ağır roman'ı saymazsak; türkiye'nin en kötü 3-4 yönetmeninden biridir diyebilirim gönül rahatlığıyla... tabii ki belli bir popülariteye sahip olanlardan bahsediyorum. hamdi alkan ve sinan çetin'le yarışmaktadır birincilik kürsüsüne oturabilmek için. hatta benim gözümde birincidir. zira türk sinema tarihinin açık ara en boktan filmi olan banyo'nun yönetmenliğini yapmıştır.
365g24s'de hazırladığı videoların beğenilmesi de beni ayrıca dumura uğrattı. aslanlı olan bildiğin komik. hele ki galatasaraylı olmayan birinin o videoda sıkılmadan dayanabilmesi bir mucize olur. atmosfer, ışık, çekimler... hepsi tırt. vurgulanan şey ancak bu kadar kalitesiz sunulabilirdi. o 300 spartalı çakması ok falan fırlatılana ise diyecek bir şey bulamıyorum. atıf yılmaz'ın, stanley kubrick'in kemikleri sızlıyordur herhalde. onlar da yönetmendi, bu da... metin oktay temalı olan sonlara doğru nispeten duygulandırsa da
* amatör bir internet bağımlısı tarafından hazırlanmış gibiydi. bağlantısız, kronolojik bile olmayan, bir bütünlükten çok uzak bir sıralamayla koyulmuş efsane videolarımız, akabinde arda'nın ufaklığına bağlayış... ah be abicim... yok yani, olmamış...
galatasaray yönetimini böylesine özenli ve istekli bir pazarlama yöntemine giriştikleri için tebrik ediyorum. fakat kamerayı mustafa altıoklar'a bırakmak baya bi talihsizlik olmuş.
o değil de...
arslan forma'ya taparım...