türkiye'de kalecilik, kalecinin yediği gol sayısıyla ölçülüyor. gol yememek, savunma yapmak toplu halde ileri uçtan, forvetten başlayan bir olgu. orta sahanın arkasında defans, defansın arkasında kaleci, kalecinin arkasında ağlar olduğunu unutup bazen kalecilerin hakkı yenilebiliyor, ya da gereksiz yere değer biçiliyor.
bu adamın gol yemesi sorun oldu. bundan ziyade orta sahadaki baskının yeterli olmaması, rakip forvetlerin elini kolunu sallaya sallaya ceza sahasına gelmesi daha büyük bir sorun.
aykutla kıyaslamada çok büyük farkı var. aykut sadece kaleyi korumaya çalışıyor. iki adım ileri gitse boğulur misali 6 pasın dışına bile çıkamıyor. morgan de sanctis kendi alanını sadece kaleyle sınırlandırmıyor. kalecinin en etkin olduğu alan, ceza sahası içerisinde bile başarılı müdahelelerde bulunuyor. çoğu duran toplara dikkat edin. ekstra bir savunmacı gibi 'ben bu topu çıkar alırım' demesi, kendine güvenmesi, ve arkadaşlarına güven vermesi çok önemli. şu zamana kadar kendine güveniyle çok iş yaptı, öyle umuyorum ki yapmaya devam edecek.
birebirleri zayıf, kendisini geliştirmesi gerek denmesi başka; bir de berbat bir kaleci gönderin denmesi başka. mondragon'la kıyas yaptığım zaman birebiri şu an daha zayıf gözüküyor. mondragon'un uzun, iri ama aynı zamanda hantal yapısı sebebiyle yerden gelen toplarda ve refleklerde de sanctis daha başarılı. ölü topları da bahsettiğim gibi de sanctis'in iyi.
bursa maçında eleştirileri susturdu. bursa maçı böyleyse,
12 mart 2009 hamburg galatasaray maçında da kendisine çok ama çok iş düşecek. kalitesini ispatlayacak, o maçın yıldızlarından olacak gibime geliyor.