galatasaray'ın yağmur gibi başkan adayları arasında muhteşem bir "insan" çıktı.. ışın çelebi ve.. çekildi!.
kalan adaylara "tokat" gibi bir ders vererek, "galatasaraylı olmanın ne olduğunu anlatarak" çekildi.
gazeteler, çoğu fatih terim'in emrindeki galatasaray muhabiri ve suya sabuna dokunmaktan korkan yazarlar yüzünden, hafta sonunda pek bahis bile etmediler çelebi'den. tek sütun haberlerle geçiştirdiler. konuşmasını google sayesinde kırk kaynaktan derleyebildim. işte özeti..
"pazartesi yapılacak (dün yapıldı. bugün spor sayfamızda haberi vardır) adayların renk seçimine katılmayacağım. karanlık rengi seçmeyeceğim. özellikle belirtmek isterim ki galatasaray'dan yararlanmak için değil, galatasaray'a yarar sağlamak için gelecek insanlara ihtiyacımız vardır. eğer böyle olmazsa galatasaray başkanının rengi siyaha döner. ve tarih bu rengi unutmaz.
tarih sayfalarında daha önce görmediğimiz, kültürümüzde olmayan bu koltuk sevdası yarışının içinde yer almayacağım, galatasaraylılığımızın gereği bu renk seçimine katılmayacağım ve galatasaray'ın geleceği için karanlık rengi seçmeyeceğimi duyuruyorum.
adaylar yüzde 15 oyla seçilecek. karşısında yüzde 80 civarında bir oy olacak. bu yapıda bir yönetimin sağlıklı olma şansını görmüyorum. galatasaray'ı birleştirecek, bütünlüğü sağlayacak bir yapının olacağına da ihtimal vermiyorum."
bu satırları yazdığım pazartesi sabahında daha renkler çekilmemişti. neler oldu bilmiyorum.
ben mevcut adaylara göre fikrimi söylüyorum ki, onların içinde de "bravo" diye haykırmak istediğim biri var.
yiğit şardan!..
onun dışındakilerin hepsi, ne yazık ki bunlara son anda sevgili dostum, o da eski bakan ve çok iyi galatasaraylı bildiğim ibrahim özdemir de katıldı, fatih terim'in eteğine tutunarak kazanma peşindeler. bu yüzden de "terim'i etekleme" yarışına girdiler. onlar seçilirse, kulübü maaş verdikleri kendi elemanları yönetecek. galatasaray'ı, tarihinde ilk defa, "fiilen" bir maaşlı kulüp elemanı yönetecek. hem de talip oldukları başkanlık makamına hakaret eden, galatasaray başkanı'na "içimizdeki düşman" diyen fatih terim'i etekliyor ve utanmadan, sıkılmadan "tüm adaylar toplanıp protokol yapalım, imza atalım. kim kazanırsa kazansın fatih terim işbaşına gelsin" diye uşaklık ve kuklalık teklifi yapıyorlar.
işin acısı, adaylar içinde itiraz eden çıkmadı bu "utanç teklifi"ne..
burak elmas ve metin öztürk kesin kukla olmayı kabullenenler.
eşref hamamcıoğlu, ben bu mesleğe başladığımdan beri, elini taşın altına asla sokmadan, seçimini sağladığı başkanlarla kulübü perde arkasından yönetmeye hevesli inan kıraç'ın adamı. galatasaray adası'nı "suada" yapan, o adının bu sütunlarda geçmesi yasak, bin davalı işletmecide senelerce kalmasını sağlayan inan kıraç.. bu defaki adayı eşref hamamcıoğlu, divan'da başkanlık yaparken ada konusunun konuşulmasını yasaklatan ve olayı anlatmak isteyen üyelere "ada konusuna girersen mikrofonu keserim" dedirten inan kıraç.
o kıraç'a işte, divan başkanlığı yetmedi, şimdi "kulüp başkanlığı" istiyor.
ibrahim özdemir'in hiç şansı yok. keşke o da çekilseydi. ama terim'e yanaşıp "devam" niyetinde olduğunu gösterdi.
bir tek yiğit şardan "adam gibi" konuştu..
"şimdi birisi fatih terim'in paçasına tutunuyor, birisi sırtına biniyor ve 'bizi başkanlığa götür' diyorlar. iyi de oraya giderseniz bu şekilde siz başkan olabilirsiniz ama fiilen başkan fatih terim'dir. ben kendime böyle bir şeyi yediremem. ben kimsenin üzerinden prim yapmam."
yanında mustafa cengiz başkan'ın tavsiyesi ile abdurrahim albayrak, arkasında "adnan polat desteği" var.
fatih terim'i etekleyenlere karşı tek başına olması avantaj. çünkü onun oyları bölünmeyecek. ama bodrum'dan "şunlar şunlar çekilsin. bir tek falanca kalsın ki ben kulübün başına geçebileyim" talimatı kesin gelecek gibi görünüyor. o zaman kim gide, kim kala göreceğiz..
hıncal uluç