu zaman iki stoper’in geride kaldığı beklerin öne çıkıp ortayı beşlediği, ileriyi dörtlediği, ön taraftaki ikilinin sırayla forvetlerin arkasına geçip pas istasyonu kurduğu varyasyonlarla şekilleniyordu. ama grup matematiği netameliydi.
hollanda, macarları yenmeli, bize kaybetmeliydi!
evet sol bek caner ilk yarıda dikkat çekiciydi. önce volkan ile anlaşamadılar neredeyse klasik ancak “türkiye yer” klasmanından bir gol yiyorduk.
sonra yüksekten gelip içeri giden topu kafayı direğe çarpmak pahasına karşıladı, hatasını sildi, volkan’ı da kurtardı. öne çıkıp, sağda töre’nin top alamadığı bölümde atakların komuta merkezi oldu.
burak yılmaz’ın karşı karşıya kaçırdığı pozisyonun ardından yine caner’in kafasına gökyüzünden düşürdüğü topu içeri atması maçın kısa fragmanındaki esas sahne oluverdi.
35’te terim, töre’yi çağırıp çizgide kaybolan umut ile burak’ın arkasına yaklaş dedi. zira solda caner gibi sağda gönül öne deplase olabiliyorlardı. terim o bölgedeki ekstra istihdamı ortayı güçlendirip pas sayısını artırmak amacıyla düşürdü. topu daha çok tutmamız rumenlerin çok hatalı pas yapması, orta alan organizasyon eksikliği sayesinde geldi.
ikinci yarıda maxim’in oyuna dahil olmasıyla caner’in kanadına baskı geldi. bir ara baskı yedik, çıkamadık. o kadar!
fazlasını yapamadılar, yaptırmadık.
gökhan töre 53’te nefis bir ikinci gol pası verdi, umut’la karşı karşıyada golü yapamadık.
kolay atmayı sevmiyoruz!
fatih terim rakibin baskı kurduğu bölümde oyuncu değişiklikleri ile enerjiyi yüksek tuttu, böylece rumenlerin son 15 dakikayı skorer oynama istatistiği bozuldu.
ofansif yanı büyük sürprizlerle dolu caner’in.
misal 82’de savunmadan dönen topa bir kafa uzatışı vardı, kaş ile göz arasında alkışa değer.
gecenin tüm özet karelerine girdi caner. uzun zamandır yedek kulübesinde esas forvetlerden kendisine sıra gelmesini bekleyen mevlüt’ün golü cuk oturdu. semih gibi adam mevlüt, o golü atınca 2008 ruhu geri geldi birden.
romanya galibiyeti ile yeniden kenetlendik, milli takımın farkına vardık, milli takımla bağını kesmeye yakın oyuncuları geri getirdik, umutları tazeledik, heyecan yaşadık. bu takım estonya’yı yener, hollanda maçına macaristan’ın önünde ikinci çıkarsa play-off yapar. geri dönüşün krallığı yeniden doğuyor.
okay karacan
fatih terim dün gece bu filmin startını verdi. ne güzel, yeniden milli takımımız var.
macaristan, estonya maçını erken koparmıştı, biz çekingen başlayıp baskı görmüştük. başta kolay pozisyon verip korktuk. sonra bulup sonuçsuz kalınca itiraf edelim aslında matematik hesaplar yapmaktan taktik şemaya konsantre olamadık. taktik şema derken, başlangıç dizilişi çoğu zaman iki stoper’in geride kaldığı beklerin öne çıkıp ortayı beşlediği, ileriyi dörtlediği, ön taraftaki ikilinin sırayla forvetlerin arkasına geçip pas istasyonu kurduğu varyasyonlarla şekilleniyordu. ama grup matematiği netameliydi.
hollanda, macarları yenmeli, bize kaybetmeliydi!
evet sol bek caner ilk yarıda dikkat çekiciydi. önce volkan ile anlaşamadılar neredeyse klasik ancak “türkiye yer” klasmanından bir gol yiyorduk.
sonra yüksekten gelip içeri giden topu kafayı direğe çarpmak pahasına karşıladı, hatasını sildi, volkan’ı da kurtardı. öne çıkıp, sağda töre’nin top alamadığı bölümde atakların komuta merkezi oldu.
burak yılmaz’ın karşı karşıya kaçırdığı pozisyonun ardından yine caner’in kafasına gökyüzünden düşürdüğü topu içeri atması maçın kısa fragmanındaki esas sahne oluverdi.
35’te terim, töre’yi çağırıp çizgide kaybolan umut ile burak’ın arkasına yaklaş dedi. zira solda caner gibi sağda gönül öne deplase olabiliyorlardı. terim o bölgedeki ekstra istihdamı ortayı güçlendirip pas sayısını artırmak amacıyla düşürdü. topu daha çok tutmamız rumenlerin çok hatalı pas yapması, orta alan organizasyon eksikliği sayesinde geldi.
ikinci yarıda maxim’in oyuna dahil olmasıyla caner’in kanadına baskı geldi. bir ara baskı yedik, çıkamadık. o kadar!
fazlasını yapamadılar, yaptırmadık.
gökhan töre 53’te nefis bir ikinci gol pası verdi, umut’la karşı karşıyada golü yapamadık.
kolay atmayı sevmiyoruz!
fatih terim rakibin baskı kurduğu bölümde oyuncu değişiklikleri ile enerjiyi yüksek tuttu, böylece rumenlerin son 15 dakikayı skorer oynama istatistiği bozuldu.
ofansif yanı büyük sürprizlerle dolu caner’in.
misal 82’de savunmadan dönen topa bir kafa uzatışı vardı, kaş ile göz arasında alkışa değer.
gecenin tüm özet karelerine girdi caner. uzun zamandır yedek kulübesinde esas forvetlerden kendisine sıra gelmesini bekleyen mevlüt’ün golü cuk oturdu. semih gibi adam mevlüt, o golü atınca 2008 ruhu geri geldi birden.
romanya galibiyeti ile yeniden kenetlendik, milli takımın farkına vardık, milli takımla bağını kesmeye yakın oyuncuları geri getirdik, umutları tazeledik, heyecan yaşadık. bu takım estonya’yı yener, hollanda maçına macaristan’ın önünde ikinci çıkarsa play-off yapar. geri dönüşün krallığı yeniden doğuyor.
okay karacan