• 42576
    siz hocayı tanımıyor muydunuz? tanıyordunuz. fatih terim, içerideki ve dışarıdaki derken isim vermedi. bu kadar sert konuşmanın bir anlamı yok. "sen kimsin?" demeye getirdi.

    mustafa cengiz, galatasaray üslubunun dışında konuşmalar yaptı. toplantı bittikten sonra "ben ailem istemese bile aday olacağım." demeci çok ilginç.

    başkanın bu konuşmalarından sonra hem yusuf günay'ın hem de abdürrahim albayrak'ın rahatsızlık hissettiğini öğrendim.

    fatih terim'le sözleşme uzatmam dedikten sonra devamına bakmamanız lazım. ne özrü bekliyorsunuz? çelişkilerle dolu bir açıklama.

    ilk kez bu kadar sert, galatasaray yapısına uygun olmayan açıklamalara şahit oldum.

    papa örneği söylem olarak hiç yakışmadı. kimse kusura bakmasın.

    levent tüzemen
  • 42579
    "benim görev sürem doluyor yasal olarak. medeni kanunun derneklere ilişkin hükümde, böyle zorunlu durumlarda 1 kişi bile kalsa yönetim devam ediyor. kayyum atanmıyor, bu bizi rahatlattı. ben ayın 1'i itibarıyla fatih hoca'yla devam etmeyi düşünmüyorum. benden ondan şunu beklerdim, inan edin milliyet'teki haberde yanlış anlaşılmış"

    "bunu nasıl böyle yazıyorsun ya. biz kişiliksiziz demek ki. fatih hoca haklı o zaman, haklı. bizi kulübe çağırıyor, florya'ya değil. bana iğneli laflar atmayın diyor. ben içeriğini okuyorum. ne tayfun kardeşimizi, ne nevzat kardeşimizi. başlığı okudum, yanlış. içeriğe bakmadım bile. yanlış."

    "yıldırım bey (demirören)iyi arkadaşım. ben hiçbir gazeteci işinden olsun diye aramam. sadettin saran'a da söyledim, 'arayıp doğrusunu sorsunlar' bana dedim."

    "biz deplasmana giderken yönetim tek tek cebinden ödüyor. yönetim maçlara gidip tezahürat yapıyor. herkes farkında sanırım. bizim yönetim beni de orada temsil ediyor. son 3 maça tüm yönetim gitti. bu dikkat çekti. kulüp para vermiyor. fatih hoca'nın böyle gittiğini kastetmedim ki. başka yere kontenjan olabilir ama kullanabilir. cenevre'ye giderken otel ve uçak paralarını cebimizden ödüyorduk. cas sürecinde bunu ben durdurdum. hem yargıç hem savcı hem de basın sözcüsü olur hüküm verirseniz olmaz.

    abdürrahim bey, 'yapma hocam' dediği halde demez dedim herhalde. hoca ona rağmen konuştu. ben hocayı arıyorum, 'şunu dedin mi?' diye soruyorum. sana hakaret etmişsem direkt ara bana sor. siz hem yargıç, hem savcı, bir de üstüne basın sözcüsü olursanız olmaz."

    "sevgili fatih terim hocamız, konuşurken beni buz gibi etti. abdürrahim ve arkadaşlarla beraberdik. yusuf yerinden fırladı. benim gözlerim faltaşı gibi açıldı. içerideki ve dışarıdaki düşmanlar dedi."

    "bir takım kuruluşlar, sonra doğrudan beni hedef alarak 'düşman' dedi. 'ben bodrum'a gidiyormuşum' falan dedi. beni kastetti, aptal olmak lazım anlamamak için. beni 2 kere ismen istifaya davet eden, onu da teknik heyet... onu da gariban malzemeci, gariban derken bin kere özür dilerim. onlar ayrılınca mesele bitiyor mu? ultraslan'a da bunu sormak lazım. ultraslan beni 2 defa isim vererek isim isim... diyet istemiyorum. al diyetini der kolunu atarlar.

    ben tek laf size söyletmedim. ben kendimi biliyorum. ben ne sana ne taraftarıma hata yaptım. yolsuzluk yapmadım. yolsuzluğun da önünü kesmeye çalışıyorum".

    "biz düşmanız. sen nasıl teknik direktörlük yapacaksın? biz brütüs mü oluyoruz? o anda istifa etmeliydi. ona o yakışırdı. bu işler sözleşme uzatma çabalarıyla, indirme çabalarının kalkmasıyla alakalı değil. şu an ver parayı, tam tersine para istemiyor bizden. tam tersi. ben bunlara girmek istemiyorum. yer yerinden oynar. fatih hoca'dan biz bunu hiç beklemedik. ben 6 gündür her gün hastanedeyim, her gün. 2 tane beyinde çıkmış. ben de kendimi düşünceli adam zannediyordum. aramızda sinirden 2-3 sinirden uyumayan var. var olasın fatih hocam. düşmanlarını duman ediyorsun. seni tebrik ediyorum sevgili hocam, yürekten tebrik ediyorum. konuştukların, o kelimeyi demek istemiyorum, eserinle övünebilirsin. tekrar kemoterapiye başladım. yapma be hocam. 1 kere geçmiş olsuna gelmedin bana. oğlumu aradın, 'onun için oynayacağız' dedi, 8 kere yenildiler. 1 kere geleydin ya vallahi bekledim."

    "yani arkadaşlar, ben düşmansam, yönetim düşmansa, ya onun bu yönetimle işi yok. adam yazıyor 'fatih terim büyüktür galatasaray' yazıyor. yönetim kim arkadaş! galatasaray genel kurul idaresi. hakaret ediyorsun ya! sen bizi sadece genel kurula havala edebilirsin. senin başka yetkin yok! şey gibi artık, bıraktı başkanlığı, onursal başkan olarak konuşuyor. gelecek yönetimlere diyor ki, 'siz de dikkat edin, parayla gelin' diyor. 'cebinizde para varsa gelin' diyor."

    "bana ayar çekmiyor sadece 'onursal başkanımız', gelecek olanlara da paran varsa gel diyor. o dört adayın yerinde olsam, 'sen kimsin bize ayar veriyorsun' dedim. dört aday, 'tüm yetkiler terim'e' diye hashtag açmış. bunlar yetmedi. bize yazılı bildiri yolladı cesaretle. 'tüm yetkileri terim'e verin o yönetsin' diye yazı yazdılar. terim'e verdik yetkileri, çok güzel. nereye gitti o kefaletler. alacak mı üstüne bu kefaletleri. yeni yönetim alacak mı!"

    "fatih, galatasaray'a büyük hizmetler etti. en büyük etmenlerden biridir ama tek etmen değildir. geçmiş hizmetlerinden ötürü teşekkür ediyorum. ben olduğum sürece asla sözleşme yapmam. çünkü ben düşmanıyım. bir şartım var, çıkar özür diler, oturup o zaman konuşuruz. benim de inanmam gerekiyor. bir takım istekleri de var."

    "tüm çalışmalar sürüyor. abdürrahim kardeşim her gün florya'da. bir ara istenmiyordu florya'da. transfer devam ediyor. abdürrahim gerekeni açıklar. hiç problem yok. sıfır problem bizim açımızdan. taraftar emin olsun, güvensin. galatasaray'ı tutmaya devam etsinler. beni, şu kişiyi, bu kişiyi tutsunlar. kırmızı çizgimiz galatasaray'dır, şu bu kişi değildir. biz zaten hata yaptığımız anda bırakırız."

    "bildiğiniz gibi, maç öncesi değil de sezon öncesi sezon sonrası açıklamalar yapıyorum. bu sezon sonu şampiyon da olamadık, geçen sene olduğu gibi. 1 gole kaybettik. 1 gol daha atsaydık... komedi bir şey oldu. kendi rekorumuzu egale ettik. aynı puanla bitirip averajla ikinci olduk."

    "tarihi açıdan yapıyorum bu konuşmayı. önümüzdeki seçimler, test seçimidir. galatasaray beni getiren oraya, 1. seçimi almama neden tepki seçimidir. geçmiş başkana şiddetli bir tepki vardı. kuruldakilerin belki yarısı beni tanımıyordu. kurullara katılan, yazışma gruplarına katılanlar bilir. tepki oylarıyla seçildim. şampiyon da olsak 4-5 ay sonra seçime gideceğim dedim. 4 adayla girdik o seçime. eski başkan da aday oldu. genel kurulun tercihi ve teveccühüyle göreve devam ettik."

    "3 sene doluyor. neler yapmışız kısaca göz atacağız. galatasaray'da bu tercih, bir tercih seçimi olmayacak. galatasaray kendi kendini test edecek. galatasaray vefakar mı, galatasaray'da aidiyet var mı, galatasaray takdir mi eder nankör müdür teşekkür mü eder? galatasaray kendi kendini test edecek."

    "bana oy atmayan, seçime giren, rıza gösterdiğim demeyeyim de yanlış anlaşılır, benim de desteklediğim insanlar takdir edilmezse şaşırırım. ben şuna buna oy atın demem. ben kendime de oy atın demedim. şu anda da demem."

    "ben her 2 seçim döneminde, 1 kişiyi arayıp da bana oy atın demedim. destek olun demedim. ancak parasal açıdan olun demişimdir. en çok da onu başaran bizim abdürrahim'dir. hem localara, hem parasal olarak müthiş destekleri oldu. insanlar, abdürrahim arayınca 'ne kadar' diyor. gülüyorduk. sağolsun."

    "gece gündüz galatasaray için çalıştık. geldiğimiz hafta uefa'yla karşılaştık. uefa üst düzey delegasyonu gönderip tanışmak istedi. kişinin kalitesi, kişinin sözünü tutma ölçütü, kişinin güven vermesi yapılacak projeden, arsadan, teminatlardan daha değerli. avrupa bankacılık sistemi doymuş bir sistem, projeyi getiren kişinin yeterliliğiyle test ediyorlar. bu bize ters. bu durumda uefa, bizle bir görüşme yaptı. ben 10-15 dakikasında bulundum. çok olumlu bir rapor yazdıklarını öğrendim. hoşuma gitti. sağolsun şenes ağabey söyledi. ona da teşekkür ederim."

    "biz mayıs ayı sonuna kadar, 5 ay, hemen hemen her hafta uefa'yla uğraştık, hemen hemen her hafta. ben kaç kere gittim unuttum. onlar da ceplerinden ödeyerek mete ikiz kardeşim de yardımcı oldu. oytun, dorukhan, okan böke, sedef hanım altı kişilik ekip devamlı taşındık. sportif aş'dekiler hariç, giden herkes otel ve uçak paralarını kendi ödedi. bunu ne kadar bonkör anlamında söyledim. gelecek başkanlar da cebinden ödesin. bu tüm deplasmanlar ve maçlar için geçerlidir. sevgili fatih terim'e bodrum'a, abd'ye giderken bize ödetiyor diye bir laf söylemedim. o başka bir şey içindi. onu yanlış aksettirmişler. bizim resmi maçlar içindi.

    "kalkıp hocaya taşıyorlar. bana da alıp öyle taşıyın. yanlış aktarıyorsun. o adam da bana sormalı. ben hemen telefon çeviririm. sen benim hakkımda böyle mi konuştun derim. çok pis huyum vardı. fatih hoca beni aradı. hiç konuşacağım diye aramadı. onun bizi (fatih terim) gördüğü pozisyon itibarıyla, o çıktı ortaya. öyle bir bakış açısı yok. üst başkan gibi..."

    "futbolculara bir tek nisan ayı borcu var. onu da ödeyeceğiz. futbolculara borç yok. onu da söyleyeyim. iki kişi problemdi. birini ihraç ettik. yönetime hakaret etti. kötü oynadığı için etmedik. taraftara kalsa onu hemen göndermeliydik. yarısı da gitmesin dedi. hayatının en düzgün türkçe konuşmasını yaptı zeminle ilgili. neyse... aziz başkan diyordu ya, 'uefa karışacak' diye. bizde de uefa darmadağın oldu."

    "tarihin en iyi uefa savunmasını yaptınız dediler. adamlar 70 yaşın üstünde, 3.5 saat bizi dinlediler. onlar da itiraf ettiler. tarihlerinde ilk defa, bir takıma 2. defa ceza vererek yapılandırma anlaşması yaptı. 4 yıl avrupa kupalarına katılma izni verdi. 2 yılda 80 milyon euro katkı getirdi. onun yan gelirleriyle birlikte 100-120 olabilir. çünkü marka değeri artıyor. biz tabii maalesef başarılı olamadık. çok ağırıma gidiyor. real madrid ve psg maçlarında içeri girmedim arada. utandım ya. taraftardan utandım. utandım. yani biz bunu hak etmedik dedim. birinden 5, birinden 6 gol yedi. florentino perez sağolsun, asil bir adam. yanıma arkadaşımı oturttu. adam, 1 tek gole bile sevinmedi yanımda. adam telefon açılış resmi torunumla resmi vardı. onu görmüş. hemen yaşını boyunu bizimkilerden öğrenmiş. maç sonu bana törenle, mert'e forma verdi. oradaki fotoğrafım rezalet bendeki yüz. teşekkür edip surat ifademden ötürü özür diledim."

    "taraftardan özür dilerim. şampiyonlar ligi'ndeki iki sezondan ötürü. başarılı olamadık, açık konuşuyorum. ya orta saha yoktu, ya forvet yoktu, ya defans yoktu. defans yokken en az golü yedik, forvet yokken en çok golü attık. açın bakın istatistiklere."

    "uefa'dan sonra cas'a gittik. camianın hukukçuları, 'sakın cas'a gitmeyin' dediler. tahkim heyeti gibi bir mahkeme vardı, doğrudan ceza verme yetkisi var. siz bu kararı nasıl verdiniz diyor ceferin'e. bir şey oldu hukukun dışında diyor. lahey uluslararası adalet divanı başkanı bunu diyen de. yaşlı biri, 70 yaşında. adam bize bir yazılar... destan. bu kadar! yüz yüze gelmedik ama yazışmalar bu kadar. adam ima ediyor. nasıl bir ilişki, nasıl böyle bir ceza. şokta adam. uefa da çok bozuldu. bu dediler böyle. batı basınını takip etmiyoruz ama ortalık birbirine girdi. bizim arkamızda da psg ve milan var. adamlar anlattı. savunmayı gösterdiler. biz de adama elinden geleni ardına koyma, cekete kadar ara dedik ironi tabii. adam da geri adım atmadı. ısrarla kararı bozuyorum dedi. biz de bozamazsınız diyip cas'a gittik. camia bu cas'a karşı çıktı. ben yönetim olarak cas'a gidiyoruz dedim. cas'ta da bugüne kadar tek türk takımı kazanamamış. giden madara olmuş. biz kendimiz müdahale ettiğimiz için rahattık. bize dediler ki cas'a gitmedin, kazanamazsınız. bilinen 5 firmaya bize teklif atın, dava bu dedik. irlanda'dan bir firmayla cenevre'de görüştük, oytun'la gittik. adamlar genç, zehir gibi. kazanamayacağımız davaya girmeyiz dediler. avrupa bakışı bu. bizim ibramız siyasi. beni sevmiyorlar. iyi hazırlanmışlar. ben hazırlanmamışım. denetleme kurulu'na iftira atmayın. günah ya. ayıp ya ayıp. çok ağrıma gitti. cas'ta kazandık. son mayıs ayında seçimden önce. allah yanımızda oldu. şiddetli bir oh çektik. psg ve milan'da 'oh' dedi. onlar tabii çok zengin. onlar da bizim yolumuzdan gidip cas'ta davaları kazandılar."

    "3 yılda 147 milyon euro zarara rağmen, 4 yıl şey aldık. erken çıkmaya çalışıyoruz. biri çıkıp diyor ki makyaj diyor, yönetim kurulundan. ben eski yönetimi kastettim diyor. eski yönetime de çakmaman lazım. diyemezsin. galatasaray yönetim kurulu o. galatasaray marka değerini sıfıra indiriyorsun. belgesiz şeyler, iddia dedik. onlar da ayrı bir şeye attılar. 'dursun bey ve ünal bey nasıl makyaj yapmış, de ben de yapayım.' dedim. bir şey söyleyin işe yarasın, eleştirin beni. hakaret etmeyin, etme, etme. men dakka dukka. yarın sana gelir. ben dursun bey'e hakaret etmeyin dedim, eleştirilerinizi düzeyli tutun dedim. en şiddetli muhaliflerden biriydim ona. bir tek hakaretimi gösteremezsiniz. ben daha bugüne kadar laf olagelen teşekkürün dışında, çalışma şevki getirecek, takdir için tek bir lafınız yok ya. sizin allahınız yok mu ya! tövbe tövbe. gaziantep ağzı oldu biraz. dağlı olunca pot kırıyoruz tabii."

    "senin bize koyduğunuz 20 milyon euroluk haczi, sportiften derneğe aldık mecburen. derneğin borcu arttı. farkında değil. faiziyle biz o borcu ödedik. bir gün divan'da sormadılar. her şeyden anlayanlar var ya. euro buydu, dolar buydu. başka bir şeyden anladıkları yok zaten. ben anlatayım sana. kuru muru bırak."

    "şirketi olanlar bilir. kendi paranız olsa dahi harcamayı belgesiz yapamazsınız. bizim 300 bine yakın harcamamız var belgesiz. yemek var, ihtiyaç var. hanım dinliyorsa ayvayı yedik. 'lan diyor bize 5 kuruş vermiyorsun, kulübe 2 milyon' diyor. başkan olacaklar, ceplerini hazırlasınlar. hoca dedi ya 'hazırlık olun', bunu kastetmedi tabii. yalıkavak'ta bir yazlığımız var, mecbur sattık. hanım onu duymuş, bozulmuş. 'hani üstüme yapacaktın' dedi. 'evlenme programında evlenseydik yapardım' dedim. kendi şirketimize sattık tabii. tarzan zor durumda değil yani. mecbur ödedik arkadaşlar. benim cari açığım yükselir. onu kapatmak zorundasın. hem de en yüksek faizle. sermaye birikimi için tasarruf şarttır. tasarruf eşittir yatırımdır. bankacılık bunun için vardır. keyfe keder parayı başka şekilde harcarsanız, gece hayatına şeye, ekonomiye çok zarar verirsiniz."

    "2019/20'de etkinlik gelirlerini 200 milyona çıkardık. koca koca sevdiğim insanlar diyor ki, 'seçim yap suç işliyorsunuz' diyor. ya kapıya çıksan ceza yiyorsun. adam çıkma yasağı koymuş. 1 gün sonra seçim izni veriyor. iptal yapıyorum. erteleme yaparsam, 3 liste seçime girebilir. tüzükte açık var. tam okumuyorlar. iptal yazıyor. değerli hukukçularla günlerce konuştuk. biz sorumluluk sahibiyiz. ben girmeyeceğim zaten, ilan ettim. 'ohhh' dediler. bütün davaları benim katılmamam. tehlike kimse değil benim. benim adım tehlike olmuş."

    "bunlarınki şark kurnazlığı. 3 liste seçime girmeye çalışıyorlar. listeleri de yarım yarım. düzeltin diye onlara verdik. ben böyle bir şey görmedim. düzeltin dedik sicil kuruluna. konuştukları zaman ihraçlık suçlar işlediler. vermedik disiplin kurulu'na."

    "ışın çelebi, son anda adaylığını koydu. belki giremeyecekti. belki değerli bir arkadaşımız adaylık koyacak. özellikle erteleme yapmadım. yusuf bey bunu günlerce araştırdı. bu kadar ya. banane ya, zaten girmiyorum. bilsinler diye söylüyorum, bu gece hastanede yattım. b-c vitamin yüklediler, geliyorum. yeni bir tedavi türüne girdiler, beyindeki bilmemneleri almaları için. 6 gündür hastanedeyim, her gün baş ağrısı çekiyorum. diyorlar ki 'kendini acındırıyor' şerefsizim bana acıyanı acırım. herkesin bir vadesi var. albert camus'yu okuyun. hiççiliğe girdi o. ona girmeyin descartes gibi kafayı yer, yokluğunuza gidersiniz. en önemlisi amenna ve saddakna diyeceksiniz, yorulmayın. felsefeye dalmayın."

    "faktöring yüzde 20-30'a gitmiş. tefeci demedim verenlere divan'da. dursun bey imzaladı. ben onu kesmesem, faktöring imzalayanların evine haciz giderdi. mahmut uslu bey 'evime haciz geldi' demişti, onun gibi. hemen onu kapattık. tüm gelirleri ona yönelttik. bankadan, şahsi kefalet vererek kapattık.

    şahsi kefaletlere bakın. kulüp kefaleti de var. mustafa cengiz şahsi kefalet tutarı 393, abdürrahim bey 220, yusuf bey 165 milyon şahsi kefalet vermiş. nöbetçi eczane olarak ben oradayım da ben hep oradayım, ben imza atıyorum. kalplerini biliyorum. hepsinde varlar. bizim toplam verdiğimiz kefalet, 760 değil başka kulüpler gibi, 786.7 milyon ben, 456.7 abdürrahim bey imza attı kulüp kefaleti olarak."

    "galatasaray'ı öğrenin. galatasaray'ı öğrendikten sonra bana çatmaya devam edin. hakaret etmeyin yeter ki. bu girişin bir çıkış olacak. mahkemeye verin diyorlar. mahkemeye tff dahil hepsini verdik. petek hanım şaşırdı. ben geldiğimde 350 olan dava sayısı 1000'e çıktı. devamlı dava ediyoruz. gazetede yazılanı, hangi medya olursa olsun. bunu bilin. hakkımızda konuşan bilmem kim. doğruyu yazanlara da teşekkür ederim ben. erman toroğlu'na teşekkür ederim. hıncal ağabey beni her an vurabilir. kendi ilkeleri vardır. teşekkür ederim. benim bir tek istediğim şey var. moral ya. biz gazla çalışıyoruz. haberiniz yok. bu insanlar rahatı, geçmişi, durumu, başarı örneği hepsi. abdürrahim başarı örneği benim için. babam sabuncudur. sabun işçilerini greve götüren tek adam benim. benim oğlum pompacıları yürütüp örgütlüyor. adamlar demokratik adamlarmış helal olsun. takdirle anıyorum. dövdürelim diyenler olmuş ama teşebbüs etmediler. türkiye'de artık hoşgörü yok. avrupa'nın en güzel yanı hoşgörü. bizde arama yok, hüküm var. başkan bunu demiş, kahrol. yahu demedim. aç bana sor. dedimse nasıl dedim, ne dedim. doğruyu öğren. çünkü aktarılırken yanlış aktarılıyor. banttan dinle. banda alın sizde."

    "florya konusunda fenerbahçeli ve beşiktaşlılar beni sürekli devlete şikayet etmiş. aldığın parayı vererek florya'yı imarsızken imarlı aldın, kemerburgaz'ı aldın üstüne dediler."

    "ben divan'da şamar oğlanı gibi hakaret yiyecek adam değilim. sizi şikayet etmem ve ihraç ettirmem gerekir. bunu yapsam ortalık karışır."

    "madenci, tel örgüleri kırıp silah gösterip cumartesi pazar hafriyat döktüler bizim arazimize kemerburgaz'da. valimiz, belediye başkanımız müdahale etti. vilayet sert mücadele etti. hiç kimsenin aradığı yok, haberi yok. söyledim."

    "türkiye'nin övündüğü mimarlara proje çizdiler. milyon dolarlık proje için 5 kuruş almadılar. 6 saha var. her şey var içinde. müthiş bir proje, müthiş! bir başkan adayımız çıktı, 'şu mimarla konuştuk. 4 saha yapıyoruz. inşallah çok iyi hale getireceğiz. biz size boş arazi göstermeyeceğiz.' dedi. yüreğim parçalandı. mimarlar beni arayıp 'çekilelim' dediler. üzüldüm. orası tarihi bir alan olacak. yapacağız."

    "galatasaray adası'nda davayı kazandık. dünya birbirine girdi. haberiniz olsun."

    "türkiye'nin en büyük kulübü galatasaray'dır! sayısal olarak da itibar olarak da galatasaray'dır."

    "fan token'ı ben de bilmiyorum. hanginiz fan token aldınız socios üzerinden. atkı bile almıyorsun. bırak kombine, loca, bilet almayı. kim ne alıyor, ediyor biliyoruz. atka almamışsın store'a gidip, bizi eleştiriyor adam ekonomik açıdan. biz bu fan token'da beşiktaş maçında zirve yaptık. 4 yıllık ve 10 milyon token anlaşması yaptık. 10 milyonun üstünde gelir elde ettik. 6.5 milyon dolarlık token ise piyasaya sürülmek için bekleniyor. bitmedi daha. 12 milyon avro gelir elde ettik pardon, yanlış yazılmış buraya dolar diye. socios için bizimle dalga geçiyorlardı. moralimi bozdular ya. allah aşkına yapmayın. neye inanıyorsanız onun aşkına, manitu mu olur neyse..."

    "uğur mumcu'nun dediği gibi, bu ülke bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlarla dolu..."

    "'şu beceriksiz ve vasatlar' bize takılan isim bu. neyi beceremediysek oraya saldırıyoruz. ben her şeyi becersem tanrı olurdum zaten tövbe tövbe..."

    "ünal aysal çok başarılıydı, hakkını vereyim. 3.5-4 yıl kaldı, 28 baba kupa aldı. biz 30 kupa kazandık. toplamını veriyorum. futbolda 4 kupa kazandık, 2 süper lig, 1 ziraat türkiye kupası, 1 süper kupa. birini tudor'un takımı yaptı. birinin hoca yaptı. paraları ben ödemedim, nijerya ödedi çünkü. tff süper kupa'yı nasıl aldık bilmiyorum."

    "tff'nin yönetiminde değerli üyeler var. medet bekliyorum. şimdi bekleyen bir karar var. onu çok bekliyorum. dürüst insanlar var. onların ilan etmesi gerekir bir kulübün başvurusunu. benim sabrım taşıyor. tff'yi çok mahkemeye verdik. çok dava var."

    "a spor'la milliyet 'yılın sporcusu', 'yılın adamı'. vallahi utanıyorum ödül almaktan, alışkın değilim. bir mesaj beni mutlu eder. galatasaray 2017/18'de bizim geldiğimiz dönemde, 2018/19'da futbola damgasını vurdu. basketbolda başka takım oldu ama bizden 5-6 kat büyük bütçeyle. 30 şampiyonluk aldık. bunların hiçbirisi görülmedi. hiçbirisi için ödül verilmedi. neyse... ödül alanlar da hak etmiştir. geçmişleri söylüyorum. bu senekine bir şey demiyorum."

    "her şey masraf. 1700'e yakın bir sporcu var. 70 küsür hocaları var. bir hesaplayın. bunlar dernek. dernekler bu paraları aidattan mı ödeyecek. 400 tl aidat. 10 bin üyeden 4 milyon tl. mecburen borç alıyoruz bankadan, kontrol için de haa. yok öyle. amatöre geçiyoruz. bunu yapmayan kulüp var mı merak ediyorum. benim dernek borcum 1200, rakibimin 2 milyar. kulüpleri takdir etmemiz lazım orada. oradan geliyor her kulüp."

    "basketbol erkek sponsorumuz yok. galatasaray camiasına yazıklar olsun. kaç kişiye gittiğimizi allah bilir."

    "insan bir noktaya kadar dayanıyor manevi baskılara. ulan lanet olsun diyorsun çekiliyorsun. sevgili abdürrahim ve yusuf, her zaman görüştüğümüz türker aslan'ın cenazesine gittiler. ben gidemediğim için çok üzüldüm. geldiler, 'bize muhalifler bakıyor, düşmana bakar gibi' dediler. moralleri sıfır. bu yapılacak iş mi, reva mı ya. biz liselilere 2 kere, divan üyesiyse 3 kere sahip çıkıyoruz. kendimi savunmam ama ekibimdeki arkadaşımı ölümüne savunurum. ben onları önümde eleştirtmem. kendi aramızda birbirimizi eleştiririz, o ayrı."

    "ben kavga adamıyım, benden barış adamı olmaz. ancak şu an bütün lafları yiyorum. ağzımı açacağım bir gün hiç hoş olmayacak. 3 gün sürer. buradalar, her 3'üne teklif ettim 'başkan ol' dedim. abdürrahim bey, yusuf bey ve kaan bey'e. 3'ü de hayır dediler. teklifim sürüyor. ben 3.5 senedir başkanım, 1 gün bodrum'a gitmedik. bu seçimde aday olmalarını istiyorum. bu seçimde de iptal olayı büyük ihtimal. çok ciddi bir kapanma geçiriyoruz. küt diye açınca pik yapma tehlikesi var diyorlar."

    "devleti tanımıyorlar. devlet beni de oyar, bakanı da oyar. devlet dinler dinler dinler. sonra ne olur, allah bilir. devlet öyle bir devlettir. türk devleti deyip geçmeyin, tüm ortadoğu'da 1400 yıllık geçmişe sahip tek devlettir türkiye. neyse...

    şu an başkanlık yapıyorsam oğlum sayesinde. istasyonlara o bakıyor. o da gelirse bizi 1 günde bitirirler. rakipler güçlü. bizim açımızdan oğlumun iş yapmasını istiyorum. mehmet cansun'un evine haciz gitti, 1 kişi destek olmadı. 'becerikli olaydın' dediler. galatasaray için ölmüş, mal mülk satmış kimsenin ipinde değil. ağlayan kendine ağlar. unutulur. adana demirspor başkanı benden fazlasını yaptı, adamı anan var mı anan."

    "ciddi muhabirler, özellikle a spor, trt spor'da az. a spor'da aman allahım ne komplo teoriler. milliyet'te neler yazmışlar. ana! yazılanları görünce keşke başkan olmasaydım diyorum ama pişman değilim"

    "new york'a gidince papa'ya demişler 'kerhaneye uğrayacak mısın' o da demiş ki 'kerhane mi var new york'ta' demiş. ertesi gün manşet atmışlar 'papa, new york'a gitti iner inmez kerhane sordu!' ben bu tuzağa düşmem."

    "mevcut adayların galatasaray'a zarar verme tehlikesini, yeterli olmama tehlikesini görürsem ve taraftardan mutlak destek görürsem, adaylık kararımı yeniden değerlendireceğim."

    "transfer alış satış rakamlarında artıdayız. bunu türkiye'de sergileyecek ikinci üçüncü kulüp var mı! herkes desin ki çifte sözleşme yapmadık. tff'ye açıkça söyledim. tek 1 tane bile çift sözleşme yok bende. az söyleyeyim çok anlayın. tff'ye söyledim, ihbar gibi olmasın. nerede onların denetçileri, harekete geçsinler. talimatta yazmasınlar. uefa'nın yok mu!"

    "tff, nihat bey servet de yanında 'biz gelen evrağa göre işlem yaparız' diyor. haklı. yani dedim, hiçbir kulübü suçlamıyorum, 21 kulüp o da bir rezalet, benim suçum yok o işte. olanlar kendini biliyor. 21 kulübü kastediyorum, biz de dahil çifte sözleşme veren varsa çıksın ortaya."

    "ali bey futbol konuşmayınca çok tatlı adam. futbol konuşunca değişiyor. ben değişmem. ali koç bey açıkla ben de cevap vereyim. açıkla lütfen. bize nerede kıyak yapılmış? yediğimiz cezalar ortada. kıyağı görün. bir de ali bey'e sorun, o ne kadar ceza yemiş. devamlı hakaret ettiler federasyona. 1 kere sevk edilmişler mi?"

    mustafa cengiz
  • 42582
    "galatasaray kayyuma kalır, kayyuma kalmaz, buraları tamamen geçip eğer yönetim kurulunda istifa etmeyi düşünen, istifa etmeyi düşünmekle beraber buna cesaret edebilen insanlar varsa da bence bir an önce onlar da istifa etmeli. varsın galatasaray olağan seçimli genel kurula kadar kayyuma kalsın. yani galatasaray'a bir şey olmaz. o konuda endişesi olmasın, o istifa etmeyi düşünen ama şu anda edemeyen insanların. genel olarak bütün kurullarıyla beraber de bence istifayı vermesi gerekiyor. bu geç kalınmış bir karar mı olur onu bilemem. ama bu günkü açıklamalardan sonra, başını sonunu bilmeden burada bana dinletilele [konuşuyorum] onun bir kez daha altını çiziyim ki çünkü dışarıdaydım özel işlerim sebebiyle, sıkıntı büyük. çünkü bundan önce de hep galatasaray televizyonunu kendisine oy verenlere ve yahutta bir ulusa sesleniş şeklinde yapıyordu sayın mustafa cengiz, ama giderek sağlınının da getirmiş olduğu elverişsiz sebeplerden dolayı, iş biraz daha üzücü noktalara gitmeye başladı."

    ılgaz çınar
  • 42591
    "hiçbir galatasaray başkanının görevden ayrıldıktan sonra işi bitmiyor. gönül bağlarının yanı sıra bir de sosyal sorumluluklar var. ben de bu sosyal sorumluluğum gereği hiçbir şekilde galatasaray'dan uzaklaşmadım. bugün de galatasaray'ın gerçeklerini diğer arkadaşlarım ve dostlarım gibi yaşıyorum."

    "benim için önemli olan her zaman galatasaray'ın kurumsal yapısı. galatasaray'ın örf ve adetleri, töreleri, yazılı veya yazılı olmayan kuralları vardır. seçimden önce ve bir an evvel yapılması gereken, koronavirüs nedeniyle düzenlenemeyen mali genel kurulların birleştirilerek gerçekleştirilmesi. bu yapılmadan seçime gidilmesi son derece sakıncalı. görevi bırakacak arkadaşların ileride daha huzurlu ve rahat bir dönem geçirebilmeleri için, kendilerini mesuliyetlerinden kurtulmuş ve temizlenmiş olarak görme hakları var. onlara bu hakkı tanımamız lazım. önce mali genel kurulların yapılıp, hemen akabinde seçime gidilmesi bence daha uygun olacaktır."

    "demokrasiye inanan bir insanım. ne kadar aday olursa o kadar iyi olur. adaylar birbirinden korkmamalı. kıyasıya bir yarışın galatasaray'ın faydasına olacağını düşünüyorum. çatı aday formülüne bugüne kadar inanmadım. bugün için de gerekli olduğunu zannetmiyorum. arkadaşlar aday olsun, biz de gidip oylarımızı kullanalım. galatasaray genel kurulunun bir töresi var. genel kuruldan yanlış karar çok az çıkar. bizler yöneticiler olarak hata yaparız ancak genel kurullarda müşterek akıl var. kararları da genellikle doğru çıkıyor."

    "mustafa başkan 3 senedir görevde. bence artık gerekli donanıma ve deneyime sahip. etik olarak ben ona bir şey tavsiye edemem. bir dost olarak görüşüp sohbet edebilseydim, kendisine, 'galatasaray'da her şeyden önce etik değerlere, örf ve adetlere çok dikkat etmek gerekir." derdim. başkanlar eskiden buna çok dikkat ederdi. ben de çok dikkat ettim. bana kalırsa galatasaray'ın bu alışkanlığını mustafa başkan zamanında kaybettik. galatasaray'da uzlaşma organları vardır. divan kurulu ve genel kurula dönüp oradan destek alması gerekirdi. bunu yapacağına, karşılıklı bir hasım ilişkisi başladı. bu da mustafa başkana faydalı olmadı. galatasaray'a ve kurumsal yapıya çok zararlı oldu. inşallah bundan sonra gelecek yönetimler gerekli onarımı yapar ve camiamızı yeniden birleştirecek adımları atarlar."

    "şu anda bir şekilde galatasaray'da çalışıyorum. galatasaray eğitim vakfında yönetim kurulunda ve mütevelli heyetindeyim. galatasaray genel kurul ve divan kurulu üyesiyim. yani galatasaray'ın her yerindeyim. şapkamı alıp gitmiş değilim. yeniden başkan olmam ne bana ne de galatasaray'a bir şey kazandırır. benim tecrübemdeki insanların galatasaray'a katkısı genel kurul içinde eksik olanları görüp, yeni bir düzenin kurulmasında fikir önderliği yapmaktır. herhalde önümüzdeki günlerde bunu yapacağım."

    "seçimden sonra galatasaray içinde son 7-8 senede kaybolan kurumsal yapının yeniden inşa edilmesi ve uzun süreli korunabilmesi lazım. içeride bir seçimle gelen ve değişen kadro, bir de galatasaray'ı yöneten kadro var. her seçimle gelen o kadroları değiştiriyor. o kadroların daha kalıcı ve seçimle gelenlere bilgileri aktarabilecek konumda olması gerekiyor. bunun sağlanması lazım. ayrıca galatasaray spor kulübünün tarihi 117 senelik ama galatasaray'ın marka olarak tarihi 500 senenin üstünde. bütün camianın bir arada, dayanışma içinde ve düzenli bir şekilde büyümesi için üst akıl kurumu kurmak lazım. 15 bin üyemizin her gün toplanıp kendi arasında konuşması mümkün değil. divan kurulunun kendi görevleri var. en azından demokratik bir sistem içinde genel kurul üyelerinin kendi aralarında yeniden organize olması ve kuruma düzen vermesi gerekiyor. belki orada arkadaşlarımla daha yakın iş birliği içinde olabilirim."

    "sponsorluklarla ilgili bir talep olursa bunlar masada koşulacak ve çözülecek konular. galatasaray basketbolu dahil, amatör şubelerin hepsinin ayrı ayrı sponsorluk şapkası altında organize edilmesi konuşulabilir. benim için galatasaray kulübü sadece futbol değil. bütün branşlarda başarı yakalanmalı. başarı gelirse marka değeri artar. bunu yapabilmek için bir branşta başarılı olmak yeterli değil. bu, bir camianın hep beraber başarıyı hissetmesi, tatması ve buna destek olması anlamına gelir. hepimizin bunun için çalışması lazım. genel kurul içinde bir grubun organize olarak buna öncülük etmesi gerektiğini söyledim. bunun için illa ki bir etiket olması gerekmiyor. isimsiz insanları genel kurulun iyi yönlendirmesi gerekiyor."

    "fatih hoca ayrılıncaya kadar bizim hiçbir gerilimimiz olmadı. fatih hocaya ayrılmadan önce 3 senelik kontrat teklif ettim. kendisi, 'ne güzel birer sene gidiyorduk. birden bire 3 senelik teklif nereden çıktı?' dedi. benim yönümden kasıtlı, planlı bir şekilde fatih hocayı gönderme yoktu. benim için de sürpriz oldu. hatta ertesi gün ben teknik direktör arayışına çıktım, herkesin kapısını çaldım. hazırlıklı olsaydım bir anda yeni teknik adamı getirirdim ve bu kadar da uğraşmazdım."

    "fatih hoca, galatasaray'a yararlı olmuş bir insan. galatasaray'ın tarihinde yer edindi. bu kadar sene hiçbir teknik direktör görev almadı. ancak hepimizin bir kullanım süresi var. ilaçların son kullanma tarihi olduğu gibi insanların da var. bu yararlılık süresi demek. o yararlılığımızı bir sektörde kaybettiysek şu anda benim yapmaya çalıştığım gibi başka bir sektörde gerçekleştirmemiz mümkün. arkadaşlarımızın hiçbirinin beyanatlarına diyeceğim yok ama erken yapılmış, zamanlaması yanlış bir açıklama. fatih hoca divan kurulu üyesi. onun da görevleri var. galatasaray sıkıntıya düştüğünde onu çağırdığınızda, tıpış tıpış gelecek ve o görevi yapacak. bunun için peşinen deklarasyonlarla özel bir formül arama gerekliliği, bence bu etapta fuzuli."

    "çok sık sosyal medyada da görüyorum. ayrıldıktan sonra dönüp kendimizi tekrar anlatma ihtiyacı duymadık. burada hata yaptığımızı düşünüyorum. arkamdan bir sosyal mühendislik yapıldı. belki de bir daha dönmemem için rakipler tarafından yapılmıştır. gerçeği araştırmak son derece kolaydır ama mali dokümanları okuyup yazmak biraz lüzumsuz görülüyor. halbuki en kolay dokümanlar bunlar. galatasaray'da 4 sene üst üste mali ve idari yönden ibra edildim. bununla yetinmedim. böyle şeylerin başıma gelebileceğini düşündüğüm için kendimi yabancı kurumlara da ayrıca denetlettirdim. 2011'in mayıs ayında görevi devraldığımda net borç alacak farkı 328 milyon dolardı. dört sene sonra 338 milyon dolar borç-alacak farkıyla devrettim. arada 10 milyon dolar fark var. ayrıca bilançonun içinde 120 milyon avroluk bir sermaye vardı. bu sermaye, birtakım başarılar için yaptığımız yatırımlar, sporcularımızdır. bu oyuncular galatasaray'a para kazandırdı. siz ne kadar yatırım yaparsanız o kadar kazanırsınız. başarı da parayı getirir. ben başarıya oynadım. bu görülmedi. borç-alacak konusunda 10 milyon dolarlık fark vardı ama bu süreçte 3 sene önce devraldığımız 328 milyon dolarlık borcun 84 milyon dolarlık faizini ödedik. geçmiş dönemin hesabını yapmıyorum. aldığımız dönemde bize 5 kuruş nakit para bırakılmadı. stat yapılmıştı ama 1 yıllık koltukları, 3 senelik locaları ve 10 yıllık isim hakkı satılmış ve gelen paralar yenmişti. kasada da para yoktu. bunu defalarca söyledim ama dinlemek isteyen kulaklar duyuyor, dinlemek istemeyenler duymuyor."

    "galatasaray bu oluşumları (avrupa süper ligi) çok iyi takip etmeli". "avrupa süper ligi gibi bir oluşuma türkiye'den bir takım gidecekse, o galatasaray'dır."

    "bunu galatasaray kokartı taşıdığım için değil, sistemi bildiğim için söylüyorum. muhakkak ki galatasaray bu oluşumları çok iyi takip etmeli, hesabı tutuyorsa da içinde olmalı. avrupa süper ligi konusundan 2013'te ilk biz bahsettik. londra'da bir televizyon görüşmesinde gazetecilere anlattım. bu bir gereklilik ve gerçeklik. uefa öyle bir organize olmuş durumda ki a, b hatta c grubu takımlar var. galatasaray bugün bu sistem içinde maalesef b ve c arasında bir yerde duruyor. geçenlerde hiç çekinmeden uefa ile real madrid'in başkanları galatasaray'ın ismini belirterek söyledi. bu bizim için çok acıtıcı bir durum. galatasaray'dan bahsederken türkiye'yi kastediyorlardı. bu kabul edilebilir bir şey değil. bizim çıtayı yükseltip bu adamların seviyesinde, a kategorisi içinde olmamız gerekiyor."

    "bunun da olmazsa olmazları dışarıyla ilişkileri normalleştirmemiz. türkiye'de büyük takımlarda bir tane yabancı antrenör yok. büyük takımların büyük antrenörleri yurt dışından getirmesi lazım. takımların 4'te 3'ü yabancı oyunculardan kurulu ama yabancı antrenör yok. bizim yabancı antrenörlerle çalışma kültürünü kazanmamız lazım. bundan önce çalıştıklarımızın hepsi başarılı oldu. başarısız olanı çok az. onlar da bizim yüzümüzden başarısız olmuştur. adamlara gerekli imkanı vermemişizdir. yabancı antrenörlerin yerli antrenörlerden farkı, devamlı araştırdıkları için kendilerini yenilemeleri. ayrıca bu iş sinirlere hakim olma işi. bazı antrenörlerimiz senede 10 maça çıkamıyor. sinirine hakim olamıyor ve federasyondan ceza yiyor. bundan kulüp ve takım zarar görüyor. antrenöre senede 3-4 milyon avro maaş veriyorsunuz ama o 3'te 2 mesai kullanıyor. avrupalı antrenörde böyle bir şey göremezsiniz. bizim yavaş yavaş yabancı antrenörleri türkiye ligine monte etmemizin zamanı geldi. ayrıca yabancı hakemleri de monte etmeliyiz. madem yabancı futbolcu ile oynuyoruz, yabancı antrenörleri getirebiliyoruz, o zaman yabancı hakemleri de getirebilmemiz gerekir."

    ünal aysal

    https://www.aa.com.tr/...isi-bitmiyor/2250822
  • 42594
    "diagne transferi zorunlu olarak yapıldı, fatih hoca son günler mecbur kaldı. gomis yeni sözleşme talebinde bulundu, kulübün bunu karşılama durumu söz konusu değildi. fatih hoca ozan ve gomis transferlerine şartlı izin verdi."

    "seçildikleri ertesi gün ilk ziyaretini florya'ya yaptı. mustafa cengiz, oyunculara konuşma yapmak istedi, takım kamptaydı, o gün oyuncular, çalışanlar, teknik heyet hepimiz şaşırmıştık. o gün, bizim işimiz var ve zor bir süreç bizi bekliyor diye düşündüm."

    "hemen ardından ndiaye transferinde bir tokat yedik. ndiaye'ye ihtiyacımız olmasına rağmen transferi."

    "bugüne kadar fatih hocanın isteyip listeye adını yazdığı transferlerin ne kadarı alınmıştır diye sorsalar, yarı yarıya bile değildir."

    "biz şampiyon olduk, kupalar aldık, onların ertesi günü bile mutlu olamadık. kimsenin kimseyle arası iyi olmadı herkesin herkesi idare ettiği bir süreç oldu."

    'fatih hocanın bugüne kadar devam etmesinin sebebi, gerçek galatasaraylıların yazdıkları ve söyledikleridir. herkese ve her şeye rağmen.''

    ''geçen sene ocak ayında yapılan mustafa cengiz, abdurrahim albayrak ve yusuf günay'ın yaptığı basın toplantısı fatih hocanın istifa sebebiydi.''

    "oyuncuların maaşları bazen 2-3 ay gecikti, her ne kadar kızılsa da abdurrahim albayrak'ı takdir etmek lazım. bütün bunlardan habersiz camia ve taraftarımız var."

    "4 başkan adayının fatih hocaya nasıl bir alan sağlayacağı meselesi fatih terim'in devam edip etmeyeceği gerçeğini beraberinde getirecektir."

    galatasaray eski iletişim koordinatörü aslı işliel
  • 42595
    "şu an elde bir yönetim var. ne zamana kadar, biz seçilene kadar. niyetlerimizi biz zaten maç günü bildirdik. maç gününün üstüne hoca hakkında konuşmak, sanki seçim kazanmak için pr yapmak gibi. niye o zaman yüzmenin, basketbolun, voleybolun hocasını konuşmuyoruz? benim ve ekibimin her zaman şahsi görüşü vardır. biz bunu kendi sosyal medyamızdan duyuruyoruz. onun için haber kanalları üzerinden tekrar tekrar konuşmak doğru değil. yaklaşık 2 ay önce yaptığım bir röportajda hocayı herkes yerden yere vururken, biz yine hocaya sahip çıktık. önemli olan seçim ortamının dışındaki görüşleriniz, daha objektif. çünkü seçim döneminde söylenenlere kusura bakmayın çok da itibar etmiyorum. çok popülarite nereye gidiyorsa ona göre görüş bildiriyorlar. makyajlı bir görüş bildiriyorlar tüm başkan adayları ve başkan adayı olacaklarla ilgili".

    "keşke seçim 29 mayıs’ta olsaydı. zaten devletimiz 1 haziran’a kadar tüm genel kurulları erteledi, iptal etmedi. devlet iptal etmez zaten. buna karışmaz. sağlık koşulları sebebiyle erteler. mustafa cengiz yönetimi de tüzüğe uyarak, tüzük derki seçimler 3 yıldır, mayısın ikinci yarısıdır. doğru bir kararla 22-29 mayıs’ı açıkladı. o zaman kural ve uygulama nedir. şu an divan seçimleri var. o seçimlere yeni bir aday giremiyor. niye giremiyor, çünkü divan kararı yazarken o tarihte olmadığı takdirde uygun tarihe ertelenmesi kararı aldı. şu an yönetimde iptal değil, erteleme yapmalıydı. gene 19 haziran olabilirdi, sorun değil. ama yönetimden bazı kişilere yol açmak için. dediler ki, yönetimde olmayanlar bir elini açsınlar bakalım, biz onları birbirine düşürelim. 4-5 aday çıksın. bunlar hep planlı kötülük. yönetim planlı kötülük yapmıştır. hiç fark etmez. bizim hiçbir şeyden endişemiz yok. biz galatasaray için geliyoruz. galatasaray taraftarı ve üyesi şunu görsün; bu 4 adaydan sonra çıkacak herkes planlı kötülüğün bilinçli listesi olarak geliyor. çünkü yönetimdeydiler, iptal edeceklerini biliyorlardı. bu tarihe erteleme yapmak varken, tüzük 60 güne kadar erteleme hakkı vermişken iptal ettiler. hiçbir iyi niyet taşımıyorlar. galatasaray'ın altına dinamit koymuşlardır. biz geldiğimiz gün tüzüğün maddelerini açacağız, tüzük neyi gerektiriyorsa da onu yapacağız. tekrar aynı listeyi vereceğiz. daha çok imza ile vereceğiz. yeniden imzalayarak vereceğiz. yeniden imza vermemize tüzük açısından ihtiyaç yok ama yeniden vereceğiz. daha iyi, yenileniyoruz".

    metin öztürk
  • 42598
    "ozan kabak, liverpool'da harika bir performans gösterdi. genç yaşına rağmen tecrübesinin muazzam olduğunu unutmamalıyız. farklı kulüplerde oynadı. türkiye'den almanya'ya çok genç yaşta transfer oldu. almanya'da zor durumdaki iki kulüpte oynadı."

    "ozan kabak'ın geleceğine son maçın ardından karar vereceğiz. yeterince zamanımız var. şimdilik daha fazla söylenecek bir şey yok."

    jurgen klopp
  • 42599
    "avrupa'ya gitmek, orada hem trabzonspor'u hem de ülkemi gururla temsil etmek istiyorum. ama bunların tamamı eğer trabzonspor'un çıkarları doğrultusunda olacaksa gerçekleşecektir. ben buradan helallik almadan bir yere gitmem".

    "milli formayı giymek çok büyük bir onur ve gurur meselesi. o takım içerisinde bile olmak başlı başına bir heyecanken kaleyi koruma düşüncesi heyecanımı iki kat artırıyor."

    uğurcan çakır
App Store'dan indirin Google Play'den alın