• 1651
    "ahmaklar, memleketi amerikan mandasına, ingiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. kendi rahatlarını temin etmek için bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen türk istiklalini feda ediyorlar!" ( mazhar müfit kansu, erzurum'dan ölümüne kadar atatürk'le beraber, cilt ı. türk tarih kurumu yayınları, s. 172.)

    "ey türk gençliği! birinci vazifen; türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

    mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

    ey türk istikbalinin evladı! işte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."

    bu gençlik senin kıymetini her geçen daha iyi anlıyor. ruhun şad olsun atam. saygıyla, minnetle, özlemle ve rahmetle...
  • 1653
    vatan aşkıyla hizmet etmekten yorgun düşen bedeni aramızdan ayrılalı 83 yıl olan başkomutan, başöğretmen, anafartalar kumandanı, türkiye cumhuriyetinin kurucusu, ilk cumhurbaşkanı. seni çok seviyorum.

    "aniden gözlerini açarak, yanındakilere saatin kaç olduğunu sordu. saat 9'du. 5 dakika sonra, 9'u 5 geçe, türk milletinin kurtarıcısı, eşsiz kahraman atatürk, hayata gözlerini yumdu."

    https://twitter.com/...313668970565632?s=20
  • 1663
    yaşadığımız her şeyi borçlu olduğumuz ve mirasını korumayı başaramadığımız büyük insan.

    ulus olarak cumhuriyeti içselleştiremedik. aslında ulus anlayışını terk edip yapılan devrimi çağdaş anlayışla yaşatmamız gerekirken popülist iktidarlar yüzünden milliyetçi kafadan çıkamayarak devrimin devamlılığını sürdürecek doğru adımları atamadık ve sonuç olarak sürünüyoruz.

    her şeye rağmen içimizde birazcık umut kaldıysa mustafa kemal atatürk sayesindedir. hep deriz ya "onun gibi lider gelmez" diye. evet gelmez. ama bir kez geldi ya o yeter. yetmeli. o bize kendisini yaşatmamızı değil cumhuriyeti yaşatmamızı öğütledi. mirasını yaşatmak da onun devrimini devam ettirmekti. ama biz tembellik edip onun mirasını yemeyi seçtik.

    10 kasımlarda saygı duruşunda bulunmayı bırakalı çok oluyor. çünkü artık islamın hüküm sürdüğü, kadınların 2. sınıf insan yerine konduğu, üretmek ve gelişmektense satmak ve yemek zihniyetinin hakim olduğu bir ülkeyiz ve muasır medeniyetler seviyesine çıkmayı geçtim medeni olmaktan uzaklaşan bir toplumuz ve o bir dakikalık gösteri kendimizi kandırmaktan başka bir şey değil.
  • 1664
    türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder. bu sözlükte sürekli makas açık bilmem ne diye dert yakınılıyor ya, atamız tüm ömrünü batıyla aramızdaki 300 yıllık makası kapatmak için çalışmıştır. ve türk batılılaşması 15 yılda rayına oturmuştur.

    atatürk bu ülkeye özgür yaşamayı, başkasının yaşam tarzına saygı duymayı, refah içinde yaşamanın ne olduğunu tanıtan ve öğreten kişidir. kendisi modern insanlığın en büyük rol modelidir.

    mekanı cennet olsun.

    (bkz: mustafa kemal atatürk/@sampiyonlar ligi kupasi)
  • 1667
    biraz uzun yazacağım ama uzun zamandır böylesi bir yazıyı kaleme almak istemiştim.

    tarihin tozlu sayfalarına bakıldığında kırılmalar hep kitle medya araçları ile şekillenmiştir. 700 belki de 800 yıl kadar öncesinde heterojen kitlelerin yaşadığı dünyamızda bireyler doğduğu ülkede ölüyor, babasından atasından gördüğünü tekrar ediyor ve onun doğrularını kabul ediyordu. başkasından etkilenme, başka şehirlerin, başka hayatların yansıttıklarını keşfetme şansı neredeyse yoktu. yıllar geçti ve 1500'lü yıllara gelindiğinde matbaa bulununca ilk kırılma gerçekleşti. kitap ve baskı kültürünün artmasıyla güç dengeleri değişti. heterojen kitleler kitaplarda okuduğu hayatlarda başka şeyler olduğunu keşfettiler. sorgulamaya başladılar. lakin o dönemlerden okuma yazma oranı çok düşük olduğu için, kitap okumak entelektüellere özgü bir eylemdi. yazılan kitaplarda bu kitleye özgü hayatları simgelemekteydi. fakat sorgulayan ve okuyan insan farklılaşmaya başladı, yeni yerlere yelken açtı. sonraki aşama gazetenin yaygınlaşmasıyla meydana geldi. gazetenin yaygınlaşması haber alma ve farklı bölgeleri anlama noktasında daha fazla rol oynadı. entelektüel kitlenin yanı sıra artık daha alt tabakanın da okuması öğrenmesi kolaylaştı. bu sürece gelen noktada gücü elinde bulunduran dini ve idari gücün etkisi zayıflamaya başladı. almanya'da eğitim, fransa'da kültür, ingiltere'de gelişim odaklı planlamalar gerçekleşti. hepsinin odak noktası ise tekti. modernizm ve modernite. modernite kavramı insanın her alanda bilgi odaklı olması, her şeyi çözümleyebilmesi, rasyonel değerleri öne koyup gelişmesini baz almaktaydı. üreten, gelişen, homojenleşen ve gelişimi kitlelere yayan avrupa ülkeleri başta osmanlı olmak üzere dini merkezine alan ve geleneksel değerlere bağlı devletlerin birçok açıdan önüne geçmişti. osmanlı her ne kadar batılılaşma çabalarını denese de bunlar bilimsel gelişmeleri yakalamak için yeterli olmamıştı. reklamcılık ve halkla ilişkiler literatüründe bir tabir vardır. bu tabire tiffany ambalajı denir. tiffany ambalajı ürünün ambalajının etkili ve güçlü görünmesi esasına dayanır ve tek amaç onu satmaktır. ama ürünün içeriğinin kaliteli olması ya da olmaması önemsizdir. o dönem tiffany ambalajına sarılı bir ülke olarak sarsılan osmanlı, çöküş sürecine hızla ilerlemiştir. batılı devletlerin gelişimi ve ilerleyişi sonrasında yaşanan 1. dünya savaşı neticesinde ise savaştan doğan en büyük aktör, figür türkiye cumhuriyeti olmuştur.

    şimdi şöyle düşünün, 700 küsür senelik bir imparatorluk iflas ediyor ve çöküyor, halkın toz zerresi kadar bir kısmı okuma yazma biliyor, adam kayırma ve rüşvet hat safhada, askeriye yozlaşmış, ekonomi bitmiş, halk sefalet içinde yaşarken sarayda sefa süren bir hanedanlık bulunuyor. devletin her toprağını işgalcilere vermeye can atan ve sadece kendini düşünen bir zihniyet varmış. her yeri özelleştirmiş, vergileri işgalcilere yıllar evvel kaldırmış ve kendi halkına vergi üstüne vergi koymuş bir imparatorluk. sonra ne mi olmuş?

    hakkında vatan haini denerek idam kararı alınan, en yakın silah arkadaşlarının bile başlangıçta bizi asarlar keserler diye yanında durmaktan korktuğu, mazeret değil marifet üreten bir yiğit, bir lider çıkmış ortaya. yavaş yavaş ilmek ilmek gezmiş yurdu, kah saklanmış dava uğruna, kah mertçe dövüşmüş. defalarca ölümden dönmüş, savaş meydanından kaçmamış, suikasta uğramış, yılmamış ve yorulmamış. o yiğit, o lider bizim atamız, canımız, her şeyimiz mustafa kemal atatürk.

    atatürk, ilk bölümde bahsettiğim modernite ve hatta postmodernite sürecini bile öngörerek aklın hem rasyonel hem de irrasyonel boyutlarını kucaklayan çalışmalar yapmış ve yaptırmış.

    - okuma yazma artsın diye okullar açmış, harf inkilabı yapmış.
    - dini gerici ve yozlaşmış olarak görmemiş aksine kutsal kitabı türkçe çevirisini yaptırarak ücretsiz her eve dağıtmış.
    - işgalcilere aman vermeden vatanın olabildiğince tüm toprağını korumuş ve kollamış.
    - tarım, hayvancılık, makine odaklı teknolojilere önem vererek gelişimi odak noktasına almış.
    - uçak fabrikası bile kurarak sanayileşmeye önem vermiş.
    - zengini daha çok zengin etme odaklı matthew etkisi gibi kuramlara kanmadan zenginden destek isteyip halkını yüceltmiş.
    - eğitime önem verip bu ülkenin şanlı jenerasyonunu oluşturmuş.
    - okumak isteyen bu ülkenin parlak gençlerini devlet desteği ile en iyi okullara göndermiş, burs vermiş, lisan öğrensin istemiş, gelişime önem vermiş.
    - o ileri olan gelişen ve değişen avrupa ülkelerinden evvel bu ülkenin şanlı kadınlarına seçme ve seçilme hakkı vermiş.
    - sen ben o fark etmeden kimi oğlu kimin köylüsü demeden herkese bu ülkenin başına geçme hakkı vermiş.

    bugün en basit bir market zincirinde bile artık utanmadan, arsızca dört yıllık fakülte mezunu insan arıyorlar çalışması için. herhangi bir masa başı iş için torpil isteniyor. siz iki dil biliyorsunuz akademik anlamda hem nitelik hem nicelik anlamında makaleler, eserler ortaya koyuyorsunuz fakat bu ülkenin bazı üniversitesindeki rektör grup kelimesini gurup diye yazan basit bir ingilizce başlığı bile çeviremeyen insanlar oluyor. öğrencilere eğitim aldıkları alanda temel sorular soruyorsunuz yüzünüze bakıyorlar. alacağı en temel bilgilere yönelik videolar 30 - 40 kez izlenirken, saçma sapan ilk kez duyduğum garip isimli kişiler milyonlarca izlenip çöp bile olamayacak içerikleriyle bu ülkenin geleceğini zehirliyorlar. benim hala umudum var. umudumu asla kaybetmedim. ünlü düşünür foucault'un dediği gibi izleme, manipüle etme ve gözetim toplumu tarihi bir süreçtir ve tarihi süreçte yer alan her olgu bir gün yerini kaybeder ve değişir. bizlere bıraktığı mirası hor kullanan, bizlere bıraktığı hakların kıymetini bilmeyen, bugün bu ülkenin değerli gençlerine, üreten gençlerine, çalışan değerli işçisine ve emekçisine fakirliği reva gören düzen elbet bir gün değişecektir. mustafa kemal atatürk ise gönlümüzde ebedi yerini muhafaza edecektir. umudunuzu asla yitirmeyin.

    saygıyla andığım ölümsüz liderimizdir.
  • 1668
    "şüphe yok ki, millet birçok özveri, birçok kan pahasına, en sonunda elde ettiği vazgeçilmez ilkesine kimseyi saldırtmayacaktır. bugünkü hükümetin, meclisin, yasaların, anayasa’nın nitelik ve sebebi hep bundan ibarettir. sizlere bunun da üstünde bir söz söyleyeyim. sayalım ki, eğer bunu temin edecek yasalar olmasa, bunu temin edecek meclis olmasa, öyle olumsuz adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine tepeler ve yine öldürürüm." sözleri ile devrime bağlılığını gösteren büyük lider. heykelini yıkamayanlar, devrimlerini asla yıkamazlar.

    https://www.instagram.com/p/CZi2iqVD8QQ/
  • 1669
    "ulusun hayatı tehlikede olmadıkça savaş bir cinayettir" sözüyle yeniden anmak istediğim deha. 21.yüzyılda olmamıza rağmen hâlâ ülkelerin işgal edilmesi söz konusuyken kendisi yaşadığı cehalet döneminden fikirleriyle aydınlatan bi liderdi. savaş yanlısı diktatörlerin tuzaklarına hiçbir zaman gelmemişti. böyle bi lidere sahip olduğumuz için çok şanslıyız. ışıklar işinde uyu paşam.
  • 1670
    askeri ve siyasi deha. türkiye’nin başına ne geldiyse aşağıdaki uyarılara kulak asmamaya yeminli siyasiler yüzünden geldi. çok basit ya 100 yıl öncesinde çalışan bir tüyo var ve bunu kullanmamak nasıl bir akıl tutulması anlamış değilim.

    1- komşularınızın iç işlerine karışmayın.

    2- rusya’yı tahrik etmeyin.

    3- arap ülkeleriyle tarihi, sosyal, kültürel ilişkilerinizi geliştirin. fakat aralarındaki anlaşmazlıklara karışmayın.

    4- sormadan akıl vermeyin.

    5- batı kültürünü benimseyin, fakat onların emperyalist emellerine alet olmayın.
  • 1671
    100 sene önce ortaya koyduğu fikirlerin günümüz dünyası için bile çağın ilerisinde olduğunu gördüğümüz sarışın kurt.

    ülkemizin ihtiyacı olan şey kendisinin fikirlerini benimseyen kişiler tarafından yönetilmek, kurucu değerlere geri dönmek ve arap çöllerinde daldıkları hülyalarla başlayan süreçte tüm dış politikamızı mahfeden vahhabi kafalı siyasal islamcıları devlet kadrolarından def etmektir.

    zamanında o bizi kurtardı, şimdi biz onun fikirlerine sarılıp onun kurduğu devleti battığı bu bataktan kurtaracağız. bu milletin paşaya borcu var.
  • 1672
    ukrayna tarihini biraz okuyunca kendisinin kıymeti bir kez daha bir kez daha anlaşılan liderimiz. ukrayna da bir rus yanlısı bir abd yanlısı başa geçip durdu. tam bağımsızlığı kimse benimsemedi. atatürk ise bağımsızlık savaşının verildiği zamanlarda amerikan mandası, rus yandaşlığı, bilmem ne ortaklığı isteyenleri susturup tam bağımsız türkiye'yi kurmuştur.
    ayrıca "yurtta barış dünyada barış" sözünü söylemiştir. ve yine "ulusun hayatı tehlikede olmadıkça savaş bir cinayettir" demiştir.
    dinimizin de emrettiği üzere gerekmedikçe, yani zulme ugramadikca savaşmamıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın