frank martin'e sorulan şu muhteşem soruyla aslında "neden olmadığının" cevabını alabileceğimiz futbolcu:
https://www.youtube.com/watch?v=RJRdi2DWGxc mustafa kapı "yanlış tavır" ve "yanlış mentalite" sahibi biri olarak tabii ki futbolcu olamadı.
barış alper yılmaz bir maçın içerisinde beş tane rezil top kontrolü de yapsa altıncıda topu tavana asıp skoru alabilir. tüm maç bunun için uğraşır, didinir, mücadele eder. barış'ta olup mustafa'da olmayan şey öncelikle "doğru tavır" ve "doğru mentalite". doğru mentalite tabii ki çalışkanlığı da kapsıyor. çalıştıkça becerilerinizi de geliştiriyorsunuz.
bunu halı saha futbolundan tutun düşük seviye lig maçlarına, yüksek seviye maçlardan yarı amatör müsabakalara her yerde görebilirsiniz. kalecinin degaj yaptığı bir pozisyon düşünün. top sekiyor ve havaya kalkıyor. o top havadayken o topa müdahale etmeye giden tek bir takımın oyuncusu varsa, o oyuncunun takımı muhtemelen o maçı kazanır. o maçı olmasa da ligi o oyuncunun takımı kazanır. örnekleri çoğaltmak mümkün.
barış alper yılmaz,
sacha boey,
lucas torreira hep buna güzel örnekler. o "doğru tavır" ve "doğru mentalite" sayesinde bazen öyle yerlere gelirsiniz ki üstelik...
semih kaya üst düzey bir doğru tavır ve doğru mentalite örneği olarak türkiye milli takımı formasını onlarca kez giydi, 26 şampiyonlar ligi maçına çıktı, galatasaray ile yüz maçı devirdi. kendisi galatasaray efsanesi midir? hayır. daima güzel anılacak bir futbolcu mudur? şahsıma göre evet. semih ideal bir galatasaray futbol takımı seviyesinde belki de yedekten öteye gidemeyecek bir futbol becerisine sahipti. doğru tavır onu galatasaray'a para kazandırmış, şampiyonlar ligi çeyrek finali oynamış takımın parçası yaptı.
yanlış tavır da mustafa'yı 22 yaşında 21 profesyonel maça çıkabilmiş bir futbolcu yaptı. tavrı doğru olsa 22 yaş ve bugüne kadarki başarısızlık dahi önemli değil derdim ancak mustafa'yı futbol açısından tanıyoruz. yeteneklerini dörde de katlasak olmaz, olmayacak.