galatasaray'ın 1 yıl avrupa'dan men cezası alması nedeniyle
galatasaray taraftarı olarak benim düşündüklerimi birebir söylemiş olan geçtiğimiz dönem yapılan kongrede lise lobisi dolayısıyla başkan adaylığından çekilmek zorunda kalan kişi.
özetle
galatasaray yönetimine "sen hayırdır?" tepkisini vermiş; "yönetim zil takıp oynuyor hayırdır sevindirici bir durum mu var?" demiş ayrıca
türk spor basınına, rakip kulüplere ve taraftarlarına da selamlarını iletmiştir.
---
alıntı ---
"galatasaray'a verilen 1 yıllık ceza asla kabul edilemez bir cezadır. ancak konuya uefa mentalitesi ve düzenlemelerinden önce türkiye güncelinden bakalım. bu işte bir garabet yok mu? uefa galatasaray'a 1 yıl ceza verince nedense hem rakipleri hem de g.saraylı yöneticiler zil takıp oynuyor!..
şikeden ceza yiyenler, kendi bütçe açıkları galatasaray'dan daha berbat haldeki rakip kulüpler oh olsun!.. derken, g.saray yönetimi de az ceza aldık diye oh çekiyor.
aylardır eski ya da mevcut galatasaray yönetici ve profesyonelleri "felaket tellaları" olarak yazılı ve görsel medyada , g.saray'ın ın uefa dan ceza alacağını ilan ediyor, bunu önceden medyummuş gibi söyleyerek futbolda skor tahmini yapar gibi, kendi camialarına kefen biçiyorlardı.
yönetim ise bu eyyamlara bakarak baştan teslim olup, en az 1+1 ceza gelecek pompasıyla, uefa’nın verebileceği 8 olası cezadan en ağırlardan olan ihracı peşinen kabul ediyordu. yönetim ölümü gösterip insanları sıtmaya razı ediyordu!
nitekim uefa, g.saray'a 1 yıl +2 yıl daha gözetim verince, hem yönetim hem de hayatında uefa ve ffp reglements'ları bir kere açıp okuma zahmetine katlanmamış spor uleması(!)nın neredeyse zil takıp oynamadıkları kaldı. rakipler zaten malum! onlara göre g.saray'a verilen her ceza zaten azdır!
yönetim ölümü gösterip insanları sıtmaya razı ediyordu! eğri oturup doğru konuşmak gerek!
biz ise, bırakın uefa'yı, ffp denetimini; normal bir kasaba derneği, ya da bir ciddi bir şirket olsaydık; g.saray'ı bir süreç içinde mali olarak bu hale getirenler bırakın hesap vermeyi insan içine çıkamazlardı.ancak burası türkiye..
şike yapanlar adalet, fair (dürüstlük), ahlakın temsilcisi oluyorsa, g.saray'ı mali, sportif ve idari olarak batıranlar da tecrübeli eski yöneticiler olarak medya ve tv'lerde yerlerini alıp, tecrübe ve öngörülerini anlatan tecrübeli(!) akil adamlar oluyor!
3 yıl maximum 30 milyon euro total zararı tolere eden, ikinci etap uefa ffp monitoring döneminde 165 milyon euro zarar eden yönetimleri önümüzdeki 3 yıllık periyodda sınırlar yıllık 5 milyon euro olarak daha da daralacaktır.
ancak mali kontrol komitesi önünde uefa'nın ffp' yi ne amaçla, ne için, kimler için getirdiğini bilmeyen, meselenin özünü kavramaktan yoksun,
kendilerini birdenbire mali sorunla karşılaşıp "zınk" diye durduk diyen, yönetim içinde olmalarına, mali durumu bile bile göreve talip olmalarına karşın, herşeyden habersiz masum bebe pozisyonuna girmeleri camia nın hafıza ve idrakine de ayrıca hakarettir.
uefa'nın ffp kurallarını yasalaştırmasının ana amacı; kulüpleri uluslararası sermaye, oligark ve şeyhlerin (m.united, chelsea, psg, vb..)tahakkümüne olası kara para transferine koruma temelindedir.
nitekim haziran 2015 de uefa yeni açıklayıcı düzenlemede; monitoring in özellikle kulüpleri ele geçirmeye çalışan
sahip ve yatırımcıları hedeflediğini özellikle belirtmiştir.
g.saray yönetimi, eski yöneticilerden katkıda bulunacak uefa ile ilişkili çok değerli g.saraylılar'ı ya da değerli hukukçuların bırakın desteklerini isteyip bir komisyon oluşturmayı, adlarının bile anılmasını istememiştir. en büyük hatayı ise mali konuda sorgulama temelinde dediği ceza milyonlarca lira ödemeli avrupa'nın en pahalı avukatını tutmuştur. böylece de dava daha o gün g.saray aleyhine bitmiştir.
siz mali sorunlarla, açık vermekle mahkemeye sevkettiğiniz yoksul olduğunu beyan eden birisinin, mahkemede karşınıza en pahalı avukatla gelmesi halinde ne düşünürsünüz?
sen kendini türkiye’nin gerçeklerini, haziran 2015 uefa’nın özellikle ffp için zikrettiği gibi, olağanüstü ekonomik durumları anlatmayıp en pahalı yabancı avukatla kendini temsil edersen tabi ki 1 yıl cezaya da az dersin!
sonra da aynı durumdaki inter, m.city, ispanyol kulüpleri ve senden daha berbat durumdaki yerel rakiplerin neden ceza yemediğine şaşıp kalırsın!
gstv ve medyalarımız ihalesi, kalamış ihalesi, ada, grosskreutz transferi, donk kazık transferi gibi olaylarda acaba kimler zengin oldu diye oturup hamaset yaparsın!
cas'a pahalı avukatlarla gidip, kulübü iyice mali batağa saplarsın!
lütfen kimse bu aldığımız cezayı, galatasaray'ı küçültmeye yönelik bu cezaları "başarı" olarak lanse etmesin!
kendi idrak ve mental kavramaları bizi ilgilendirmiyor, ancak lütfen alemi sersem, milleti kör zannedip camianın ortak aklına hakaret etmesinler!
rakiplerimiz de şunu iyice kafalarına çaksın ki: "biz şikeden veya sahtekarlıktan ceza almadık! kötü mali yönetimlerden bu haketmediğimiz cezayı aldık! "bu ceza, galatasaray ı menfaatsiz seven armanın peşindekiler tarafından mali olarak haklı olsa da ffp ana felsefesi ve türkiye nin galatasaray ı bağlamında kabul edilemez bir cezadır ve kaldırılması için vargücümüzle mücadele alanıdır."
---
alıntı ---