direkt olarak alınıp alınması hakkında fikrimi beyan ederek başlayayım;
ihtimal var ise direkt bonservisi alınmalıdır.
öncelikle şunu bir kabul etmemiz lazım; bonservisi alındığı takdirde verileceği iddia edilen rakamlara zaten sponsorluklar sayesinde çıkacağız.
adamımızın faal sözleşmesinde de bu paraları aldığını ve sonuna kadar hak ettiğini unutmayalım.
bize veya araplara gitmediği takdirde bile kendisini isteyen kulüpler yine aynı rakama yakın bir maaş verecektir.
futbolla içli dışlı olan çoğu kişi bilir ki takımların maaş piramidindeki en üst noktada her zaman kaliteli forvet oyuncuları bulunur.
çoğu ligin orta sıra takımları bile takımın maaş skalasında en çok payı bu noktaya ayırırlar.
çünkü futbolda sahaya ne koyar koy, topu o 3 direğin içerisinden geçirmediğin sürece sahada gösterdiğin hiçbir şeyin bir değeri kalmıyor.
bonservisi alındığı takdirde verilecek maaş 9m. euro ise ben bunun anca %60'ının falan kasamızdan çıkacağını düşünüyorum.
burada benim için tek soru takımın içindeki dengelerin bozulup bozulmayacağıdır.
erden timur çıktığı yayınlardan birinde bu konuya değinip, takım içindeki dengeleri de sarsmadan hareket etmek istiyoruz tadında bir şeyler söylemişti.
demek ki bu içeride de konuşulan ve hesap edilen bir durum.
erden timur ve
okan buruk'un şu ana kadar bizlere gösterdikleri, bu tip planlamalardan taviz vermeyecek profilde olduklarıdır.
yani bunun bir sorun olmayacağını düşünüp transfer ediyorlarsa, kendilerine güvenmekte bir beis görmüyorum.
gelelim icardi'nin bonservisinin alınmasının önemine;
saha içi üzerinden baktığımızda geçmişteki acı tecrübelerimizi hatırlatmak gerekiyor gibi görünüyor.
2017/18 sezonunda 40 maça çıkıp 32 gol + 6 asist yapan
bafetimbi gomis'i gönderdik ve üzerine yaptığımız sayısızca santrafor transferinden bir türlü verim alamadık.
santrafor rotasyonumuz
sinan gümüş,
eren derdiyok'dan ibaret olmasaydı eğer, geçtiğimiz 5 yıl içerisinde tarihimize bir tane daha şampiyonlar ligi son 16 turu yazdırmış olacaktık.
bafetimbi gomis sonrası takımımıza getirtip beklediğimiz katkıyı alamadığımız santrafor oyuncuları;
kostas mitroğlu mbaye diagne florin andone radamel falcao garcia halil ibrahim dervişoğlu mostafa mohamed ahmedtabi ki hayat bu, hiçbir şeyin garantisi yok.
transferi olur bir
radamel falcao garcia felaketi de yaşayabiliriz.
sakatlanmasa bile performansı da düşebilir.
ama takım ve taraftarla kimyası tutmuş ve 3 direkten içeri topu geçirmekte hiç zorluk çekmeyen bir adamı bulmuşsan, bu riskleri de alabilirsin diye düşünüyorum.
ayrıca bana icardi'nin verdiği profil istenmediği yerde durmayacağı üzerinedir.
geldiği takdirde iş yapmaz ve taraftarla bağı koparsa, zorluk çıkarmadan ceketini alıp gidecektir diye düşünüyorum.
son olarak saha dışı etkilerini de yabana atmamamız gerekiyor;
gerçekten adam bir rockstar, bir sosyal medya fenomeni gibi takılıyor.
kulübün cazibesini arttırdığını söyleyebilirim.
sokağa çıkıyorum bacak kadar çocuklar kafalarını boyamış ve sırtlarına icardi forması geçirmiş sağda solda şarkı söylüyor.
her gün sosyal medyada denk geliyorum, ana okulunda çocuklar icardi'nin gol sevincini yaparak videolar çekip paylaşıyorlar.
adamımız sanki saf sevgiden yaratılmış gibi, çocuklar onu görünce mutlu oluyor.
maç öncesi seremoniye bakıyorum, adamın önü 23 nisan müsameresine dönmüş.
her futbolcunun önünde bir çocuk duruyor, bizim adamın önünde çocuk ordusu bulunuyor.
yeni nesil galatasaraylı oluyor ağabey bundan önemli bir şey olamaz.
21. yüzyılın başlarında sokakta maç yapan çocuklar nasıl gol attıktan sonra kendilerini
gheorghe hagi ilan ediyorsa, icardi'de şimdinin çocuklarını böyle etkiliyor.
bu çocukları mutlu etmek için bile bu riske değer, futbol sadece futbol değildir.
belki gelecek ve havaalanını yangın yerine çevirecek.
belki gelmeyecek ve sosyal medyada bir gün şu başlıklı bir videoya denk gelip hüzünleneceğiz;
''icardi'nin galatasaray formasıyla attığı son gol''
*