• 27678
    riva ve florya projesinden 330 milyon bankalara aktarıldı. sayın başkan dursun özbek'e soruyorum; sizin döneminizde yapılan transferlere 300 milyon harcanmış. bu transferlerin katkısı ortada. biz bu paranın hesabını sizden mi soracağız yoksa kardeşiniz mehmet özbek'ten mi?

    galatasaray sk üyesi serhat özalemdar

    soyadından ilhamla polat alemdar gibi kesmiş raconu, ayakta alkışlıyorum bu yürekli kongre üyemizi ve devamını diğer tüm üyelerden bekliyorum.

    #dursunuibraedenhaindir
  • 27680
    amatör şubelerde 3 bin lira alabilecek insanlara torpille 23 bin tl maaş verirseniz amatör şubeler tabi zarar eder. amatör şubeler arpalık olmuştur. torpille sokulan insanlar. amatör şubelerin zararından bahsetmeden önce gerçekleri konuşun.

    mehmet bilen

    şu sözler doğruysa vay ki ne vay! allah hepinizin belasını versin! millet harçlığından, çocuğunun rızkından arttırıp maça gitsin, sizin şu yaptığınız reva mı bu kulübe, taraftara!

    #dursunuibraedenhaindir
  • 27687
    "ilk maçtan sonra böyle bir tur geçmenin zevkini çıkardım. inanılmaz bir geri dönüş oldu ve bu çeyrek finale kalan diğer takımların çok da hoşuna gitmeyecektir."

    "futbol inanılmaz bir spor. 61. dakikada 3-1 ile turun dışındasınız, maç sonunda 6-1 ile çeyrek finalde. sergi roberto genç takımdayken hep gol kaçırıyordu. 'gökkuşağına bile gol atamıyorsun' diye ona hep şaka yapıyordum. bugünü ne çocuklar ne de büyükler unutacak. bu akşam bayram ama yarın sabah yataktan kalktığımızda hemen deportivo maçına konsantre olmalıyız."

    luis enrique

    (bkz: 8 mart 2017 barcelona paris saint germain maçı)
  • 27688
    bu memleket kafayı inşaatla bozmuş. yok bina yapalım, yok stat yapalım, salon yapalım. para mara geldiği yok. riva'yı sattın, salon yaptın, gelir melir gelmez salondan. yemeyin bizleri. ha, salonu yap, arap'a sat, o zaman gelir. bırak bu proje işlerini. hala konser yapılacak, bilmem ne yapılacak. bir tek madonna, bon jovi geldi hatrı sayılır şekilde. stat ne zaman açıldı, 2011. sene kaç, 2017.

    mehmet demirkol
  • 27689
    cavani'nin golünden sonra rahatlamıştık. barcelonalı oyuncular bile saha içinde bana bu işin bittiğini söylüyordu. 7 dakika içinde 3 gol yememiz hakkında bir şey söyleyemiyorum. bunun futbol dilinde bir açıklaması yok. bu maçı asla unutmayacağım. umarım bu sonuç hepimize ders olur. barcelona turu geçmeyi hak etti. onlara karşı oynamak ve pas yapmak çok zordu. ilk yarıda büyük bir baskı yedik. 2. yarıda daha iyiydik. artık bizi zorlu bir süreç bekliyor. başımızı yerden kaldıracak gücü bulmak zorundayız. hepimiz üzgünüz. sonuçtan hakem değil biz sorumluyuz.

    marco verratti

    burada ve diğer sosyal medya platformlarında da gördük. şu maçtan keyif almak yerine sürekli hakemle ilgili yorumlar yapanları. şu maçı ve bu acıyı, hayal kırıklığını dibine kadar yaşan adam bile "sonuçtan hakem değil biz sorumluyuz" diyebiliyorken bizim bir futbolsever olarak çok daha fazla hakem konuşmamız da sanırım ülkedeki sporun durumuyla ilgili.

    büyük saygı duydum verratti'ye, basbayağı hakemi eleştirebilirdi ama 7 dakikada 3 penaltı bile çalsa hakem, işte sen o pozisyonlara ceza sahsına sokmayacaksın.

    (bkz: 8 mart 2017 barcelona paris saint germain maçı)
  • 27690
    ''sahadan çıkarken 4-1'di içeri geldik 5-1 oldu. yani barcelona'yı seviyorum. suç paris'te değil. onları da seviyorum. sahadan 4-0 ile soyunma odasına gittiğimizde çok mutluyduk. parti havası vardı. herkes kutluyordu. daha sonra maçı (barcelona - paris sg) izlemeye başladık. içeri gelen herkes maçı izliyordu. barça'nin bir gol atacağını daha hissediyorduk. gol olduğunda herkeş çıldırdı. 4-0'lık galibiyetimizin heyecan verici olduğunu düşünüyorduk ama bu çocukları görünce...''

    borussia dortmund'un teknik direktörü thomas tuchel

    *

    futbol ne güzel şey!
  • 27691
    8 mart 2017 barcelona paris saint germain maçından sonra ispanyol gazetelerinin yazdıkları,

    el mundo deportivo: "nou camp'ta destansı, tarihi bir geri dönüşle mucizeyi gerçekleştiren barcelona, şampiyonlar ligi'nde çeyrek finale kaldı. büyük bir başlangıcın ardından cavani stadı soğuttu ancak 3 gol atan neymar ve sergi roberto ile barcelona imkansızı başardı. barcelona, bir taraftarın hayal edebileceği en muhteşem düşü hediye etti. tarihi geri dönüşün arkasında tribünler ile takım arasında kurulan bağlantı var. bu barcelona için hiçbir şey imkansız değil."

    marca: "87. dakikada barcelona'ya 3 gol gerekiyordu. 90+5'inci dakikada sergi roberto'nun mucizevi golü tarihi yazdı. böylesi asla görülmedi: 7 dakikada 3 gol. sahada oynamak yerine savunmayı tercih eden ve bunun bedelini ödeyen emery'nin psg'si ise hakemi suçladı. fransızlara göre fırtınanın göbeğinde hakem var."

    el mundo: "hayat veren mucize. barcelona, bu nesle damga vuracak bir galibiyetle 4-0'ı 6-1'e çevirip turu atladı."

    el pais: "böylesi asla görülmedi. barça, krallara layık bir zafer ile psg'yi eledi. cavani'nin golü sonrasında her şey bitmiş gibi gözükürken, son 7 dakikada neymar iki golle ve sergi roberto da son golle zaferi getirdi."

    la vanguardia:"destansı bir barça, şampiyonlar ligi'nde tarih yazdı. psg karşısında inanılmaz geri dönüşün liderliğini neymar yaptı. avrupa'da ilk kez bir takım 4-0 yenildiği ilk maçın rövanşında daha farklı galip gelerek turu geçmeyi başardı."
  • 27692
    ''her şey çok hızlı gelişti. galatasaray'a gelmeden önce uzun süre gazetelerde haberler çıktığını biliyorum. fakat kulüpten ne bana ne de menajerime herhangi bir talep gelmemişti. hiçbir bağlantı olmadı. bir gün içinde anlaştım ve imzayı attım. olmuş gibi aktarılan tüm hikayeler aslında gerçekleşmedi. tüm bu 'saygı' konusunda çıkan haberlerin hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. biliyorum ki bu tip hikayeler gazeteler için çok güzel... dışarıdan bakan gazetecilerin 'büyük ve şeytani' galatasaray, 'küçük ama mağrur' karabükspor'a karşı hikayesine atlamalarını anlayabiliyorum. fakat gerçekler bunu yansıtmıyor.

    ilk 2 maçımda istediğimiz sonuçları alamamıştık. oyuncularım fedakarlık yapmaya hazırlar. bu nedenle işler bazı alanlarda istediğimiz gibi gidiyor. geniş zamanda bakarsak iyi çalışırsanız, yetenekliyseniz eninde sonunda sonuçlar gelecektir. şans da size dönmüş olacaktır. sonuçlar istenildiği gibi gelmediği anda sürekli bir eleştiri olacaktır. insanlar galibiyetlerde her şeyin çok iyi, mağlubiyetlerde ise çok kötü olduğunu düşünüyor. ben bu tip bir antrenör ya da insan değilim. sahada ne yapmak istediğini çok açık bir şekilde ortaya koyan bir takım görmek istiyorum. sonuçlar mutlaka gelecektir. yeterli kaliteye sahip bir kadromuz var.

    bütün antrenörler tüm sezonu aynı oyuncularla ve ilk 11'le oynamak ister. dünyadaki tüm teknik direktörlere "hangi ilk 11 ile oynamak istersiniz?" diye sorsanız "her zaman kullandığım ilk 11" cevabı alırsınız. değişiklikler rakip özelinde değil kendi takımınız içinde olmalı. ekip için en iyisi hangisiyse ona yönelmeniz en doğrusu olacaktır. futbolda her şey artık çok hızlı değişiyor. bazen bir oyuncu için "o olmadan asla oynayamayız" dersiniz fakat dört ay sonra her şeyin değiştiğini görürsünüz.

    tecrübeyi satın alamazsınız ve yaşamanız gerekir ama benim için halen haddinden fazla önem verilen bir olgu. genç ya da yaşlı, yeşil ya da kırmızı arasında bir fark yok. sadece size sunulan bir bahane. ya iyisinizdir ya da kötü... bunun yaşla alakası yok. yıllar içinde gelişebilirsiniz fakat içinizde o yetenek ve ateş yoksa 200 yıl takım çalıştırsanız da aynı yerde kalmış olursunuz.

    hayatta verdiğiniz her kararın altında bir risk yatar. cesur olup bunları bir meydan okuma olarak görmeniz gerekiyor. ideal bir zaman değildi fakat galatasaray sizi teknik direktörü olarak görmek istiyorsa hayır diyemezsiniz. sadece benim gibi kariyerinin henüz başında olan bir teknik direktör değil dünyadaki büyük antrenörler de bu teklife hayır diyemezler. çevrenize baktığınızda her takımın problemleri var. barcelona'da luis enrique ayrılıyor, real madrid tartışılıyor... sadece bizim problemlerimiz var diye düşünecek lükse sahip değiliz. hazır olmalı, problemleri tespit etmeli ve çözmek için kafa yormaya başlamalısınız.

    galatasaray'ı çalıştırıyor olmak benim için bir gurur kaynağı. ilk günden her şeyimi vererek çalışmaya başladım. bu kulüpte bir yer edinmek, gelişimin doğru karar olduğunu göstermek ve başarılı olmak istiyorum. bu bir süreç ve ben de bu nedenle buradayım. burada olmak bana juventus günlerimi hatırlatıyor.

    türkiye'ye gelmeden önce türk futbolu hakkında hep olumlu düşüncelerim oldu. buraya geldiğimde gördüklerim de düşüncelerimde yanılmadığımı gösterdi. tutku, güzel statlar, iyi maçlar, tüm ligi kapsayan canlı yayınlar türkiye'de futbolun hangi seviyede olduğunu zaten gösteriyor.

    aslında hayallerim var ama öncelikli isteğim galatasaray'da uzun yıllar kalmak... bir insan galatasaray'da çalışırken daha fazla ne isteyebilir ki? burada olmaktan çok mutluyum ve gururluyum. inanılmaz bir kulüpte harika bir şehirde yaşıyorum. burada uzun yıllar kalmak için elimden gelen her şeyi ortaya koyacağım.

    oyuncularınızla beraber olabilirsiniz, onlarla konuşabilirsiniz, antrenmanda daha iyi olmaları için itebilirsiniz, antrenmanda iyi bir enerji ve atmosfer yaratabilirsiniz. fakat geniş zaman düşünülürse bu sadece anlık bir etki yapacaktır. başarıya ve futbola aç oyuncuların takımda olması önemli...

    sadece galatasaray olduğumuz için maç kazanamayız. futbolda böyle bir şey yok. çalışmanız, koşmanız, mücadele etmeniz ve savaşmanız gerekiyor. üstünüzdeki forma ne kadar büyük olursa olsun emek harcamadan maç kazanamazsınız. futbolcuların sürekli olarak "kazanmalıyım, kazanmalıyım..." diye düşünüp kendilerine stres yaratmalarına gerek yok. tabii ki de kazanmak zorundasınız. bunun üstüne kafa yormaya gerek yok. kendi kendilerine düşünmeleri gereken şey; nasıl iyi performans göstermeleri, antrenmanda yaptıklarını nasıl sahaya yansıtacakları, koşmaları, taktiksel olarak yapmaları gerekenler, agresif olmaları... bütün bunları yaparsak galibiyet amaç değil sonuç olacaktır. sadece kazanmak istiyorsunuz diye maç kazanamazsınız. bu tamamen saçmalık... çok istiyorsunuz diye size 3 puan vermezler.

    üçlü ya da dörtlü savunma sadece konuşmayı seven insanların üstünde sürekli dönüp durduğu bir olay. eğer conte'nin takımını izliyorlarsa üçlü ile sürekli kazandığının farkında olmalılar. hayatta insanların bazı konularda doğru ya da yanlış fikirleri vardır. fakat futbol konu olunca herkesin bir fikri oluyor. bu da çok normal. geri dörtlü ile sahaya çıkıp iki bekinize ileriye çıkmamalarını söylerseniz dört savunmacı ile oynamış olursunuz. atağa katılmalarını teşvik ederseniz kağıt üstünde aynı sistemler çıktığınız iki farklı maç oynarsınız. oyuncu sayısı ya da sistem değil hücumda kaç kişi olduğunuz önemli. oyun mantaliteniz ve stiliniz rakamların her zaman önünde olur."

    - igor tudor*
  • 27695
    xabi alonso'nun sezon sonu futbolu bırakacağını açıklamasının ardından,

    xabi, seninle birlikte oynamak benim için büyük bir zevkti. liverpool'dan ayrıldıktan sonra, sahadaki her anımda seni özledim.

    steven gerrard

    ya olm şöyle bir cümleyi en romantik adam sevgilisine kuramaz. muhtemelen ali ece bu sözü duyduğunda göz yaşlarını kafasındaki o şeyle zor silecektir :( *

    edit: alın siz de ağlayın :(

    https://encrypted-tbn1.gstatic.com/...Zz-CILZwRoH9LTJXjIIQ

    http://www4.pictures.gi.zimbio.com/...gue+zspQA_fCJ7Xm.jpg

    http://www.squawka.com/...14/02/REU_045293.jpg

    http://i1.liverpoolecho.co.uk/...-villa-699729073.jpg

    http://cdn.c.photoshelter.com/...-Liverpool-Milan.jpg

    http://cdn.caughtoffside.com/...rard-Xabi-Alonso.jpg

    https://encrypted-tbn2.gstatic.com/...uidI1ocghzQ-3q1U0zsU
  • 27697
    "ilk maçım fenerbahçe'ye karşıydı. hoca kadroyu saymaya başladı; "ramazan, cem can, aykut, ahmet..." ben öyle bir kaldım. 18 yaşındaydım, direkt fenerbahçe forvetlerini içimden saymaya başladım "webo, sow, kuyt…" tribünler doluydu, sahaya çıktığımda ilginç geldi. o zamana kadar a2'de oynamıştım. hep hayal kurduğunuz bir an vardır ya, işte o an geldi. çok kolay değildi. ilk 10 dakika biraz tedirgindim. sonra geçti o tedirginlik. zor ama büyük bir tecrübeydi. maçı gol yemeden bitirdik, 2-0 kazanmıştık. serüven orada başladı."

    babamla evde televizyon izliyorduk, menajerim ahmet (bulut) abi aradı ve hemen konuya girdi, "senin galatasaray işin bitti, seni arayacağım" dedi. ben terledim ama böyle bir şey beklemiyordum. çünkü o güne kadar hiç böyle bir haber çıkmamıştı. babama söyledim, o da belli etmemeye çalıştı ama heyecanlandı. daha sonra gençlerbirliği kampı için antalya'ya gittik. bekleme süresi başladı. ahmet abi ile konuşuyorum, çünkü ne olacağını merak ediyordum. o da, "yüzde 95 olacak senin transferin" dedi. ben transfer oldum gibi düşünmeye başladım ama gün geçtikçe farklı haberler de çıkmaya başladı. rahmetli başkanımız da bir açıklama yaptı; "dört milyon euro verseler de, ahmet'i satmayacağız" dedi. çok üzüldüm, ümit (özat) hoca ile konuştum, galatasaray'a transfer olmak istediğimi, hayal ettiğim yer olduğunu söyledim. "tamam oğlum, merak etme sen" dedi. rahmetli başkanımız hastaneydi. kendisini ziyarete gittim. "başkanım bu fırsat bir daha gelmez" dedim. o da iyi bir galatasaraylıydı. "inan ben de seni başka forma altında görmek istemem" dedi. sonra kulüpler anlaşmış. gençlerbirliği ile antrenmandaydım. beşe iki oynuyorduk. ümit hoca, telefonda başkan ile konuşmuş, "ahmet transferin bitti" dedi. takımdan ayrıldım, düz koşu yapmaya başladım, inanılmaz mutluydum.

    her gün kendimi geliştirmeye çalışıyorum. eksiklerim mutlaka var. top kullanma konusunda üstüne koymam gerekiyor. daha çabuk olmak bir savunma oyuncusu için çok önemli. kafa toplarına çok çalıştım. hocalarımın bana bu konuda uyarıları olurdu. sarkaç topu çalışırdım. halen de çalışıyorum. hiçbir zaman "oldu, tamam" demedim.

    avrupa'da birçok stoper vardı takip ettiğim. mesela david luiz'in top hakimiyetine, pas verişine hep özenirdim. sergio ramos'un hırsı, çabukluğu... puyol futbolu bıraktı ama çok beğendiğim bir futbolcuydu. bu üç ismi sayabilirim.

    çocukluğumdan bu yana galatasaray'da oynamayı hayal ederdim. şu anda buradayım. önce burada oynayıp başarılı olmam lazım. bir de hayallerine ulaşmak çok kolay değil, insanoğlu çabalıyor başarmak için. fırsat geldiğinde de daha çok çalışmak gerekiyor. önce burada çok çalışıp, kalıcı olmalıyım.

    takımda hakan balta ve chedjou gibi çok tecrübeli iki isim de var. yine semih abi çok önemli ve tecrübeli biri. gelecek 10 yılda milli takım kadrosunda galatasaraylı stoperlerin yer alması düşüncesi umarım gerçek olur. bu tamamen bizim elimizde. bülent korkmaz ise çok büyük isimdi. bir galatasaray efsanesi. daha sonra felipe melo da 3 numaralı formayı giymişti. açıkçası biraz çekindim 3 numarayı alıp almama konusunda. umarım hakkını veririm.

    önce burada kendimi kanıtlamalıyım. daha sonra da a milli takım'da düzenli forma giymeliyim. fatih hoca da bana şans verdi. gençlerbirliği'ndeyken çağırdı a milli takım'a. önümüzdeki yıllar için büyük hedeflerim var. en büyük hedefim ise bir gün galatasaray'ın kaptanı olmak.

    ahmet yılmaz çalık
  • 27699
    https://twitter.com/...s/840298638257582081

    sanırım 10 mart 2017 alanyaspor fenerbahçe maçı'nın ardından söylenmiş olan bu sözler sosyal medyada baya konuşulmuş(u: şu anda rıdvan dilmen twitter'da en çok konuşulanlar arasında, oradan rastladım açıklamalara ). ffp'yi mi yoksa cas kararlarını mı kast etmiş anlayamadım ama hareketli günler geçireceğiz gibi. hadi hayırlısı diyelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın