geçmişte inat edip çok kez kazanmışlığım olan bölümdür mühendislik. gel gör ki benim sorunum çok rahat kazanabiliyordum, ama bitiremiyordum. bu döngüyü kırmak adına fazlasıyla girişimim olmuştu. ama her başlangıçta ışık görmüş tavşan,
premier lig' e transfer olmuş
ömer bayram gibi hissediyordum kendimi. ikinci sınıfa bile geçemediğimi görünce bu bölüm için zekamın geri olduğu kanısına varıp vazgeçmiştim.
yıllar sonra farkına vardım ki, benim sorunum fizikti. vektörlerden başladığımda gülüp dalga geçtiğim ders, bütün vektörel kuvvetleri bir ok gibi kalbime saplamıştı.
matematiğe kafa atan bir insanın fizikten yaka paça dayak yediğini kendimden bilirim. bazen son bir kez daha denesem mi diye geçmiyor değil içimden. sonra kendi mezarına mekanizma mı kuracaksın, otur kıçının üstüne yavşak deyip vazgeçiyorum.