• 144
    taraflı yazılar yazan şahıs. söylediklerinde ufak değişiklikler yapabiliriz sanırım;

    bir yanda;

    arjantin milli takımı formasını 97 kez giyip 19 gole imza atmış ve fenerbahçe'ye geldiğine bin pişman olup daha bir sezonu bile doldurmadan devre arasında apar topar ülkesine kaçmış bir ariel ortega...

    diğer yanda;

    kongo milli futbol takımı ile 44 maça çıkıp 28 gol atmış, galatasaray'ı 2008 yılında şampiyon yapan golü* atmış, şampiyonlar ligi finali görmüş, 2.5 senede galatasaray'ın avrupa'da en çok gol atan yabancı futbolcusu olmuş, fransa ve isviçre ligi gol kralı, taraftarın sevgilisi ve fenerbahçe'nin kocası shabani nonda...

    bir yanda;

    daha 20 yaşında real madrid'le şampiyonlar ligi şampiyonluğu yaşamış, dünya yüzünde sayısız başarılar elde etmiş, ingiltere premier ligi gibi zorlu bir arenada gol krallığına ulaşmış, dünya yüzünde bonservisine en çok para ödenen oyuncu ünvanını almış fakat ne hikmetse koca bir sezon fenerbahçe'de uyurgezer gibi dolaşmış, arada smaç basmış bir nicolas anelka...

    diğer yanda;

    çek cumhuriyeti milli futbol takımı'nın banko forveti, şampiyonlar ligi şampiyonluğu görmüş, euro 2004'ün gol kralı ve henüz geldiği ilk sene gol kralı olmuş bir milan baros...

    bir yanda;

    hollanda'nın dünya futboluna armağanı, muhteşem insan, adına besteler yapılıp, şarkılar söylenen, bugün bile saygı ile anılan fakat bu kadar çok sevilmesine rağmen kokainmanın teki tarafından bir kalemde harcanan bir pierre van hoijdoonk...

    diğer yanda;

    bir kıtanın çıkarmış olduğu en büyük futbolcu, avustralya milli takımının kaptanı, şampiyonlar ligi şampiyonuğu görmüş, gençliğinde dünyanın en iyi sol kanatlarından biri olarak gösterilen, muhteşem insan, adına besteler yapılıp şarkılar söylenen, saygı ve sevgi ile anılan ve ciddi derecede sakatlanmasına rağmen takımdan gönderilmesi söz konusu bile olmamış olan bir harry kewell...

    bir yanda;

    kendisini anlatmaya bile gerek olmayan muhteşem bir maldonado...

    diğer yanda;

    isveç milli takımı'nda yıllarca forma giymiş, iki dünya kupası, iki avrupa şampiyonası ve premier lig görmüş fakat talihsiz bir şekilde sakatlanmış tobias linderoth*

    bir yanda;

    maldonado'dan sonra dünyanın gödüğü en muhteşem ön libero olan josico...

    diğer yanda;

    barcelona altyapısından yetişmiş, genç yaşına rağmen meksika milli futbol takımı'nı sırtlamış, gold cup kazandırmış, daha geçen sene tüm dünya tarafından "yeni messi" olarak anılan bir giovani dos santos...

    bir yanda;

    sivas kasabı, kariyerinde 12 kere takım değiştirmiş bir bilica...

    diğer yanda;

    premier lig'de 300'den fazla maça çıkmış, avustralya milli futbol takımı'nın kaptanı "kuş avcısı" lucas neill...

    bir yanda;

    nasıl tanımlasak, nereye koysak bir daniel gonzalez güiza...

    diğer yanda;

    iki kere altın ayakkabı almış, portekiz ligi'nde 5 kere gol kralı olmuş bir mario jardel...

    bir yanda borusu anca elazığ'a öten bir alex de souza;

    diğer yanda hala brezilya milli futbol takımı'na çağrılan ve avrupa'da kariyer yapmış bir elano...

    bir yanda;

    kokain kullanmaktan hüküm giymiş, almanya'da yılın yalancısı seçilmiş, nice yetenekli genci ve yıldızı harcamış bir daum...

    diğer yanda;

    "rekem aslanı", alnının akıyla, kanıyla bizi şampiyon yapmış bir erik gerets...

    bir yanda;

    fenerbahçe'yi çatır çatır sömürmüş, uyurgezer, bunak bir dede...

    diğer yanda;

    dünyanın en saygın, en büyük teknik direktörlerinden biri olan frank rijkaard...

    bu futbolcu ve teknik adam listesine ''şimdilik'' noktayı koyup, madalyonun diğer tarafına
    bakalım;

    bir yanda;

    yukarıda ''bir yanda'' diye saydığımız dünya yıldızların büyük kısmını gecesini gündüzüne katarak, hiç bir fedakarlıktan kaçınmayarak türk futboluna ve fenerbahçe'ye kazandıran fakat aziz yıldırım'ın koltuk sevdası yüzünden bir kalemde silinmiş bir hakan bilal kutlualp...

    diğer yanda;

    yine yukarıda ''diğer yanda'' diyerek saydığımız isimlerin büyük kısmını türkiye'ye ve galatasaray'a getiren galatasaray spor kulübü başkan yardımcısı haldun üstünel...

    (fenerbahçe'nin getirdiği futbolcuların arasına baroni, kazım kazım, kejman, enke(!) ve simao gibi isimleri koymuyorum; mehmet topuz ve gökhan ünal'a ise hiç değinmiyorum)

    fazla uzatmayalım; biri ''alınması imkansız.. hayatta gelmezler'' denildiği rivayet edilen isimleri alıp gelen ve fenerbahçe kulübüne sömürten biriydi..

    diğeri, transferlerin çoğunda emeği geçmiş, transferleri rakip taraftarları yarım yarım yardırmış, brezilya'nın saçma sapan vatandaşlarını değil avrupa'da ve dünya'da isim yapmış oyuncuları getiren biri..

    fenerbahçe'nin getirdiği dünya yıldızları makus talihi değiştiremezken, her seferinde annesinin ligine dönerken...

    galatasaray'ın daha saymadığım nice yıldızları avrupa'da iki kupa gördü...

    küçük bir not daha; fenerbahçe hala "getirdiği yabancı oyuncuların galatasaray'a gol atması" ile övünürken...

    galatasaray ligde 3 sene üst üste şampiyonluk gibi klişe bir hedef yerine yeni stadında şampiyonlar ligi'ni hedefliyor...

    peki tüm bu bilgilerin ışığında şimdi hep beraber ne yapıyoruz?..

    ve nasıl bağırıyoruz;

    "yeter haldun üstünel yeteer!!!!"
  • 441
    3 nisan 2021 galatasaray nesibe aydın kadın basketbol maçının galatasaray kadın basketbol takımındaki pozitif vaka sayısının 5'ten 7'ye çıkması sonrası iptal edilmesi hakkında "ben hiç şaşırmadım, tam da beklediğim gibi!!!" diye buyurmuş olan şeref, haysiyet ve insaniyet yoksunu rezil herif.

    bir gün sonra takımdaki vaka sayısı 13 oyuncu 1 koç olmak üzere 14'e çıktı. sormak lazım bunu da düşünmüş müydü acaba o karanlık dünyasında...

    https://gss.gs/3WR.jpg
  • 2
    2000 yılında yani ben 16 yaşındayken, galatasaray.com'daki forumda kendisi hakkında küfür ettiğim, daha sonra kendisi de o foruma üye olup hakkında yazılanları okuyunca bana mail yoluyla ulaşan, bir kaç mailleşmenin akabinde ''delikanlıysan cep numaranı söyle'' diye mail atan, numaramı yazıp göndermem sonucunda beni gizli numaradan arayan * yaklaşık 15 dk.'lık telefon görüşmemizin ilk 14 dk.'sı küfürsüz bir tartışma ortamında geçen; 15. dk.'da kafamın v kayışını * kopartınca 1 dk. boyunca küfürleri dinleyip gülen ve en sonunda telefonu kapatan gazeteci. *
    bu da böyle bir anımdır.
  • 298
    malum yazisini* iki gün boyunca okudum* ve sonunda ne demek istedigini anladim. hani en azindan tek cümlelik bir argüman haline getirmeye calistim. yani diyor ki; "galatasaraylilar basta olmak üzere diger takim taraftarlari haindir, cakaldir, ückagitcidir, entrikacidir ve bu tip durumlara survivor örneginde görüldügü gibi hayatin her alaninda rastlamak mümkündür." adam net bir sekilde bunu diyor ve bu yazisi hürriyet gazetesinde yayinlaniyor. gercekten bu kadar ileri gidebilecekleri hic aklima gelmezdi...

    fenerbahce cumhuriyeti degil nazi almanyasi! **

    "are you pileyir? are you pileyir?"

    "bizi bitivemezsin!!!"

    "nasil s....k galatasaray'i?"

    "huahua a...a koduk!"

    "ben dogustan fenerbahceliyim"

    "uefa kupasi tesadüftü"

    "bu hakemlerle bu lig yürümez"

    "en büyük fener, sampiyon fener, alkislayin ulan i...ler*"

    "bu arada bursa'dan gol haberi mi var? iki iki mi?"

    okuyanlar bu ve bu tip sözlerin sahiplerini hemen hatirlayacaklar.

    son 13 yildir aziz yildirim'in tekelinde olan fenerbahce kulübüne gönül vermis taraftarlarin geride biraktiklari 103 senede neredeyse her sezon yasadiklari hayalkirikliklarini, istifa senliklerini, "bizi birakma" yürüyüslerini, teknik direktörlerinin kuyruguna teneke baglayip göndermelerini, avrupa arenasinda bu ülkenin yüz karasi olup her defasinda annesinin ligine dönmelerini, hayali sampiyonluk kutlamalarini ve oyuncularini tartaklamalarini artik hepiniz kaniksadiniz...

    bu durumu izlerken kimimiz gülüyor, kimimizin karnina agrilar giriyor, kimimize ise uzun yillar yetecek espri malzemesi cikiyor.

    sonucta hepimiz insaniz.

    kimimizin serefi. namusu, onuru var, kimimizin yok.

    hayatin gercegi de bu...

    hic üsenmedim ve 15 dakikalik bir arastirma sonucunda bu insanlarin neden böyle olduklarini ortaya cikardim.

    iste tüm bu olaylarin aciklamasi;

    fenerbahce spor kulübünün kurucusu: dogru düzgün belli bile degil.

    fenerbahce spor kulübü renklerini bile ezeli rakipleri olan galatasaray'dan almis*.

    fenerbahce spor kulübü 1. dünya savasi zamaninda isgalci ülkelerin askerleri ile sürekli dostluk maci yapmis, savas bitmesine ragmen bu maclar devam etmis*.

    fenerbahce spor kulübü'nün ilk baskanlarindan salih pasa: atatürk'e suikast girisiminden asilmis.

    fenerbahce taraftari 1970/1971 sezonunda 1 saat boyunca ilk hayali sampiyonluklarini kutlamis.

    fenerbahce spor kulübü 1982/1983 sezonunda 4. ve simdilik* son türkiye kupasini kazanmis.

    fenerbahce spor kulübünün bir önceki baskani olan ali sen'in sabikasi* var.

    fenerbahce taraftari 1999 senesinde o dönem kalecileri olan rüstü recber'i dövmüs.

    fenerbahce spor kulübü 2000/2001 sezonunda yayla kupasinda final oynamis, trabzonspor'a 5-3 maglup olmus.

    fenerbahce spor kulübü sampiyonlar ligi 2001/2002 sezonunda 0 cekerek elenmis.

    fenerbahce spor kulübünün simdiki baskani olan aziz yildirim askeriligini yapmamis.

    fenerbahce spor kulübünün simdiki yöneticilerinden nihat özdemir'in yurtdisina cikis yasagi var.

    fenerbahce spor kulübünün stadi olan sükrü sarcoglu stadyumunun tapusu yok.

    fenerbahce spor kulübü 2005/2006 sezonunun son haftasinda sampiyonlugu kaybetmis, teknik direktörü olan daum'u kovmus.

    fenerbahce spor kulübünün eski teknik direktörü olan christoph daum kokain kullanmis, ülkesi almanya'da en büyük yalanci secilmis.

    fenerbahce taraftari 2007 senesinde o dönem futbolculari olan mateja kezman'i kendi arabasi icinde darp etmis.

    fenerbahce spor kulübü futbolculari 2009/2010 sezonunda grup seks skandalina karismis.

    fenerbahce spor kulübü 2009/2010 sezonunun son haftasinda sampiyonlugu kaybetmis, teknik direktörü olan daum'u kovmus*.

    fenerbahce taraftari 2009/2010 sezonu sonunda 5 dakika boyunca ikinci hayali sampiyonluklarini kutlamis, timsah yürüyüsü yapmis.

    tüm bu abukluklarin icinde tek bir ortak kelime var; "fenerbahce"...

    ben daha bunun üzerine bir şey yazmayayım..

    yorum sizin..
  • 237
    her seçim öncesi gözüme takılır. kocaman bir otobüs ile halka selam vererek büyük bir lütufta bulunduğunu sanan yavşak politikacılar gezer ortalıkta. aslında yüzlerindeki belli belirsiz sırıtma samimiyetlerinden çok ''seçimi kaybedersek sıçtık, nasıl götüreceğiz paraları'' düşüncesini gösterir bana. yüzlerini görürüm taktıkları maskelerin ardından. ama daha çok bir şey dikkatimi çeker; seçim otobüsü çığırtkanları.

    ellerinde bir mikrofon etrafa koşuştururlar. sonra anons yaparlar. adamı överler ama yüz ifadeleri küfreder gibidir. ellerindeki mikrofon 40 yılda bir kendilerine verilen keskin kılıçlarıdır. onu aldıktan sonra her şeyi unuturlar. sadece o ulvi görevlerini yerine getirmeye çalışırlar. işleri bitince bir yorgunluk çöker yüzlerine. sanırsın ki, 20 bizonu sırtlayıp taşımış da getirmiş padişahının önüne. halbuki yaptığı sevimsiz işten gurur duyan bir kendisidir. çok büyük iş yapmış sanar kendisini ama verdiği sadece gürültü kirliliğidir.

    meriç tunca da aynı böyle işte. kendisine 40 yılda bir bahşedilen bir mikrofon ile çığırtkanlık yapan bir adam. fazlası değil. azı da değil çünkü daha azı olsa nefret edilmekten yırtabilir. hafifletici sebepleri olur.

    ama o aynı bir seçim otobüsü çığırtkanı gibi;

    yalakadır,
    işi bitince kimsenin umursamadığıdır,
    kendisini önemli bir iş yapıyor olarak görür ama sadece kendisi bu konuda bu fikre sahiptir,
    çok şey verdiğini sandığı tek olgu gürültü kirliliğidir ya da görüntü,
    ve daima bir gruba aittir, o grubun en ateşli savunucusu bile terketse orayı o yalakalık yapmak için yenisini bekler,

    hasılı; 40 yılda bir eline kalem tutuşturulan meriç tunca tek kullanımlık mendildir gözümüzde. buradan kendisine tavsiyem; eğer ayda-yılda bir birşeyler elde etmekten hoşlanıyorsa gelsin 1 nisanda koltuğuma oturtacağım kendisini.*
  • 29
    hürriyet gazetesindeki fotoğrafına baktığımda bu surat olsa olsa fenerbahçeli suratı olur dediğim arkadaş. adamın surat ifadesinde belirgin bir pişkinlik var. hani böyle kaşarlana kaşarlana artık yüzünde belli bir yavşaklık oluşan insanlar vardır ya, hah bu adam o işte. (bkz: #135643) fotosu linkte var. insanların fiziksel görünüşleriyle dalga geçmekten nefret ederim ama bu adam çok büyük bir istisna, kusura bakılmasın.
  • 435
    doctor who izleyenler bilir, the silence isminde gözünüzü kaçırdığınız an unuttuğunuz bir canavar vardır. korunmak ve ortamda bulunduğunu hatırlamak için her zaman suratna bakmak zorundasınızdır. aha meriç de ona benziyor. ekşi sözlük'e baktım, hakkında girilen son entry 27 aralık 2012 tarihli ve "hürriyet'ten kovulmuş. yaptığı yalan haber nedeniyle ahmet kandemir'in açtığı tazminat davasını da kaybetmiş. hak ettiği yeri yavaş yavaş buluyor..." şeklinde. bir zamanlar sürekli sineğin küçük olup mide bulandırışı gibi meriç'ten bahsettiğimizi ben de şu an hatırladım. nasıl silik bir tipse artık kovulduğu gün popülaritesi bitmiş.
  • 311
    son yazisinda muhtesem seyler yazmis. semih ve gol. harika bir gol. sahane bir gol. gol. sükürler olsun seni doguran anaya*.

    iste o yazi; http://www.hurriyet.com.tr/...15371196.asp?gid=362

    ne demis namik kemal, öyle g..e böyle y..k

    peki bunlara ne diyecek?

    1- emre belözoglu'nun her galatasaray maci öncesi ishal olmasi dostluk degil de nedir?

    2- volkan demirel'in topu poposuyla kontrol etmesi, topa olan sevgisinden onu icine almaya calismasi ancak dostlukla aciklanabilir.

    3- güiza'nin türkiye'ye geldigi ilk sezon 3 ay boyunca seks yapmamasi ancak bu dostlugun belirtisi olabilir.

    4- zaten bilica toprak altinda kalmis gizli dostluklari cikarmak icin penalti noktasini kazmisti...

    5- hatta önder turaci dostlugumuzun serefine icip kelebek marka zigon sehpa takimini bir vurusta parcalamisti.

    6- fenerbahce takiminin iki kere son hafta sampiyonlugu kacirip bizi güldürmesi, ömrümüze ömür katmasi ne olabilir sizce?

    7- peki bana bunun cevabini verin; timsah yürüyüsü deyince akliniza ne geliyor? hele o yürüyüsü yapanlarin arasinda odunlarin oldugu da düsünülürse... resmen baris yürüyüsü yahu!

    8- aziz yildirimin "r" harflerini telaffuz edememesi görece daha kibar, hani fransizca gibi, bir aksanla konusup ortami yumusatmak icin zaten... ali sen de bu konuda basariliydi. zir zir zir konusurdu...

    9- sene 1983, fenerbahce kulislerinde neler konusuluyor biliyor musunuz? bilmiyorsunuz. o dönemki kulüp kurmaylari bir araya geliyor ve galatasaray basta olmak üzere tüm dostlari sevindirmek adina en az 49 sene türkiye kupasindan bile bile elenme karari aliyorlar ve bu gelenek hala devam ediyor.

    10- survivor adasi örnegini hatirlatmakta sakinca görmüyorum. dostluk demek survivor demek.

    11- sanirim dostlugu en iyi anlatan örnek bu olacak; fenerbahce taraftari neden her derbide "dag basini duman almis" veya "arabada bes, evde onbes" diyor. neden olabilir? bir düsünün lütfen...

    12- alex yalan söylüyor! yalandan korkmam yilandan korktugum kadar. alex adam degil. adamsa fenerbahce'ye türkiye kupasini kazandirsin. haha.

    söyle bakalim alex, islam'in sartlari nelerdir?
  • 402
    hürriyet internet sitesinden istediği her türlü iftirayı atabilen, spor haberleri yorumlarında fenerbahçeli taraftarların istedikleri her takıma iftira ve çamur atmasına izin veren, gazeteciliğin yüzkarası. kendisinin zihniyeti hakkında hıncal'da birşeyler karalamış.

    --- alıntı ---

    ''hürriyet.com'un başında sabah gazetesinden yakından tanıdığım meriç tunca var.
    adam bunları gizli yapmadı. yazdı bizzat... sabah spor servisini yönetirken 'fenerbahçe'yi, şampiyon yapmak için nasıl gazetecilik yaptıklarını, sabah'ın manşetlerini nasıl bilinçli attıklarını' yazdı.
    mesela galatasaray o hafta bursa'ya maça gidecek.
    adnan polat, futboldan sorumlu asbaşkan. salı günü şu manşet ile çıkıyor sabah; "adnan polat, 'şeftaliyi yaracağız' dedi!" bütün bursa çıldırıyor. 'adnan polat nasıl böyle bir laf eder' diye!.. 'halbuki adnan polat'ın böyle bir laf ettiği yok. bu haberi biz uydurduk' diyor. 'bursa'yı galatasaray'a karşı tahrik etmek için...' yani bunu ben söylemiyorum; kendi söylüyor. anılarını yazdı.
    kendi söyledi.
    şimdi bu meriç, hürriyet.com.tr'de... o hürriyet.com'un haberleri de 'fener haberi' diye hürriyet sayfalarında... ''

    hıncal uluç

    http://www.fotomac.com.tr/...urkiye-ikiye-bolundu

    --- alıntı ---
  • 76
    son yazısı* ile ilgili bir kaç bir şey yazmak istediğim yazarımsı mahlukat.

    --- alıntı ---
    biri; dünya'nın tartışmasız en büyük kulübünde forma giyiyor..

    diğeri; avrupa'nın ''sıradan'' bir kulübünde..
    --- alıntı ---

    şimdi sormak istiyorum kendisine neye göre, kime göre bu değerlendirmeyi yapıp bu şekilde konuşabiliyor.

    --- alıntı ---
    birinin değeri 200 milyon eurolarla ölçülüyor..

    diğerinin değeri taş çatlasa 12 milyon euro ediyor..
    --- alıntı ---

    bir futbolcunun değeri baz alırken en önemli konulardan birisi futbolcunun hangi ülke de futbol oynadığıdır. iki futbolcunun değerinin arasındaki uçukluğu sebebi de birisinin ispanya gibi gözönünde olan bir lig ve şampiyonlar ligi gibi bir organizasyonda boy göstermesi, canımız ciğerimiz arda turan'ın ise türkiye'de ve uefa kupasında boy göstermesidir.*

    --- alıntı ---
    biri dünya medyasını peşinde koşturuyor..

    diğeri ancak ülke medyası ile sınırlı kalabiliyor..
    --- alıntı ---

    bu dediğin de senin dünyadan bi haber olduğunu gösteriyor. at gözlüklerini çıkarıver bi zahmet.

    --- alıntı ---
    biri nefis çalımları, oynadığı futbol ve attığı gollerle sürekli gündemde..

    diğeri; aşk hayatı, olayları ve domuz gribiyle gündeme geliyor..
    --- alıntı ---

    messi ile bahsettiğiniz herşeyin arda turanımız için de geçerli olduğu herkes tarafından biliniyor. ama ardamızın aşk hayatı, olayları ve domuz gribiyle gündeme gelmesinin sebebini sana ve arkadaşlarına sormak lazım.

    --- alıntı ---
    biri sempatikliği ile tüm dünyanın sevgisini kazanmış durumda..

    diğeri, antipatikliğiyle kendi taraftarını bile kendinden nefret ettirme durumuyla karşı karşıya..
    --- alıntı ---

    messi için söylediklerinizin ardamız için de geçerli olduğu gün gibi aşikardır. bunu taraflı tarafsız herkes kabul etmektedir. lakin bazı şeyler zorunuza gittiğinden mütevellit oyuncumuzu karalamak için yalan haberler yapıp sonra bu haberlere kendiniz inanıyorsunuz.

    --- alıntı ---
    biri ne kadar alçakgönüllü ve hoşgörülüyse...

    diğeri tam tersi ''alçak dağları ben yarattım'' havasında..
    --- alıntı ---

    arda candır, canandır. yalan haberlerinizde kendi yarattığınız karaktere kendiniz inanıyorsunuz. böyle devam edin.

    --- alıntı ---
    biri tamamen takımı için oynarken..

    diğeri tamamen ''tribünlere'' oynuyor..
    --- alıntı ---

    sen tribündeki biz, biz sahadaki sen! diyebileceğimiz birisinin taraftardan ne farkı vardır ki? ayrıca arda ve arkadaşları bu sene türkiye'ye takım futbolunun ne demek olduğu yeniden hatırlatıyorlar.

    --- alıntı ---
    biri 22.5 yaşında dünyada kaldırmadık kupa bırakmazken..

    diğeri 23 yaşında kupayı ancak kulübünün müzesinde görüyor..
    --- alıntı ---

    en azından arda'nın kulübünün müzesinde sizin asla göremeyeceğiniz kupalar var. daha bu yaşında kazandıkları da cabası.

    --- alıntı ---
    biri futbol oynadığı kentin ''kralı'' olarak lanse ediliyor..

    diğeri ancak ''varoşların prensi'' olarak anılıyor..
    --- alıntı ---

    şimdi bayrak adam dediğimiz ardamıza neye göre varoşların prensi diyorsun bre dürzü.

    --- alıntı ---
    biri şu anda forma giydiği dünyanın en büyük takımından gitse gitse, yine dünyanın en büyük takımlarından birine gidecek..

    diğeri de eğer gidebilirse, en fazla stoke city, fulham, middlesbrough ayarındaki takımlara transfer olabilecek..
    --- alıntı ---

    hafiften bi kuyruk acısı sezdim ben burda ama neyse.

    not: bu arada unutmadan bizim hiçbir zaman arda ile messi'yi kıyaslama gibi bir derdimiz olmadı, olmayacak. her futbolcunun farklı özellikleri vardır ve bu özellikleri bulundukları ülke, takım ve yanında oynadığı oyunculara göre değişir ve değeri yükselir.

    edit: imla
  • 440
    bu ülkede internet ekşi sözlük ve birkaç forum sitesinden ibaretken dahi troll olarak tasdiklenmiş olan meslek büyüğü. havlayan meriç ısırmaz gibi deyimlere konu olmuştur, antu'nun antu olduğu zamanlarda bir derbi öncesi yayınlanan meşhur "ı-sı-na-ma-ya-cak-sı-nız" yazısını kaleme alan şahıstır. galatasaray basketbol efsanesi olabilmiş kimselerin bile nezaketen selam vermesinden yüz bulup nerede bir abuk sabuk konu varsa atlaması, götten sallama asparagaslarını pazarlamasıyla meşhurdur.

    ahmet ercanlar falan kazığın yanındaki kürdan gibi kalır bunun sinsilik ve provokatörlükte.
  • 334
    --- alıntı ---
    hiç kızma fenerbahçeli!
    hiç kızma fenerbahçeli...
    hiç öfke kusma...
    bağırma...
    çağırma...
    ağlama...
    sızlama...
    çünkü bu ''son''u sen istedin...

    bu takıma avrupa'da en büyük başarıyı yaşatmış zico gönderilip, yerine aragones getirildiğinde sesini çıkartmadıysan..

    aragones gidip daum geldiğinde ''başka hoca mı yok?'' demediysen..

    şampiyonluğu son maçta kaçıran daum gönderilip, yerine türkiye ligi'nde şu güne kadar hiç bir başarısı olmayan aykut ''göreve getirilsin'' diye anketlere katılıp, kulübe mesaj yağdırdıysan...

    ''aykut süper.. aykut muhteşem.. fenerbahçe guardiolası'nı buldu.. fener bu sene ortalığın tozunu atar'' diyen ''pompacılara'' inandıysan..

    takım, şampiyonlar ligi'ne veda ettikten sonra..

    kendisinden kat kat güçsüz bir ekibe elendikten sonra..

    ve rezil bir futbol ortaya koyduktan sonra..

    hiç ama hiç kızmayacaksın..

    hiç öfke kusmayacaksın..

    hiç bağırmayacaksın..

    hiç ağlamayacaksın..

    hiç sızlamayacaksın..

    çünkü bu ''son''u sen istedin..

    sen programladın..

    şimdi oturup sevinebilirsin!!!

    --- alıntı ---

    **
  • 347
    süper kupa, süper rezalet!

    haftaya başlayacak olan süper lig böyle başlayacaksa rezalet..

    eğer haftaya başlayacak olan bu lige 450 milyon dolar yayın bedeli verildiyse, daha da rezalet..

    çünkü hiç bir şey değişmemiş..

    futbolcular bildiğimiz futbolcular..

    sahtekarca kendini yere atanlar.. en küçük harekette ayağı kırılmış gibi avazı çıktığı kadar bağıranlar.. rakipten kendisine hiç bir temas olmadığı halde faul, penaltı bekleyenler.. hakeme hareket çekenler.

    teknik direktörler daha da rezalet..

    futbolcusuna hakaret edenler, önündeki yardımcı hakemlere fırça çekenler..

    taraftarlar dersen hepten felaket ve rezalet..

    ana avrat küfür edenler.. sahaya atlamak için önündeki bariyerleri kırmaya çalışanlar.. yüzlerce meşale yakıp, dumandan maçı izlettirmeyenler..

    ya hakemler..

    esas skandal onlar..

    yanlış düdükler.. yanlış sarı kartlar.. futbolculardan ve teknik direktörlerden yenilen fırçalar da cabası...

    tribünde tüm bunları acizlikle izleyen ve ''sırf kupa vereceğim'' diye ''dumanı'' protesto edip gidemeyen bir futbol federasyonu başkanı..

    neymiş; adı süper kupa'ymış..

    süper kupa değil, süper rezalet..

    belli ki yeni sezonun da eskilerden bir farkı olmayacak..

    yine olaylar..

    yine skandallar..

    yine bol bol eyyam..

    haftaya başlayacak olan 450 milyon dolarlık süper lig'e bugünden selam, ''süper rezalete'' aynen devam..

    yazarın notu: trabzonspor'a maçı, bursaspor'a şampiyonluğu kaybedersen demek ki psikolojin bozulup kafan böyle bulaşık teline dönüyormuş öğrenmiş oldum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın