everton'da oynarken savunma görevlerini iyi yapan, denge oyununu oynayabilen, oyunu tutan, hücumda da katkı veren çok iyi bir orta saha oyuncusuydu.
ancak
manchester united'a transfer olup seviye atlayınca denge oyununu hiç ama hiç oynayamayan, oyunu tutamayan, topu kaptığı gibi yanındakine verip ileri fırlayan bir oyuncuya evrildi. bu oyun stili hani oyunda belli bir bölüm olur ya maç tenis maçına döner. top bir o kalede bir öbür kalededir. o bölümde fizik meziyetleri, enerjisi ve koşuları ile işe yarasa da oyunun genelinde çok kötü gözükmekte.
kendisindeki bu değişim bana kayseri erciyesspor ve bursaspor gibi takımlarda çok iyi defansif orta saha oynarken galatasaray'a transfer olunca o eski defansif orta sahalığından eser kalmayan her kaptığı topu kanattaki arkadaşına verip deli danalar gibi rakip stoperlerin arasına depar atan
mustafa sarp'ı hatırlatıyor. mustafa sarp galatasaray'dan ayrıldığında galatasaray'da edindiği alışkanlıklardan kurtulamadığı için o bursaspor ve kayseri erciyesspor'daki performansını da yakalayamamıştı sonrasında.
kendisi manchester united'dan ayrılıp alt seviye bir takıma gittiğinde everton'daki fellaini gibi mi oynayacak yoksa manchester united'da edindiği alışkanlıkları bırakamadığı için kariyeri hızla geri mi düşecek gerçekten merak ediyorum. şuan kendisini manchester united seviyesinde tutan şey ödenen bonservis ve aldığı maaş.
rica ediyorum mustafa sarp ile fellaini'yi kıyaslamış gibi zırvalıklarla gelmeyin. burda olayı tamamen oyun stilleri açısından ele aldım. fellaini'nin 100 tane mustafa sarp edeceğini bilmek için futbol profesörü olmaya gerek yok.