144
taraflı yazılar yazan şahıs. söylediklerinde ufak değişiklikler yapabiliriz sanırım;
bir yanda;
arjantin milli takımı formasını 97 kez giyip 19 gole imza atmış ve fenerbahçe'ye geldiğine bin pişman olup daha bir sezonu bile doldurmadan devre arasında apar topar ülkesine kaçmış bir ariel ortega...
diğer yanda;
kongo milli futbol takımı ile 44 maça çıkıp 28 gol atmış, galatasaray'ı 2008 yılında şampiyon yapan golü* atmış, şampiyonlar ligi finali görmüş, 2.5 senede galatasaray'ın avrupa'da en çok gol atan yabancı futbolcusu olmuş, fransa ve isviçre ligi gol kralı, taraftarın sevgilisi ve fenerbahçe'nin kocası shabani nonda...
bir yanda;
daha 20 yaşında real madrid'le şampiyonlar ligi şampiyonluğu yaşamış, dünya yüzünde sayısız başarılar elde etmiş, ingiltere premier ligi gibi zorlu bir arenada gol krallığına ulaşmış, dünya yüzünde bonservisine en çok para ödenen oyuncu ünvanını almış fakat ne hikmetse koca bir sezon fenerbahçe'de uyurgezer gibi dolaşmış, arada smaç basmış bir nicolas anelka...
diğer yanda;
çek cumhuriyeti milli futbol takımı'nın banko forveti, şampiyonlar ligi şampiyonluğu görmüş, euro 2004'ün gol kralı ve henüz geldiği ilk sene gol kralı olmuş bir milan baros...
bir yanda;
hollanda'nın dünya futboluna armağanı, muhteşem insan, adına besteler yapılıp, şarkılar söylenen, bugün bile saygı ile anılan fakat bu kadar çok sevilmesine rağmen kokainmanın teki tarafından bir kalemde harcanan bir pierre van hoijdoonk...
diğer yanda;
bir kıtanın çıkarmış olduğu en büyük futbolcu, avustralya milli takımının kaptanı, şampiyonlar ligi şampiyonuğu görmüş, gençliğinde dünyanın en iyi sol kanatlarından biri olarak gösterilen, muhteşem insan, adına besteler yapılıp şarkılar söylenen, saygı ve sevgi ile anılan ve ciddi derecede sakatlanmasına rağmen takımdan gönderilmesi söz konusu bile olmamış olan bir harry kewell...
bir yanda;
kendisini anlatmaya bile gerek olmayan muhteşem bir maldonado...
diğer yanda;
isveç milli takımı'nda yıllarca forma giymiş, iki dünya kupası, iki avrupa şampiyonası ve premier lig görmüş fakat talihsiz bir şekilde sakatlanmış tobias linderoth*
bir yanda;
maldonado'dan sonra dünyanın gödüğü en muhteşem ön libero olan josico...
diğer yanda;
barcelona altyapısından yetişmiş, genç yaşına rağmen meksika milli futbol takımı'nı sırtlamış, gold cup kazandırmış, daha geçen sene tüm dünya tarafından "yeni messi" olarak anılan bir giovani dos santos...
bir yanda;
sivas kasabı, kariyerinde 12 kere takım değiştirmiş bir bilica...
diğer yanda;
premier lig'de 300'den fazla maça çıkmış, avustralya milli futbol takımı'nın kaptanı "kuş avcısı" lucas neill...
bir yanda;
nasıl tanımlasak, nereye koysak bir daniel gonzalez güiza...
diğer yanda;
iki kere altın ayakkabı almış, portekiz ligi'nde 5 kere gol kralı olmuş bir mario jardel...
bir yanda borusu anca elazığ'a öten bir alex de souza;
diğer yanda hala brezilya milli futbol takımı'na çağrılan ve avrupa'da kariyer yapmış bir elano...
bir yanda;
kokain kullanmaktan hüküm giymiş, almanya'da yılın yalancısı seçilmiş, nice yetenekli genci ve yıldızı harcamış bir daum...
diğer yanda;
"rekem aslanı", alnının akıyla, kanıyla bizi şampiyon yapmış bir erik gerets...
bir yanda;
fenerbahçe'yi çatır çatır sömürmüş, uyurgezer, bunak bir dede...
diğer yanda;
dünyanın en saygın, en büyük teknik direktörlerinden biri olan frank rijkaard...
bu futbolcu ve teknik adam listesine ''şimdilik'' noktayı koyup, madalyonun diğer tarafına
bakalım;
bir yanda;
yukarıda ''bir yanda'' diye saydığımız dünya yıldızların büyük kısmını gecesini gündüzüne katarak, hiç bir fedakarlıktan kaçınmayarak türk futboluna ve fenerbahçe'ye kazandıran fakat aziz yıldırım'ın koltuk sevdası yüzünden bir kalemde silinmiş bir hakan bilal kutlualp...
diğer yanda;
yine yukarıda ''diğer yanda'' diyerek saydığımız isimlerin büyük kısmını türkiye'ye ve galatasaray'a getiren galatasaray spor kulübü başkan yardımcısı haldun üstünel...
(fenerbahçe'nin getirdiği futbolcuların arasına baroni, kazım kazım, kejman, enke(!) ve simao gibi isimleri koymuyorum; mehmet topuz ve gökhan ünal'a ise hiç değinmiyorum)
fazla uzatmayalım; biri ''alınması imkansız.. hayatta gelmezler'' denildiği rivayet edilen isimleri alıp gelen ve fenerbahçe kulübüne sömürten biriydi..
diğeri, transferlerin çoğunda emeği geçmiş, transferleri rakip taraftarları yarım yarım yardırmış, brezilya'nın saçma sapan vatandaşlarını değil avrupa'da ve dünya'da isim yapmış oyuncuları getiren biri..
fenerbahçe'nin getirdiği dünya yıldızları makus talihi değiştiremezken, her seferinde annesinin ligine dönerken...
galatasaray'ın daha saymadığım nice yıldızları avrupa'da iki kupa gördü...
küçük bir not daha; fenerbahçe hala "getirdiği yabancı oyuncuların galatasaray'a gol atması" ile övünürken...
galatasaray ligde 3 sene üst üste şampiyonluk gibi klişe bir hedef yerine yeni stadında şampiyonlar ligi'ni hedefliyor...
peki tüm bu bilgilerin ışığında şimdi hep beraber ne yapıyoruz?..
ve nasıl bağırıyoruz;
"yeter haldun üstünel yeteer!!!!"
bir yanda;
arjantin milli takımı formasını 97 kez giyip 19 gole imza atmış ve fenerbahçe'ye geldiğine bin pişman olup daha bir sezonu bile doldurmadan devre arasında apar topar ülkesine kaçmış bir ariel ortega...
diğer yanda;
kongo milli futbol takımı ile 44 maça çıkıp 28 gol atmış, galatasaray'ı 2008 yılında şampiyon yapan golü* atmış, şampiyonlar ligi finali görmüş, 2.5 senede galatasaray'ın avrupa'da en çok gol atan yabancı futbolcusu olmuş, fransa ve isviçre ligi gol kralı, taraftarın sevgilisi ve fenerbahçe'nin kocası shabani nonda...
bir yanda;
daha 20 yaşında real madrid'le şampiyonlar ligi şampiyonluğu yaşamış, dünya yüzünde sayısız başarılar elde etmiş, ingiltere premier ligi gibi zorlu bir arenada gol krallığına ulaşmış, dünya yüzünde bonservisine en çok para ödenen oyuncu ünvanını almış fakat ne hikmetse koca bir sezon fenerbahçe'de uyurgezer gibi dolaşmış, arada smaç basmış bir nicolas anelka...
diğer yanda;
çek cumhuriyeti milli futbol takımı'nın banko forveti, şampiyonlar ligi şampiyonluğu görmüş, euro 2004'ün gol kralı ve henüz geldiği ilk sene gol kralı olmuş bir milan baros...
bir yanda;
hollanda'nın dünya futboluna armağanı, muhteşem insan, adına besteler yapılıp, şarkılar söylenen, bugün bile saygı ile anılan fakat bu kadar çok sevilmesine rağmen kokainmanın teki tarafından bir kalemde harcanan bir pierre van hoijdoonk...
diğer yanda;
bir kıtanın çıkarmış olduğu en büyük futbolcu, avustralya milli takımının kaptanı, şampiyonlar ligi şampiyonuğu görmüş, gençliğinde dünyanın en iyi sol kanatlarından biri olarak gösterilen, muhteşem insan, adına besteler yapılıp şarkılar söylenen, saygı ve sevgi ile anılan ve ciddi derecede sakatlanmasına rağmen takımdan gönderilmesi söz konusu bile olmamış olan bir harry kewell...
bir yanda;
kendisini anlatmaya bile gerek olmayan muhteşem bir maldonado...
diğer yanda;
isveç milli takımı'nda yıllarca forma giymiş, iki dünya kupası, iki avrupa şampiyonası ve premier lig görmüş fakat talihsiz bir şekilde sakatlanmış tobias linderoth*
bir yanda;
maldonado'dan sonra dünyanın gödüğü en muhteşem ön libero olan josico...
diğer yanda;
barcelona altyapısından yetişmiş, genç yaşına rağmen meksika milli futbol takımı'nı sırtlamış, gold cup kazandırmış, daha geçen sene tüm dünya tarafından "yeni messi" olarak anılan bir giovani dos santos...
bir yanda;
sivas kasabı, kariyerinde 12 kere takım değiştirmiş bir bilica...
diğer yanda;
premier lig'de 300'den fazla maça çıkmış, avustralya milli futbol takımı'nın kaptanı "kuş avcısı" lucas neill...
bir yanda;
nasıl tanımlasak, nereye koysak bir daniel gonzalez güiza...
diğer yanda;
iki kere altın ayakkabı almış, portekiz ligi'nde 5 kere gol kralı olmuş bir mario jardel...
bir yanda borusu anca elazığ'a öten bir alex de souza;
diğer yanda hala brezilya milli futbol takımı'na çağrılan ve avrupa'da kariyer yapmış bir elano...
bir yanda;
kokain kullanmaktan hüküm giymiş, almanya'da yılın yalancısı seçilmiş, nice yetenekli genci ve yıldızı harcamış bir daum...
diğer yanda;
"rekem aslanı", alnının akıyla, kanıyla bizi şampiyon yapmış bir erik gerets...
bir yanda;
fenerbahçe'yi çatır çatır sömürmüş, uyurgezer, bunak bir dede...
diğer yanda;
dünyanın en saygın, en büyük teknik direktörlerinden biri olan frank rijkaard...
bu futbolcu ve teknik adam listesine ''şimdilik'' noktayı koyup, madalyonun diğer tarafına
bakalım;
bir yanda;
yukarıda ''bir yanda'' diye saydığımız dünya yıldızların büyük kısmını gecesini gündüzüne katarak, hiç bir fedakarlıktan kaçınmayarak türk futboluna ve fenerbahçe'ye kazandıran fakat aziz yıldırım'ın koltuk sevdası yüzünden bir kalemde silinmiş bir hakan bilal kutlualp...
diğer yanda;
yine yukarıda ''diğer yanda'' diyerek saydığımız isimlerin büyük kısmını türkiye'ye ve galatasaray'a getiren galatasaray spor kulübü başkan yardımcısı haldun üstünel...
(fenerbahçe'nin getirdiği futbolcuların arasına baroni, kazım kazım, kejman, enke(!) ve simao gibi isimleri koymuyorum; mehmet topuz ve gökhan ünal'a ise hiç değinmiyorum)
fazla uzatmayalım; biri ''alınması imkansız.. hayatta gelmezler'' denildiği rivayet edilen isimleri alıp gelen ve fenerbahçe kulübüne sömürten biriydi..
diğeri, transferlerin çoğunda emeği geçmiş, transferleri rakip taraftarları yarım yarım yardırmış, brezilya'nın saçma sapan vatandaşlarını değil avrupa'da ve dünya'da isim yapmış oyuncuları getiren biri..
fenerbahçe'nin getirdiği dünya yıldızları makus talihi değiştiremezken, her seferinde annesinin ligine dönerken...
galatasaray'ın daha saymadığım nice yıldızları avrupa'da iki kupa gördü...
küçük bir not daha; fenerbahçe hala "getirdiği yabancı oyuncuların galatasaray'a gol atması" ile övünürken...
galatasaray ligde 3 sene üst üste şampiyonluk gibi klişe bir hedef yerine yeni stadında şampiyonlar ligi'ni hedefliyor...
peki tüm bu bilgilerin ışığında şimdi hep beraber ne yapıyoruz?..
ve nasıl bağırıyoruz;
"yeter haldun üstünel yeteer!!!!"