yönetimsel beceriksizlik ayrı bir şeydir bireysel nitelikler ise bambaşkadır. galatasaray taraftarı onu zor günde elini taşın altına koyması ve bizi
daö'ten kurtarması ile bağrına bastı. devamındaki süreçte samimi konuşmaları aradaki bağı daha da sağlamlaştırdı. ta ki 2018-2019 yaz dönemi transfer sezonunun sonuna kadar.
skandalla sonuçlanan o dönemden sonra çıkıp hata yaptıklarını kabul etmesi ve bir nevi taraftardan özür dilemesi yine bir kesimin kalbini yumuşatmaya yetti. çünkü taraftar gerçekten de samimiyetine ve iyi niyetine güveniyordu.
şu an geldiğimiz noktada ise asla istifa etmesini istemediğim, kadrosunu becerikli kişilerle güçlendirmesini arzu ettiğim birisidir. hala bir birey olarak çok beyefendi ve iyi niyetli olduğunu düşünüyorum ama taraftarla arasındaki bağı zedeleyen 3 temel olayı oldu.
1) eylül ayı başında yaptığı "alacaklı oyuncumuz yok" açıklamasından sonra serdar aziz olayı ile patlak veren futbolcu maaşı mevzusu.
2) şeffaflık vurgusu yaparak transferlerimizi kap'a bildiriyoruz demesi. halbuki emre akbaba transferinden bu yana oyuncuların sözleşme detayları paylaşılmamış olması.
bu iki madde takımın menfaati gözetilerek de yapılmış olabilir. ki ben şahsi olarak bu ikisi için yargılamıyorum ama asıl olay bir alt maddede.
3) aralık ayı sonunda "forvet rüyalarıma giriyor" açıklamasını yaptığında yaz döneminden kalma bu mevzuyu çok içerlediği ve bireysel mevzu haline dönüştürdüğünü, bu uğurda da hatasını telafi etmek için çoktan çalışmalara başlamış olup transfer dönemi başlar başlamaz önümüze transferleri koyacağını düşünüyordum. olmadı. transfer işi zordur, hele ki ara dönemde daha da zordur diye düşünüp biraz daha bekleyelim dedim ama her geçen gün önceki dönemde yapılan büyük hatadan dönülmediğini ve aynı yanlışların tekrar edildiğini gördük durduk. son olarak 28 ocak 2019 tarihinde yani transferin bitimine 3 gün kala futbolcuları 5'e 4'e düşürdük açıklamasıyla aslında transfer dönemi başlamadan yapılması gereken işin ancak son günlerde yapılabildiğini ve yine yeniden plansız bir çalışma yürütüldüğünü görmek çok daha üzücü oldu.
galatasaray'ın parasını çarçur etmek istemediğine kalpten inanıyorum. ama transferi son güne bırakmak futbolcuya, menajere ve bonservise daha fazla ödeme yapmak anlamına gelir. şimdi de zaten basında çıkan rakamlara bakılırsa bunun cefasını çekiyoruz. hatırlayalım yazın transferin son gününde anlaşılan futbolcunun kararını değiştirdiğini söylemişti abdurrahim albayrak. son günlerine girdiğimiz bu dönemde de benzer şeyin olmayacağını nerden bilebiliriz?
iyi niyetli şekilde takıma sahiplendiğine inanıyorum ama maalesef ki iş bitirme noktasında çok ağır kaldığı ve bu ağırlığın sportif başarıyı doğrudan etkilediği için uzun bir süre eleştirilerin odağında olup çok yıpranacağını ve akabinde istemeye istemeye pes edip başkanlığı bırakmak zorunda kalacağını düşünüyorum. sonra yine liselilere mahkum olacağız.
ne olurdu iş bilen daha iyi bir kadroyla bu yola çıksaydı?