heralde galatasaray kulübünde futbol ile ilgili sorumluluk sahibi olmuş en başarısız insanlardan biridir. bunu söylememin nedeni başarısız transfer değil, yanlış transfer. ikisi arasında ciddi farklar var. bunu anlamak gerekiyor daha sağlıklı analiz edebilmek için.
yönetici gider messi'yi transfer eder, o da sezonda sadece bir gol atar ve hiç verimli olamaz. bu messi'yi başarısız bir transfer yapar ama transfer hamlesinin yanlış olduğu anlamına gelmez. yani allah kahretsin ne biçim transfer yapıyorsunuz diyemezsiniz yöneticiye. ya da taş gibi ( pek fazla sakatlık geçmişi olmayan ) bir oyuncu alırsınız, gelir ve ilk maçta çapraz bağları koparır ve sezonu kapatır. bu da onu yanlış bir hamle yapmaz.
ama senin takımın kanatlardan sağlı sollu ortalar yaparak oynamak yerine, içe kat etmeyi seven oyunculardan kurulu bir takımken, gidip
dembele ya da o tarz fiziksel özelliklere sahip olan bir forvet almak varken, sürekli orta isteyen
eren derdiyok gibi ( pivot ) bir oyuncu alırsan, bu felaket bir hamledir. taraftara da oyuncuya da haksızlıktır. dembele gibi bir adam alırsın, ondan sonra da kolbeinn'ı kiralarsın. işte o zaman tamamdır. iki tarz oyuncun da olmuş ve doğru hamle yapmış olursun. futbolcuların sonrasında göstereceği performans bundan bağımsızdır.
senin en büyük problemin orta sahanın çağ dışı kalması ve dinamizme sahip olmaması iken, yani ihtiyacın olan dinamik bir box to box orta saha ve güçlü ve hızlı bir defansif orta saha iken; iki senedir top oynamamış
tolga ciğerci ve emeklilik hayatı yaşayan
nigel de jong gibi adamlar alırsan, bunu açıklayamazsın. böyle bir yöneticiyi, dünyanın saygıdeğer hiçbir kulübü barındırmaz.
bütün bunlara ek olarak benim asıl endişem şu: şimdi bu adam bu kadar mantıksızlığı yine transferler ile çevirmeye çalışacak, taraftara şirin gözükeyim derken daha ciddi hatalar yapacak. maddi, manevi.
görünen köy kılavuz istemez.